Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/163 E. 2021/633 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/163 Esas
KARAR NO : 2021/633

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 12/03/2020
KARAR TARİHİ : 01/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 01/12/2021
Mahkememize açılan İstirdat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının dava dışı diğer takip borçlusu “…Tesisat Harfiyat Makina İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.” ortağı ve yetkilisi iken davalı … Bankasından şirket adına kredi kartı başvurusunda bulunduğunu ve şirketin kredi kartı sözleşmesine kefil olduğunu, ayrıca boş senet imzalayarak davalıya teslim ettiğini, davacının 11.04.2014 tarihinde unvanı “… İnşaat ve Tic. Ltd. Şti.” olan şirketteki tüm hisselerini Ankara …. Noterliği 22.12.2016 tarih 27543 yevmiye numaralı devir sözleşmesi ile …’ e devrettiğini, ilgili devir işleminin 30.12.2016 tarih 9231 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, davacı …’ in şirket hisselerini devrettiği için davalı banka ile yapılan kredi kartı sözleşmesi ve kredi kartının iptal edilmiş olduğunu, tüm kredi kartı borcunun ödenmiş olduğunu, davalının “… İnşaat ve Tic. Ltd. Şti.”nin yeni yetkilisi ile yeniden kredi kartı sözleşmesi akdettiğini ve yeni bir kredi kartı tesis etmiş olduğunu, yeni kart hamilinin davacı olmayıp, ilgili şirketin yeni yetkilisi olduğunu, davacının yeni kredi kartı sözleşmesinin kefili olmadığını, şirketi devretmiş olduğundan, devir tarihinden sonraki borçlarından hukuken hiçbir surette sorumluluğu olmadığını, ancak davalının; davacının hamili olmadığı kredi kartından, tarafı ya da kefili olmadığı sonraki tarihli kredi kartı sözleşmesinden kaynaklanan borçtan davacıyı sorumlu tutarak verilen boş senedi de anlaşmaya aykırı doldurarak Ankara … Müdürlüğü’ nün 2020/2026 sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlattığını, takip dayanağı ve ödeme emri incelendiğinde davacının eski yetkilisi olduğu şirketin eski unvanın kullanıldığı ve düzenlenme tarihinin 03.12.2014 olarak davalı tarafından doldurulduğunun görüleceğini, davalının davacının sorumlu olmadığı ikinci kredi kartı sözleşmesinden kaynaklı olarak takibe giriştiği gibi, ilk kredi kartı sözleşmesine ilişkin verilen kambiyo senedini de hukuka aykırı şekilde doldurmuş ve takip dayanağı yapmış olduğunu, esasen her halde zamanaşımına uğramış bir kambiyo senedi söz konusu iken, vade tarihini oldukça ileri tarihli bir şekilde dolduran davalının bu senedi işleme koymasının kötüniyetli olduğunu göstermekte olduğunu, davacının kambiyo senedinden kaynaklanan takibi satış işlemleri dışında durduramayacağından, ihtirazı kayıtla borcu ödeyeceğine dair dilekçe sunup, icra masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte 10 günlük ödeme süresi içerisinde dava açma hakkının saklı olduğunu belirterek icra dosya borcunu (icra masraflarıyla birlikte toplam: 27.155,00 TL) ödemek zorunda kalmış olduğunu, sonuç olarak takip tutarı olan 23.216,61 TL’ den davacının sorumlu olmadığını, davacının böyle bir borcu olmadığının tespiti ile icra dosyasına ödeme yapılmak zorunda kalındığından yapılan 23.216,61 TL ödemenin ve icra masrafları-vekalet ücretinin davacıya iadesini, %20′ den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etme zorunluluğu doğmuş olduğunu belirterek, Ankara … Müdürlüğü 2020/2026 sayılı icra dosyasında kaynaklanan borçtan davacının borçlu olmadığının tespiti ile takip tutarı ve icra masraf vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya iadesine (icranın iadesine), %20′ den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı ve dava dışı borçluların, borçlarına karşılık takip ve davaya konu 03/12/2014 tanzim ve 17/01/2020 vade tarihli 24.000,00 TL’ lik bonoyu imzalayarak davacı bankaya vermiş olduklarını, borcun vadesinde ödenmemesi üzerine borçlular hakkında Ankara … Müdürlüğü’ nün 2020/2026 takip sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibine geçilmiş olduğunu, davacı tarafın senet üzerindeki sorumluluğunun kefalet değil, aval verenin sorumluluğu olduğunu, davacı hakkında başlatılmış olan takibin konusunun imzası inkar edilmemiş, illetten mücerret, şekli unsurları tam bir bono olduğunu, takibe konu bononun, davacı ve dava dışı borçlular tarafından imzalandığını, imzası inkar edilmediğini, kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadine haiz ve tüm unsurları tamam olan bir bono olduğunu, davacı hakkında Ankara … Müdürlüğü’ nün 2020/2026 E. sayılı dosyasındaki takibin TTK 688. maddesi anlamında bonoya dayalı bir takip olduğunu, Genel Kredi Sözleşmesi’ ne dayanmamakta olduğunu, bono üzerinde açıkça yazıldığı şekilde “kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek” vaadini içermekte olduğunu, teminat bonosu olmadığını, senette mücerretlik ilkesi gereği dava konusu bononun teminat bonosu olduğu yönündeki algılamanın kabul edilemeyeceğini, öncelikle bononun teminat vasfında olabilmesi için, buna ilişkin yazılı bir anlaşma olması gerektiğini, bu şekilde bir anlaşma sunamayan tarafın, bononun teminat bonosu olduğunu ispat edememiş olduğunu, takibe konu senedi imzalayan davacı tarafın sıfatının aval veren olduğunu, emsal niteliğine haiz ve dosyaya sunulan Yargıtay Yerleşik içtihat ve kararlarında da görüleceği üzere, davacının kambiyo senedinin anlaşmaya aykırı, teminat niteliğinde ve bedelsiz olduğu ve bu nedenlerle borçlu bulunmadığı, borçlu olmadığı halde ödemek zorunda kaldığı icra takip bedelinin istirdatına yönelik iddialarının haksız olduğunu belirterek, davanın reddi ile davacı aleyhine %20 kötüniyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Ankara … Müdürlüğü 2020/2026 sayılı icra dosyasında kaynaklanan borçtan davacının borçlu olmadığının tespiti ile takip tutarı ve icra masraf vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya iadesine (icranın iadesine), %20′ den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesi talebine ilişkindir.
Dosyamız arasına alınan Ankara … Dairesinin 2020/2026 sayılı dosyasının incelenmesinde; Alacaklının davalı …Ş. ‘nin dava dışı …Tesisat Harfiyat Makine İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. İle davacı …’e karşı 11.02.2020 tarihinde 23.000,00 TL Asıl Alacak, 216,61 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 23.216,61 TL tutarındaki toplam alacağa ilişkin Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takibe başladığı, takip dayanağının 03/12/2014 tanzim ve 17/01/2020 vade tarihli 24.000,00 TL miktarlı bono olarak gösterilmiş olduğu, dosya kapsamındaki reddiyat makbuzuna bakıldığında, borçlu tarafından yapılan ödemenin 27.155,00 TL olduğu, davacı vekilinin sunmuş olduğu 06.03.2020 tarihli 27.050,00 TL ve 105,00 TL meblağlı dekontların açıklama kısmına bakıldığında “4.İcra 2020-2026 e. … ödeme – dava hakkı saklıdır” şeklinde olduğu görülmüştür.
İcra dosyasında fotokopisi bulunan takip dayanağı olarak gösterilen ve davaya konu olan bononun incelemesinde; vade tarihinin 17/01/2020 olduğu, ödenecek miktarın 24.000,00 TL olduğu, düzenleme tarihi ve yerinin 03.12.2014, Ankara olduğu, ödeyecek borçlunun …Tesisat Harf. Mak.İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. Ve … olduğu ve her iki borçlu adına imza atılmış olduğu, senet metnine bakıldığında; “İşbu emre muharrer senedimiz karşılığında onyedi ocak ikibinyirmi tarihinde …Bankası A.Ş. Emrine yukarıda yazılı yalnız yirmidörtbin türk lirası ödeyeceğim. Bedeli nakden ahzolunmuştur. …” şeklinde olduğu, senedin arka yüzüne bakıldığında “…Bankası A.Ş. …Şubesi” şeklindeki kaşe üzerinde iki imza olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin dosya kapsamına sunmuş olduğu Ticaret Sicil Gazetelerinin incelenmesinde 11.06.2014 tarihli gazetede, davacının ortağı olduğu dava dışı şirketin “…Tesisat Harfiyat Makine İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.” şeklinde olan ticaret unvanının,”… İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti.” şeklinde değiştirilmiş olduğunun, 30.12.2016 tarihli gazetede, davacı …’in dava dışı … İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.’deki hisselerini devir ve temlik ettiğinin ve müdür olarak temsil yetkisinin sona ermiş olduğu görülmüştür.
11.06.2021 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle: Davacı, dava dışı asıl borçlu şirket ile davalı Banka arasında 03.12.2014 tarihinde akdedilmiş olan Genel Kredi Sözleşmesini 03.12.2014 tarihinde müteselsil kefil sıfatı ile imzalandığı, GKS kapsamında davalı Bankaca dava dışı asıl borçlu şirket adına şirket kredi kartı verildiği, davacı her ne kadar 30.12.2016 tarihi itibariyle ortaklıktan ayrılmış ise de davacının ortaklıktan ayrıldığı tarihten sonra akdedilmiş başka bir sözleşme ibraz edilmediği ve davacının kefaletten vazgeçtiğine dair herhangi bir ihbarda da bulunmamış olması karşısında, davacının ortaklıktan ayrılmış olmasının kefaletini sonlandırmadığı, davalı banka kayıtlarına göre dava dışı asıl borçlunun takip tarihi itibariyle davalı Bankaya karşı ödenmemiş kredi kartı borçlarının mevcut olduğunun görülmekte olduğu, bu durumda davacının da kefaletten dolayı borçlu olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davaya konu ödemenin Ankara … Dairesinin 2020/2026 sayılı dosyasına ilişkin olduğu, iş bu dosyada alacaklının davalı …Ş. ‘nin dava dışı …Tesisat Harfiyat Makine İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. İle davacı …’e karşı 11.02.2020 tarihinde 23.000,00 TL Asıl Alacak, 216,61 TL İşlemiş Faiz olmak üzere toplam 23.216,61 TL tutarındaki toplam alacağa ilişkin Kambiyo Senetlerine Özgü Haciz Yoluyla Takibe başladığı, takip dayanağının 03/12/2014 tanzim ve 17/01/2020 vade tarihli 24.000,00 TL miktarlı bono olarak gösterilmiş olduğu görülmüştür.
Davacı tarafından her ne kadar takip konusu senedin Genel Kredi Sözleşmesine dayanak olarak verildiği, ilgili kredi sözleşmesinde kefilliğinin sona ermesi sebebiyle borçtan sorumluluğunun bulunmadığı beyan edilmiş ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017-357 Esas, 2021-824 Karar sayılı 22.06.2021 tarihli kararında da ” Takibe dayanak senet 6102 sayılı TTK’nın 776. maddesi uyarınca tüm unsurları içeren kambiyo senedi niteliğini haiz bono olup, senet üzerinde teminata ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Alacaklı vekilinin cevap dilekçesinde “bono kredi borcunun geri ödenmesinde kullanılmak üzere verilmiştir” şeklindeki beyanı takip konusu senedin kredi sözleşmesinin teminatı olarak verildiği anlamına gelmez. Bu açıklama söz konusu senedin borçlular tarafından bankadan alınan kredi borcuna karşılık ifa amacıyla verildiğini gösterdiğinden, alacaklı vekilinin bu beyanı tek başına teminat iddiasını ispata yeterli değildir. Takibe dayanak bononun üzerinde teminata ilişkin bir kayıt olmadığından borçluların başvurusu İİK’nın 169/a maddesi kapsamında borca itiraz olup, dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı belge ile kanıtlanması gerekir. İİK’nın 169/a maddesi uyarınca belgede takip dayanağı senede açıkça atıf yapılması zorunlu olup, açıkça atıf yapıldığının kabulü için senedin, vade ve tanzim tarihleriyle miktarlarının belirtilmesi gereklidir. Bu durumda mahkemece, borçlunun teminat iddiası ile ilgili belirttiği belgeler incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.” şeklinde açıklandığı üzere davacı tarafın senet üzerindeki sorumluluğunun kefalet değil, aval verenin sorumluluğu olduğunu, davacı hakkında başlatılmış olan takibin konusunun imzası inkar edilmemiş, illetten mücerret, şekli unsurları tam bir bono olduğunu, takibe konu bononun, davacı ve dava dışı borçlular tarafından imzalandığı ve imzaların inkar edilmediği, kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadine haiz ve tüm unsurları tamam olan bir bono olduğu, teminat bonosu olduğu hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı, buna ilişkin yazılı bir anlaşma ya da somut delil sunulmadığı, davacı tarafın sıfatının aval veren konumunda olarak sorumluluğunun olduğu, senette şekle dair bir eksikliğin bulunmadığı da görülmekle davanın ve şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
Davalının tazminat talebinin reddine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 396,49 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 337,19 TL’ nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/11/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır