Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/154 E. 2023/122 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2020/154 Esas – 2023/122
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2020/154
KARAR NO : 2023/122

BAŞKAN :…
KATİP : …
DAVACI :….
DAVALI : ….

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 22/02/2023
KARAR YAZIM TARİHİ : 07/04/2023

Mahkememize açılan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, davacı şirkete 478571915 nolu poliçe trafik sigortalı … plakalı aracın 11/02/2016 tarihinde … plakalı araç ile karıştığı kaza neticesinde karşı taraf araç sürücüsünün vefat ettiğini, işbu kaza neticesinde vefat dolayısı ile şirket aleyhine … 2. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde destekten yoksun kalma tazminatı davası açıldığını, sözkonusu davada hüküm verildiğini ve kararın icraya konulduğunu, belirlenen tutarlar üzerinden sulh olunduğunu ve toplamda 417.390,00 TL tazminat ödemesi yapıldığını, sözkonusu kazada sigorta şirketi nezdinde sigortalı olan … plakalı aracın asli kusurlu olduğunu beyanla 417.390,00 TL’nin 409.370,18 TL tutarının, ödeme tarihi olan 27/08/2018 tarihinden itibaren 8.020,83 TL tutarının da ödeme tarihi olan 27/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, öncelikle zamanaşımı ve görev yönünden itirazlarının bulunduğunu, davacı ile davalı arasında hiçbir hukuki ve fiili bağlantı bulunmadığını, davacının davasını yanlış hasma yönelttiğini bu nedenle husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği hususların gerçek dışı olduğunu, dava açılmadan önce davalıya ödeme ile ilgili olarak herhangi bir evrak tebliğ edilmediğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, zorunlu mali sorumluluk sigortası nedeniyle zarar görene ödenen hasar bedelinin araç sürücüsünün ağır kusurlu olduğu iddiasıyla işletenden tahsiline yöneliktir.
Sigortalı araç ticari şirket olarak belirlendiğinden işbu davaya bakmaya mahkememiz görevli olduğundan görev itiraz süresi geçmediğinden zaman aşımı itirazı yerinde değildir.
Dava dışı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın dava dışı şahsın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla yaptığı trafik kazası sonucunda oluşan ağır hasar bedelinin … 20. İcra Müdürlüğü’nün 2018/9556 esas sayılı dosyada takibe konulması sonucunda toplam 417.390,00 TL olarak ödendiği çekişme konusu olmayıp çekişme, sigortalı araç sürücüsünün meydana gelen kazada ağır kusurlu olup olmadığı, ağır kusurlu ise rücuen tahsili talep edilebilecek miktar üzerinde toplanmakla tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olup olmadığı ve rücuen tahsilin talep edileceği miktar varsa miktarın belirlenmesi yönünde dosya nitelikli hesaplama uzmanı ile makine mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kuruluna tevdi edilip alınan 9 Ocak 2023 tarihli raporda
“…Davacı şirkete ZMMS poliçesiyle sigortalı … plakalı araç sürücüsü …, 11.02.2016 tarihinde meydana gelen kazada, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/c, 52/a-b ve 84/g maddelerinde yazılı kural ihlallerini gerçekleştirdiğinden %100 oranında kusurlu olduğu ; … plakalı araç sürücüsü Veli GÖKBULUT’un ise kazanın oluşumuna izafe edilecek herhangi bir kural ihlali olmamakla kusursuz olduğu,
… plakalı aracın sürücüsü …’ın kusurunun “ağır kusur” niteliğinde olmadığı,
Davacı sigorta şirketinin … 20 İcra Müdürlüğü’nün 2018/9556 E. sayılı dosyasına ödediği destekten yoksun kalma tazminatı ve fer’ilerinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası teminatının kapsamında olduğu, … plakalı aracın sürücüsü … ağır kusurlu olmadığından, icra dosyasına ödediği tutarı davalıya rücu edemeyeceği,
Mahkemenin aksi kanaatte olması (… plakalı araç sürücüsü …’ın ağır kusurlu olduğunun benimsenmesi) halinde, davacı şirketin rücu edebileceği tutarın 417.371,00 TL olarak hesaplandığı, ödeme tarihlerine göre, hesaplanan tutarın 409.370,18 TL’sine 27.08.2018’den 8.020,83 TL’sine ise 27.09.2018’den itibaren avans faizi işletilebileceği…” yönünde görüş bildirmişler, bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazda bulunulmuş, davacı vekili adli tıp kurumundan kusurun ağır kusur olup olmadığı yönünde rapor alınması talebinde bulunmuş ise de söz konusu raporda tarafların tüm iddia ve savunmaları tartışıldığından sürücünün kusurunun ağır kusur olup olmadığının mahkemece takdir edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirildiğinden ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının A.1 maddesinde “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olmasından dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğun zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder.” hükmü mevcut olup, teminat dışı haller ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. ve genel şartların ise A/3 maddelerinde sayılmış olup, tazminatı gerektiren olay, trafik kurallarının ağır kusuru ile ihlali sonucu meydana gelmiş ise sigorta şirketinin sigortalıya rücu edebileceği hükme bağlanmıştır. Emsal Yargıtay içtihatlarına göre ağır kusurun kasıt olmamakla birlikte kasta yakın bir kusur olarak belirtilmekte, sigorta şartlarında tam kusurdan değil, kasıt ve ağır kusurdan söz edilmektedir.
11.02.2016 tarihinde meydana gelen kazada davacı sigorta şirketi tarafından sigorta edilen aracın sürücüsü %100 kusurlu olup kanun ve genel şartlarda teminat dışı sayılan hallerden hiçbiri mevcut olmayıp, sigortalı araç sürücüsü tam kusurlu olduğundan mahkeme ilamıyla hüküm altına alınan destekten yoksun kalma tazminatı ve ferileri davacı sigorta şirketi tarafından düzenlenen sorumluluk sigortası teminat kapsamına girdiğinden ödeme yapmış olup emsal Yargıtay içtihatlarında belirtildiği gibi sigortacının sigorta ettirene rücu edebilmesi için kazanın meydana gelmesinde sigortalının tam kusuru yeterli olmayıp kasıt veya ağır kusuru gerekmekte olup dosyaya sunulan delil ve belgeler ile bilirkişiden alınan rapora göre de sigorta edilen aracın sürücüsü kasıt ve ağır kusurlu olmadığından yasa ve genel şartlar kapsamında davalı sigorta ettirene rücu edemeyeceği kanaatine varılmakla açılan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlere,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 179,90 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 7.127,98 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 6.948,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davalı toplantıya katılmadığından arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin 6325 sayılı yasanın 18/A maddesi gereğince davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4.-Arabulucu görüşmesine katılmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 3.747,10 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde … Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 22/02/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Katip …

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.