Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/516 E. 2022/584 K. 14.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/516
KARAR NO : 2022/584
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC No: …

VEKİLİ : Av. …

DAVALI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVA : Tapu İptali Ve Tescil
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 14/09/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/09/2022

Mahkememize açılan Tapu İptali ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin ortaklarından, aynı zamanda da eski yöneticisi olduğunu, davalı Kooperatifin Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığı tüm Genel Kurul Toplantılarında ibra edilmiş olmasına rağmen, kendisinden sonra göreve gelen yeni yönetim kurulunun davacı müvekkil hakkında dava açma yetkisi alarak, hakkında … 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 esas sayılı dosyasından sorumluluk nedeniyle tazminat davası açtığını, açmış oldukları bu davada davacı müvekkilin kooperatifte bulunan hissesi üzerine ihtiyati tedbir konulması talep edilmiş, ancak Sayın Mahkemece bu talebin reddedildiğini,
Davalı Kooperatifin, 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23.Maddesi’ni ihlal etmekte olduğunu, anılan maddenin eşitlik kuralını tarif ettiğini, diğer tüm 69 üyeye/ortağa tapuları verildiği halde, üyelik aidatlarının tümünü ödemek suretiyle, kooperatif üyeliğinden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getiren, davalı kooperatife hiçbir borcu kalmayan davacı müvekkiline tapusunun kötüniyetli bir şekilde verilmeyerek Anayasanın çiğnendiğini, ülkemizin taraf olduğu, iç hukukumuzun da bir parçası haline gelen, Anayasa Madde 90/5 hükmü uyarıca kanunlarımızdan da üstün bir konumda bulunan, başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (A.İ.H.S.) olmak üzere temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerle koruma altına alınan “eşitlik” ve “ayrımcılık yasağı” ilkelerine aykırı davranılmakta ve A.İ.H.S. Ek 1 no’lu protokole açıkça aykırı bir şekilde “mülkiyet hakkı” gasp edildiğini,
Davalı Kooperatifin durumu zorlayarak davacı müvekkili mağdur ettiğini, istedikleri tedbir talebi reddedilince 30/01/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında Genel Kurul gündeminde olmamasına rağmen alelacele, hukuka aykırı bir şekilde önerge vererek gündeme alarak “ihkak-ı hak” teşkil edecek şekilde müvekkili aleyhine dairenin tapusunun verilmemesi kararını aldıklarını, bilindiği üzere “ihkak-ı hak” müessesesi modern hukuk sistemlerinde kabul görmeyen, hukuka aykırı bir hak arama şekli olduğunu, dolayısıyla davalı Kooperatif, kendisini mahkemeden de üstün bir yere koyarak, mahkemenin dahi vermediği bir kısıtlamayı davacı müvekkile uyguladığını, davacı müvekkili aleyhine açılan sorumluluk davası yaklaşık dokuz yıldır devam etmekte olup, herhangi bir sonuca da varılamadığını, ancak dokuz yıldır kooperatifin tüm ortaklarının tapularını aldığını ve istedikleri şekilde tasarrufta bulunduklarını, davacı müvekkilinin ise dokuz yıldır tapusunu alamadığını, davacı müvekkilin diğer ortaklardan herhangi bir ayrımı olmadığını, üyelikten kaynaklı Kooperatife olan tüm borçlarını yerine getirdiğini, bu nedenle tapusunun verilmesinde herhangi bir engel de bulunmadığını, tamamen varsayıma dayalı bir sorumluluk davası ile davacı müvekkilin yıllarca bekletilmekte olduğunu, bu durumun 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nda tanımlanan ve üst bir kural olan eşitlik ve ayrımcılık yasağı kuralına ve mülkiyet hakkına açıkça aykırılık teşkil ettiğini,
Tapu tesciline yönelik … 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/552 Esas sayılı dosyasında tapu tescil davası açılmış ve tapu kaydı üzerine de ihtiyati tedbir kararı konulmuş, anılan dava dosyası … 12.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 esasına kayden görülmekte olan sorumluluk davasının dosyası ile birleştirilmiş, ancak mezkur tapu tescil davası müracaata kalmak suretiyle açılmamış sayılmasına karar verildiğini, kararın kesinleşmiş olup, ihtiyati tedbir kararının kalktığını, müvekkilinin daha fazla mağdur olmaması için öncelikle ihtiyati tedbir kararı yönünden değerlendirme yapılıp tensiben ara karar verilmesini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu,
Tapu tescili istenen bağımsız bölüm niteliğindeki mezkur taşınmaz, davacı müvekkilin ve emekli emniyet müdürü eşinin uzun yıllar süren yurtdışı görevleri nedeniyle elde ettikleri birikimler neticesinde sahip oldukları, eşi ve çocukları ile birlikte 2003 yılından itibaren yaşadıkları, yerleşim yeri olarak kullandıkları ve aile konutu niteliğinde olan bir apartman dairesi olduğunu, davacı müvekkilinin ve ailesinin konut niteliğinde başkaca bir taşınmazı bulunmadığını, ancak mezkur taşınmazın halihazırda tapuda müvekkili adına değil davalı kooperatif adına kayıtlı olduğunu, davalı aleyhine başkaca üyeler/ortaklar tarafından açılmış, davalının ilk derece mahkemesinde kaybettiği, istinaf aşamasında bulunan davalar bulunduğunu, nitekim bu hususun, Kooperatif yöneticileri tarafından Genel Kurul Toplantılarında dile getirilmiş olup, davaları kaybetmeleri halinde Kooperatife karşı girişilecek icra takiplerinden mal kaçırmak maksatlı olarak Kooperatife ait taşınmazların satışı hususunda Genel Kuruldan yetki dahi alındığını, 27/09/2020 tarihinde gerçekleştirilen Genel Kurul Toplantısında da aynı hususların dile getirilip kooperatif aleyhine … 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/273 esasına kayden açılan davada dosyanın karara çıktığı, karara karşı davacı ve davalı vekillerince istinaf başvurusu yapıldığı, dosyanın halihazırda … Bölge Adliye Mahkemesi 23.Hukuk Dairesi’nde 2019/603 Esasına kayden istinaf incelemesi aşamasında bulunduğu hususunun toplantıya katılan üyelere ifade edildiğini, dolayısıyla işbu davanın yargılama sürecinde anılan taşınmazın satış suretiyle elden çıkarılması (Davalı kooperatife ait taşınmazların satılması hususunda yönetim kuruluna yetkinin verildiği Kooperatif Genel Kurulunca alınmış kararlar dahi bulunmaktadır), icra takibi yoluyla haczedilerek cebren satılması vs durumlar mümkün olabileceğinden, taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, davacı müvekkilinin anılan taşınmazı davalı kooperatifin ortağı/üyesi sıfatıyla üyelikten kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirmek suretiyle elde ettiğinden, tüm bu hususlar da davalı kooperatif kayıtlarında yer aldığından, ihtiyati tedbir talebimizin teminat alınmadan karar verilmesini talep ettiklerini,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 392.Maddenin birinci fıkrasında yer alan hükümde; “Talep; resmî belgelere, başkaca kesin bir delile dayanıyor yahut durum ve koşullar gerektiriyorsa, mahkeme gerekçesini açıkça belirtmek şartıyla teminat alınmamasına da karar verebilir.” denilmek suretiyle teminat alınmadan ihtiyati tedbire karar verilebileceğinin hüküm altına alındığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A Maddesinde yer alan hüküm gereğince 25/09/2020 tarihinde başvurulan dava şartı arabuluculuk faaliyeti kapsamında yapılan görüşmeler sonucunda, yukarıda isimleri belirtilen davacı ve davalı arasında anlaşmaya varılamadığını beyanla; davacı müvekkiline ait “… İli … parselde bulunan E-2 Blok No:48” sayılı adreste bulunan bağımsız bölüm niteliğindeki dairenin tapu tescilinin müvekkil adına yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, Genel Kurullarda ibra edildiği iddiasında olan davacının bu iddia ve beyanın gerçeğe aykırı olduğunu, zira bahse konu ibraların tümü ” mücerret” olup yerleşik Yargıtay kararları doğrultusunda mücerret ibranın da hukuki olmadığını, dolayısıyla davalının genel kurullarda ibra edilmiş olması müktesep hak ihdas etmeyeceğini, beyan ve iddialarıyla dava konusu gayrimenkulü eşine ait tek memur maaşıyla aldığı iddiasında olan davacının başkanlık yaptığı dönemde pek çok usulsüzlük yapmış olup konuyla ilgili … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 Esas sayılı dosyasına kayden devam eden bir sorumluluk dosyasının mevcut olduğunu,
Buna göre;
Davacının 1998 yılından 20.06.2010 tarihine kadar aralıksız Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığını, bu süre boyunca 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 2. maddesi anlamında sigortalı olarak çalışmasının mümkün olmadığını, buna rağmen kendisini kooperatif çalışanı göstererek sigorta primlerini kooperiften tahsil edilmek üzere sigortalattığını, Sanayii Ve Ticaret Bakanlığı’nın 11.02.2011 tarih ve 80/7/4 sayılı raporunda ‘ 1994 – 2009 yılları arasında davalının 89.165 – TL lik prim matrahı üzerinden kooperatifi 33.670,33- TL lik zarara uğrattığı ‘ belirlendiğini, yine … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 E. sayılı dosyasında sunulu 20.11.2014 tarihli Bilirkişi Raporuyla da davacının müvekkilini 14.5 yılda haksız ödettiği primler nedeniyle 67.860 TL zarara uğrattığının tespit edildiğini,
Davacının, müvekkili kooperatifte başkanlık yaptığı 2004 ile 2009 yılları arasında, ” Çöplerin toplanması , temizlik hizmeti, elektrik tamiratı, Blokların Tesisat Onarımı, Blok Temizliği, Şantiye Saha Temizliği ” gibi adlar altında tespit edebildikleri toplamda 106.996- TL’lik adi kağıda basılı hiçbiri fatura vasfı taşımayan evrakları sanki gerçekten bu giderler yapılmış gibi kooperatif kayıtlarını işlediğini, ancak bu pusulaların karşılığı hizmetlerin alınmadığını, davacının bahse konu gider makbuzlarını karşılamak için kooperatifin banka hesabından diğer Yönetim Kurulu üyesi Murat Tosun’un imzasını taklit ederek para çektiği iddiası Sanayii Ve Ticaret Bakanlığı’nın 11.02.2011 tarih ve 80/7/4 sayılı raporuyla incelenmesi üzerine,
Raporun konuyla ilgili sonuç kısmının 3. sayfasında ‘‘ Kooperatif ortaklarının konutlara 2003 yılında oturmaya başlamaları dikkate alındığında 2005, 2006, 2007, 2008 ve 2009 yıllarında 75.9476- TL lik bakım onarım, çöp toplama ve blok temizliği gibi işlerin yapılmış olması konusunda şüphe uyandırmıştır. Bu ödemelerin gerçek olup olmadığı konusunda makbuzlarda adı geçenlerin ifadesine başvurulmak istense de adres yetersizliğinden dolayı yazılar kontrolörlüğe ibraz edilmiştir ’’ denildiğini, konuya ilişkin … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 E sayılı dosyasında dinlenen tanıklar Tacettin Tosun, Avni Ulkar ve … bu konuya ilişkin beyanları ile savunmalarını teyit ettiğini, kooperatifin sigortalı çalışanı … alınan yeminli ifadesinde, gider makbuzlarına konu yukarıda bahsedilen işleri kendisinin yaptığını, bu işler için başka bir kurum ya da kişiye başvurulmadığını beyan ettiğini,
Diğer yandan … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 E sayılı dosyasından bahse konu gider makbuzlarının kooperatif muhasebesine işlendiğinin tespit edildiğini, yine makbuzlardaki yazı ve imza örneklerinin birbiri arasında benzer olduğunu, yani aynı kalemden çıktığının dosyada sunulu grafoloji uzmanı bilirkişi raporuyla da teyid edildiğini, davacının usule aykırı olarak düzenlediği bu belgeler ile gerçekte böyle harcamalar yapılmadığı halde adi yazılı evraklar düzenleyerek veya düzenleterek müvekkilini 2004 ile 2009 yılları arasında 106.996- TL lik zarara uğrattığını,
Davacının başkan olduğu dönemde, kooperatifin kiracısı Süheyla Önen isimli şahsa kiraya verilen işyerlerinin kira alacaklarının tahsil etmek konusunda hiçbir çaba harcamamış bu şahsın verdiği 25.000- TL değerindeki senetleri dahi zamanaşımı süreleri dolmak üzereyken – 3 yıl sonra – yeni yönetime hiçbir işlem yapılmamış halde devredildiğini,
Davacının dilekçesinde de bahsettiği ve sanki müvekkil kooperatifin bir kusurundan kaynaklı bir borçmuş gibi aksettirmeye çalıştığı … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/273 E. sayılı ve … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/278 E. sayılı dosyaları da bizzat davacının kusuruyla yol açılmış olan davalar olup başkanlık yaptığı dönemde aynı yeri farklı şahıslara satmış olmasından kaynaklandığını, davacının mükerrer yaptığı bu satışlar neticesinde zarara uğradığını iddia eden Gülten Erişen ve NURAY Özdemir isimli şahıslar, … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/273 E. sayılı ve … 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/278 E. sayılı dosyalarına kayden dava açarak müvekkilden zararlarının giderilmesini talep ettiklerini, kooperatifin bu davalar nedeniyle uğradığı zarardan davacının sorumlu olduğunu, müvekkili kooperatifin davacının yaptığı bu mükerrer satıştan sonradan haberdar olduğunu,
Müvekkili kooperatifi zarara uğratan davacı ile ilgili alınan karar kanuna ve ana sözleşmeye aykırı olmadığını aksi düşünce davacının kooperatif ortaklarına verdiği zararlar düşünüldüğünde asıl eşitlik ilkesine aykırı olacağını, zira başkanlık yaptığı süre boyunca davacı tüm olanakları kendi yararına kullandığını,
… 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 E sayılı dosyasında sunulu gider makbuzlarına konu harcamaları hiçbir Genel Kurul bilançosunda tartışılmadığından, yine davacının kendisini kooperatif üzerinden sigortalatması hususu ile kiraya verilen kooperatif işyeri kirasını tahsil etmemesinin ibra edilmesi söz konusu olmadığından davacı yararına kazanılmış haktan bahsedilemeyeceğini,
Diğer yandan, davacının iş bu davadaki talebi için izlemesi gereken yolun öncelikle ” 30.01.2011 tarihlim Genel Kurul kararının İptali ” talebi olabileceğini, ancak bahse konu taleple ilgili davacı tarafından … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/552 E Sayılı dosyasına kayden daha önceden dava açılmış, ve mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini, bahse konu … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 E sayılı dosyası ile birleşen … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/552 E Sayılı dosyasına sunulu Bilirkişi Raporlarıyla da davacının Genel Kurul kararının İptalini isteyebilmesi için gerekli yasal şartları yerine getirmediği gibi hak düşürücü sürede de davasını açmamış olduğunın tespit edildiğini, nitekim aynı koşulların iş bu davada da geçerli olduğunu, iş bu davanın niteliği itibarıyla Kooperatif Genel Kurulu ‘nun İptali davası olup, yasal koşullara haiz olmadığını, davacının iş bu davayı süresinde açmadığını, Kooperatifler Kanunun 53. maddesine göre Genel Kurul Kararlarının iptal davasının 1 aylık hak düşürücü süreye tabi olduğunu, yine emredici nitelikte olan madde metninde Genel Kurul Kararının İptali davası açabilmek için kararların altına muhalefet şerhi yazılması gerektiği veya kooperatif ortağının oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmemesi yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmaması veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmayan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia etmesi gerektiğini belirtildiğini, davacının davasında iş bu şartlardan hiç birine uyarlık bulunmadığını,
Davacının Tapu İptal talebiyle esasında İptali istenen Genel Kurul Kararının iyiniyet esaslarına ve eşitlik ilkesine aykırı olmadığını, zira davacının da bahsettiği … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 E. sayılı dosyasından anlaşılacağı üzere davacının müvekkili kooperatif ortaklarına verdiği zararların anlaşılabileceğini, davacının 1998 yılından 20.06.2010 tarihine kadar aralıksız Yönetim Kurulu Başkanlığı yaptığı müvekkili kooperatif ortaklarını inanılmaz zararlara uğrattığını, yönetim Kurulunun değişmesiyle yapılan incelemeler sonucu ortaya çıkan bu zararların ev hanımı olan …’dan tahsilat imkanının bulunmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, kooperatif ortağı olan davacıya tahsis edilen … ili, Yenimahalle İlçesi, … nolu bağımsız bölümün kooperatif adına olan tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesçili istemine ilişkindir.
Davacının, tasfiye halinde bulunan davalı kooperatife üye olduğu, kooperatif tarafından yapılan inşaatın iptali istenen tapuda kayıt ve tesçilli bağımsız bölümün davacıya tahsis edildiği çekişme konusu olmayıp, çekişme eski kooperatif yöneticisi olan davacı hakkında sorumluluk davası açılması nedeniyle kooperatifin söz konusu bağımsız bölümün tapusunu davacıya devretmemekte haklı olup olmadığı üzerinde toplanmaktadır.
… 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 esas sayılı dosyasında dosyamızın davalısı olan kooperatifin denetçileri tarafından dosyamızın davacısı kooperatifin eski yöneticisi hakkında sorumluluk davası açıldığı, dava devam ederken dosyamızın davacısı tarafından … 14. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/205 esas sayılı dosyasında görülmekte iken … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 esasında görülmekte olan dava ile birleşen daha sonra ise bu dosyadan tefrik edilerek … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/558 esasına kaydı yapılan 19/12/2018 tarihinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilen dosya ile de dosyamızın davacısının davalı kooperatifin 30/01/2011 tarihli olağanüstü genel kurulda gündemde yer almamasına rağmen önerge verilerek dosyamızın davacısının tapu kaydının kendisine verilmemesi yönünde alınan kararın batıl olduğundan bu kararın iptalini, tahsis edilen bağımsız bölümün davalı adına olan tapusunun iptali ile tesçilini talep ettiği, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin verilen kararın istinaf edilmemesi üzerine 14/01/2020 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya nitelikli hesaplama uzmanı, inşaat mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşturulan heyete tevdii edilmiş, 11/03/2022 tarihli raporda;
“…Davanın, kooperatif eski yönetim kurulu üyesi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası niteliğinde olduğu,
Dava konusu taşınmazın değerinin dava tarihi itibariyle 600.000,00-TL. olarak belirlendiği,
Davacının, kooperatife aidat borcu olmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, keza, davacıya tahsis edilen taşınmazın davalı kooperatif adına tescilli bulunduğundan, dava konusu taşınmazın davacıya devri kâbil olduğu konusunda tereddüt olmadığı,
30/01/2011 tarihinde yapılan Genel Kurul Toplantısında davacıya tapusunun devredilmemesi yönünde alınan kararın iptal edildiğine / ihtiyati tedbir yoluyla yürütmesinin durdurulduğuna dair bir kayıt olmadığından, bağlayıcılığını koruduğu,
Öte yandan, … 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/75 E. Sayılı dosyasıyla açılan sorumluluk davasında, davacının kooperatifi zarara uğrattığının belirlenmesi halinde, huzurdaki davada “davacının kooperatife olan borçlarını ödememiş olduğu”ndan hareketle, davacının tapu iptal ve tescil talebinin yerinde olmadığı sonucuna ulaşılacağından, anılan davanın bekletici mesele yapılmasının takdirinin Sn. Mahkemenize ait olduğu,”şeklinde görüş bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin bu rapora karşı beyan ve itirazları alınmış, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilmiş ise de; davacının ileri sürdüğü tüm hususları bilirkişi raporunda tartışıldığından yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmediği gibi, … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 esasında görülmekte olan sorumluluk davası ile birleştirme şartları olmadığından birleştirme talebi kabul olunmamıştır.
Dava, yukarıda belirtildiği gibi kooperatifçe tahsis edilen bağımsız bölümün kooperatif adına olan tapusunun iptali ile davacı adına kayıt ve tesçil istemine ilişkin olup, davacı hakkında henüz kesinleşmeyen … 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/75 esas sayılı dosyasında kooperatifin zarara uğratıldığı iddiası ile sorumluluk davası açılmış olup, emsal Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 11/04/2014 tarih, 2013/9143 esas, 2014/2850 karar sayılı ilamı ile benzer emsal ilamlarda belirtildiği gibi davanın kooperatif lehine sonuçlanması halinde hükmedilen tazminatın davacı yöneticinin üyelik payından karşılanması ve haciz konularak alacağın tahsili gerekebileceğinden hem bu imkanın kullanılmasını temin etmek veya davacının daha sonra üyeliğini ya da bağımsız bölümün tapusunu devretme olasılığı nedeniyle davalı kooperatifin bir önlem olarak yöneticinin üyeliğe dayalı bağımsız bölümün tesçiline de yanaşmama ve bunu engelleme hakkı bulunduğunun kabulü gerektiği, bu durumda da kooperatif olan davalının davacıya tapu devrini yapmamasının haklı bir neden olduğunun kabul edilmesi gerektiği, bu sebeplerin varolduğu durumda davacı hakkında açılan davanın sonucunun beklenmesine veya sorumluluk davası ile iş bu davanın birleştirilmesinde davacının herhangi bir hukuki menfaati bulunmadığı anlaşılmıştır.
Toplanan delillere göre kooperatif üyesi olan eski yönetici tarafından kendisine tahsis edilen bağımsız bölümle ilgili iş bu tapu iptal ve tesçil davasını açmış ise de; eski yönetici olan davacı hakkında açılan sorumluluk davasının derdest olması nedeniyle davalı olan kooperatifin tapuyu devretmemesinde haklı bir sebebin bulunduğu kanaatine varılmakla açılan iş bu davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 1.707,75 TL peşin harç, 8.539,00 TL tamamlama harcı toplamı 10.246,75‬ TL’den mahsubu ile arta kalan 10.166,05 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 84.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 14/09/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …