Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/483 E. 2021/133 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/483
KARAR NO : 2021/133

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 27/08/2020
KARAR TARİHİ : 10/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2021

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin … Yatırım A.Ş ile Sermaye piyasası araçları alım satım aracılığı sözleşmesi ve yatırım danışmanlığı sözleşmesi imzalayarak … adresindeki …yatırım şubesinde … hesap nolu yatırım hesabını açtığını, müvekkili …, eşi … ile sahibi olduğu … Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. genel müdürü olduğunu, binin üzerinde çalışanlarının olduğunu, … Güvenlik Hizmetleri Ltd Şti ile … Bankası arasında 02/10/2018 tarihli maaş ödemeleri protokolü bulunduğunu, ayrıca şirketin diğer tüm bankacılık işlemlerinin de … Bankası üzerinden gerçekleştirildiğini, … Bankası ile grup şirketi olan davalı şirket yetkililerinin müvekkiline bir yatırım hesabı açarak yatırım yapmasını tavsiye ettiklerini, tüm alım satım işlemlerinin kendileri tarafından yönlendirilerek müvekkiline yatırım danışmanlığı hizmeti vereceklerini, bu yatırımdan zarar etmeyeceğini belirterek dava konusu yatırım hesabını açması için ikna ettiklerini ve müvekkilinin yatırım hesabını açtığını, müvekkilinin söz konusu yatırım hesabına; 26/11/2019 tarihinde 18.000,00 TL, 24/12/2019 tarihinde 265.000,00 TL, 31/12/2019 tarihinde 455.000,00 TL, 03/01/2020 tarihinde 750.000,00 TL, 14/01/2020 tarihinde 190.000,00 TL olmak üzere toplamda 1.840.000,00 TL yatırdığını, davalı şirketin Yatırım Hizmetleri ve Faaliyetleri ile Yan Hizmetlere İlişkin Esaslar Hakkında tebliğinin Yatırım Danışmanlığı Faaliyeti başlıklı tebliğ hükümlerine ve sözleşme maddelerine uygun hareket etmediğini, davalı şirket yetkililerinin müvekkilini … nolu GSM hattından arayarak sadece yapmak istedikleri işlemi belirtip usulen müvekkilinin onayını alarak söz konusu alım satım işlemlerini gerçekleştirdiğini, tavsiye edilen işlemle ilgili hiçbir yorum yapmadıklarını, açıklayıcı bilgi vermediklerini, tavsiyelerine kaynak, belge, rapor ve analizlerle desteklemediklerini, müvekkilinin davalı şirkete güven duyduğundan tavsiye ettikleri tüm alım satım işlemlerine onay verdiğini, tüm alım satımların davalı şirketin araması ve onların tavsiyesi ile yapıldığını, bu süreçte müvekkilinin arayarak talimat verdiği ve kendisinin yapılmasını istediği tek bir alım satım işleminin olmadığını, müvekkilinin 26/11/2019-14/01/2019 tarihleri arasında yatırım hesabına toplamda 1.840.000,00 TL yatırdığını, 12/03/2020 tarihinde yatırım hesabı -51.071,28 TL’ye düştüğünü, davalı şirketin yetkililerinin söylediğine göre müvekkilin yatırım hesabından alım satım yapılan 26/11/2019-12/03/2020 tarihleri arasındaki alım satım işlemlerinden davalı şirket yaklaşık 240.000,00 TL komisyon aldığını, söz konusu alım satımların yapıldığı 4 aylık sürede müvekkili 1.840.000,00 TL sini kaybederken davalı şirketin 240.000,00 TL komisyon kazandığını, davalı şirketin müvekkilin menfaatlerini değil kendi menfaatini düşündüğünü, gelişigüzel ve rastgele alım satım işlemi yaptırdığını, tavsiyelerini özenle hazırlamadığını ve bunun sonucunda da müvekkilin büyük bir zarar uğradığını belirterek zararın tazminini talep etmiştir.
… Mahkemesi’nin … Esasında görülmekte olan iş bu dava ile ilgili mahkemece 01/09/2020 tarihinde 2020/190 sayılı kararla davanın taraflar arasında akdedilen yatırım danışmanlığı sözleşmesi ve sermaye piyasası araçları alım satım aracılığı çerçeve sözleşmelerinden oluşan zararın tazminine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki işlemin tüketici işlemi olmayıp, yatırım amaçlı ticari iş olduğu, davacının tüketici sıfatının bulunmadığı, hisse senedi alım satımına aracılık eden davalı şirket aleyhine açılan davaların Asliye Ticaret Mahkemesinde görüldüğü, bu haliyle çekişmenin 6502 sayılı yasa kapsamına girmediği, Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre çekişme konusu hakkında genel mahkemelerde inceleme yapılması gerektiğinden davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği kanaatine varılarak görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine dosya tevzii müdürlüğünce mahkememize gönderilmiştir.
Davalı vekili cevabında ve yargılama esnasındaki beyanında, taraflar arasında imzalanan Sermaye Piyasası Araçları Alım Satım Aracılığı Çerçeve Sözleşmesi Genel Hükümler 26.1. maddesinde yetki sözleşmesi bulunduğunu, bu maddeye göre; “Bu Sözleşme’den doğacak ihtilafları çözümlemeye İstanbul Merkez Mahkeme ve İcra Daireleri yetkilidir.” hükmünün bulunduğunu, yetki sözleşmesi gereğince uyuşmazlığın çözümünde İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesinin kesin yetkili olduğunu beyanla davanın yetkisizlik nedeniyle reddine, kararın kesinleşmesini müteakip süresi içerisinde başvurulması/talep halinde, yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini, esasa ilişkin olarak da davacı iddialarının yerinde olmadığını belirterek haksız davanın reddini savunmuştur.
Dava, taraflar arasında akdedilen Yatırım Danışmanlığı Sözleşmesi ve Sermaye Piyasası Araçları Alım-Satım Aracılığı Çerçeve sözleşmelerinden oluşan zararın tazmini talebine ilişkindir.
Davalı yetki itirazında bulunduğundan öncelikle bu itirazın incelenmesi gerekir.
Taraflar arasında imzalanan yatırım sözleşmenin 12.maddesinde “bu sözleşmeden doğacak ihtilafları çözümlemeye İstanbul Merkez Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.” yazılı olmasına rağmen HMK’nun 17.maddesinde “tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemede açılır.” hükmüne göre davacı tacir olmadığından bu sözleşme hükmünün uygulanması mümkün değildir. Sözleşmenin konusu ve kapsamı başlıklı 3.maddesinde “tebliğ kapsamında aracı kurum tarafından müşteriye yatırım danışmanlığı hizmeti verilmesi ve yönlendirici nitelikte yorum ve tavsiyelerde bulunması iş bu sözleşmenin konusunu oluşturmaktadır. Müşteri, bankanın aracı kurum lehine emir iletimine aracılık faaliyeti yürütmeye yetkili olduğunu, bankanın bu sözleşme kapsamında aracı kurumun müşteriye sunabileceği yatırım danışmanlığı hizmetini müşteriye tanıtmak ve aracı kurum ile müşteri arasında iş bu sözleşmenin akdedilmesine aracı olmak üzere iş bu sözleşmeyi sadece emir iletimine aracı sıfatı ile imzaladığını, bu sayılan yetki ve sorumluluklar dışında bankanın iş bu sözleşme tahtında ne müşteriye karşı ne de aracı kuruma karşı herhangi bir hak ve yükümlülüğünün bulunmadığını kabul ve beyan eder, iş bu sözleşme müşteri ile aracı kurum arasında imzalanabileceği gibi emir iletimine aracı sıfatıyla banka tarafından aracı kurum adına müşteri ile imzalanarak da tüm hükümleri ile geçerlilik kazanacak ve yürürlüğe girecektir.” hükmüne göre bu sözleşme emir iletimine aracı sıfatı ile bankanın şubesi tarafından imzalanmıştır.
HMK’nun genel yetki kuralı olan 6.maddesine göre genel yetkili mahkeme davalı gerçek ve tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Sözleşmeden doğan davalara ilişkin yetki kuralı olan HMK’nun 10.maddesine göre ise sözleşmeden doğan davalar sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir.
Yukarıda belirtilen davacı ile davalı kurumun aracısı banka tarafından imzalanan sözleşmeye göre, sözleşmenin ifa edileceği yer davalı aracı kurumun bulunduğu yerdir. Bu nedenle davalının yetki itirazı yerindedir
Toplanan delillere göre davacı aracılık sözleşmesinin ihlali nedeniyle doğan zararın tazmini için iş bu davayı mahkememizde açmış ise de; yukarıda belirtildiği gibi imzalanan sözleşmelerde sözleşmenin ifa edileceği yer ile davalı şirketin merkezinin bulunduğu yerin İstanbul olması nedeniyle iş bu davaya bakmaya İstanbul Mahkemeleri’nin yetki olması nedeniyle dava dilekçesinin yetkisizlik nedeniyle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle davanın dilekçesinin REDDİNE,
Karar kesinleştiğinde ve süresinde talepte bulunulduğu taktirde dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
2.-HMK 331/2.maddesi uyarınca yargılama gideri ve harçların yetkili mahkemece nazara alınmasına,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 10/03/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …