Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/490 E. 2021/427 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/490 Esas – 2021/427
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/490 Esas
KARAR NO : 2021/427

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/10/2020
KARAR TARİHİ : 24/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/07/2021

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, dava dışı …’ın 25.11.2000 tarihinde babasının çalıştığı işyerinde oynamakta iken iş yerine yakın elektrik tellerine metal sopayı değdirmesi sonucu yaralandığını ve %100 malul olduğunu, kaza nedeniyle … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, anılan dosyada hüküm altına alınmayan bakiye zararların, ortopedik protezlerin ve psikolojik tedavi giderlerinin … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden kabulüne karar verildiğini, kesinleşmiş karar uyarınca 28.08.2019 tarihinde … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına 602.638,19 TL ödeme yapıldığını, anılan bedelin diğer davalıların kusuruna denk gelen 141.617,00 TL’lik kısmının bu davalıların ödediğini, müvekkili şirket tarafından … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamına karşı temyiz kanun yoluna başvurulması nedeni ile 28.02.2018 tarihinde 5.248,38 TL temyiz harç ve masrafı ile 10.05.2019 tarihinde 92,50 TL karar düzeltme harcı yatırıldığını, bu bedellerin davalıdan tahsilinin gerektiğini, … Elektrik Dağıtım A.Ş’nin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi neticesinde kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi suretiyle kurulduğunu ayrı bir tüzel kişiliği ve sermayesi olan tamamen özel hukuk hükümlerine tabi bir ticaret şirketi olduğunu, özelleştirme sürecinde davalı ile müvekkili şirket arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) imzalandığını, … ile müvekkil şirket arasında 24.07.2006 tarihinde işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığını ve 28.05.2013 tarihinde Hisse Satış Sözleşmesi akdedildiğini, anılan sözleşme hükümlerine göre müvekkil şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalı …’ta olduğunu, Yargıtay’ın bu yönde emsal kararları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalı …’ın sorumluluğunda bulunan fakat davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan 466.362,07 TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, derdestlik, zaman aşımı ve kesin hüküm itirazları ile birlikte, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değitirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğu, …’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, % 100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, müvekkil kurumun icra takibine ilişkin giderlerden, vekalet ücretinden, karara ilişkin olarak yapılan diğer masraflardan ve faizlerden sorumlu olmadığını, Teftiş Kurulu Başkanlığının raporuna konu dosyaların yalnızca … Genel Müdürlüğü adına yapılan incelemeler ve soruşturmalar sonucunda hazırlanan müfettiş raporlarında yer alan ve Borçlar Kanunu hükümlerine göre sebepsiz zenginleşme ve haksız fiil tanımlaması taşıyan tazminat taleplerine ilişkin olduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
İstanbul …İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası uyap üzerinden gönderilmiş, incelenmiştir.
Bakırköy …Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası uyap üzerinden getirtilmiş, incelenmiştir.
Bakırköy ….Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dosyası uyap üzerinden getirtilmiş, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında nitelikli hesap bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda özetle,

Davacının davalı adına ödediği 461.021,19 TL tutarındaki ödemeyi temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile 5.340,88 TL tutarındaki yargılama harç ve giderlerine ilişkin ödeme bakımından temerrüt ihtarına rastlanılmadığından dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep edebileceği görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; işletme hakkı devir sözleşmesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir. Uyuşmazlık , davacının hükmen dava dışı üçüncü kişiye toplam 466.362,07 TL ödeyip ödemediği, bu ödemeyi aralarındaki İHD sözleşmesine göre davalıya rücu edip edemeyeceği, edecek ise hangi miktarlarda rücu edebileceği, davanın zamanaşımı süresi içerisinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davalı yan öncelikle zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Taraflar arasındaki hukuki ilişki hizmet alıma sözleşmesine dayandığından bu sözleşme için zamanaşımı süresine ilişkin ayrık bir hüküm bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı TBK 146. Maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı ödeme tarihinden itibaren dolmadığından zamanaşımı definin reddine, (Aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarih 2016/8129 E ve 2017/479 K sayılı ilamı) karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamından sözleşme hükümleri ile birlikte somut olay incelendiğinde; dava dışı …’ın 25.11.2000 tarihinde babasının çalıştığı işyerinde oynamakta iken iş yerine yakın elektrik tellerine metal sopayı değdirmesi sonucu yaralandığı ve maluliyeti ve kaza nedeniyle … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığı, bakiye zararların, ortopedik protezlerin ve psikolojik tedavi giderleri yönünden ise … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden açılan davalarda verilen kesinleşmiş karar uyarınca 28.08.2019 tarihinde … Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasına 602.638,19 TL ödeme yapıldığı, davacı yanca … Hukuk Mahkemesi’nin … Esas … Karar sayılı ilamına karşı temyiz kanun yoluna başvurulması nedeni ile 28.02.2018 tarihinde 5.248,38 TL temyiz harç ve masrafı ile 10.05.2019 tarihinde 92,50 TL karar düzeltme harcı ödediği dosya içeriğiyle sabittir.
Taraflar arasında akdedildiği hususunda her hangi bir ihtilaf bulunmayan 24/07/2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 7.1 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce başlamış idari ve hukuki ihtilafların takip edilmesi, çözüme kavuşturulması ve bundan kaynaklanan her türlü sorumluluğun …’a ait olduğu, 7.4 ve 7.6 maddesinde de; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu hükme bağlanmıştır.
Somut uyuşmazlıkta davacı tarafından icra dosyasına yapılan ödeme İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin imzalandığı tarihten önceki döneme isabet eden olaya dayanmaktadır. Rücuen alacağa dayanak olan davanın davacısı da bu sözleşme çerçevesinde üçüncü kişi konumunda olup İHDS’nin 7.4 ve 7.6 maddeleri gereğince davacının icra dosyasına ödediği bedel, temyiz harcı, temyiz masrafı, temyiz karar harcı, onama harcı, bakiye karar harcı olmak üzere ödediği tüm bedeli davalıdan rücuen talep ve dava hakkı bulunmaktadır. Rücuen alacağa dayanak davadaki uyuşmazlığın dağıtım tesislerinin mülkiyetine ilişkin olmaması karşısında sözleşmenin 7.2 maddesi uyarınca davacının ihbar yükümlülüğü de bulunmamaktadır. (Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 23/03/2016 tarih 2015/13510 esas 2016/3219 karar sayılı emsal içtihadı).
Öte yandan, Hisse Satış Sözleşmesi’nin 9.4. maddesinde “…İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla”, 22. maddesinin f bendinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devir aldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak İşletme Hakkı Devir Sözleşmesindeki hükümler saklı kalmak kaydıyla…” hükümleri yer almaktadır. Anılan hükümler gözetildiğinde Hisse Satış Sözleşmesi karşısında İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nin öncelikle uygulanacağı anlaşıldığından davalı vekilinin bu hususa yönelik itirazlarına itibar edilmemiştir.
Bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş olup rücuen tazminat talebi, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde olup, davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden ödeme gününden itibaren her iki tarafta tacir olduğundan avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.( Aynı yönde Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 13/04/2016 tarih ve 2016/2239-2016/4044 E.-K. Sayılı emsal kararı).
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile 466.362,07 TL’nin 461.021,19 TL’sinin 28/08/2019 tarihinden, 5.248,38 TL’sinin 28/02/2018 tarihinden, 92,50 TL’sinin 10/05/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 31.857,19 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 7.964,30 TL harcın mahsubu ile noksan olan 23.892,89‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 40.368,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 7.694,30 TL peşin harç olmak üzere toplamı 7.748,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 691,00 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. . 24/06/2021