Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/629 E. 2021/559 K. 24.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/629 Esas
KARAR NO : 2021/559

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI….
VEKİLLERİ : Av. … – ….
Av. … – ….
DAVALI : … … – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 24/09/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/09/2021

Ankara ….Tüketici Mahkemesince verilen 01/10/2019 tarih 2019/387 esas 2019/394 karar sayılı görevsizlik kararı sonucu mahkememizin yukarıda belirtilen esasına kaydedilen İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin…. numara ile 2008 yılından bu yana davalının acenteliğini yürüttüğünü, 2014 yılı içerisinde Ankara ili sınırları içerisinde yolcu taşımacılığı işi yapan 17 araçla ilgili araç sahiplerinin müvekkili acenteye motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmak için telefon ile müracaat etmesi üzerine araçların trafik sigortalarının yapıldığını, müvekkili acentenin davalıdan araç ruhsat ve plaka bilgilerinin istenmesi üzerine araçların yeni/sıfır kayıt araç olmadığının ortaya çıktığını, araçların sıfır olmaması sebebiyle trafik düzeltme zeyil evrakı düzenlenmek suretiyle bedel farkını poliçe sahibinden talep etme yoluna gidildiğini, davalıya iadeli taahhütlü mektupla zeyilden kaynaklı borcun bildirildiğini, gerçeğe aykırı bilgiler vermek suretiyle müvekkili acenteyi yanılttıklarını ve zor duruma düşürdüklerini, …’nın müvekkilinin teminat nedeniyle vermiş olduğu gayrimenkulünü icra yoluyla paraya çevirme yoluna gittiğini ve tüm zararını müvekkilinden talep ettiğini, davalı hakkında Ankara … Müdürlüğünün 2018/11454 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı neticesinde takibin durduğunu, ara buluculuk yoluna gidildiğini ancak müspet bir sonuç elde edilemediğini belirterek; alacağın tahsili için itirazın iptaline, takibin yasal faizi ile devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; davacının 2008 yılından bu yana müvekkilinin acenteliğini yaptığına ilişkin beyanının doğru olmadığını, böyle olsa idi aracın yeni araç olmadığını bilemesi gerektiğini, davalının yeni kayıt olarak 17 araç değil Ankara’da 600 kadar aracı aynı şekilde sigorta ettiğini, müvekkilinin meslektaşlarının aracılığı ile davalıya telefonla ulaşarak, ruhsat fotokopisini göndererek fiyat teklifi aldığını ve belirtilen primi ödeyerek sigorta poliçesi yaptırdığını, acentenin düşük fiyatla çok fazla poliçe keserek sigorta şirketine karşı hileli işlem yaptığını, ortaya çıkması üzerine böyle bir yola gittiğini, 660 sigortalının da yeni kayıt olamayacağını, hepsinin aynı işleme tabi tutulduğunu, poliçe kesilirken ruhsat fotoğraflarını gönderdiğini, 17 kişinin de aracının yeni kayıt olduğuna inanmasının mümkün olmadığını, ruhsatı görmeden poliçe kesmiş ise davacının basiretli, dikkat ve özenle davranması ve araç ruhsatlarını görmeden poliçe kesmemesi gerekirdi, davacının kötü niyetli olduğunu belirterek davacının haksız ve kötü niyetli açmış olduğu bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara ….icra dairesinin 2018/11454 sayılı dosyası getirtilmiş, incelenmiştir.
Davacının ve davalının tacir olup olmadıkları araştırılmış, ticaret sicil ve vergi dairelerinden verilen cevaplarda, tacir oldukları anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında hesap uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle,
1-Taraflar arasında imzalanan 18.12.2014 tarihi Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası (ZMSS) nın geçerli ve iki tarafı bağlar nitelikte olduğunu,
2-Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Poliçesinde belirlenen primin davalının, önemli hususlar hakkında bilgi vermemesi veya yanlış ya da eksik bilgi vermek suretiyle davacı acenteyi yanılması nedeniyle düşük kesildiği, bunu telafi etmek için davacı acente tarafından aynı poliçeyle ilgili 23.07.2015 tarihinde düzenlenen Trafik Referans Düzeltme Zayii belgesinin hukuken geçerli olduğunu, Sigorta ettirenin beyan yükümlülüğü sorumluluğunun doğması için gerekli olan şartların oluştuğunu,
3- Davalının temerrüde düşmüş olduğu, Sigorta sözleşmesi TTK’da düzenlendiğinden mutlak ticari iş niteliğinde olduğunu, mutlak ticari iş niteliğinde olduğundan, 3095 sayılı Kanun’un ikinci maddesine göre ticari temerrüt faizi, “avans faizi” talep edilebileceğini,
4- Alacaklı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi için itirazın haksız olması gerektiği, alacağın likit olduğu değerlendirme karşısında icra inkar tazminat isteminin takdir ve ifası ile hukuki değerlendirme mahkeme takdirinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan ek raporda özetle,
Davacı sigortacının, Sigorta Sözleşmelerinde Bilgilendirmeye İlişkin Yönetmelik ve TTK md. 1423 gereği, sigorta ettireni etkileyecek nitelikteki değişiklik ve gelişmeleri bildirme görev ve yükümlüğünü yerine getirmediği, Zeyilname düzenlemeden önce sigorta ettirene davalıya on gün içerisinde yazılı olarak bildirmesi gerekirken bildirmediği, 23/07/2015 tarihinde düzenlenen “Trafik Referans Düzeltme Zayii” ile 7.215,51 TL prim farkının 12/10/2015 tarihinde talep edildiği, prim farkını 10 gün içerisinde talep etmediği, TTK md. 1439 ve md. 1440 gereği sözleşmeden cayılmış olduğu, davacının prim farkı talep edemeyeceği, prim farkına katlanması gerektiği görüşünü bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava sigorta acentesi olan davacının ZMMS sigorta poliçelerini yaptığı davalı araçları hakkında sigortalının gerçeğe aykırı beyanda bulunduğu iddiasıyla zeyilname düzenlendiği fakat prim farkının ödenmemesi üzerine bu alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali isteminden ibarettir.
Tarafların tacir olması sigortalı aracın ticari olması dikkate alınarak mahkememizin işbu davada görevli olduğu anlaşılmıştır.
Davacı yan alacak iddiasını davalının gerçeğe aykırı beyanda bulunmasına dayandırmaktadır. Dosya içerisindeki tüm bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan, davacının öncelikle 18.12.2014 tarihinde saat 12:00 de tanzim edilmiş olan Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) sigortası poliçesini … plakalı, 2014 model, motor numarası 25879 ve şasi numarası … araç için düzenlediği daha sonra , söz konusu poliçeyi aynı tarihte saat 12:03 de Trafik Plaka Değişikliği Zeyili ile Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Poliçesi, … plakalı, tescil tarihi 2009, motor numarası 9021913 ve şasi numarası… araç olarak, yine aynı tarih saat 12:06 de Trafik Araç Bilgisi Değişikliği Zeyili ile Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Poliçesi, … plakalı, 2001 model, motor numarası 9021913 ve şasi numarası… araç olarak güncellediği görülmüştür. Poliçe düzenlendikten hemen sonra, birinci ve ikinci zeyilname ile plaka ve araç bilgileri değiştirilmiştir. Davacının bu zeyilnameleri düzenlemeden önce aydınlatma yükümlülüğü gereği sigorta ettireni bilgilendirmesi gerekmektedir. Sigorta Sözleşmelerinde, Bilgilendirmeye ilişkin Yönetmelik ve TTK md. 1423 gereği, sözleşmenin kurulmasından önce ve sonrasında sigorta ettireni etkileyecek nitelikte değişiklik ve gelişmelerden haberdar edilmesi sigortacının görev ve yükümlülüğünde olup, yine bunun ispatı da sigortacıya aittir. Dosya kapsamında bilgilendirmeye ilişkin bir bilgi/belge bulunmamaktadır. Sigorta ettirenin sigortacıya karşı bildirim yükümlülüğünü ihlali etmesi halinde, (TTK md.1439) sigortacı sözleşmeden cayabileceği gibi, prim farkını da talep edebilir. Sigortacı bu hakkını kullanacak ise, (TTK md. 1440) beyan yükümlülüğünün ihlal edildiğini öğrendiği tarihten itibaren 15 gün içinde kullanmalıdır. Prim farkı talebi sigorta ettiren tarafından kabul edilmesi halinde sözleşme devam edecek, caymanın sonuçları doğmayacaktır. Kanun koyucu, sigorta ettirenin sigortacının prim farkı talebine karşı cevap verme süresini 10 gün olarak belirlemiştir. Şayet sigorta ettiren prim farkı talebini 10 gün içinde kabul etmez ise, sigortacı sözleşmeden caymış sayılacaktır. Davacı acente, sigorta sözleşmesi kurulurken sigorta ettirenin telefonla araca ilişkin yanlış ve eksik bilgi vermesi neticesi yeni kayıt olarak sisteme girdiğini, ruhsat teslimi ile tramer bilgisinden aracın yeni kayıt olmadığının anlaşıldığını ifade etmiştir. Poliçenin aynı gün içerisinde, (12:03 ve 12:06) acente tarafından değiştirilmesi/düzeltilmesi karşısında, sigorta ettirenin eksik/yanlış bilgi vermediği, ya da sigortacının sigortalanan araçla ilgili bilgileri poliçenin tanzim tarihinde bildiği kanaatini oluşturmuştur. Kaldı ki, primfarkı talep etmesini gerektiren durumu öğrenen davacı acentenin, sözleşmeden cayma hakkını 18/12/2014 tarihinden itibaren 15 gün içerisinde kullanması ya da prim farkını talep hakkını 18/12/2014 tarihinden itibaren 10 gün içerisinde kullanması gerekirken, prim farkı talebini 23/07/2015 tarihli “Trafik Referans Düzeltme Zeyili” düzenlemesinden sonra 12/10/2015 tarihinde talep etmiştir. Halbuki, prim farkını talep etme hakkının doğduğu 18/12/2014 tarihinden itibaren 10 gün içinde talep etmesi (TTK md.1439) gerekirdi, bu süre içerisinde talep edilmemesi karşısında sözleşmeden cayılmış olduğu, sigortacının prim farkını talep edemeyeceği, prim farkına katlanması gerekmektedir. Tüm bu nedenlerle dosyada alınan son bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun görülmüş olup raporla arasındaki çelişkinin hukuki olduğu anlaşılarak mahkememiz görev alanı konusunda yeniden rapor alınmamış olup son rapor doğrultusunda davanın reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın reddine;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 162,24 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 102,94 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/09/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*