Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/257 E. 2022/421 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/193 Esas – 2022/406
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/193 Esas
KARAR NO : 2022/406

HAKİM …
KATİP….

DAVACI ….
DAVALI :….

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 08/01/2015
KARAR TARİHİ : 06/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 26/06/2022

Mahkememize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle,…. Özelleştirme Yüksek Kurulunun 02/04/2004 tarih ve 2004/22 Kararı ile özelleştirme kapsamına alınarak bunun gerçekleştirilmesi için …’a ait dağıtım sistemi 20 ayrı dağıtım bölgesine ayrılarak her bir dağıtım bölgesi için ayrı bir anonim şirket kurulduğunu, bu şirketlerin birininde müvekkili şirket olduğunu, bu şirketler ile ayrı ayrı 24/07/2006 tarihli işletme hakkı devir sözleşmesi imzalandığını, özelleştirme yüksek kurulunun 07/03/2013 tarihli 2013/20 sayılı kararı uyarınca 28/05/2013 tarihli hisse satış sözleşme ile müvekkili şirkete ait hisselerin tamamının dava dışı şirkete satıldığını, bu tarihe kadar ki bölgede ki dağıtım faaliyetlerinin …’ın kontrolünde yürütüldüğünü, işletme hakkı devir protokolü öncesinde davalı tarafından gerçekleştirilen işlemler nedeniyle …12. İş Mahkemesinin 2007/1200 Esas sayılı dosyasından verilen ilamın …7. İcra Müdürlüğünün 2009/1687 sayılı dosyasında takibe konulması üzerine 29/06/2010 tarihinde 3.205,36 TL 24/05/2010 tarihinde 167.600,00 TL olmak üzere 170.805,36 TL ödendiğini, davanın takibi sırasında da 1.000,00 TL bakiye karar harcı, 7.929,00 TL temyiz harç marsafları ödendiğini, işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.4,7.5 ve hisse satış sözleşmesinin 9/4. Maddesine göre ödenenden davalının sorumlu olduğunu belirterek ödenenlerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, hisse devir sözleşmesine göre davacı tarafından devire esas nizam düzenlenerek, devire esas bilançonun belirlendiğini, bu işlemler neticesinde geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiğini bu nedenle davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını, yapılan ödemenin hisselerin tamamının davalıda bulunduğu tarihle yapıldığını belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
Mahkememizce 2015/14 esası üzerinden yapılan yargılamada 2015/14 E. 2018/429 K. sayılı 14.05.2018 tarihli karar ile “Davanın kısmen kabulüne, 160.079,89 TL ödemenin 156.873,53 TL’sine 25/05/2010, 3.205,36 TL’sine 06/07/2010 tarihinden, 1.869,20 TL temyiz harcı ödemesinin 02/01/2009 tarihinden, 5.406,00 TL bakiye harç ödemesinin 28/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiş olup iş bu kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine … Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi’nin E. 2018/1666 K. 2019/1426 sayılı kararı ile her iki tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. İstinaf ret kararının davalı tarafça temyizi üzerine Yargıtay 11. HD. E. 2020/425 K. 2021/820 sayılı 03.02.2020 tarihli kararı ile “…Davacı tarafından ölen işçinin mirasçılarının ana para tazminat bedelinin faizinin tahsili için açtıkları dava sonucunda icra dosyasına ödediği meblağ nedeniyle ve sözleşmeden doğan hukuki sorumluluğa istinaden alt yüklenici olan dava dışı şirket hakkında tazminat davası açtığı ve davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın Yargıtay derecatından geçerek kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, davacı taraf ile dava dışı şirket arasındaki iç ilişki nedeniyle hükmedilen bu tutarın tamamının, işbu dava kapsamında talep edilen meblağdan mahsup edilerek bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir…” gerekçesiyle BAM kararının bozularak kaldırılmasına karar verildiği görülmüş, bozma ilamına uyularak iş bu esas üzerinden yargılamasına başlanmıştır.
Dosyamız arasına alınan….21. Asliye Hukuk Mah. 2010/366 E. 2013/424 K. sayılı kararında özetle: Mahkememiz dosyasına konu kaza nedeniyle işçiye ödenen tutarlardan dava dışı Elcem … Şti.’nin payına düşen tutarın BEDAŞ tarafından Elcem … Şti.’den rücuan tahsili talebiyle açılan dava olduğu, Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve 94.891,87 TL anapara ile 1.428,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 96.320,72 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verildiği görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan…31. İcra Md. 2015/37572 E. sayılı dosyasında özetle: Davacı BEDAŞ tarafından… 21. Asliye Hukuk Mah. 2010/366 E. 2013/424 K. sayılı kararının infazı için dava dışı borçlu Elcem … Şti. aleyhine 31.12.2015 tarihinde ilamlı icra takibine geçildiği, icra emrinin 96.320,72 TL asıl alacak, 47.073,12 TL işlemiş faiz, 9.755,65 TL ilam vekalet ücreti, 1.864,26 TL işlemiş faiz, 1.514,70 TL peşin harç, 289,45 TL işlemiş faiz, 375,98 TL yargılama gideri, 71,85 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam157.265,73 TL alacağın tahsiline ilişkin olduğu görülmüştür.
Mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda eksiklikler giderildikten sonra alınan 15.05.2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle: İcra dosyasına yapılan toplam 170.805,36 TL’lik ödemenin içinde 6.127,00 TL onama harcının da bulunduğu, dolayısıyla 170.805,36 TL’nin içinde rücu ediliyor olduğu, davacının icra dosyasına yaptığı toplam 170.805,36 TL’lik ödemeden, kendisinin iç ilişkideki sorumluluk oranı ve diğer müteselsil sorumlu dava dışı Elcem … Şti.den rücuan tahsiline karar verilen tutar göz önüne alınarak yapılan hesaplamalar sonucunda davalıya rücu edilebilecek tutarın toplam 75.913,50 TL olarak hesaplandığı, bunun 74.488,90 TL’sinin 25.05.2010 tarihli ödemeden rücu edilebilecek kısım, 1.424,60 TL’sinin 06.07.2010 tarihli ödemeden rücu edilebilecek kısım olduğu, davalıya rücu edilebilecek temyiz harç ve masraflarının 02.01.2009 tarihinde ödenen 830,76 TL ve bakiye karar harcının da 28.01.2009 tarihinde ödenen 2.402,67 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı ile davacı arasında imzalanan 24.07.2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinin 7.4 maddesinde “Dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacıyla gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu …’a aittir. … tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülebilecek her türlü talebin muhatabı …’dır.”, 7.5. maddesinde “Dağıtım Faaliyeti’nin Şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğu Şirket’e aittir. Şirket tarafından yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı Şirket’tir. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar Şirket tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük Şirket tarafından karşılanır.”, 7.6. maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden önce Dağıtım tesisleri ile Dağıtım Tesisleri’nin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk …’a aittir. Bu dönemde yürütülmüş bulunan bu faaliyetler nedeniyle üçüncü kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabı …’tır. Bu talepleri konu alan icra takibi ve davalar … tarafından yürütülür ve sonuçlandırılır. Bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülük … tarafından ödenir.”, 7.7 maddesinde “Sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluk şirkete aittir.”, 18.6. maddesinde ise “Şirket… bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükümleri yer almaktadır.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile dava dışı şirket arasında davacı şirketteki kamu hisselerinin devrine yönelik olarak akdedilen 28.06.2013 tarihli hisse devir sözleşmesinin alıcının taahhütleri başlıklı 9.4. maddesinde “Alıcı ihale konusu hisseleri devraldığı tarihten önceki döneme ilişkin olarak işletme hakkı devir sözleşmesindeki hükümler … saklı kalmak kaydıyla, şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğunu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmeler ile ilgili olarak kendisinin veya şirketlerin idareyi ve …’ı ilzam edecek hiçbir başvuru ve rücu hakkının bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” denilmektedir.
Davalı yan zamanaşımı itirazında bulunmuş olup taraflar arasındaki hukuki ilişki sözleşmeye dayandığından bu sözleşme için zamanaşımı süresine ilişkin ayrık bir hüküm bulunmaması nedeniyle 6098 sayılı TBK 146. Maddesine göre 10 yıllık zamanaşımı ödeme tarihinden itibaren dolmadığından zamanaşımı definin reddine karar verilmiştir. (Aynı yönde Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 20.02.2017 tarih 2016/8129 E ve 2017/479 K sayılı ilamı)
Davacının yapmış olduğu ödeme işletme hakkı devir sözleşmesinden önceki döneme ait olması nedeniyle bu ödemelerden yukarıda belirtilen işletme hakkı devir sözleşmesinin ve hisse devir sözleşmesinin belirtilen maddelerine göre davalı sorumlu olup, davalıya rücu talebinde bulunmakta haklıdır.
Bilirkişi asıl raporunda işletme hakkı devir sözleşmesinin 7.2 maddesine göre ihbar yükümlülüğü yerine getirilmediğinden, bazı taleplerin istenemeyeceğini belirtmiş ise de kazanın oluş tarihi, işletme hakkı devir sözleşmesi tarihi ve hisse devir sözleşmesi tarihi göz önünde bulundurulduğundan davacı tüm ödediğini, davalıdan ödediği tarihten itibaren talep edebilir.
Toplanan delillere göre mahkeme ilamına dayalı olarak yapılan ödemeden işletme hakkı devir sözleşmesi ve hisset devir sözleşmesinin yukarıda belirtilen maddelerine ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin bozma ilamına göre Davacı tarafından ölen işçinin mirasçılarının ana para tazminat bedelinin faizinin tahsili için açtıkları dava sonucunda icra dosyasına ödediği meblağ nedeniyle ve sözleşmeden doğan hukuki sorumluluğa istinaden alt yüklenici olan dava dışı şirket hakkında açtığı tazminat davasına ilişkin verilen kararın Yargıtay derecatından geçerek kesinleşmiş olduğu anlaşılmakla, davacı taraf ile dava dışı şirket arasındaki iç ilişki nedeniyle hükmedilen bu tutarın tamamının, işbu dava kapsamında talep edilen meblağdan mahsup edilerek yapılan hesaplamaya ilişkin 15.05.2022 tarihli bilirkişi ek raporu hükme esas alınarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’nden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkin olup, rücu hakkı, başkasına ait bir borcu yerine getiren kişinin mal varlığında meydana gelen kaybı gidermeye yönelik tazminat niteliğinde bir talep hakkı olduğundan ve davacının mal varlığındaki eksilme ödeme tarihinde gerçekleştiğinden kabul edilen alacağa ödeme tarihlerinden itibaren (taraflar tacir olmakla) avans faizi hükmedilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE,
75.913,50 TL ödemenin 74.448,90 TL’sine 25/05/2010, 1.424,60 TL’sine 06/07/2010 tarihinden, 830,76 TL temyiz, harç ve masraf ödemesinin 02/01/2009 tarihinden, 2.402,67 TL bakiye harç ödemesinin 28/01/2009 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
Fazlaya İlişkin Talebin Reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 5.349,78 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 3.069,42 TL peşin ve 75,24 TL tamamlama harcı toplamı 3.144,66‬ TL’den mahsubu ile noksan olan 2.205,12 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 10.981,10 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına red miktarına göre hesaplanan 13.584,73 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafça yatırılan 3.069,42 TL peşin harç ve 75,24 TL tamamla harcı toplamı 3.144,66‬ TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6-Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 634,50 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 662,20 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 288,52 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2022

Katip…
✎ e-imzalıdır

Hakim ….
✎ e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.