Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/556 E. 2021/251 K. 20.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/556 Esas – 2021/251
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/556 Esas
KARAR NO : 2021/251

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/10/2019
KARAR TARİHİ : 20/04/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/05/2021

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Zorunlu ara buluculuğa başvurduklarını, Yavuz Sultan Selim köprüsü ve Kuzey çevre otoyolu’nun işletmesinin davacı şirket tarafından yürütüldüğünü, davalıya ait araçların çeşitli tarihlerde ücret ödemeden ihlalli geçiş yaptığını, 6001 sayılı yasanın 30/7 fıkrası gereğince süre verilmesine rağmen bu süre içerisinde ödeme yapılmadığını, süresinde ödenmemesi üzerine davacı şirket tarafında … Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini, borçlunun borcun tamamına yetkiye faiz oranına yönelik itirazlarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu, yetki itirazının yeri olmadığını, TBK 89 maddesi gereğince takip yapılan icra dairelerinin yetki olduğundan … müdürlüğünün…. sayılı dosyası kapsamında yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hüküm olunmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya duruşma günü tebliğ edilmesine rağmen cevap dilekçesi vermemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosya kapsamında bilirkişiden 10/05/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle; dosya içeriğine göre talep edilip edilemeyeceği hukuki değerlendirme gerektirmekle, takdir mahkemeye aittir. Davacı şirket tarafından talep edilen işlemiş faiz ve faize uygulanan KDV nin talep edilip edilmeyeceği hukuki değerlendirme gerektirmekle, mahkemece talep edileceği hususunda karar verilmesi durumuna göre bu tutarların hesaplanması düşünülmüş ise de, faiz başlangıç tarihi neye göre belirlendiğine ilişkin dosya da bir bilgi olmadığından faiz ve faize uygulanan KDV yönünden bir hesaplama yapılmadığını, davalıya ait olduğu iddia edilen 5 aracın İhlalli geçiş ücretleri toplam tutarı 1.662,20 TL, gecikme cezası tutarı ise 6.648,80 TL olmak üzere toplam tutar 8.311,00 TL dir, dosyadaki araç tescil belgeleri içerisinde davalı adına tescil edildiğine dair bir bilgi bulunmayan 34 HJ 4823 Plakalı araca ait 142.90 TL geçiş ücreti, 571,60 TL gecikme cezası toplamı 714,50 TL, 8.311,00 TL içerisinde yer aldığını, söz konusu aracın davalıya ait olmadığının tespiti halinde, davalının ödemesi gereken tutar (8.311,00-714,50=)7.596,50 TL’si olarak hesaplandığı düzenlenmiştir.
Dosya kapsamından bilirkişiden 06/01/2021 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda özetle; davacının alacak tutarının; Geçiş Ücreti olarak 1.662,20 TL, Para cezası olarak 6.530,00 TL, işlemiş faiz olarak 65,90 TL ve KDV olarak 11,86 TL olmak üzere toplam 8.269,96 TL olarak belirlendiği düzenlenmiştir.
İcra dosyasının incelenmesinde; Davacı şirketin davalı şirket hakkında 8.314,25TL asıl alacak( geçiş ücreti ve para cezası) 180,24 TL faiz, 32,45 TL KDV olmak üzere toplam 8.526,94 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davalı şirketin yetkili icra dairesinin Bakırköy/ İSTANBUL İcra müdürlükleri olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır.
Dava, otoyol geçiş ücreti ödenmeksizin ihlalli geçiş para alacağı ve para cezaları nedeniyle alacağın tahsili için … Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasında yapılan icra takibinin davalının itirazının iptali ile %20 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davanın dayanağını oluşturan 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5. maddesi “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16/5/2018-7144/18 md.)” hükmünü içermektedir.
İtirazın iptali davaları, yapılan takibe itiraz üzerine duran takibin devam etmesini sağlamak amacıyla açılan davalardır. Yasal dayanağını 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İİK’nın) 67. maddesinden alan itirazın iptali davası, alacaklının icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nın 66. maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamayı amaçlamaktadır. İcra takiplerinde yetki hususu, 2004 sayılı İİK’nın 50. maddesi yollaması ile usul kanunu hükümlerine göre yapılmaktadır. Yetki itirazı esas hakkındaki itirazla birlikte yapılır. İcra mahkemesi tarafından önce yetki meselesi tetkik ve kati surette karara raptolunur.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 89/1-1 bendi gereğince; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilir. Ancak takip ve dava konusu olan geçiş ücretinden kaynaklanan tutar ile birlikte para cezasının alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenecek para borçlarından biri olarak kabul etmek mümkün değildir. Zira, 6001 sayılı Kanun’un 30/5.maddesinde, sadece geçiş ücreti değil aynı zamanda geçiş ücretinin dört katı tutarında para cezası öngörülmüştür. Para cezasından kaynaklanan bir borcun Türk Borçlar Kanunu’nun 89.maddesinde düzenlenen borçlardan değildir.
İtirazın iptâli davasının görülebilmesi, geçerli bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada geçerli takip yoksa itirazın iptâli davasının görülebilmesine usulen olanak yoktur. İcra dairesinin yetkisine itiraz halinde bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece geçerli bir takibin varlığından söz edilemez. İlâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun ikametgahındaki icra dairesidir. Diğer yandan ihlalli geçişin yapıldığı para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerdeki icra dairesi de özel olarak yetkilidir. (Aynı yönde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi 03.02.2021 tarih 2019/2329 E ve 2021/180 K sayılı kararı)
Somut olayda, davalı borçlu şirketin adresinin İstanbul olduğu ve ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştirildiği yerin de Ankara yargı çevresinin dışında olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, yetkili icra dairesi davalının ikametgahının bulunduğu İstanbul yada ihlalli geçişten kaynaklanan para cezasına konu eylemin gerçekleştiği yerdir. Davalının icra dairesinin yetkisine yapmış olduğu itirazı usul ve yasaya uygundur. İşbu dava dayanağı olan icra takibinin ise yetkisiz icra müdürlüğünde başlatıldığı, davalının süresinde borca ve icra dairesinin yetkisine itiraz etmesi sonucu takibin durduğu, usulüne uygun başlatılmış geçerli bir icra takibi bulunmadığından HMK’nın 115/2 maddesi gereği dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın USULDEN REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 100,75 TL’nin mahsubu ile arta kalan 41,45 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,

4.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına;
5.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine;

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 20/04/2021 tarihinde karar verildi.