Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/510 E. 2021/295 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/510 Esas – 2021/295
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/510 Esas
KARAR NO : 2021/295

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Kamu İktisadi Teşebbüsü olan davacı ortaklığın bünyesinde söz konusu olan özel güvenlik hizmeti ihtiyacının karşılanması amacı ile davacı … ile davalı şirket arasında, 01.10.2007 tarihli sözleşme imzalandığını, daha sonra sözleşmenin süresinin makam oluru ile uzatılmasına karar verildiğini, böylece davalı şirketin 01.10.2007-15.05.2009 tarihleri arasında davacı kuruma özel güvenlik hizmeti sağladığını, 12.06.2017 tarihli ve 2017/10472 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı gereğince, 10.11.2008 tarihinde TPIC’e bir protokol ile devri yapılan Gölbaşı Tesislerinde söz konusu güvenlik hizmetinin sağlanması sürecinde davalı şirket ve sonrasında diğer yüklenici şirketler personeli olarak 15.10.2007-15.06.2018 tarihleri arasında görev yaptığı tespit edilen dava dışı işçi …’ın kıdem tazminatı alacağının ödenmesi talebi ile son çalıştığı şirkete başvurduğunu, bu şirket tarafından kıdem tazminatının ödenmemesinden sonra, dava dışı işçi tarafından arabuluculuk başvurusunda bulunulması üzerine, dava dışı işçi yönünden toplam 10 yıl 8 ay 21 gün hizmetinin olduğunu ve sigortalılık süresini tamamladığını gösteren belge ile kendi isteği doğrultusunda işten ayrılarak ödenmesi talebinde bulunduğunu, dava dışı işçinin kıdem tazminatı talebinin mevzuata uygun bulunduğunu, hesaplanacak kıdem tazminatının dava açılmasına mahal verilmeden ödenmesinin gereksiz yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemekten kurtulması bakımından hukuki yarara haiz olması nedeni ile arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanarak davacı tarafa ödeme yapıldığını, davacı ortaklık tarafından yapılan ödeme üzerine, ödenen tutarın davalı şirket ile yapılan Hizmet Alım Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde, dava dışı işçiyi çalıştırdıkları süreler ile orantılı olarak alt işverenlerden rücuen tahsil edilmesi için firmalarla iletişime geçildiğini, bu aşamada bir kısım firmaların kendisine düşen miktarı ortaklığa ödediğini, davalı şirket ödemediği için aleyhine… Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliği üzerine icra takibine itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, 4857 sayılı Kanunun 112. Maddesi hükmüne göre, kıdem tazminatının ödendiği esasen davacı ortaklığın kıdem tazminatını ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını, kanun ile getirilen düzenlemenin yalnızca kıdem tazminatı ödenmesi hususuna ilişkin olduğunu, alt işverenin kıdem tazminatına ilişkin olarak yine aynı Kanunun 2. Maddesinin 6. Fıkrasında getirilen sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, 112. Maddedeki düzenleme ile idarenin kıdem tazminatından sorumlu olacağının değil, kıdem tazminatının idare tarafından ödeneceği hususunun düzenlendiği, 112. Madde ile getirilen yeniliğin amacının, madde gerekçesinden de görüleceği üzerine, işçinin mağdur edilmemesi olduğu, sorumluluk hukukuna ilişkin bir değişiklik yapılmadığı, dolayısı ile davalı şirketin işçisine karşı sorumluluğunun 4857 sayılı İş Kanunun 2. Maddesinin 6. Fıkrası hükmü gereğince devam ettiğini, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. Maddesinde, kıdem tazminatının sözleşme bedeline dahil olduğunun belirtildiğini, sözleşmenin 23. Maddesinde, davalı şirketin ‘Sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumluluklarında, Mevzuata ve Hizmet İşleri Genel Şartnamesi hükümlerine tabi olduğunu, nitekim, Sayıştay Başkanlığı tarafından yayımlanan 2018 yılı Dış Denetim Genel Değerlendirme Raporunda, idarelerce ödenen kıdem tazminatı ve benzeri işçilik alacaklarına ilişkin olarak ‘4857 sayılı İş Kanunun asıl işveren-altişveren ilişkisini tanımlayan 2. Maddesinin 6. Fıkrasında, bu ilişkide asıl işverenin alt işverenin işçilerine karşı o iş yeri ile ilgili olarak bu kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumlu olduğu ifade edilmiş olup, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun müteselsil sorumluluğa ilişkin 61 ve 62. Maddelerine istinaden, asıl işverenin alt işverene rücu hakkı saklı tutulmuştur.’ gerekçelerine yer verildiğini belirtilerek… Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinde, davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptaline, davalının takip konusu borcun talep tarihinden itibaren işleyecek, tacirler arasında uygulanan reeskont faizi ile ödemesini, ayrıca davalı şirket bakımından %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı Genel Müdürlük tarafından ödeme yapılan personellerin istifa ederek işten ayrıldığını, haklı gerekçesi olmaksızın işten ayrılan işçilerin kıdem tazminatına hak kazanamayacağını, dava dışı personeller tarafından 31.12.2008 tarihinde davalı şirkete ibraz ettikleri istifa dilekçelerinde, ‘Özel nedenlerimden dolayı şirketinizdeki işimden istifa ediyorum.’ ifadesine yer verildiğini, istifa ederek işten ayrılan kişilere kıdem tazminatı ödemesi yapılmasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle yapılan ödemelerin davalı şirket tarafından kabul edilmesinin mümkün olmadığını, gerek … gerek …’nın gerekse …’in özlük dosyalarının incelenmesinde, işten çıkış kodlarının istifa (Kod3) olarak gösterildiğinin anlaşılacağını, kesinleşmiş mahkeme kararının bulunmadığını, ödemenin takdiren yapıldığını, takdiren yapılan bu ödemenin davalı Şirket açısından bağlayıcılığının olmadığını, davalı şirketin ödeme yapılan işçinin İş Sözleşmesinin sona erip ermediğini, sona erdiyse nasıl sona erdiği konusunda bilgi sahibi olmadığını, dava dışı işçilerin davalı Şirkette 04.05.2007 tarihinde çalışmaya başlayıp 15.05.2009 tarihine kadar çalıştıklarını, bu işçilerin davalı Şirket ile sözleşme sona erdikten sonra da başka Şirkette çalışmaya başladıklarını, yeni Şirket ile davalı Şirket arasında herhangi bir iş yeri devri olgusunun bulunmadığını, kaldı ki bir an için, öyle bir devrin olduğu var sayılsa dahi, bu devrin 2008 yılında olmuş olacağını, 4857 İş Kanunun 6. Maddesi uyarınca, devreden işverenin sorumluluğunun 2 yıl süre ile sınırlı olduğunu, davada bu sınırın aşıldığını, davacı kurum ile davalı Şirket arasında imzalanan sözleşmenin 35. Maddesinde, ‘Yüklenicinin ihale konusu hizmeti yürütmek üzere getirdiği işçiler kendi işçileri olup, bu işçiler ihaleyi üstlenen yüklenici ile birlikte gelecek, sözleşme süresi sonunda (ihalenin aynı yüklenicide kalmaması halinde) yüklenici ile birlikte gideceklerini, yüklenicinin, idarede (…’nın faaliyet gösterdiği taşınır ve taşınmaz birim, tesis ve alanlarda) 2 yıldan fazla süre ile güvenlik işçisi olarak çalışanları istihdam etmesinin esas olduğunu, ancak, işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu gereğince, hak etmiş oldukları tüm hakların (kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, varsa fazla mesai alacağının) ödendiğine dair banka dekontu ibraz edilmesi ve SSK işten çıkış bildirgelerinin alınması halinde 2 yıldan fazla süre ile idarede çalışan işçiler, yüklenici tarafından istihdam edilebileceğini, bu maddeden de görüldüğü üzere, sözleşmede esas olan unsur ihale bitiminde davalı şirketin işçilerinin başka bir işverene devredilmemesi ve davalı Şirketin bünyesinde devam etmesi olduğunu, ayrıca çalışanların işçilik alacaklarının ödendiğine ilişkin dekont ibraz edilmemesi halinde, bu kişilerin davacı bünyesinde çalışmaya devam etmemesi gerektiğinin açıkça düzenlendiğini, davacı tarafından kıdem tazminatı ödemesi gerçekleştirilen işçilerin, davacı şirket bünyesinden istifa ettikleri için ayrıldığını, bu işçilerin istifa tarihinden sonra çalışmaya devam edip etmediklerinin bilinmediğini, kaldı ki bir an için davacı bünyesinde çalışmaya devam etmişler ise de, belirtilen nedenlere açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bu durumda davalı şirketin kıdem tazminatından sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, davacı şirketin sorumlu olduğu düşünülse dahi, rücu talebinde bulunulan meblağın neye göre hesaplandığının belli olmadığını, alacağın likit olmadığını, bu nedenle davalı şirket aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; davacı ile davalı arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi nedeni ile çalıştırılan dava dışı kişi tarafından işçilik alacaklarına ilişkin yaptığı başvuru nedeni ile davacı tarafından dava dışı çalışana yapılan ödemelerin sözleşme hükümleri uyarınca sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan tahsili istemi ile davacı tarafından davalıya karşı başlatılan… Müdürlüğünün … sayılı dosyasında yer alan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının dava dışı işçiye başvurusu neticesinde yapmış olduğu Kıdem Tazminatına ilişkin ödemeyi davalı taraftan talep edip edemeyeceği, kıdem tazminatının ödenme şartlarının oluşup oluşmadığı, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazında haklı olup olmadığı, icra inkar tazminatı ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Dosyaya sunulan … Ankara Arabuluculuk bürosuna ait … arabuluculuk numaralı ve 23.11.2018 tarihli arabuluculuk son tutanağında özetle: Dava dışı işçi … tarafından yapılan arabuluculuk başvurusu sonunda … Genel Müdürlüğü tarafından …’a net 53.232,75-TL kıdem tazminatının 07.12.2018 tarihine kadar ödenmesi konusunda anlaşmaya varıldığı, Arabuluculuk anlaşması sonunda, arabulucu tarafından düzenlenen 23.11.2018 tarih ve 000363 sayılı Serbest Meslek Makbuzunun düzenlendiği, Serbest Meslek Makbuzunda toplam tutarın 1.629,59-TL, arabulucuya ödenecek tutarın 1.597,00-TL olarak gösterildiği, … Bankasına ait 14.12.2018 tarihli dekont ile dava dışı işçi …’a ‘kıdem tazminatı ödemesi’ açıklaması ile 53.232,75-TL ödendiği görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan… Müdürlüğünün … sayılı dosyasında özetle: Alacaklısının …. Borçlusunun … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. olduğu, takip talebinde 8.174,00-TL asıl alacak, 15.12.2018-19.11.2019 tarihleri arasında işlemiş reeskont avans 1.480,39-TL olmak üzere toplam 9.654,39-TL’nin asıl alacak yönünden işleyecek avans faizi ile birlikte davalı borçludan tahsiline karar verilmesinin talep ediliği, İcra takibinin 19.11.2019 tarihinde başlatıldığı, davalı borçlu Şirket tarafından 20.12.2019 tarihli dilekçe ile itiraz edilmesi üzerine, İcra Müdürlüğü tarafından 25.12.2019 tarihinde icra takibinin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan Ulucanlar Sosyal Güvenlik Merkezi’nin 16.11.2020 tarih ve 13911102 sayılı müzekkere cevabında özetle: dava dışı işçi …’ın çalışmalarının aşağıdaki tabloda gösterildiği gibi geçtiği görülmüştür.
UNVAN
İŞ YERİ SİCİL NUMARASI
DÖNEM
GÜN
1
… Güvenlik Hizmetleri A.Ş.
1106360
14.05.2007-31.12.2007
227
2
… Güvenlik Hizmetleri A.Ş.
1126827
01.01.2008-15.05.2009
494
3
… Özel Güvenlik Koruma ve Eğitim Ltd. Şti.
1142735
16.05.2009-15.05.2012
1080
4
… Özel Güvenlik Koruma … ve Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.
1181076
16.05.2012-31.07.2012
75
5
… Özel Güvenlik Koruma … ve Güvenlik Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti.
1184385
01.08.2012-31.12.2013
510
6
… Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.
1206958
01.01.2014-31.03.2014
90
7
… Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti.
1212233
01.04.2014-31.03.2017
1080
8
… Özel Güvenlik Ltd. Şti.
1259026
01.04.2017-30.06.2018
450

TOPLAM

4006 GÜN

Davacı … Genel Müdürlüğü ile … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. arasında 03.10.2007 tarihinden itibaren geçerli 365 gün süreli, 2007/115930 ihale kayıt numaralı ve 01.10.2007 tarihli sözleşmenin imzalandığı görülmüş sözleşme dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyaya kazandırılan tüm deliller değerlendirilerek hesaplama yapmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş Aktüer Bilirkişi Sinan Yazıcı’nın 05.04.2021taihli raporunda özetle: Taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri ve Yargıtay kararları dikkate alındığında, davalı yüklenici şirketin dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatından ve ferilerinden sorumlu olacağı değerlendirilmekle birlikte dava dışı işçi, davalı şirketten istifa ederek ayrıldığından ve dava dışı işçiye ilişkin olarak verilen 15.05.2009 tarihli işten ayrılış bildirgesinde 03 (istifa) koduna yer verildiğinden, dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde geçen çalışmaları yönünden kıdem tazminatına hak kazanmadığı, dava dışı işçinin kıdem tazminatına hak kazandığının ve arabuluculuk anlaşmasının üçüncü kişi yönünden bağlayıcı olduğunun kabul edilmesi halinde, davacı Genel Müdürlüğün dava dışı işçi için yaptığı ödemenin 7.990,35-TL’sini davalı şirketten talep edebileceği, 7.990,35-TL’nin ödeme tarihi olan 14.02.2018 tarihinden İcra takip tarihi olan 19.11.2019 tarihine kadarki reeskont avans faizinin 1.436,46-TL olarak hesaplandığı, Ankara 30. İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine yapılan itirazın 7.990,35-TL asıl alacak ve 1.436,46-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam ( 7.990,35+1.436,46=9.426,81) 9.426,81-TL üzerinden iptali gerektiği, İcra inkar tazminatına hükmedilecek olması halinde, icra inkar tazminatının (7.990,35×20/100=1.598,07) 1.598,07-TL olarak hesaplandığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacı … Genel Müdürlüğü ile … Güvenlik Hizmetleri A.Ş. arasında 03.10.2007 tarihinden itibaren geçerli 365 gün süreli, 2007/115930 ihale kayıt numaralı ve 01.10.2007 tarihli sözleşmenin imzalandığı, bu sözleşmeye dayanarak dava dışı işçinin davalı şirkette 14.05.2007-31.12.2007 tarihleri arasında 227 gün ve 01.01.2008-15.05.2009 tarihleri arasında 494 gün çalışması olduğu, dava dışı işçi … son işveren … Özel Güvenlik Ltd. Şti. Nezdinden çalışırken iş sözleşmesinin fesih edilmesi nedeni ile, dava dışı işçiye arabuluculuk anlaşması üzerine kıdem tazminatı ödendiği , Sıhhiye Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından ilgili makama hitaben yazılan 04.06.2018 tarihli yazıda, dava dışı işçi …’ın 04.06.2018 tarihi itibarıyla 15 yıllık sigortalılık süresini ve 3600 prim ödeme gün sayısını doldurduğu belirtilerek, iş yerinden ayrılması halinde 1475 sayılı İş Kanununun 14. Maddesinin 1. Fıkrasının 5 no’lu bendi uyarınca, kıdem tazminatı almaya hak kazandığı belirtilmiş ise de; 31.12.2008 tarihli dilekçede dava dışı …’ın ‘Özel nedenlerimden dolayı şirketteki işimden istifa ediyorum’ açıklamalarına yer verildiği, davalı şirket tarafından verilen 15.05.2009 tarihli işten ayrılış bildirgesinde, işten ayrılış nedeni olarak 03 koduna (istifa) yer verildiğinden dava dışı işçinin davalı şirket nezdinde geçen çalışma dönemi yönünden kıdem tazminatına hak kazanmadığı anlaşılmakla davacının davalıya rücu şartlarının oluşmadığı, davalı tarafın icra takibine yapmış olduğu itirazın yerinde olduğu anlaşılmakla davanın ve şartları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine karar verilmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 116,61 TL’ den indirilmesi ile arta kalan 57,31 TL’nin talep halinde ve dosya kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2021