Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/604 E. 2021/267 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/604 Esas – 2021/267
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/604 Esas
KARAR NO : 2021/267

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 13/11/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021

Mahkememize açılan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin elektrik hizmetlerinin özelleştirilmesi neticesinde kamu tüzel kişiliğinin nevi değiştirmesi suretiyle kurulduğunu, özelleştirme sürecinde davalı ile müvekkili şirket arasında 24.07.2006 tarihli İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi (İHDS) imzalandığını, özelleştirmeye ilişkin sürecin işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalanmasından sonra 29.05.2013 tarihinde tamamlandığını ve müvekkili şirketteki davalı hisselerinin özel hukuk tüzel kişi yeni hissedarlara devredildiğini, faaliyetlerin davalı … tarafından yürütüldüğü dönemde meydana gelen iş kazası nedeniyle dava dışı …’in vefat ettiğini ve … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası üzerinden açılan dava neticesinde müvekkili şirket tarafından … Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına 29.423,42 TL ve temyiz, karar harcı vb 771,10 TL masraf olmak üzere toplam 30.194,52 TL ödeme yapıldığını, davaya konu ödemeye sebep teşkil eden olayın … ile müvekkili şirket arasında akdedilen işletme hakkı devir sözleşmesinin imzalandığı 24.07.2006 tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, anılan sözleşme hükümlerine göre müvekkil şirket tarafından ödenen bedelin sorumluluğunun davalı …’ta olduğunu, Yargıtay’ın bu yönde emsal kararları bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin her türlü hakları saklı kalmak kaydıyla davalı …’ın sorumluluğunda bulunan fakat davacı şirket tarafından ödenmek zorunda kalınan 29.423,42 TL’nin ödeme tarihinden, 771,10 TL’nin ise dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı …’tan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; Zamanaşımı itirazında bulunduklarını, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyasında …, … ve … Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin davalı sıfatı ile yer aldığını, davalı … yönünden savunmasına itibar edilerek zamanaşımından reddine ancak diğer davalılar yönünden ise kabulüne karar verildiğini, davacı şirketin gereği gibi savunma yapmadığını, ileri sürebileceği defileri yerel mahkeme ve sonrasında Yargıtay nezdinde ileri sürmediğini ve kendi hatası ile ödemek durumunda kaldığı bedelin müvekkili Kurum’dan tahsil edilemeyeceğini, işçinin 3.kişi olarak nitelendirilemeyeceğini, davacı yanın taraflar arasında imzalanan İHDS’de yer alan 3.Kişi kavramını genişletme çabasında olduğunu, …’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri öncesi ve sonrasına ilişkin sorumluluklarının aynen devam ettiğini, % 100 hissesini …’dan devir almış olan davacı şirket tarafından Hisse Devri Sözleşmesi imzalanarak bu durumun da kabul edildiğini, özelleştirme işlemlerine ilişkin düzenlemeler gereği şirketin tüzel kişiliğinde herhangi bir değişiklik olmaksızın sadece hisse devri yapılmakta olduğundan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi, İhale Şartnamesi ve Hisse Devri Sözleşmesi hükümlerinin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, davacının esas bilanço tarihi olan 30.08.2013 tarihinden önce yapılan ödemeyi talep etmesinin haksız ve yersiz olduğunu, bahse konu ödemelerin devre esas bilanço kayıtlarında yer aldığını, davacının yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir belge ibraz etmediğini, İşletme Hakkı Devir Sözleşmesinin 18.6. maddesinde yer alan “Şirket, (…) bu sözleşmeye dayanarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti de dahil olmak üzere başkaca bir kamu kurum veya kuruluşundan talepte bulunulamayacağını, (…) …’tan masraf, zarar veya herhangi bir isim altında hiçbir talepte bulunmayacağını gayrikabili rücu ve kayıtsız şartsız olarak beyan, kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince davacı şirketin dava konusu ettiği alacaklara ilişkin talepte bulunmayacağını, işbu davanın İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ve de Hisse Devir Sözleşmesine aykırı olduğunu beyanla ile davanın reddini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
… Asliye Hukuk dava dosyası ve icra dosyası dosyamıza alınmıştır.
Dosya kapsamında bilirkişiden 13/11/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle; Sayın mahkemece davacı tarafından yapılan ödemenin davalıya rücu edilebileceği kanaatine varılması halinde 30.194,52 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilinin talep edilebileceği hususları düzenlenmiştir.
Dava, 24/07/2006 tarihli işletme devir hakkı sözleşmesinden kaynaklı yapılan ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı dava dışı işçi …’in ailesine SGK tarafından yapılan ödemelerin geri alınması amacı ile dava açıldığını, … 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin kararına istinaden icra dosyasına 30.194,52 TL ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, taraflar arasından yapılan İHDS gereğince ödenen miktardan davalının sorumlu olduğunu iddia etmektedir.
Davalı ise; davanın zaman aşımına uğradığını, davacının … asliye hukuk mahkemesinde görülmekte olan davada zaman aşımı savunması yapmadığını, ileri sürebileceği defileri sürmediğinden ödemek zorunda kaldığı bedelin rücu edilmeyeceğini, rücu davasına konu olan alacağın iş kazasından kaynaklanan rücuen tazminat talebi olup İHDS kapsamında işçinin 3 kişi olamayacağını savunmaktadır.
Uyuşmazlık davacının davalıya rücu edebilmesinin şartlarının oluşup oluşmadığı, ve rücu edilecek miktarda toplanmaktadır.
Davalı zaman aşımı savunmasında bulunmuş ise de; alacak taraflar arasında imzalanan İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi’ne dayandığından bu davada uygulanması gerekli olan zaman aşımı süresi 10 yıllık süreye tabi olduğundan ve davanın da yasal süre içerisinde açıldığından zamanaşımı defi yerinde görülmemiştir.
Uyuşmazlığın çözümü için taraflar arasındaki İHDS hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Sözleşmenin 24/07/2006 tarihinde imzalandığı, Sözleşmenin taraflarının … ve … olduğu, sözleşmenin 2 maddesi ile şirket kelimesi ile … Elektrik Dağıtım Anonim Şirketinin ifade olunduğu, sözleşmenin amacının İzmir Manisa illerinden oluşan elektrik dağıtım bölgesinde yer alan … uhdesinde bulunan dağıtım sisteminin dağıtım tesislerinin işletilmesi için varlığı zorunlu diğer taşınır ve taşınmazların mülkiyet hakkı saklı kalmak koşulu ile … Elektrik Dağıtım şirketine işletme hakkının devredilmesi olduğu, sözleşmenin 5. Maddesi uyarınca devrin sözleşme imza tarihi itibari ile gerçekleşmiş olduğu, sözleşmenin 7/4 . Maddeye göre; dağıtım faaliyetinin … tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyetin yürütülmesi amacı ile gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun …’a ait olduğu, … tarafından yürütülen faaliyetler nedeni ile 3 kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğu düzenlendiği, sözleşmenin 7/5 maddesine göre dağıtım faaliyetinin şirket tarafından yürütüldüğü dönemde bu faaliyet kapsamında gerçekleştirilen her türlü iş ve işlemlerin bütün sorumluluğunun şirkete ait olduğu, şirket tarafından yürütülmüş bulunan faaliyetler nedeni ile 3 kişiler tarafından sürülecek her türlü talebin muhatabının şirket olduğu, bu talepleri konu olan icra takibi ve davaların şirket tarafından yürütüleceği, bu takip ve davalardan doğacak her türlü mali yükümlülüğün şirket tarafından karşılanacağının düzenlendiği, sözleşmenin 7/6 maddesinde; sözleşmenin imza tarihinden önce dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun … ait olduğu, bu dönemde yürütülmüş olan faaliyetler nedeni ile 3 kişiler tarafından ileri sürülecek her türlü talebin muhatabının … olduğunun düzenlendiği, yine sözleşmenin 7/7 maddesinde ise; sözleşmenin imza tarihinden sonra dağıtım tesisleri ile dağıtım tesislerinin işletilmesinden kaynaklanan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğun şirkete ait olduğunun düzenlendiği anlaşılmıştır.
…’ın elektrik faaliyetini yürüttüğü dönemde 20/07/2003 tarihinde işçi olarak çalışan …’in geçirdiği iş kazası neticesi vefat ettiği, SGK tarafından ölen işçinin ailesine yapılan cenaze masrafı peşin sermaye değerinin rücuen tahsili davası açıldığı davacının mahkeme kararına istinaden icra yolu ile yapılan takip sonucu ödeme yapmıştır. Taraflar arasında yapılan İHDS hükümlerinin olaya uygulanması gerektiği, iş kazasının … tarafından faaliyetlerin yürütüldüğü dönemde gerçekleştiği, bu nedenle bu faaliyetle nedeni ile 3 kişiler tarafından ileri sürülecek talebin muhatabının ve sorumlusunun … olacağından davacının talebinde haklı olduğu ve rücu şartlarının oluştuğu anlaşılmıştır. Davalı …, davacının … Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada zaman aşımı savunmasında bulunmadığını bu nedenle ödeme yapmak zorunda kaldığı yönünde savunma yapmış ise de; dosyanın incelenmesinde … Elektrik Dağıtım Anonim şirketinin zaman aşımı definde bulunduğu ancak mahkemece talebinin reddedildiği anlaşılmıştır. Alınan bilirkişi raporu ve tüm belgeler değerlendirilerek davacının haklı davasının kabulüne karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın KABULÜ ile, 29.423,42 TL’ nin ödeme tarihi olan 29/05/2019 tarihinden 771,10 TL’ nin dava tarihi olan 13/11/2019 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 2.062,59 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 515,65 TL’nin mahsubu ile noksan olan 1.546,94 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 4.529,18 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Davacı tarafça yatırılan 44,40 TL Başvurma ve 515,65 TL Peşin harç toplamı 560,05 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından yapılan 48,00 TL tebligat/müzekkere masrafı, 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 648,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 27/04/2021 tarihinde karar verildi.