Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/491 E. 2021/495 K. 09.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/491 Esas – 2021/495
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/491 Esas
KARAR NO : 2021/495

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 09/07/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2021
Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Dava konusu; … Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararı uyarınca müvekkili şirket tarafından hak sahibine ödenmek zorunda kalınan 100.997,48 TL bedelin ödeme tarihi olan 16.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ve 19.03.2019 tarihinde ödenen 1.713,57 TL temyiz harç ve masrafı, 20.05.2016 tarihinde ödenen 2.673,00 TL ve 19.03.2019 tarihinde ödenen 503,31 TL karar harcı, 31.01.2020 tarihinde ödenen 2.976,49 TL onama harcının ayrı ayrı ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi talebi olduğunu, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından; açılan bir dava nedeni ile … isimli çalışanın 05.10.2002 tarihinde davalının yanında çalışırken iş kazası sonucu hayatını kaybetmesi üzerine, … vd. tarafından açılan bir davada … Mahkemesi’nin davanın kısmen kabulüne karar verdiğini, bu kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 28.11.2019 tarih ve …. Karar sayılı kararı ile onandığını, bunun üzerine … Müdürlüğü … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine 263.691,73 TL ödeme yapıldığını, bunun da 182.694,25 TL’sinin diğer davalı tarafından ödendiğini, … Mahkemesi’nin kararını temyiz ettikleri için de 19.03.2019 tarihinde 1.713,57 TL temyiz harç ve masrafı, 31.01.2020 tarihinde ödenen 2.976,49 TL onama harcı, 20.05.2016 tarihinde ödenen 2.673,00TL ve 19.03.2019 tarihinde ödenen 503,31 TL harcı ödediklerini, bütün bu bedelleri 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4 maddesi ile 7.6 maddesi hükümlerine istinaden davalıdan talep ettiklerini, … Mahkemesi’ nin kararına konu olayın davalı ile aralarındaki 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) öncesi dönemde gerçekleştiğini, olaydan İHDS 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davalının sorumlu olduğunu, Elektrik dağıtım işlerinin özelleştirilmesinde …’ ın mülkiyetinde olan dağıtım sisteminin işletme hakkını kurulan şirketlere “İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi” ile devrettiğini, bu kapsamda, … ile … arasında 24.07.2006 tarihinde “işletme Hakkı Devir Sözleşmesi” imzalandığını, …’ın hisselerinin tamamının Özelleştirme Yüksek Kurulunun 07.03.2013 tarih 2013/20 sayılı kararı uyarınca ve 28.05.2013 tarihli “Hisse Satış Sözleşmesi” ile … Enerji Dağıtım ve Perakende Hizmetleri A.Ş’ne satıldığını, bu tarihe kadar ilgili bölgedeki dağıtım faaliyetlerinin …’ ın hisselerinin tamamının sahibi olan …’ ın kontrolünde yürütüldüğünü, İHDS’ nin taraflar arasında geçerli bir sözleşme olduğunu ve üçüncü kişileri bağlamadığını, bu nedenle, üçüncü kişilerin işletme hakkı devir sözleşmesi öncesi döneme ait bir iş veya işlemden doğan alacağını dahi müvekkilinden talep ettiğini, müvekkilinin de ödemek zorunda kaldığını, Dağıtım şirketlerinin … ile imzaladığı İşletme Hakkı Devir Sözleşmelerinin hepsinin aynı olduğunu, idare tarafından hazırlandığını, sözleşmelerin bu niteliği sebebiyle genel işlem şartı niteliğinde olduğunu, bu sebeple sözleşmelerin yoruma müsait hükümlerinin sözleşmeyi düzenleyen tarafa değil karşı taraf lehine yorumlanması gerektiğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.4. maddesine göre, “Dağıtım Faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır.” “Dağıtım Faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır.” dendiğini, buna göre İHDS’nin yapılmasından önceki dönemde dağıtım faaliyetinin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerden doğan sorumluluğun davalıya ait olduğunun göründüğünü, sözleşmenin 7.52, 7.63, 7.74 maddelerinin dağıtım tesisleri ve dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan sorumluluğu sözleşme öncesi ve sözleşme sonrası olarak ayırdığını, 8. Maddenin “devam etmekte olan yatırımlara ilişkin borç ve ödeme yükümlülükleri”nin İHDS öncesi ve sonrası olarak ayrı ayrı düzenlendiğini, bu hükümlerde açıkça sözleşme öncesi ve sonrası döneme ilişkin her türlü hak ve sorumluluğun ayrıntılı bir şekilde ve sistematik olarak düzenlendiğini, sözleşmenin 7.5 maddesi “Dağıtım Faaliyetinin Şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından ödenir.” 7.6 maddesi ise “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım tesisleri ile Dağıtım Tesisleri’nin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir.” Denmekte olduğunu, yine 7.7 maddenin “Sözleşmenin imza tarihinden sonra Dağıtım tesisleri ile Dağıtım Tesisleri’nin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk Şirket’e aittir. Bu dönemdi yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından ödenir.” diyerek sözleşmenin tamamı dikkate alındığında İHDS tarihi öncesine ait tüm hususlara ilişkin sorumluluğun …’a, sonrasında ise müvekkiline ait olduğunu açıkça düzenlediğini, dava konusu sorumluluğun …’a ait olduğunun … tarafından yazılan bazı yazılarda da ikrar edildiğini, örneğin …’ın, 01.02.2011 tarihinde Meram …’a gönderdiği yazıda; İHDS’nin 7.4. maddesi uyarınca; …’ların …’ın ayrılmaz bir parçası olması, sermayelerinin tamamının … ait olması sebebiyle, fiili devir tarihinden önceki dönemde yapılan faaliyetlerden doğan hakların …’a ait olduğu ve tazminat taleplerine ilişkin hukuki takiplerin tarafının … olduğu ifade edildiğini, aynı şekilde, … Teftiş Kurulu Başkanlığının 25.10.2010 tarih ve 759 sayılı yazısının ekinde bulunan komisyon “…fiili devir tarihine kadar … ile şirketlerin ayrılmaz bir bütün olduğu ve şirketlerin sermayelerinin tamamının …’a ait olduğu da dikkate alındığında, bu dönemde yapılan işlem ve faaliyetlerden doğan hak ve borçların …’a ait olması gerektiği…” belirtildiğini, rücu konusu olayın dağıtım sistemini …’ın işlettiği yıllarda iş kazasından kaynaklanan ve kazaya uğrayan sigortalının hak sahiplerine yapılan ödemeler nedeni ile açılan alacak davası olduğunu, 2002 yılındaki bu olayın, İHDS’nin 7.4 maddesi kapsamında, sözleşmenin imza tarihi olan 24.7.2006 tarihinden önce dağıtım faaliyeti kapsamında olduğunu, doğrudan …’ın sorumluluğunda olduğunu, gerek anlattıkları gerekse resen gözetilecek nedenlerle, fazlaya dair tüm hakları saklı kalmak kaydı ile; … Mahkemesi kararı uyarınca müvekkili tarafından ödenmek zorunda kalınan 100.997,48 TL. bedelin ödeme tarihi olan 16.12.2019 tarihinden itibaren, 19.03.2019 tarihinde ödenen 1.713,57 TL temyiz harç ve masrafının, 20.05.2016 tarihinde ödenen 2.673,00 TL ve 19.03.2019 tarihinde ödenen 503,31 TL bakiye karar harcının, 31.01.2020 tarihinde ödenen 2.976,49 TL onama harcının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası avans işlemlerinde uygulanan faiz oranı üzerinden hesaplanacak faizi ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.

YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının aynı alacak için daha önceden dava açmış olma ihtimali bulunduğunu, bu durumda derdestlikten ve zamanaşımından davanın reddine karar verilmesini talep ettiklerini, … Mahkemesi’ nin … K. sayılı kararında belirtildiği üzere iş kazası geçiren işçi …’ in … … tarafından ihaleyle iş verilen … Elektrik Taah. İnşaat Tic. Ltd. Şti.’ nin işçisi olduğunu, olayın meydana geldiği tarihte tüzel kişiliği bulunan davacı tarafından ihaleyle iş verilen taşeron şirketin işçisinin geçirmiş olduğu iş kazası sebebiyle tazminat davası olduğunu, bu talebin İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, dayanak dosyada yer alan alacağın iş kazasından kaynaklanan bir tazminat olduğunu ve taşeron şirket isçisinin 3. kişi olarak nitelendirilemeyeceğinden bu davada 3. kişi zararından söz edilemeyeceğini, iş bu davadaki uyuşmazlığın davacının alacağına dayanak gösterdiği mahkeme kararına konu olaydan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 2. Maddesinde hangi şirketin sorumlu olduğu noktasında toplandığını, sözleşmenin 7. maddesinde sorumluluğun belirlenmesine ilişkin 2 önemli kıstas yer aldığını, bunların dava konusu olayda 3. kişi zararı olup olmadığı ile anılan olayın dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelip gelmediği olduğunu, davacının istediği alacağa esas teşkil eden olayın her ne kadar zaman olarak maddedeki şartları taşısa da iş bu olayda davacı şirket isçisinin alacağı söz konusu olduğu için 3. kişi zararından söz edilemeyeceğini, belirttikleri üzere dava dışı işçi …’in … … tarafından ihaleyle iş verilen … Elektrik Taah. İnşaat Tic. Ltd. Şti.’nin işçisi olduğunu, bu sebeple sorumluluğun tamamen taşeron şirkette olduğunu, taşeron şirket ile imzalanan sözleşmede bahsi geçen şekilde bir hükme yer verilmiş olması halinde müvekkili kuruma sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını, diğer taraftan sözleşmesel sorumluluğun bütünüyle davacı şirkette olduğunu, taşeron şirket ile sözleşme imzalayan ve asıl işveren konumunda bulunan davacının dayanak davada hükmedilen bedellerden sorumlu olduğunu, davacı dava dilekçesinde … Mahkemesi’ nin kararı ile icra takibine ilişkin 263.691,73 TL ödeme yaptıklarını, bu ödemeye ilişkin diğer davalı … Elektrik Taah. İnşaat Tic. Ltd. Şti.’nin kendi kusuruna karşılık gelen 182.694,25 TL’ yi ödemesine rağmen 100.997,48 TL ve dosyaya yapılan masrafların rücusunu talep ettiğini, buna göre 263.691,73 TL – 182.694,25 TL = 80.997,48 TL’nin hiçbir şekilde davayı kabul manasına gelmemek üzere davacının sadece mamelekindeki azalmayı talep edebileceğini, Özelleştirme modeli gereği hisse devri aşamasında bilanço çalışmaları yapılarak davacı … … tarafından devre esas mizan düzenlendiğini ve bu mizan kayıtları esas alınarak “devre esas bilanço” belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden davacının geçmiş yıllara ilişkin olarak herhangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, devre esas bilanço düzenlemesi ile her türlü borç ve alacak işlemleri kesinleştiğinden, davanın kabulü yönünde bir karar verildiği takdirde … tarafından mükerrer olarak ödeme yapılacağına ilişkin emsal karar teşkil eden Ankara …. ATM’nin … Esas sayılı dosyada vermiş olduğu davanın reddi kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin … K. sayılı kararı ile onandığını, bahsi geçen karar; “24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyetleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değiştirmesinden önce (devre esas bilanço düzenlemesinden önce) bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğu şirkete ait olup; …’ tan herhangi bir hak talep edilemez. Özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak Şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak “devre esas bilanço” düzenlendiğinden ve bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemleri kesinleştirildiğinden …’tan herhangi bir talepte bulunulması ihale Şartnamesi ve Hisse Satış Sözleşmesi hükümlerine ters düşmektedir.” yönündeki olduğunu, konuya ilişkin olarak “… Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin %100 Oranındaki Hissesinin Blok Olarak Satış Yöntemi ile Özelleştirilmesine ilişkin ihale şartnamesinin “Diğer Hususlar” başlıklı 22. Maddesinin; (d) bendinde “Alıcı, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle Şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve Şirket’in Hisse Satış Sözleşmesi tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir teslim aldığını, Şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini; hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak idare’den veya …’dan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.” (f) bendinde; “Alıcı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, Şirkette yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi Şirketin sorumlu olduğunu, bu hususlarda, alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak kendisinin veya Şirketin İdare’yi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru rücu hakkının bulunmadığını kabul eder”, (p) bendinde “Alıcı, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden doğan bütün yükümlülükleri Şirket’in zamanında ve gereği gibi yerine getireceğini kabul, taahhüt ve garanti eder.” hükümlerinin yer aldığını, Hisse Satış Sözleşmesi’nin “Alıcının Taahhütleri” başlıklı 9. Maddesinin 3. bendinde; “alıcı, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle şirket ile ilgili gerekli gördüğü her türlü teknik, hukuki, finansal, vergisel ve diğer bütün incelemeleri yaparak ve şirket’in sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığını, şirket hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığını veya benzer iddiaları ileri sürmeyeceğini, hisseler’in devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili ve/veya hukuki nedene dayanarak, idare’den …’tan talepte bulunmayacağını kabul ve taahhüt eder.” Veya 4. bendinde; “alıcı, ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak şirket’in … ile 24.07.2006 tarihinde imzalamış olduğu işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla, şirket’te yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirket’in sorumlu olduğunu… kabul ve taahhüt eder.” hükmünün yer aldığını, bu düzenlemeler gereğince de davacının müvekkilinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, davacının dava konusu talebini 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1, 7.2, 7.3, 7.4, 7.5 ve 10.1, 15.2, 18.3 üncü maddelerine dayandırdığını, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince dava konusu alacaklara ilişkin olarak hiçbir talepte bulunmayacağının açık olduğunu, aralarındaki sözleşmelere istinaden yapılan tespit tutanakları ekindeki listelerde yer alan davaların ayrımında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7. maddesi ile Özelleştirme İdaresi Başkanlığı talimatlarının esas alındığını, daha sonra açılacak dava ve icra dosyalarının kim tarafından takip edileceğinin de aynı hususlar doğrultusunda belirlendiğini, sözleşmenin 7. maddesinin alt bentleri incelendiğinde de görüleceği üzere tespit tutanağına konu olan ve 7.maddedeki kriterler esas alınarak belirlenen dava ve icra dosyalarının derdest dosyalar olduğunu, dolayısıyla hisse devir tarihi öncesinde tamamlanmış dosyaların bu kapsamda değerlendirilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu tutarın … …’ın %100 hissesinin …’ a ait olduğu dönemde gerçekleştirilmiş olduğunu, devre esas bilanço kayıtlarında söz konusu bedelin davacı lehine alacak olarak yer almadığını, davacı tarafından … Mahkemesinde açılan dava sonucunda verilen karara istinaden ödenmesine hükmedilen bedelin iadesinin istendiğini, karara ilişkin olarak icra dosyasına ödenen bedel göz önünde bulundurulduğunda; bu bağlamda bir an için davacının haklı olduğu düşünülse dahi müvekkilini yalnızca mahkeme kararında belirtilen tutardan sorumlu olduğunu, müvekkilinin icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizden sorumlu olmadığını, diğer taraftan davacı tarafından ödenen bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte talep edilmesinin de İşletme Hakkı Devir Sözleşmesine aykırı olduğunu, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1, 7.2 ve 7.3 maddesinde düzenlenmiş dava konusu mahkeme kararının sözleşmenin 7.2 maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, buna göre “…sözleşmenin imza tarihinden sonra ortaya çıkan idari ve hukuki ihtilaflar Şirket tarafından derhal …’a bildirilir….” hükmü gereğince davanın Şirket tarafından derhal …’ a bildirilmesi gerektiğini, davacı tarafından söz konusu davanın hiçbir aşamada müvekkiline bildirilmediğini bu nedenlerle bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen ve icra takibine sebep olan davacının söz konusu davaya ilişkin faizi ve icra dosyasına ilişkin giderleri talep hakkının bulunmadığını, Ankara …. ATM’ nin …. K. sayılı kararında da “…Yapılan yargılama sırasında davanın davalı …’a ihbar edilmediği gibi, mahkeme ilamı ve icra emrinin …’a bildirilmediği, icra yoluna başvurmaksızın ilamın ödenebilmesi ve icra giderlerine yol verilmemesi olanağı bulunduğundan, davalı …’ın icra giderlerinden ve icra vekalet ücretinden sorumlu olmayacağına…” karar verildiğini, benzer dosyaya ilişkin yapılan incelemede; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’ nin … K. sayılı kararında; “Somut olay değerlendirildiğinde … …’ ın ihbar yükümlülüğünü yerine getirmediğinden Başka bir deyişle davalı … açılan dava kendisine ihbar edilmediğinden ancak açılan davada hükmedilen tazminat, olay tarihinden kararın kesinleşmesine kadar işlemiş faiz, vekalet ücreti ve yargılama giderinden sorumlu olacak, kararın kesinleşmesinden sonra işleyen faiz ve icra masraflarından sorumluluğu söz konusu olmayacağından…” ifadelerinin yer aldığını, yine bu hususa ilişkin olarak; benzer dosyaya ilişkin yapılan temyiz incelemesinde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin … K. sayılı kararında “…ihbar yükümlülüğünün yerine getirildiği iddia ve ispat olunmadığı gibi, mahkemece bu yükümlülüğe uyulmamasının sonuçları da değerlendirilmemiştir. Bu itibarla …..yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.” denildiğini, anlattıkları sebeplerle davanın reddine, sair beyanda bulunma, delil ve karşı delil ibraz ve ikame etme hakkımızın saklı tutulmasına, yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan ve mahkeme kararı gereği davacı tarafından ödenmek zorunda kalınan miktarın rücuen tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne kadar olduğu, faizin türü ve başlangıç tarihinin ne olduğu hususlarına ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan … Mahkemesi’nin … E. … K. sayılı kararında özetle: davacıların müteveffa …’in varisleri, davalıların ise … Elektrik Taah. İnş. Ltd.Şti. ve davacı (…) … Elektrik A.Ş. Olduğu, davada maddi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 24.759,36 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen, Manevi tazminat talepleri bakımından 50.000,00 TL’nin vefat tarihi 04.10.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile ödenmesine karar verildiği, kararın Yargıtay 21. Hukuk Dairesi … sayılı ilamı ile mahkeme kararının onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan … Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasında özetle: Müteveffa …’in varisleri … Elekt. Ltd. ve … aleyhine icra takibi başlattığı ve takip dayanağının … Mahkemesi’nin … K sayılı kararı olduğu, İcra takip tutarı işlemiş faizler ve vekalet ücretleri dahil 208.312,74 TL olduğu, 16.12.2019 tarihli Tahsilat Makbuzu’na göre … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin Yapı Kredi bankası aracılığı ile icra dosyasına 263.691,73 TL yatırmış olduğu görülmektedir.
Dosyamız arasına alınan … Elektrik Dağıtım A.Ş. 19.03.2020 tarihli iç yazışmasında; bu icra takibi sonucu diğer davalının (… Elekt. Ltd.) kusur payına düşen 182.694,25 TL’yi ödediğini, kalan 100.997,48 TL’lik ödeme için … aleyhine dava açılmasını istediği görülmektedir.
Taraflar arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli İHDS’nin maddelerinin incelenmesinde:
7.4) Dağıtım Faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından karşılanır
7.5) Dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket’tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük şirket tarafından karşılanır.
7.6) Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım Tesisleri ile Dağıtım Tesisleri’nin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir.” denmiştir.
“18.6) Şirketin, yürürlükteki mevzuata göre kurulmuş ve faaliyetlerini yürüten bir anonim şirket olduğunu, …’ın ayrı ve bağımsız bir tüzel kişiliği bulunduğunu, … hisselerinin kamuya ait olmasının, başka bir kamu kurum veya kuruluşunun fiillerinin kararlarından …’ın hiçbir şekilde sorumlu tutulamayacağını, bu kararlar gerekçe gösterilerek …’dan talepte bulunulamayacağını, genel olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, …’ın belirli iş ve işlemlerinin idari yargının denetimine tabii olmasından ve bunun sonucu idari yargıda verilecek bir yürütmeyi durdurma veya iptal kararı neticesinde …’ın Sözleşme’den doğan yükümlülüklerini hiç veya gereği gibi yerine getirememesinden, bu Sözleşme’nin veya Sözleşme’nin dayanağını oluşturan herhangi bir işlemin yürütmesinin durdurulması veya iptalinden dolayı herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” denmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık … isimli … ve alt yüklenici taşeron … Elektrik Tic Ltd. Şti. işçisinin, … iş yerinde yaşadığı iş kazası sonucunda hayatını kaybetmesi, SGK tarafından işçinin mirasçılarına ödenen yardım ve bağlanan gelir ödemesinin rücuen … tarafından ödenmesi neticesinde, ödenen bedelden taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin ilgili hükümleri gereğince …’ın sorumlu olup olmadığı hususunda toplanmaktadır.
4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’un 18. Maddesi uyarınca, davacı … Elektrik Dağıtım AŞ ile davalı … arasında 24.07.2006 tarihli ‘İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ imzalanmış olup, ‘Üçüncü Kişilerin Hak İddiaları’nı düzenleyen 7. Maddesinde, dağıtım faaliyetinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, sorumluluğun kime ait olduğunun belirlenmesi için sözleşmenin imza tarihinden önce ve sonra olmak üzere dönemsel olarak bir ayrıma gidilmiştir.
Anılan sözleşmenin 7.1. maddesinde işletme hakkı … tarafından devredilen Dağıtım Tesisleri’nin mülkiyetine ilişkin olarak sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu belirtilmiş, yine aynı sözleşmenin 7.4. maddesinde dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a ait olduğu, 7.5 maddesinde ise, dağıtım faaliyetlerinin Şirkete ait olduğu döneme ilişkin işlemlerden dolayı sorumluluğun Şirkete ait olacağı hükme bağlanmıştır.
Dava dışı SGK’nun talebine müstenit iş kazasının tarihi 05.10.2002 olup, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu ve bu durumda 7.4 maddesi uyarınca sorumluluğun …’a ait olacağı açıktır. İş kazası sonucunda ortaya çıkan ve ölenin mirasçılarının alacak hakları 2002 yılı Ekim ayında talep edilebilir hale gelmiştir.
Davalı zamanaşımı definde bulunmuş olup; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 125. maddesine (Türk Borçlar Kanunu’nun 146.maddesi) göre 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir (Yargıtay 11. Hukuku Dairesinin 05/05/2016 tarih 2015/13326 Esas 2016/5153 Karar sayılı emsal içtihatı).
İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.2. maddesinde düzenlenen ihbar yükümlülüğü, yalnızca taşınmazın mülkiyetini ilgilendiren uyuşmazlıkları kapsamakta, 7.4 maddesinde ise davalıya ihbar yükümlülüğüne ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği görülmektedir.
Bu durumda, dava dışı SGK tarafından … Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyasında talep edilen alacak kalemlerinin dayanak ilamla örtüşüp örtüşmediğinin incelenmesi için alınan usul ve yasaya uygun hesap bilirkişisi raporu ve tüm dosya kapsamından, Davacının … Müdürlüğü’ne (toplam ödeme 263.691,73 TL) huzurdaki davada talep ettiği 100.997,48 TL’yi 16.12.2019 tarihinde ödediği, … Mahkemesi’ne 1.713,57 TL temyiz harcı ve masrafını 19.03.2019 tarihinde ödediği, … Mahkemesi’ne 2.673,00 TL karar harcının 20.05.2016 tarihinde ödediği … Mahkemesi’ne 503,31 TL bakiye karar harcını 19.03.2019 tarihinde ödediği, … Mahkemesi’ne 2.976,49 TL onama harcını 31.01.2020 tarihinde ödediği, bu ödemelere ilişkin olan rücuen tazminat talebinin başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olduğu, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiği görümekle ödeme günlerinden itibaren, her iki tarafta tacir olduğundan avans faizine hükmedilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın KABULÜ ile, 100.997,48 TL’ nin ödeme tarihi olan 16/12/2019 tarihinden, 1.713,57 TL’ nin ödeme tarihi olan 19/03/2019 tarihinden, 2.673,00 TL’ nin ödeme tarihi olan 20/05/2016 tarihinden, 503,31 TL’ nin ödeme tarihi olan 19/03/2019 tarihinden, 2.976,49 TL’ nin ödeme tarihi olan 31/01/2020 tarihinden işleyecek avans faizleri ile birlikte toplam 108.863,85 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 7.436,49 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.859,13 TL’ nin indirilmesi ile noksan olan 5.577,36 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 14.292,07 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5.-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvuru harcı, 1.035,50 TL peşin harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6.-Davacı tarafça tebligat/posta/müzekkere/bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 3.070,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/07/2021