Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/620 E. 2021/294 K. 24.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/620 Esas
KARAR NO : 2021/294

DAVA : Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 24/05/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 24/06/2021
Mahkememize açılan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı müvekkili aleyhine … Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takibe konu bononun borçlusu müvekkilinin murisi olduğunu, murisi adına yapılan takipte mirasçısı … adına yapıldığını, müvekkilinin murisi …’in 14/07/2017 tarihinde vefat ettiğini, takip konusu bono üzerindeki imzalar ve yazıların müvekkilinin murisi …’e ait olmadığını, davacının imzaları taklit ederek veya başkasına imza attırarak bu bonoyu düzenleyerek icra takibi başlattığını, müvekkili …’ e ait vekaletname aslının Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma dosyasında bulunduğunu incelenmesini talep ettiklerini, davalının sahte imzalı bono düzenlemekle yetinmediğini, bononun miktar bölümlerinde de tahrifat yaptığını, bonoda rakamlarda değişiklik yaptığını, davalının muris … in apartmandaki bir dairesinde kiracı olduğunu, kiracı olarak bulunduğu dönemlerde murisin güvenini kazanarak murisin evrak düzenlemeleri sırasında yanında bulunduğunu, bu güveni kötüye kullanarak murise bono imzalatma ihtimalinin de bulunduğunu, müvekkilinin murisi ve davalı arasında hiçbir borç ilişkisinin bulunmadığını, ayrıca müvekkilinin murisinin yaşlı ve hasta olduğunu, açıklamış oldukları tüm bu nedenlerle müvekkilinin mağduriyete uğradığını, davaya konu icra dosyasında borçlu olmadığının tespiti ile davalının %20′ den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline, fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak kaydı ile kararın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT
Davalı vekili beyan dilekçesinde özetle, davacının belirttiği gibi kendisinin borçlu …’in evinde kiracı olarak oturduğunu, murisin tüm çocuklarının yurt dışında olduğundan kendisine vekaletname vererek ticari işlerini takip etme yetkisi verdiğini, 2007 yılında senet borçlusu … ile birlikte yaptıkları ve … adına 15 daire 6 dükkan olarak tescil ettirip daha sonra satışlarını yaptıkları, yine bina ve arsa alımında da muris adına işlemleri kendisinin takip ettiğini, şuan Didim Tapu Müdürlüğünde borçlu … adına kayıtlı olan 3 adet arsa da öncelikle tarafı adına tescil edildiğini daha sonra muris … e devredildiğini, davacının beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, borçlu … ile birlikte yürüttükleri ticari işlerde onu temsil etmek üzere aldığı genel vekaletname kapsamında ve bütün para çekme ve yatırma işlemlerinde muris adına kendisinin işlem yaptığını, borçlu … ile aralarındaki ticari ilişki nedeniyle oluşan alacak borç ilişkilerini her zaman senede bağlamamakla birlikte son dönem tasarruf ettikleri 600.000,00 TL parayı … Şubesine borçlu adına yatırırken hesap yalnız borçlu adına olduğu için tarafına da 250.000,00 TL değerinde bono verilmesine karar verdiklerini, davacının beyanlarını kesinlikle kabul etmediğini, açıklamış oldukları nedenlerle haksız ve hukuksuz davanın reddedilmesini talep etmiştir.
DEİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava, Kambiyo senetlerine mahsus yolla yapılan takipte menfi tespit talebine ilişkindir.
Menfi tespit davası ile taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bulunmadığının belirlenmesi istenir. Böyle bir hukuki ilişki kurulmadığı durumda hukuki ilişki varmışçasına edinilen kazanımların iadesi gerekir.
12.09.2016 tanzim tarihli 12.09.2017 vade günlü 250.000,00 TL bedelli, borçlusu davacı murisi …, alacaklısı davalı … olan senet aslı dosyamız arasına alınmıştır.
Dosyamız arasına alınan … Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde Davalı/Alacaklının 20.11.2017 tarihinde tarihinde davacı/borçlu aleyhine 12.09.2016 tanzim tarihli 12.09.2017 vade günlü 250.000,00 TL bedelli, borçlusu davacı murisi …, alacaklısı davalı … olan senede dayanılarak 250.000TL asıl alacak, 6.758,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 256.758,22 TL üzerinden kambiyo senetlerine özgü takip başlattığı görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan Ankara …. Ağır Ceza Mahkesi’nin … karar numaralı 03.12.2020 tarihli kararı ile davaya konu 12.09.2016 tanzim tarihli 12.09.2017 vade günlü 250.000,00 TL bedelli, borçlusu davacı murisi …, alacaklısı davalı … olan senede ilişkin yapılan yargılamada Kamu Kurum Ve Kuruluşları, vb Tüzel Kişiliklerin Araç Olarak Kullanılması Suretiyle Dolandırıcılık ve Resmi Belgede Sahtecilik suçlarından cezalandırılmasına karar verildiği görülmüş, ilgili ceza dosyasındaki tanık beyanları ve yaptırılan imza incelemesi dikkate alınarak kararın kesinleşmesinin işbu davaya etkisi olmadığı kanaatiyle bekletici mesele yapılmamıştır.
Müteveffanın mukayeseye uygun imza örnekleri ve senet aslı dosyaya alındıktan sonra Adli Tıp Kurumu Başkanlığından alınan 28.01.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle dava konusu senetteki borçlu imzalarının …’in eli ürünü olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirildiği, ceza dosyasında alınan imza incelemesine ilişkin raporlarında bu yönde olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dosyaya alınan bilirkişi raporları ile dava konusu 12.09.2016 tanzim tarihli 12.09.2017 vade günlü 250.000,00 TL bedelli, borçlusu davacı murisi …, alacaklısı davalı … olan senette yer alan borçlu imzalarının müteveffa …’in eli ürünü olmadığı, ceza dosyasında alınan imza incelemesine ilişkin raporlarında bu yönde olduğu, ceza dosyasında dinlenen tanık beyanlarında müteveffanın davalıdan borç para alamayacak kadar varlıklı birisi olduğu, davalının değişik zamanlarda müteveffadan para aldığı, müteveffanın bu paraları geri almasına ihtiyaç dahi duymadığı, hatta davalının müteveffanın kiracısı olarak kirasını bile ödemediği, yaşlılığı ve hastalığı sebebiyle davalının müteveffanın parasını almış olabileceği, müteveffanın akıl sağlığını şüpheye düşürecek herhangi bir kanaat olmadığı yönündeki beyanları ve davalı hakkında verilen mahkumiyet kararı dikkate alındığında davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, davalının imzanın müteveffaya ait olmadığını bilebilecek durumda olduğu ve kötüniyetli olarak senedi takibe koyduğu anlaşıldığından kötü niyet tazminatına hükmetmek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın KABULÜ ile,
… Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyasına dayanak 250.000,00 TL bedelli senet yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
%20 kötü niyet tazminatı olarak hesaplanan 50.000,00 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 17.077,50 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 4.269,38 TL’ nin mahsubu ile noksan olan 12.808,12 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 25.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL Başvurma ve 4.269,38 TL Peşin harç toplamı 4.305,28 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.-Davacı tarafından yapılan tebligat/müzekkere/posta masrafı olmak üzere toplam 280,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır