Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/207 E. 2021/64 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/207 Esas
KARAR NO : 2021/64

DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/05/2020
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/02/2021

Mahkememize açılan Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı …’un birlikte diğer davalı bankada müşterek hesap açtıklarını, müvekkilinin davalı bankadan bakiye sorgulandığında, hesabın kapatıldığını ve bakiyenin davalı …’a ödendiğini bildirdiğini, müvekkilinin bilgisi ve izni dışında izinsiz çekimin yasalara aykırı olduğunu belirterek müvekkilinin payı olan 25.557,30 TL’nin davalının kazanım tarihinden itibaren getiri ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili, cevap dilekçesinde özetle, davanın zaman aşımına uğradığını, davacının 10 yıl sonra dava açmasının kötü niyetli olduğunu, bir kusur var ise davalı bankanın kusuru olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Davalıya bankaya yazılan müzekkereye verilen cevapta, açılan müşterek hesapta bir taahhütname bulunmadığını, hesabın bireysel olduğu bildirilmiştir.
MAHKEMEMİZİN GÖREVİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ:
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı düzenlenmiştir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. Dava, ticari olarak hareket etmeyen banka müşterisi davacının banka hesabındaki karışıklık nedeniyle diğer davalı gerçek kişiye yapılan ödemenin iadesi talepli olduğundan ve buradaki bankacılık işleminin tüketici işlemi sayılması gerektiğinden mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 09.10.2017 tarih 2016/3108 Esas ve 2017/5150 karar sayılı kararı, aynı dairenin 12.04.2017 tarih 2016/3097 Esas, 2017/2092 Karar sayılı kararı, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22.12.2016 tarih ve 2016/61 Esas ve 2016/73 Karar sayılı kararında benzer davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu yönünde kararlar verilmiştir.
Neticede yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ile davalı banka arasındaki ilişkide davalının tüketici olarak kabul edilmesi gerektiği, yapılan işlemin de bir tüketici işlemi olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık hakkında yargılama yapmaya Tüketici Mahkemesi görevli bulunduğundan HMK’nın 114/c maddesi gereğince mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ,
2-HMK 114/c maddesi gereğince görev dava şartı olduğundan, anılan yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine,
3-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli ANKARA NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİNE gönderilmesine,
4-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2 maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Dair, Davacı vekilinin ve davalı gerçek kişi vekilinin yüzüne karşı, diğer davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*