Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/232 E. 2021/143 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/232 Esas – 2021/143
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/232 Esas
KARAR NO : 2021/143

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 10/06/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2021
Mahkememize açılan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, 3996 Sayılı Bazı Yatırım Ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun hükümlerine göre Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Kuzey Çevre Otoyolu’nun işletme hakkı sahibi; davalının ise, işletme hakkı müvekkili şirkette bulunan köprü ve otoyolları kullanmış bulunan gerçek kişi olduğunu, işletme hakkı müvekkili şirkette bulunan köprü ve otoyollardan geçişlerin 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirildiğini ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulaması yapıldığını, bununla birlikte geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanun’un 30/7 maddesi uyarınca ceza uygulanmadığını, davalı adına kayıtlı bulunan ….plaka sayılı araçlar ile muhtelif saat ve tarihlerde ücret ödemeksizin köprü ve otoyol geçişleri yapıldığını, bedeli ödenmeyen geçiş ücretlerinin, bu ücretlere ait gecikme cezaları, bu ücretlerin icra takip tarihine kadar işlemiş faizleri ile işlemiş faizin KDV’si toplamının; 33.235,80 TL olduğunu, geçiş ücretlerinin süresi içerisinde ödenmemesi üzerine ödenmeyen geçiş ücretleri ve yasal ceza bedellerinin ödenmesinin sağlanması amacıyla icra takibine girişildiğini; davalının ise, takibe konu edilen borcun bulunmadığı gerekçesiyle icra takibine itiraz ettiğini, dava konusu icra takibinden sonra 7144 sayılı Kanun’un 18. maddesi ile 6001 sayılı Kanun’un 30. maddesinde değişiklik yapılarak uygulanan ceza kat sayısının ondan dörde düşürüldüğünü, bu nedenle davanın ceza uygulamalarında kanuni değişiklik sonrasında oluşan hukuki durum dikkate alınarak cezalar dört kat olarak belirlenerek harçlandırıldığını, bu yönüyle; icra takibine konu edilen geçiş ücretlerinin dört katını aşan ceza bedellerinin davanın konusu olmadığını, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’ nun 6. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’ nun 190. maddeleri uyarınca, herkes iddiasını ispat etmekle mükellef olduğunu, iİhlalli geçişlere ilişkin kayıtların dilekçe ekinde sunulduğunu ve davalının otoyoldan geçiş yaptığının sabit olduğunu, davalının otoyoldan geçiş yapmadığı yönünde bir savunması da bulunmadığını, diğer taraftan geçiş bedelinin ödendiğini ispat yükünün davalıya ait olmakla davalının geçiş ücretlerini ödemediğinin de sabit olduğunu, icra takibine itiraz eden davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu ve dava konusu takibe dayanak alacağın likit olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulü ile … Müdürlüğü’ nün … sayılı dosyasında davalı/borçlunun icra takibine vaki itirazının iptaline, İcra takibinin 6.813,40 TL geçiş ücreti, 26.422,40 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 33.235,80 TL asıl alacak yönünden takip talebinde gösterilen şartlarla devamına, davalının icra takibine itiraz etmiş olmasından ötürü % 20′ den az olmamak üzere İcra İnkar Tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin davacı alacaklıya geçiş ücretlerinden dolayı herhangi bir borcu bulunmadığını, zira müvekkilinin tüm geçiş ücretlerini gerek HGS den, gerek OGS den, gerekse T.C. … Bankası A.Ş. … Şubesi … iban nolu hesaptan ve gerekse de T.C. … Bankası A.Ş. … Şubesi’ nden vezneden ödeyerek tüm geçiş ücretlerinin ödediğini ve davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava; otoyoldan ihlalli geçiş nedenine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
… Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, Alacaklı davacının 22.11.2017 tarihinde borçlu aleyhine 74.367,90 TL tutarındaki alacağının tahsiline ilişkin ilamsız takip başlattığı, davalı yanın borca, faize ve icra dairesinin yetkisine itirazı ile … Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasının 06.02.2018 tarihinde durdurulduğu anlaşılmıştır.
2004 sayılı İİK 67. Maddesinde; takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebileceği, bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklının; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edileceği hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda, davalı borçlu, dava konusu takip dosyasında ödeme emrine itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine de itiraz etmiştir. Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, İtirazın iptali davalarında, hem icra dairesinin hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmesi durumunda İİK.nun 50.maddesi uyarınca öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın, HMK’nın 164. maddesi hükmü uyarınca ön sorun olarak incelenmesi gerekir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması, bu sonuca etkili değildir. Eş söyleyişle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek kesin olarak sonuçlandırmalıdır(HGK’nın 28.03.2001 gün ve 2001/19-267 E. 2001/311 K.;20.03.2002 gün ve 2002/13-241 E.,2002/208 K.).
6100 sayılı HMK’nın 6/1 maddesinde; genel yetkili mahkeme davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. H.D. 2019/2361E. 2021/181K. Sayılı ilamında da “6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir. Zira, 6001 sayılı Kanun’un 30/5.maddesinde, sadece geçiş ücreti değil aynı zamanda geçiş ücretinin dört katı tutarında para cezası öngörülmüştür. Para cezasından kaynaklanan bir borcun Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesinde düzenlenen borçlardan olmadığı gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir……. İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. Diğer yandan ihlalli geçişin yapıldığı para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir.” şeklinde belirtildiği üzere takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün olmadığından davalı borçlunun yerleşim yerinin ve ihlalli geçişin yapıldığı yerin İstanbul olduğu anlaşılmakla takibin yetkisiz olan Ankara İcra Dairesinde başlatıldığı ve süresinde usulüne uygun olarak icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği görülmüştür.
Dava konusu uyuşmazlık otoyoldan ihlalli geçiş nedenine dayalı olarak başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olmakla dava konusu uyuşmazlıkta yetkili icra dairesi ya da dairelerinin tespitiyle takibin yetkili icra dairesinde başlatılıp başlatılmadığı hususunun öncelikle belirlenmesi gerekmektedir. Dava ve takip konusu uyuşmazlıkta takibin yukarıda da açıklandığı üzere yetkisiz icra dairesinde başlatılmış olduğu anlaşıldığından davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcın, peşin alınan 195,75 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 136,45 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.985,37 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
Dair, taraf vekillerinin ve davalı asil ….’ nın yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/03/2021