Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/175 E. 2022/398 K. 31.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/164 Esas – 2022/418

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/164 Esas
KARAR NO : 2022/418

HAKİM :…
KATİP…

DAVACI : …
VEKİLİ : Av…
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 2- …
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 07/06/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2022

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, kendilerinin 08.06.1984 tarih ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümlerine tabi olarak kurulmuş tüzel kişiliğe tabi bir kamu iktisadi kuruluşu olduğunu, kendilerinin hizmet binası ile işletmekte olduğu havalimanlarında ihtiyaç duyulan güvenlik hizmetlerinin ihale yoluyla piyasadan temin edildiğini, … Havalimanı için ihtiyaç olan güvenlik hizmetlerinin 01.12.2008/ 31.05.2013 tarihleri arasında…….’ye 01.06.2013/ 31.12.2013 tarihleri arasında ……’ne ihale edildiğini, imzalanan sözleşmelerde…Mahkemelerinin yetkili kılındığını, dava dışı işçi ….in davalı şirketler bünyesinde… Havalimanında çalıştığı dönemde hak etmiş olduğu kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının ödenmesi talebiyle… ….. sayılı dosyasıyla kendileri davacı….) aleyhine dava açtığını, açılan bu davada mahkemece verilen 02.06.2016 gün ve … sayılı kararla, davanın kısmen kabul edilerek hesaplanan işçilik alacaklarının davacıya ödenmesine karar verildiğini, kararın…sayılı ilamıyla onandığını, mahkeme kararının ….sayılı dosyasıyla icra takibine konu edilmesi üzerine hesaplanan 35.505,92 TL dosya borcunun 07.01.2020 tarihinde icra dosyasına ödenmek durumunda kalındığını, davalılar ile imzalanan sözleşme ve eklerinde yer alan teknik şartnamelerin ilgili maddelerinde düzenlemeler bulunduğunu, Yargıtay’ın istikrar kazanan kararlarında, aralarındaki sözleşmesel ilişki nedeniyle hizmet alımı ihalelerinden kaynaklı olarak asıl işveren sıfatındaki idarelerin işçilere ödemek durumunda kaldıkları işçilik alacaklarından asıl sorumluluğun yüklenici şirketlere ait olduğu ve her bir yüklenicinin kendi çalışma süresine isabet eden işçilik alacağı ödemelerinden idareye karşı sorumlu olduklarının ortaya konulduğunu, konu hakkında davalı şirketler ile kendileri arasında dava şartı arabuluculuk sürecinin takip edilmiş ise de kendilerince dava dışı işçiye ödenmek durumunda kalınan meblağların rücusu hususunda taraflar arasında bir anlaşma sağlanamadığını, belirterek; şimdilik 35.505,92 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı… Özel Güvenlik Hizmetleri vekilinin cevap dilekçesinde özetle; usule ilişkin olarak zamanaşımı itirazında bulunduklarını, görev itirazında bulunduklarını, esasa ilişkin olarak dava dışı İşçi Meral Köseoğlu Bilek’in kendileri ile belirli süreli iş sözleşmesine istinaden çalıştığını, davacının iş akdinin, kendilerinin asıl işveren ile olan alt işverenlik sözleşmesinin sonlanması neticesinde sona erdiğini, dava dışı işçinin kendileri nezdindeki çalışmasının dönemsel olup, kabul anlamına gelmemekle birlikte kendileri davacının yaptığı ödemelerden sorumlu tutulacaksa dahi sorumluluğun işbu çalışma süresiyle sınırlı olması gerektiğini, dava dışı işçinin işyerindeki sevk ve idaresi davacı yanca sağlandığından müvekkil şirketin sair alacaklardan sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, kendilerinin davacıya ihale ve sözleşme gereği çalışan temin ettiğini, kendilerinin burada yaptığı şeyin sadece çalışan temin etmek olup, temin ettiği çalışan üzerinde herhangi bir sevk ve idare yetkisinin bulunmadığını, dava dışı işçinin yıllık izin, fazla mesai, UBGT alacağı gibi sair alacak kalemlerinden kendilerinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, 4857 sayılı İş Kanununun 112.Maddesi sebebiyle ihale süresince, kıdem tazminatını, işverenlere ödemeden kendi bünyelerinde biriktirerek işçilere ödeyen ya da ödemesi gerekenin kamu kurum ve kuruluşları olduğunu, Türkiye’de kamu kurum ve kuruluşlarının yerleşik uygulaması nedeniyle çalışan temini için ihaleye giren bir çok özel firmanın zor durumda kaldığını, kamu işverenleri ile sözleşme yapan özel sektördeki alt işverenlerin durumlarının karşılaştırmaya elverişli olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, kamu işverenleri tarafından 11.09.2014 tarihinden önce sözleşme gideri içerisinde yer alan ve hak edişlerle alt işverenlere peşin olarak ödenen kıdem tazminatı giderinin artık ödenmediğini, alt işverene peşin olarak ödenen kısmın işçilerin maaşları ve fazla mesaileri olduğunu, bu sebeple artık kamu işverenlerinin rücu etme hakkı bulunmadığını, kamu kurumlarınca yapılan personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımlarında, işçilerin kıdem tazminatlarının sözleşme gideri kapsamından çıkarılması, kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün yegane sorumlusunun kamu kurumları olduğunu açıkça gösterdiğini, kamuda taşeron olarak çalışanların tüm mesailerinin ve çalışma şartlarının işverene ait olduğunu, çalışanların üzerindeki sevk ve idare yetkisinin tamamen idareye ait olduğunu, tüm maaş, fazla mesai vb. sosyal haklarının kamu kurumları tarafından ödenmekte iken, kıdem tazminatından alt işverenin sorumlu tutulmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu, Sayın Mahkemenizce bu aykırı durumun Anayasa’ya aykırılığı konusunda karar verilmek üzere dosyanın Anayasa Mahkemesi’ne gönderilmesini istemek zorunluluğu – doğduğunu, kamu İişverenlerifin taşeron işçi çalıştırmasındaki yegane amacın alt işverenliğin yapısı gereği ucuz işçilik ve esnek çalışma şartlarını içinde barındırdığını, taraflar arasındaki sözleşmenin bir tip sözleşme niteliğinde olduğunu, ihale süresinin sona ermesi akabinde ihaleyi kazanan yeni taşeronların da bir önceki taşeron firmanın imza altına sözleşmenin aynısına imza attığını, bu şekilde kamuda üstlenilen ihalelerde sözleşmelerin bir çoğunun genel hükümleri değişmeksizin imza altına alınmış olup bu şekilde sözleşmelerin artık matbu hale dönüşmüş olup genel işlem koşullarının davaya konu sözleşmelerde vücut bulmuş hali olduğunu, uygulamada ihale yapıldığını, ihaleyi alan Firmaya sözleşmeyi imzalamak için süre verildiğini, bu süre içerisinde sözleşmenin imzalanmaması halinde verilen teminatın idareye gelir kaydedileceğinin ve ilgili şirketin tüm kamu ihalelerine girmekten yasaklanacağının belirtildiğini, bu sürecin hiçbir yerinde kendilerinin iradesinin sorulmadığını, teminatın idareye gelir kaydedileceği ve ilgili şirketin tüm kamu ihalelerine girmekten yasaklanacağı şeklinde kendilerinin ticari hayatına son verecek bir tehdit ve zaruri olarak sözleşme imzalandığını, dava konusu olan dava dışı işçiye ilişkin sorumlulukların sözleşmede hiç yazılmamış sayılmasının gerektiğini, yıllarca dava dışı işçiyi belediye bünyesinde çalıştırmış emir ve talimat vermiş asıl işveren olan belediyenin davaya konu alacakların tamamından sorumlu tutulması gerekirken davaya konu alacakların tamamından davalı taşeronların sorumlu tutulmasının hukuka, hakkaniyete, akla ve vicdana aykırı olduğunu, ….Hukuk Dairesi’nin tazminattan kamu kurumlarının da sorumlu olduğuna dair bir karar vermiş olduğunu, kıdem tazminatından kamu kurumlarının yarı yarıya sorumlu olduğunu belirterek ve dilekçesine … sayılı ilamını ekleyerek; açılan davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER :
…. Esas sayılı dosyaları istenilerek, incelenmiştir.
…. Esas sayılı dosyası istenilerek, incelenmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında hesap uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, dava dışı işçiye kesinleşmiş mahkeme ilamı doğrultusunda yapılan ödemenin 07.01.2020 tarihinda yapıldığını ve 35.505,92-TL ödendiğini, dava dışı işçinin işçilik alacaklarına konu ettiği dönemlerin 01.12.2008 – 31.12.2013 olup davalıların çalıştırma dönemlerine göre sorumluluk oranları incelendiğinde, ……esas sayılı dosyası kapsamında dava dışı İşçinin iş akdinin feshi tarihinin 31.12.2012 olduğunu, bu tarihten sonra yargılama konusu ihale işini …. Şirketleri’nin üstlendiğinin görüldüğünü, bu durumda dava dışı işçinin …firması nazdinde herhangi bir çalışması bulunmadığını, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının yalnızca diğer davalı olan… ….ne rücu edilebileaceği ve davacı ile davalı… …ile akdedilan sözleşmeler değerlendirildiğinde,…. Dalresi’nin 2020 tarihti güncel içtihatlarında sözleşme ve eklerinde işverenin (asıl işverenin) sorumlu olacağına dair düzenleme bulunmaması halinde yüklenicilerin tam sorumlu olacağı kabul edilmeye başlanması doğrultusunda, takdir yetkisi mahkemeye ait olmak üzere 35,505,92-TL rücu edebileceği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, taraflar arasında akdedilen hizmet sözleşmeden kaynaklanan rücuen alacak davasıdır.
Davacı, dava dışı işçi tarafından işçilik alacaklarının tahsili amacı ile kendisine karşı açılan davada davanın kısmen kabulüne karar verilmesi nedeni ile mahkeme kararına dayalı olarak başlatılan icra takip dosyalarına 35.505,92 TL ödeme yaptığını, dava dışı işçinin ihale yolu ile hizmet alım sözleşmesi akdedilen davalı firmalarda çalıştığını, dava dışı işçilere ödenen kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, ihbar tazminatından yargılama gideri ve vekalet ücreti ödemesinden davalı firmaların sorumlu olduğunu iddia etmektedir.
Uyuşmazlık davacı tarafından mahkeme ilamı için icra dosyasına yapılan ödemenin yerinde olup olmadığı, davacının davalılara rücu hakkının olup olmadığı ve davalıya rücu edeceği miktarın ne kadar olduğu noktasında toplanmaktadır.
Davalı… şirketi alacağın zaman aşımıma uğradığını ileri sürmüş ise de; davacı alacağının sözleşme ilişkisinden doğduğu, davacı tarafından yapılan ödemelerin 2020 yılında yapıldığı, 10 yıllık zaman aşımı süresi dava tarihi itibari ile doğmadığından zaman aşımı itirazı dikkate alınmamıştır..
Davacının davalıya rücu hakkının olup olmadığı değerlendirilmesinde; Asıl işveren ve alt işveren dava dışı işçiye karşı 4857 sayılı iş kanundan kaynaklanan müteselsilen sorumluluğu söz konusu ise de; taraflar arasındaki rücu ilişkisinde taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmelerinde işçilik alacaklarından üst işveren …’nin sorumlu olacağına dair bir hüküm bulunmamaktadır.
….karar) içtihadında; taraflar arasında yapılan hizmet alım sözleşmelerinde işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması halinde işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğuna dair kararları da gözetildiğinde ;
Taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre davacının yapılan ödemelerden dönemi ile sınırlı olmak üzere davalılara rücu hakkının olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında hesap bilirkişisinden 21/04/2022 tarihli bilirkişi raporu alınmış olup buna göre; dosya kapsamında dava dışı işçinin alacaklarına konu ettiği dönem 01/12/2008- 31/12/2013 tarihi olup, davalıların çalıştırma dönemlerine göre sorumluluk oranları incelendiğinde …. esas sayılı dosyası kapsamında dava dışı işçinin iş akdinin fesih tarihinin 31/12/2012 tarihi olduğu, dava konusu dönemde dava dışı işçinin davalı …firması nezdinde herhangi bir çalışması olmadı anlaşılmıştır. Belirtilen nedenle davalı …Şirketi (unvan değişikliği olmakla) açısından açılan haksız davanın reddine karar verilmiştir. Diğer davalı açısından denetim elverişli bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulün karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 35.505,92 TL’nin ödeme tarihi olan 07/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalı B….’den tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Diğer davalı ….)’ye karşı açılan davanın REDDİNE,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 2.425,41 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 606,36 TL’nin mahsubu ile noksan olan 1.819,05 TL’nin davalı….’den tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 5.325,89 TL vekalet ücretinin da….’den alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı…. (…..) yararına hesaplanan 5.325,89 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalı ….) verilmesine,
6-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalı … tahsili ile hazineye gelir kaydına,
7-Davacı tarafça yatırılan 606,36 TL peşin harcın davalı … tahsili ile davacıya ödenmesine,
8-Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvuru harcı, 699,00 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 753,40 TL yargılama giderinin davalı ….. alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde….Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim….
e-imzalıdır.

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.