Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/348 E. 2022/758 K. 03.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/348 Esas – 2022/758
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/348 Esas
KARAR NO : 2022/758

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/08/2020
KARAR TARİHİ : 03/11/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 16/11/2022

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, Müvekkili ile davalı arasında inşaat malzemelerinin alım-satım hizmetinden kaynaklanan bir ticari ilişki olduğunu, bu ilişki sebebiyle müvekkili tarafından davalıya teslim edilen malların fatura tutarı olan 309.884,39 TL’nin kendilerine ödenmediğini, müvekkilinin davalıya olan güveninden dolayı 6 ay beklediğini, daha sonra … Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının itirazla takibi durdurduğunu, davalının yetki itirazının yersiz ve kötü niyetli olduğunu, uyuşmazlığın çözümü için başvurdukları arabuluculuktan da sonuç alınamadığını İtirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin taahhüdünü eksiksiz olarak teslim ettiğini, Yargıtay’ın bu konuda birçok kararı bulunduğunu, borcun niteliği uyarınca alacağın tamamının likit ve muaccel olduğu, bu haliyle itiraz edilmesinin sadece art niyet göstergesi olduğunu, açıkladıkları sebeplerle, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali alacaklarına avans faiz işletilerek icra takibinin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

CEVAP :
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin adresinin İstanbul/Kadıköy olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, icra takibine konu faturaya itiraz ettiklerinden yetkili mahkeme belirlenemeyeceği kanaatinde olduklarını, alacak iddiasının tek dayanağının bir fatura olduğunu, davacının müvekkiline teslim ettiği bir mal olmadığını, taraflar arasında alım satım akdi yapılmadığını, cari hesap ilişkisinin olmadığını, davacının 6 ay beklediği iddiasının aksine malın teslim edilmesini kendilerinin beklediğini, faturaya itiraz süresi geçtikten sonra da alacak iddiasında bulunduğunu, davacının ticari defter ve kayıtları incelendiğinde böyle bir mal giriş çıkışının olmadığının tespit edileceğini, faturada teslim eden veya teslim alan olarak herhangi bir isim veya imza olmadığını, Cari hesap nitelemesiyle davacı tarafından sunulan fotokopinin cari hesap olmadığı, taraflar arasında cari hesap ilişkisinin olmadığı, yalnızca faturanın ve bu faturaya itiraz edilmemiş olmasının malın satılıp teslim edildiğini kanıtlamadığını, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarının da bu yönde olduğu, Davanın haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, haksız ve kötü niyetle icra takibi yapıldığını, bu nedenle %20’den aşağı olmamak üzere icra tazminatının davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları ile davacı defterleri hakkında SMMM bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda özetle, davacının icra takip tarihi olan 26.08.2019 tarihinde davalıdan 309.884,39 TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Davalı yana yöntemince çıkartılan defter ibraz emrine rağmen defterler ibraz edilmemiş yeri de bildirilmemiştir.
Vergi dairelerinden BA BS formları celbedilmiştir.
… sayılı takip dosyası incelenmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, satış sözleşmesi ilişkisine dayalı faturalı satımdan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında satış sözleşmesi imzalanıp imzalanmadığı, sözleşme imzalandı ise davacının edimini yerine getirip getirmediği, davacının sözleşme gereği fatura alacağına hak kazanıp kazanmadığı, davacının alacağının bulunması halinde miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktarır.
Davalı yan icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz etmiş olup dava para alacağına ilişkin olup alacaklı ikametinde de takip ve dava edilebileceğinden bu yöndeki itirazın reddi gerekmiştir.
Davalı şirket tarafından borcun olmadığı iddia edilmektedir. Faturaya dayalı taleplerde fatura konusu mal veya hizmetin alıcıya sunulduğu, teslim edildiği ispatlanırsa satıcı bedele hak kazanır. Menkul mal satışlarında alıcının malı teslim alması, satım bedelinin muaccel olması sonucunu doğurur. Bu halde malların tesliminin ispatı gerekir.
Davacı defterlerinin incelenmesinde sahibi lehine delil vasfı taşıyan davacı yasal defter kayıtlarına göre davacının davalıya bir kısım mal satıp bedeli faturalandırdığı, davacının davalıdan 309.884,39 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir. Davalının usulüne uygun olarak defterlerini ibraz emri tebliğine rağmen defterlerini ibraz etmediğinden incelemesi yapılamamıştır. Fakat davalının incelenen BA formlarından satışa konu faturaları defterine kaydedip vergi dairesine bildirdiği görülmüştür.
6100 sayılı HMK’nın “Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması” başlıklı 222/3. maddesi “… şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” Hükmünü içermektedir.
Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan davalı, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. ve 222/3 maddeleri gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, davacı defterindeki kayıtlara uygunluğu mahkememizce kabul edildiğinden, davalının BA formlarında davacının alacağına konu fatura bildirilmiş olduğundan, bu halde malların teslim edilmediğini ispat yükü davalıda olacağından 309.884,39 TL asıl alacak yönünden itirazın iptaline karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenle davalının davaya konu alacağı sabit görüldüğünden davanın kabulüne, itirazın iptaline ve alacak likit olduğundan davacı yararına icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile … sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin bu bedel üzerinden kaldığı yerden devamına,
2-Kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen %20 icra inkar tazminatı olan 61.976,87 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 21.168,20 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 3.742,64 TL harcın mahsubu ile noksan olan 17.425,56 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 46.383,81 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafça yatırılan 54,40 TL başvurma harcı, 3.742,64 TL peşin harç olmak üzere toplamı 3.797,04 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 1.414,50 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/11/2022

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.