Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/393 E. 2022/47 K. 26.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2020/393
KARAR NO : 2022/47
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. … –
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. … –
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 02/09/2020
KARAR TARİHİ : 26/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/02/2022

Mahkememize açılan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki kapsamında müvekkilinin davalıya fatura karşılığı çeşitli makine, teçhizat ve aksamı satmış olduğunu, davalının siparişleri üzerine ürünlerin müvekkili şirket tarafından hazırlanıp davalı şirkete teslimi yapıldığını, ürün satışına konu faturaların bir kısmının tamamen ödenmediğini, bir kısmında ise kısmi ödemeler yapıldığını, baki alacağın ödenmemesi üzerine başlatılan takibe davalı itirazının haksız olduğunu, ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuğa başvuru yapıldığını, tarafların anlaşamadığını ileri sürerek davalının itirazının iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili Türk Borçlar Kanunu’nun 99.maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklının bu borcun vade veya fiili ödeme günündeki Türk parası ile ödenmesini isteyebileceğini, davacının icra takibinde 417.438,82 euro alacak gösterdiğini, bu alacağın yine euro cinsinden ödenmesini talep ettiğini, bunun ise emredici yasa hükümlerine aykırı olduğunu, icra takibinde faturalara dayandırılmış olmasına rağmen müvekkiline sadece ödeme emri tebliğ edildiğini, icra takibi ve ödeme emrinin Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu’nun emredici hükümlerine aykırı düzenlenmiş olduğundan hukuken geçerli olmadığını ve hüküm ifade etmediğini, bu nedenle haklı olarak icra takibine itiraz edildiğini, geçerli bir icra takibi olmadığından itirazın iptalinin talep edilemeyeceğini, taraflar arasında ticari ilişkinin varlığı kabul edilse dahi müvekkili şirket ile davacı arasında cari işleme dayalı ticari ilişkinin söz konusu olacağını, ortada bir ticari ilişkinin net bir şekilde tespit edilmesi, fatura konusu malın teslim edildiğini ispatı gerektiğini, salt faturanın varlığının bir ticari ilişkinin ve alacak hakkının göstergesi olmadığını, davacının iddialarını yazılı delille ispatlaması gerektiğini, davacının alacağına dayandırdığı faturaların içeriğinin taraflara tebliğ edilmediğinden ödeme emri eklerinden tespitinin mümkün olmaması nedeniyle bir an için mal alımı yapılmışsa dahi alacağın muhasebesel kontrolünün yapılması, yapılan ödemeler nedeniyle bir borç olup olmadığı ya da net miktarın ne olduğuna ilişkin kontrolün hızlı bir şekilde yapılamayacağından alacağın likit olmadığını davacı alacağının belirlenmesi için mevduat gereğince davacının resmi ve yasal defterlerinin de incelenmesi gerektiğini savunarak haksız davanın usulden ve esastan reddine, takibi başlatmakta haksız ve kötü niyetli olan davacının %20 oranında kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE:
Dava, mal satımından kaynaklanan baki alacağın tahsiline yönelik başlatılan takibe itirazın haksızlığı iddiasıyla açılan itirazın iptali davasıdır.
Celp edilen Ankara … Müdürlüğü’nün 2019/11671 esas sayılı dosyanın incelenmesinde davacının faturalara dayalı 417.438,82 euro’nun işleyecek faizi ile birlikte tahsili amacıyla davalı şirket hakkında ilamsız takip başlattığı, davalının süresinde tüm borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, iş bu davanın ise süresinde açıldığı görülmüştür.
Taraflar arasında mal alım satımına yönelik akdi ilişkinin mevcut olduğu çekişme konusu olmayıp çekişme davacının mal satımından kaynaklı baki alacağı olup olmadığı üzerinde toplanmaktadır.
Tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya gümrükçü ve mali müşavirden oluşturulacak bilirkişilere tevdi edilerek davalıya ait defterler ve gümrük belgeleri de yerinde incelenerek alınan 31/05/2021 tarihli raporda davacının icra takibine dayanak olarak toplam 1.034.612,70 Euro tutarında 13 adet fatura sunulduğunu, bu faturalardan 3 adet fatura ticari defterlere kayıtlı olmayıp bunlara ilişkin gümrük belgelerin de ibraz edilmediğini, dosya içeriği ile ibraz edilen belgeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde serbest dolaşıma giriş ve antrepo rejimleri çerçevesinde satın alınan malların toplam değerinin 1.068.701,24 Euro olup, kayıtlarda yer almayan takibe konu 3 fatura hariç bunlarla ilgili 550.000,00 Euro vadeli çeklerle 91.227,53 Euro’nun ise döviz transferleri yoluyla ödenmesi nedeniyle davalının ibraz ettiği gümrük belgelerine göre bakiye 427.473,71 Euro borcunun bulunduğu belirtilmiş, bu rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişilere tevdi edilerek itirazları karşılar alınan ek raporda ise davalının defter kayıtları ve gümrük belgeleri ile davacı vekilinin ibraz ettiği taşıma belgelerinin incelenmesinde davalı şirkete teslim edilen mal tutarının 1.069.979,64 Euro yapılan ödemenin ise 641.227,53 Euro olduğunu, bunun düşümü sonucunda davacı şirketin 428.752,51 Euro alacaklı olduğunu, davacı şirketin 50.000,00 Euro’luk alacakla ilgili başka bir dosyadan takip başlatması nedeniyle davacı şirketin takip tarihi itibari ile davalı şirketten alacağı tutarın 378.742,11 Euro olduğu belirtilmiş, bu rapora da taraf vekillerince itiraz etmesi üzerine itirazın karşılanması yönünde dosya bilirkişiye tevdi edilerek alınan ek raporda tarafların anlaşmasına binaen 02/04/2019 tarihinde 471.000,00 Euro olarak belirlendiğini, ödeme artığı denen 3.571,63 Euro’nun tenzili sonrasında davacı şirketin alacağının 467.426,37 Euro olduğu, başka bir icra dosyasında 50.000,00 Euro’nun takibe konu edilmesi nedeniyle bunun düşümü sonucu takip tarihi itibariyle alacağın 417.426,37 Euro olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna itiraz edilip davacının da defterlerinin incelenmesini talep etmiş ise de davalının defterleri ve gümrük kayıtları birlikte incelendiğinde ve diğer sunulan deliller de göz önünde bulundurulduğunda davalı defterlerinin incelenmesine gerek görülmemiş, davalı vekili ayrıca 6098 sayılı TBK’nin 99. maddesine göre yabancı para cinsinden alacağın takibe konulamayacağını savunmuş ise de belirtilen yasa maddesi göz önünde bulundurulduğunda bu itirazı da yerinde görülmemiştir.
Alınan rapor ve ek raporlar göz önünde bulundurulduğunda davacının aldığı malların toplamı 1.068.701,24 Euro olduğu, bunun 550.000,00 Euro’sunun vadeli çeklerle, 91.227,53 Euro’nun ise yurt dışına davacı ihracatçıya döviz transferi yoluyla ödendiği, toplam ödeme tutarı olan 641.227,53 Euro’ya davalının ibraz ettiği üç fatura bedeli olan 1.278,40 Euro’nun eklenmesi ile toplam 1.069.979,64 Euro ödemenin toplam faturadan düşülmesi sonucunda davacı şirketten alacağının 428.752,51 Euro olduğu, kambiyo takibi yapıldığından, bu nedenle dava konusu dışında kaldığı belirtilen 50.000,00 Euro’nun bu miktardan düşülmesi sonucunda takip tarihi itibari ile davacı alacağı 378.742,11 Euro’dur. Bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekir.
Toplanan delillere göre taraflar arasında mal satımından kaynaklanan ticari ilişkinin oluştuğu, davacının bakiye alacağının 378.742,11 Euro olduğu belirlenmekle bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne, alacağın likit, itirazın da haksız olması nedeniyle alacağın takip tarihindeki TL karşılığına göre hesaplanacak inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1.-Davanın KISMEN KABULÜNE, 378.742,11 Euro’ya davalının yapmış olduğu itirazın iptaline, kabul edilen alacağa yıllık %1,60 oranını geçmemek üzere 3095 sayılı yasanın 4a maddesine göre faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen alacağa göre hesaplanan 666.400,52 TL %20 inkar tazminatının davalıdan alınmasına,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 227.609,10 TL nispi karar ve ilam harcı için peşin alınan 49.250,33 TL ‘nin mahsubu ile noksan olan 178.358,77 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Arabulucu ücreti olarak karşılanan 1.320,00 TL ücretin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 121.945,03 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 32.280,53 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından bu dosya için yatırılan 49.250,33 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 7.092,50 TL posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 7.146,90 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan taktiren 6.484,12 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
8.-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere 26/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …