Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/403 E. 2021/610 K. 18.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/403 Esas
KARAR NO : 2021/610

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … – ….
DAVALI : … … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/11/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı arasında ticari alım-satımların mevcut olduğunu, davacının çeşitli yiyecek, içecek, hazır gıda satım işleri ile uğraştığını, mevcut bu satışlar sebebi ile 13.09.2019 tarihli cari hesapta müvekkilinin 5.373,86 TL alacağı çıktığını, bunun üzerine davacı ile davalı arasında bir mutabakat mektubu düzenlendiğini ve bu cari hesap konusunda mutabakata varıldığını, davacının davalı şirkete kestiği faturaların mevcut olduğunu, alım-satım sözleşmesinden kaynaklanan, cari hesap ile ortaya çıkan 5.373,86 TL borcun davalı tarafından ödenmediğini, bu doğrultuda davacının alacağı için Ankara … Müdürlüğü’ nün 2020/5096 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun itirazı ile hakkındaki takibin durduğunu, bu nedenlerle icra takibine yaptığı haksız yetki, imza, borç itirazlarının iptaline ve takibin devamına, davalının takip konusu alacağın %20′ sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
YANIT
Davalı tarafça dosya içerisine cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE ;
Dava, cari hesap alacağına dayanılarak yapılan icra takibine davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine açılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı talebine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacı şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten takibe konu miktarda alacağının olup olmadığına, alacağı var ise muaccel olup olmadığına, davalının davacı yararına icra inkar tazminatına, davalı yararına kötü niyet tazminatına hükmedilip edilemeyeceğine ilişkindir.

Dosyamız arasına alınan Ankara 26.İcra Dairesi’nin 2020/403 Esas Sayılı Dosyasında özetle; Davacı/ Alacaklı vekili tarafından Davalı/Borçlu şirket hakkında 25.06.2020 tarihinde ilamsız takipte ödeme emri ile takip başlattığı, takibe konu alacağın fatura alacağına dayalı 5.373,86 TL asıl alacak ile 378,97 TL işlemiş faizi ile birlikte 5.752,83 TL üzerinden talep edildiği, Davalı/Borçlu vekili tarafından 14.07.2019 tarihinde takibe konu mutabakat mektubunda yer alan imzanın kendisine ait olmadığı iddiası ile icra dairesinin yetkisine, borca ve tüm ferilerine itirazı ile takibin durdurduğu görülmüştür.
Davacı ve Davalı şirketin ilgili dönemlere ait BA-BS formları getirtilmiş, incelenmiştir.
Dosya arasına alınan mutabakat mektubunda davacı ve davalı şirket kaşe ve imzalarının bulunduğu, 13.09.2019 tarihi itibariyle 5.373,86 TL miktarındaki borç konusunda mutabık kaldıklarının beyan edildiği görülmüştür.
Davalı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş olup 6100 sayılı HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve hem de özel yetkili mahkemede açılabilir. (Bkz. HGK. 5.11.2003, 2003/13-640-627 sayılı kararı) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince, davacı şirketin merkezinin Ankara’da olması nedeniyle Ankara icra dairelerinin takibe bakmaya yetkili olması nedeniyle davalı tarafın yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafa İcra dosyasında yer alan mutakabat mektubuna ilişkin imzaya itiraz eden temsilci Süheyla Nurya Kamiş’ in bir sonraki celse imza incelemesi için imza örneğinin alınmak üzere davalı tarafça duruşmada hazır edilmesi için kesin süre verilmesine, bu süreye uyulmadığı takdirde bu talebinden vazgeçmiş sayılacağının ve dosyanın mevcut haliyle karara cıkacağının ihtarına, ihtaratın tebliğ tarihinde yapılmış sayılacağı hususu ihtar edildiği halde davalı tarafça dosyada bu hususta hiç bir işlem yapılmadığı görülmüştür.
Davacı cari hesap ilişkisine dayanmıştır. 6102 Sayılı TTK’nın 89/2. maddesinde belirtildiği üzere taraflar arasında cari hesap sözleşmesinin yazılı olarak düzenlenmesi gerekir. Bu hüküm geçerlilik şartıdır. Somut olayda yanlar arasında yazılı şekilde akdolunmuş bir cari hesap sözleşmesinin dosyaya delil olarak sunulamadığı gözetildiğinde taraflar arasındaki fatura ve ticari ilişki yönünden yönünden değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Taraflara /vekillerine defter ve kayıtlarını sunmak ve inceleme esas bulunduğu yeri bildirmek üzere 2 şer haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde sunulmaz veya incelemeye esas bulunduğu yer bildirilmez ise defter sunmakta vazgeçmiş sayılacaklarının ve dosya kapsamı ile hüküm kurulacağının 7251 sayılı yasa ile değişik HMK’nın 222/3 maddesi uyarınca kesin süre de taraflardan birinin ticari defter ve kayıtlarının ibraz etmeyerek bu kayıt ve defterlerin bulunduğu iletişim adres ve bilgilerini mahkemeye bildirmemesi durumunda diğer tarafın ticari defter ve kayıtları içeriğinin kabul edilmiş sayılacağının ihtarının yapıldığı, davacı vekilinin müvekkili şirketin defterlerinin bulunduğu adresi ve irtibat kurulacak kişinin bilgilerini bildirdiği, davalı tarafın herhangi bir defter ibrazında bulunmadığı görülmüştür.
16.09.2021 tarihli Mali Müşavir Bilirkişi raporunda özetle: Davacı yana ait 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden sahibi lehine delil vasfının bulunduğu, Davalı yan ticari defter ve belgelerini incelemeye esas adres beyanında bulunmadığından, tespit ve değerlendirmelerin yalnızca davacı yan defter ve kayıtları üzerinden yapılabildiği, Davacı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarında davalı yandan takip tarihi itibarıyla 5.507,23 TL alacaklı olduğu, Davacı yanın davalı yandan takip talebinin 5.373,86 TL olduğu, Davacı yan tarafından davalı … Otomotiv İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin temerrüde düşürüldüğüne dair bir belgeye dosya kapsamında rastlanılamadığı yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görülmüştür.
28/07/2020 tarihli resmi gazetede yayımlanan 7251 sayılı yasanın 23. Maddesi ile HMK 222. Madde değiştirilmiş “Diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” cümlesi 3. Fıkraya eklenmiştir. Yasa koyucunun HMK 222. Madde de bahsedilen değişikliği yapmasındaki amacın defter ibrazından kaçınan tarafın aleyhine hüküm oluşturulabilmesi için artık defter ibraz edenin defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmuş olmasının yeterli sayılması olduğu, usulüne uygun tutulan defter sahibinin ayrıca teslim belgesi ile mal veya hizmeti verdiğini ispatlamasının gerekli olmadığı, defterlerin usulüne uygun tutulmasından kastın ise 213 sayılı vergi usul kanunu uyarınca uyarlanmış olan “Muhasebe sistemi uygulama genel tebliği” ve 19/12/2012 tarih ve 28502 sayılı resmi gazetede yayımlanan “ticari defterlere ilişkin tebliğ” uygun olmasından ibaret olduğu mahkememizce kabul edilmiş ve neticede davacının açılış ve kapanış tasdikleri zamanında yapılmış usulüne uygun tutulmuş defterlerinde görülen tutar kadar alacaklı olduğu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ile de sabit olup, davalı tarafın ihtarlı tebliğe rağmen defter ve belge ibrazından kaçınmış olması nedeniyle mahkememizce dava kısmen kabul edilerek itirazın iptaline ve alacak likit nitelikli olduğundan icra inkar tazminatı koşullarının da oluştuğu da gözetilerek inkar tazminatı talebinin kabulüne, ispat olunmayan fazlaya ilişkin talep ile davalının temerrütü bulunmadığından faize ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Ankara … Dairesi’ nin 2020/5096 Esas sayılı dosyasına davalı tarafın yapmış olduğu itirazın 5.507,23 TL için iptaline, takibin bu miktar bakımından kaldığı yerden devamına,
Alacak belirli ve likit olduğundan %20 icra inkar tazminatı olan 1.101,45 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 376,20 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 98,23 TL’ nin mahsubu ile noksan olan 277,97 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A-11.maddesi uyarınca arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderinin tamamının davalı taraf arabuluculuk görüşmelerine katılmadığından davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL Başvurma ve 98,23 TL Peşin harç toplamı 152,63 TL’ nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından yapılan 1.039,50 TL tebligat/müzekkere/bilirkişi masrafı olan yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 995,35 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.18/10/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır