Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/39 E. 2022/24 K. 20.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/39
KARAR NO : 2022/24
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … TC No:…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … TC No: …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
Av. …
Av. …
DAVA : Ticari Şirkete Kayyım Atanması.
DAVA TARİHİ : 29/11/2019
KARAR TARİHİ : 19/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 03/02/2022

Mahkememize açılan ticari şirkete kayyum atanması davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili müvekkilinin dava dışı … Yapı A.Ş.’nin küçük ortağı olduğunu, şirketin amacına ulaşamadığını, şirketçe kendisine bilgi ve belge verilmediğini, şirketin genel kurulunun da yapılamadığını, şirketin idaresinin davalı …’te olduğunu, şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesindeki edimlerini yerine getirmediğini, çeklerin karşılıksız çıktığını, ortakların kar payı alamadıklarını, müvekkilinin satın aldığı dükkanların kendisine teslim edilmediğini iddia ederek davalının şirket müdürlüğü görevinin kaldırılmasına, kayyum atanmasına karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili … Yapı A.Ş.’de müvekkili …’ün %87, davacı …’ün ise %13 paya sahip olduğunu, yönetimin iki kişiden oluştuğunu, davacının yönetim kurulu toplantılarına katılmadığından genel kurul çağrısı yapılamadığını, genel kurul çağrısı ihtarla talep edilmesine rağmen davacının toplantıya gelmediğinden karar alınamadığını, yönetim kurulu üyeliği görevlerini yerine getirmeyenin davacı olduğunu, şirketin zarar ettiği iddiasının doğru olmadığını, bankadan kullanılan kredilerle ilgili ipoteklerin kaldırılması sonrasında tapu devirlerinin yapılacağını, tapu devirleri yapılamadığından şirketin faiz yükünün artması nedeniyle kar dağıtımı yapılamadığını savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, haklı nedene dayalı müdürlük görevinden azle yöneliktir.
Davacı ve davalının dava dışı şirkette ortak müdür oldukları çekişme konusu olmayıp çekişme, haklı sebeplere dayalı müdürlük görevinden azil şartlarının oluşup oluşmadığı üzerinde toplanmaktadır.
Davalı … tarafından şirketi davalı göstererek genel kurula çağrıya izin verilmesi yönünde dava açtığı, dosyamızın davacısının da davaya cevap verip karşı dava olarak da …’ün haklı nedene dayalı müdürlük görevinden azli talep edilmiş, her iki dava birlikte görülemeyeceğinden iş bu dava asıl davadan ayrılarak ayrı bir esasa kaydedilmiş, davacı vekili 01/07/2020 tarihli ön inceleme duruşmasında açılan davanın davalının müdürlük görevinin kaldırılmasına, dava sonuçlanıncaya kadar şirkete kayyum atanmasını talep ettiklerini beyan etmesi nedeniyle davaya davalının müdürlük görevinden azil davası olarak görülüp sonuçlandırılmıştır.
Tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya ehil bir bilirkişiye tevdi edilerek davalının müdürlük görevinden azil için sunulan delil ve belgelere göre şartların var olup olmadığı yönünde rapor alınması için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 16/04/2021 tarihli rapora itiraz edilmesi üzerine dosya aynı bilirkişiye tevdi edilerek bu kez 02/12/2021 tarihli taraf itirazlarını karşılar ek rapor alınmıştır.
Davacı vekili bilirkişi ek raporuna da itiraz etmişse de bilirkişi rapor ve ek raporunda dosyaya sunulan deliller incelenip değerlendirildiğinden davacı vekilinin yeni bir heyetten rapor alınması talebi yerinde görülmemiştir.
TTK’nin görevden alma, yönetim ve temsil yetkisinin geri alınması ve sınırlandırılması başlıklı 630/2. fıkrasında her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkının ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği 3. fıkrasında ise yöneticinin özen ve bağlılık yükümü ile diğer kanunlardan ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerin ağır bir şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetimi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak kabul olunabilir hükümleri mevcuttur.
Bilirkişiden alınan rapor ve ek raporda tarafların yöneticisi olduğu şirketin defter ve belgeleri ile sunulan delil ve belgeleri incelendiği, yapılan inceleme sonucunda da şirketin 2016 yılında kar ettiği, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında inşaat işlerinin devam etmesi nedeniyle şirketin zarar ettiğinin gözüktüğü, dağıtılması gereken bir pay olmadığı, davacının şirkette iki ayrı krediyle de halen şahsi kefaletinin devam ettiği, kredi ödemelerinin önemli bir kısmının tamamlanmış olması ve kredi ödemelerinin devam etmesi sebebiyle yakın gelecekte bir risk görülmediği, yapılan inşaattaki satılan bağımsız bölümlerle ilgili hak sahiplerine dairelerin teslim edilmediği iddiasının yeterli delille desteklenmediği, şirketin halen ödenmeyen bir çeki olduğu, bu çekin de uyuşmazlık ve dava konusu olduğu, bu davanın tefrik edildiği dosyada …’e genel kurula toplantıya çağrılma yetkisi verildiğini, şirketin olağan faaliyetlerini aksamadan sürdürdüğü belirtilmiş, sunulan deliller ve alınan raporlar göz önünde bulundurulduğunda yukarıda belirtilen TTK’nin 630.maddesinde belirtilen haklı sebepler davalı aleyhine oluşmadığı kanaatine varılmıştır.
Toplanan delillere göre davacı vekili tarafından açılan dava ile şirketin ortak yöneticisi olan davalının haklı sebebe dayalı olarak müdürlük görevinden azlini talep etmişse de yukarıda belirtildiği gibi davacı davalı şirket müdürü ortağın azli için haklı sebeplerin oluştuğunu ispat edemediği kanaatine varılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 44,40 TL başvuru harcı ile 80,70 TL maktu karar ve ilam harcı toplamı 125,10 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 19/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …