Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/541 E. 2021/647 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA … TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
… TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/260 Esas
KARAR NO : 2021/649

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … ….

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2019
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 06/12/2021
Mahkememize açılan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, … parseldeki taşınmaz üzerindeki …. Bağımsız Bölümü meskenin maliki olduğunu, davalı kooperatifçe tapu devrinin 17.07.2018 tarihinde yapıldığını, Davalı Kooperatifçe yapılmış olan, bahçedeki kanalizasyon tesisatının işlevini yerine getirmemesi dolayısıyla pis suların istinat duvarına sızdığını, fenne uygun olmayan istinat duvarı yıkılarak müvekkilinin bahçesinin büyük bir kısmının aşağıya uçtuğunu, müvekkilinin evininin de zarar görme ihtimaline karşın derhal istinat duvarının yaptırıldığını, sigorta şirketi tarafından da 65.824,39 TL ödeme yapıldığını, müvekkili tarafından 253.110,00 TL tutarında harcama yapıldığını, ödemesini müvekkilinin yaptığı harcamaların Sigorta şirketince yapılan ödemeden mahsup edildiğinde kalan 187.285,61 TL’ nin faizi ile birlikte davalı kooperatifçe müvekkiline ödenmesinin gerektiğini, Ankara … Hukuk Mahkemesi 2019/9 D. İş dosyası ile tespit yaptırıldığını, Davalı kooperatif tarafından pis su giderinin hatalı imalat sonucu Belediyeye ait ana Kanalizasyon hattına bağlanmadığını, komşu bahçeye olan bağlantısı rögar çıkış ağzının kapalı olması sebebiyle pis suların bilezik ağızlarından, çatlaklardan v.b. yerlerden sızıntı yaptığını ve bağlantılı olması gereken rögarın kontrolünde binanın kullanım tarihinden günümüze kadar geçen sürede rögar ve pis su tesisat borularının ilk günkü temizliği ile kaldığının görüldüğü tespitinin yapıldığını, İstinat duvarının ise bağlantısı olmayan pis suların sistem dışına akması nedeniyle yıkılmış olduğunun anlaşıldığını, davalı kooperatifin imalatlarında genel bir hatadan ziyade kasta varan bir ihmalin bulunduğunu, benzer şekilde daha önce de birkaç bina yukarıdaki istinat duvarının da çöktüğünü, davalının bu zararı karşıladığını, müvekkilince dava açılmadan önce noter ihtarı ile cevap verildiğini, 6325 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Kanun uyarınca Arabulucu başvurusu yapıldığını, 02.05.2019 tarihli Arabuluculuk Son Tutanağı ile anlaşmazlıkla sonuçlandığını, Müvekkili istinat duvarının yeniden yapılması ve pis su tesisatının tamiratı sebebiyle yaptığı 187.285,61 TL’ nin fatura tarihinden işletilecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, Ankara … Hukuk Mahkemesi 2019/9 D. İş dosyası da dahil alarak her türlü yargılama gideri ve ücreti vekâletin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin bila tarihli cevap dilekçesinde; davalı cevap dilekçesinde işin alt işverene verildiğini, bu nedenle kendisinin sorumlu olmadığı iddiasında bulunduğunu, asıl yüklenicinin davalı olması sebebiyle müvekkiline karşı hukuki ve cezai sorumluğun davalıda olduğunu, davalının diğer bir iddiasının ise bahçe duvarının kooperatif üyeleri tarafından projeye aykırı olarak yükseltildiği iddiasının asılsız olduğunu, Şöyle ki dava dilekçesinde ayrıntılı açıkladıkları üzere bahçedeki kanalizasyon tesisatının işlevini yerine getirmediğinden pis suların istinat duvarına sızarak fenne uygun olmayan istinat duvarının yıkılarak müvekkilin bahçesinin büyük bir kısmının aşağıya uçtuğunu, dava konusu duvar, fenne uygun olsa bile pis suların toprağı ve duvarı çürütmüş olmasından kaynaklı duvarın yine yıkılacağını, burada asıl kusurlu işlemin kanalizasyon sisteminin işlevini yerine getirmemesi, kanalizasyon boruları arasında bağlantı kurulmadığı ve diğer binalardan gelen bütün pis suların müvekkilinin bahçesine aktığını, toprakla birlikte duvarın yıllar içerisinde çürüdüğünü, davacının bazı binalarda bahçe duvarının yükseltildiği iddiasının geçerli bir savunma olmadığını, müvekkiline ait bina da projeye aykırı olarak herhangi bir yükseltme yapılmadığını, davalının bu yönde doğrudan müvekkiline ait binaya ilişkin iddiasının da bulunmadığını, davalı müvekkiline 30.01.2015 tarihinde 184 sayılı yazı ile müvekkiline ait konutun duvarının tehlike arz ettiğini beyan etmekte herhangi bir tedbir de almadığını, göz göre göre olayın oluşumuna sebep olduğunu, davacının ikrarından da anlaşılacağı üzere duvardaki hatanın varlığı davalı tarafça tespit edilip ancak gerekli hiçbir tedbirin alınmadığını, davalının diğer iddialarının tamamın soyut nitelikte olduğundan ispatının gerektiğini, iddiaları kabul etmediklerini, davalının cevaplarına karşı cevaplarının kabulü ile davalarının kabulünü talep etmektedir.

YANIT
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davacı taraf, müvekkili kooperatifin ortağı olarak … adresinde kain taşınmazın maliki olduğunu, istinat duvarının yıkıldığını, bahçesinin zarar gördüğünü, bu nedenle 187.285,61 TL zararının oluştuğunu, imalatları kusurlu yapan müvekkili kooperatifin ödemesi gerektiğini iddia ederek dava açtığını, eserin yapıldığı sözleşmenin yeni kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 yılından önce 1995 tarihinde yapılmış olması, konut, duvar ve diğer imalatların 1997-2002 yılları arasında yapılması ve konut teslimlerinin de 2000-2003 yılları arasında tamamlanmış olması dikkate alındığında 2012 yılında yürürlüğe giren 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun değil 818 Sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nu hükümlerinin dikkate alınmasının gerektiğini, Yasa hükmünün açıkça taşınmaz eserin teslimini zamanaşımının başlangıcı olarak ele aldığını, Davaya konu taşınmazın ilk sahibi olan …’ye 30.05.2002 tarihinde teslim edildiğini, bu durumda, Mülga Borçlar Kanunu’nun 363 maddesinin 2. fıkrası uyarınca 5 yıllık zamanaşımı geçmiş durumda olduğundan davanın esasa girmeden reddinin gerektiğini, Davacı tarafın, kooperatif ortağı olduğunu ve inşaatları kooperatifin yaptığını ileri sürdüğünü, Öncelikle, davacı tarafın kooperatif hissesini 27.10.2009 tarihinde … isimli bir ortaktan Ankara 53. Noterliği’nin Hisse Devir Sözleşmesi ile devir aldığını, …’ın ise taşınmazın ilk ortağı …’den 01.04.2004 tarihinde devir aldığını, Kooperatifte kuraların 17.12.2000 tarihinde noter huzurunda çekildiğini, …’ ye isabet eden 18989 ada 2 parsel 29 numaralı taşınmazın 2002 yılında ortağa teslim edildiğini, Kooperatifin arsa sahibi olduğunu, Kooperatif konutları ve … Evleri’nin tamamının 18.10.1995 tarihli …. Karşılığı İnşaat Yapımı ve Arsa Satış Vaadi Sözleşmesi ile Müflis … İnşaat ve Tesisat AŞ.’ne yaptırıldığını, “İlerlemiş Kaba” biçiminde 86 düzeyinde ortaklara teslim edildiğini, bu kapsamda sadece kapı ve camların takıldığı, çatısının kapatıldığı, dış cephenin boyandığı, iç duvar sıvalarının yapılmış olarak ortakların konutlarını teslim aldıklarını, peyzaj dahil sair işlerin ise ortaklarca yaptırıldığını, Yüklenici şirketin 2003 yılında iflas erteleme talep ettiğini, 2006 yılında da iflasına karar verildiğini, Hukuken … Evleri’nde yapı yaklaşma sınırları dışında kalan alanların ilgili olduğu adanın ortak alanı olduğunu, Kooperatif ile yüklenici şirket arasında yapılan anlaşma gereğince …’ in sadece taşıyıcı özelliği olmayan, şev örtücü, toprak tutucu duvarları yaptığını, yapılan bu duvarların istinat duvarı olmadığını, Ancak bir kısım kooperatif ortakların konutlarını teslim aldıktan sonra gerek evlerinin etrafını çevirmek gerek bahçelerini büyütmek amacıyla şev örtücü taş duvarları, fen ve sanat kurallarına ve teknik şartnamelere aykırı biçimde, statik hesapları yaptırılmaksızın proje, belediye onayı vs. olmaksızın yükselttiklerini, 2-2,5 m.’lik taş duvarların üzerine ya da önüne arkasına yeni taş duvarlar eklediklerini, sonrada bu bölümlere toprak dolgu yaptıklarını, bunlar yapılırken alt ve üst yapılara kooperatife ait bahçe sulama borularına, alt yapı yağmur suyu ve pis su kanal ve bacaları, içme suyu hatlarına zarar verildiğini, üzerine tonlarca toprak yükü geldiğini, çöken kanalların işlemez hale geldiğini, dolayısıyla patlamış olduğunu, pis su, içme suyu ve yağmur suları giderlerinin bazı bahçelerde iş görmez hale geldiğini, söz konusu işleri yapmayan maliklerin bahçelerinde ise hiçbir yıkım olmadığını, konutların yapımına 1996 yılında başlanıldığını, 1997 yılında … Evleri’ ni de kapsayan Beytepe Toplu Konut Alanı İmar Planının İdare Mahkemesi tarafından iptal edildiğini, 2007 yılına kadar yörenin imar planı olmadığını, Parselasyon planlarının ise 2008 yılında tamamlandığını, belirtilen nedenle ortaklara duvarları yükseltmemeleri, bunların istinat duvarı olmadığını, alttaki duvarın taşımayacağı ve alt yapının bozulduğunun defalarca yazıldığını, konu Çankaya Belediyesi’ ne şikayet edilmişse de imar planı ve 1/1000’lik parselasyon planlarının olmaması nedeniyle Belediyenin herhangi bir işlem yapamayacağını bildirdiğini, davacı ya da o yapmamış olsa da davaya konu taşınmazda da 2002 yılında konutu teslim alan ortak tarafından davaya konu taşınmazın arka bahçesindeki duvarın fen ve sanat kurallarına ve teknik şartnamelere aykırı biçimde 2,5 – 3 metreden 6 metreye yükseltildiğini, sonra bahçe ile duvar arasına tonlarca toprak dolgu yapıldığını, bahçenin büyütüldüğünü, kot farkının kapatılması sonucu bahçe altından geçen büzlerin kırıldığı-çöktüğünü, bahçe sulama ve yağmurla daha da ağırlaştırması sonucunda, bahçe duvarı değil davacı (ya da onun devir aldığı) kişinin yaptığı duvarın 25.10.2018 tarihinde çöktüğünü, burada müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığını, kimsenin kendi kusurundan dolayı hak elde edemeyeceğini, davacının konutu bu haliyle almışsa hiçbir kontrol yapmadan aldığını, müvekkili kooperatifin 30.01.2015 tarihli 184 sayılı yazısı ve ekinde davacıya gönderdiği rapor ile davacıya ait konutun duvarının tehlike yarattığının kendisine açıkça bildirildiğini, davacı tarafın söz konusu yazıya herhangi bir itirazı olmadığını, ancak herhangi bir önlemin de alınmadığını, 2007-2008 yılına kadar imar planlarının olmayışı, yüklenici şirketin iflas etmesi ve SGK borcu olması, konutlarda kış bahçesi, çatının kullanıma açılması gibi mimari proje tadilatlarının yapılmış olması gibi nedenlerle yapı kullanma izin belgelerinin alınmasının geciktiğini, bu arada ilgili belediye ile 782 adet dava görüldüğünden bunların sonuçlanmasının da beklendiğini, dolayısı ile ferdileşme işlemlerinin geciktiğini, bu aşamalardan sonra davacıya ait tapunun 17.08.2018 tarihinde verildiğini, bunların yanı sıra … Evleri’ nde ve davacının taşınmazının bulunduğu 18989 ada 2 parselde kat mülkiyetinin tesis edilmiş olup, … Evleri Yönetim Planının tapuda tescil edildiğini, davaya konu duvar ortak alanda yapılmış olmakla, Kat Mülkiyeti Kanunu ve Yönetim Planı hükümleri uyarınca müvekkili kooperatifin hiçbir sorumluluğu bulunmadığından duvarın bağımsız bölüm maliki davacı tarafından yaptırılmasının gerektiğini, davacıya ait konutun duvarının yıkılmasında müvekkili kooperatifin hiçbir kusuru, ihmali, hatası ve dolayısı ile sorumluluğunun bulunmadığını, doğan zarar ile ilgili müvekkili yönünden illiyet bağının bulunmadığını, duvarı yapanın kooperatif olmadığını, davacı ya da onun devir aldığı kişi olduğunu, yüklenici tarafından adanın ortak alanında yapılan duvarın istinat duvarı olmadığını, 2-2,5 metrelik taş duvar olduğunu, Bu duvarın üstüne, fenni kurallara, tüm teknik şartnamelere aykırı olarak duvar ekleyen kimse onun sorumlu olacağını, Müvekkili kooperatifin 2002 yılında konutu ilk ortağına teslim ettiğini, davacı ya da konutu ilk teslim alanlar tarafından duvar yapılmakla kalınmamış tonlarca toprağın da duvara ve zemindeki alt yapıya yüklendiğini, her sistemin belli bir taşıma kapasitesi olduğunu, bunun aşılması sonucu yıkılmalar ve kopmaların olacağını, aynı adada sonradan yükseltilen duvarlar ile ilgili olarak Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesi’ nin 2019/2 D.İş Dosyasında tespit yaptırıldığını, tespite konu duvarların sonradan yükseltildiği, yıkım tehlikesi taşıdıklarının tespit edildiğini, davacı tarafın dilekçesinde sözünü ettiği tespit raporunun müvekkilinin yokluğunda alındığını, taraflarına tebliğ edilmediğini, davacı tarafın iddia ettiği yıkılan duvarının bedelinin tazmin edilen herhangi bir konut ya da ortağın söz konusu olmadığını, fen kurallarına ve teknik şartnamelere aykırı olarak taş duvar üstüne ek duvar yapan ya da bu haliyle konutu satın alan davacının kendi kusuru ile hak elde etmesinin hukuken mümkün olmadığını, davada zamanaşımının söz konusu olduğunu, Müvekkili kooperatif yönünden duvarın çökmesi ile oluşan zarardan doğrudan ya da dolaylı illiyet bağı da bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmektedir.
Davalı vekilinin 04.08.2019 tarihli cevap dilekçesinde; davacı tarafın cevaba cevaplarını kabul etmenin mümkün olmadığını, davada zamanaşımının söz konusu olduğunu, davacı tarafın duvarlarda gizli ayıp olduğu iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, cevap dilekçelerinde arz olunduğu gibi 2000-2003 yıllarında yapılan duvarların istinat duvarı olarak yapılmadığını, duvarların şev örtücü – toprak tutucu olduğunu, davacı ya da onun satın aldığı kişinin konut kendisine teslim edildikten sonra (ilerlemiş kaba olarak) duvarı yükselttiğini, imar adasının ortak alanında yapılı yıkılan mevcut duvarın yükselttikten sonra kendi bahçesine dahil ettiğini, tonlarca toprağı bu duvarın arkasına dökerek kapasitesinin üstünde bir yük getirilen duvarın, yağmur vb. ile birlikte giderek ağırlaşarak yıkıldığını, Duvarın durumu açıkta görülmekte olmakla, gizli ayıp kavramı içinde olmasının mümkün olmadığını, Ayrıca bu yoldaki davacı beyanlarının iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğundan buna muvafakatlerinin bulunmadığını, duvar yıkılmak üzere olduğunda tedbiri alacak olanın müvekkili kooperatif olmadığını, duvar yıkılmadan tam 18 yıl önce, 2000 yılında kura çekildiğini, 2002 yılında konutun o tarihteki kooperatif ortağı olan …’ ye teslim edildiğini, bu tarihten sonra müvekkilinin herhangi bir sorumluluğu kalmadığını, yıkılan duvarın imar adasının ortak alanında olduğunu, Sitede 2003′ den beri Kat Mülkiyeti Kanunu ve … Evleri Yönetim Planının uygulandığını, bu nedenle müvekkili kooperatifin sorumlu olmasından söz edilmesinin mümkün olmadığını, davacının diğer cevapları da iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğundan muvasalatlarının olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava; Sözleşmeden Kaynaklanan Ayıplı İfa Sebebiyle Tazminat Talebine İlişkindir.
Dosyamız arasına alınan Ankara ….Noterliğinin 14.10.2009 tarih ve 24367 yevmiyeli Hisse Devir Sözleşmesinde …. ‘ın (393 üye no); üyesi bulunduğu …Ünvanlı kooperatifteki hissesinin tamamını, bütün aktif ve pasifi ile birlikte devir alan … isimli kişiye 50.000,00 TL. (Ellibin TL.) bedel mukabilinde devir ettiği görülmüştür.
Dosyamız arasına alınan … tarafından Muhatap …. Yapı Kooperatifi’ne gönderilen Ankara …Noterliğinin 15.02.2019 tarih ve 01592 yevmiyeli İhtarnamede; “Sayın Muhatap, Müvekkilim kooperatifinizin üyesi olup Ankara İli Çankaya İlçesi Lodumlu Mahallesi, 18989 Ada No, 2 Parsel No ‘ da kayıtlı taşınmaz üzerindeki, 29 Bağımsız Bölüm No ’ da kayıtlı mesken niteliğindeki taşınmazın malikidir. S.S. 18 Yapı Kooperatifi tarafından inşa edilen ve müvekkilime 17.07.2018 tarihinde tapu devri yapılmış olan taşınmaz, tapu devri öncesinde kooperatifinizce sigorta ettirilmiş bulunmaktadır. Kooperatifınizce yapılmış olan istinat duvarının çökmesi sebebiyle müvekkilime ait taşınmaz hasar görmüştür. Müvekkilime ait taşınmazda oluşan hasarın giderilmesi amacıyla tarafınızca yaptırılmış olan sigortaya başvurulmuş ve Kooperatifiniz tarafından yapılan sigortada, taşınmazın değerinin düşük gösterilmesi sebebiyle, oluşan hasar kısmen karşılanmış tamamı sigorta şirketi tarafından karşılanmamıştır. Müvekkilim, taşınmazda oluşan ve sigorta şirketi tarafından giderilmeyen hasarı ise kendisi karşılamış olup fatura örneği ektedir. Müvekkilime, ekte belgeleri görüleceği üzere sigorta şirketi tarafından 65.824,39 TL ödeme yapılmış olup, müvekkilimiz tarafından yine ekte belgeleri görülen 253.110,00 TL tutarında harcamalar yapılmış bulunmaktadır. Sigorta ödemesinin müvekkilimizin yaptığı harcamalar mahsup edildiğinde bakiye 187.285,61 TL ’nin kooperatifınizce müvekkilime ödenmesi gerekmektedir. Kooperatifinizin, taşınmazın sigortaya esas değerini düşük göstermesi ve istinat duvarını fenne uygun yapmaması sebebiyle kusurlu olduğundan 187.285,61 TL ’nin fatura tarihinden) ödeme gününe kadar işleyecek faizi ile birlikte ihtarnamenin muhataba tebliğinden itibaren 1 hafta içinde …. -Iban:…. ’in hesabına yatırılması, aksi takdirde yasal işlemlere başlayacağımız ihtar olunur. ” denmiştir.
Dosyamız arasına alınan … Kooperatifi tarafından Muhatap …’e gönderilen Ankara …Noterliğinin 07.03.2019 tarih ve 08578 yevmiyeli İhtarnamede “Müvekkilinize ait taşınmazın bahçe duvarının çökmesi nedeniyle müvekkil kooperatiften 187.285,61 TL. talep edilmiştir. Söz konusu talep hukuki dayanaktan yoksun olmakla kabulü ve ödenmesi mümkün değildir. Öncelikle duvarlar müvekkil kooperatif tarafından yapılmamış olup, inşaatları yapan Müflis … İnşaat ve Tesisat AŞ. Tarafından yapıldığı tarihteki teknik şartname ve yönetmeliklere göre yapılmıştır. Taşınmazın müvekkilinize teslim tarihi (ilerlemiş kaba olarak) 2002 yılıdır. Müvekkilinize ait konutun taş duvarı muhatap tarafından üstüne duvar örülmesi ve bahçe kısmına toprak yığılması nedeniyle yıkılmıştır. Kooperatifin herhangi bir sorumluluğu olmadığı halde duvarın yıkılacağı daha önce müvekkilinize bildirilmiş ve önlem alması istenmiştir. Ancak, muhatap tarafından herhangi bir önlem alınmamıştır. Duvarın yıkılmasında müvekkil kooperatifin herhangi bir kusuru ya da ihmali söz konusu değildir. İhtarınızda iddia ettiğiniz gibi eksik sigorta yaptırılmış da değildir. Konutun ederi ile orantılı olarak tüm konutlar için aynı tutarda sigorta yaptırılmış, tapusu da 17.07.2018 tarihinde müvekkilinize verilmiştir. Dolayısı ile sigorta yaptırma yükümlülüğü de müvekkilinizdedir. Belirtilen nedenlerle, herhangi bir ödeme yapılması mümkün değildir. Cevaben bildiririm. ” Denilmiştir.
Ankara … Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/2 D.İş dosyasında yaptırılan 13.02.2019 tarihli Bilirkişi Raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/9 D.Iş dosyasında yaptırılan 18.03.2019 tarihli Bilirkişi Raporu dosyamız arasına alınmıştır.
Tapu kayıtları ve … Evleri Toplu Yönetim Planı dosya arasına alınmıştır.
Tanık … beyanında: “1996-2001 yılları arasında … inşaatta peyzaj işlerinde daha sonra 2003 -2020 Ocak ayına kadar kooperatif-18′ de peyzaj işlerinde çalıştım, kaba inşaatlarla isnat duvarları standartlara uygun yapıldı, ancak daha sonra villa sahipleri tarafından bahçelerinin düz olması için ek duvar yapıldı, duvarlar toprak yükü geldiğinden barbakanda olmadığı için çökme yapması normaldir, yağmurlu bir günde toprak ıslanınca çökme olmuştur, kanalizasyon alt yapısı yapılırken görgüye dayalı bilgim yoktur.” demiştir.
Tanık … beyanında: “duvarın çöktüğü gün güvenlik bize haber verdi biz olay yerine gittik, ben sitede teknisyen olarak çalışıyorum, çökme olduğu gece yağmur yağmıştı, çökmeden sonra biz fotoğraf çektik, kooperatif üyeleri geldi yönetimle bu konuda görüştü, 1995 yılından 2000 yılına kadar … inşaatta çalıştım, 2004 yılından bu yana da kooperatif-18′ de çalışıyorum, 1998-1999 yıllarında duvar inşaatları yapılmıştı, duvar sadece binanın arkasındaki toprak tutucu özellikte idi, üyeler mevcut kotanın üzerine dolgu ve duvar ilavesi yaparak duvara ek yük bindirdiler, pis su için ikiyüzlük, yağmur suyu için üçyüzlük beton boru döşendi bunu ben biliyorum, sitede 945 villa vardır yaklaşık %80’i duvarlarını yükseltti, 5 -6 tane duvar bu şekilde çöktü, hangi üyelerin duvarları hangi tarihte çöktü hatırlamıyorum.” demiştir.
Tanık … beyanında: “2006 yılından beri … Evlerinde elektrik teknisyeni olarak çalışmaktayım, yağmurlu bir günde dava konusu duvarın çöktüğünü gördüm, 15-20 tane bu şekilde sitede duvar çöktü, imalattan sonra duvarların üzerine ev sahipleri tarafından ek yükselti yapıldığı için duvar taşıyamayıp çöküyor, diğer çökmelerin tarihlerini ve kimlerin evi olduğunu hatırlamıyorum, çöken duvarların hepsinde yükselti vardı, bu yükseltileri ev sahipleri yaptı, dava konusu duvar çöktüğünde 6,5 – 7 m civarındaydı, ben geldiğimde yükseltiler vardı, yükselti olmayan evlerin duvarı 3 metre civarındadır.” demiştir
Tanık … beyanında: “yaklaşık 23 yıldır … Evleri projesinde inşaat teknikeri ve kontrolü olarak çalıştım, 782 villa vardır, … inşaat bu duvarları taşıyıcı özelliği olmayan şekilde yaptıktan sonra 2000 yılında biz evleri üyelerine teslim etmeye başladık, duvarlar yaklaşık 3 -3,5 metre civarındaydı, üyeler bahçe kazanmak için bizlere danışmadan teknik bir bilgi almadan duvarları yükselttiler, dava konusu duvara 2 metre civarında bir ekleme yapıldı diye biliyorum, bu duvarlar taşıyıcı özelliği olmadığı için toprak yükü, yağmur, kar ve barbakan olmadığı için sular tahriye olamadığı için çökme olmuştur, 10 civarında bu şekilde yükseltme yapan ev sahiplerinin duvarları çöktü, onların tarihini ya da kime ait olduğu kooperatif dosyalarında mevcuttur, duvarın orijinal hali 2000 yılından önce yapılmıştır, … evin üçüncü sahibidir, yükseltiyi … yapmamış olabilir, yükseltinin yapıldığı tarihi bilmiyorum, davacı …’ e bahçe duvarına ilişkin daha önce bir uyarı yazısı göndermiştik, ek duvarların yapıldığı tarihlerde üyeler yazılı olarak uyarıldı mı hatırlamıyorum, kanalizasyon hatları kontrol edilerek teslim edilmiştir, daha sonra çökmeler oldu mu bilmiyorum.” demiştir.
Tanık Mehmet Kürşad Durutürk beyanında: “1999 yılından buyana … Evlerinde bil fiil çalıştım, inşaat mühendisiyim 250′ nin üzerinde bu sitede villa dekorasyonu yaptım, villalar %86′ sı tamamlanarak ileri kaba biçimde sahiplerine teslim edildi. Kooperatif tarafından bahçedeki toprağı taşıyacak standartlara uygun ve yükseklikte isnat duvarları (yığma taş duvarlar) yapılı şekilde sahiplerineteslim edildi, daha sonradan bazı villa sahipleri isnat duvarını yükseltmek için ve bahçe alanını büyütmek için isnat duvarını kaldırıp, yeni yüksekliğe uygun duvarlar yaptırdı, kimisi de daha ekonomik olduğundan ya da teknik bilgi eksikliğinden mevcut isnat duvarının üzerine yükseltme yaptılar, bu şekilde mevcut duvarın üzerine ekleme yapanlardan çok sayıda çöken oldu, bu villanın duvarı çöktüğünde burada değildim ancak çöktüğü için muhtemele yükseltme yapılmıştır, ilave duvarların birçoğu çöker, sitede yağmur suyuna, pis suya ve kanalizasyona ayrı ayrı hat döşenmiştir, sitenin alt yapısını bildiğim için başka evlerin kanalizasyonundan kaynaklanan bir birikme ve çökme olması mümkün değil, kanalizasyon sorunu oldu ise, evin kendi hattı ile ilgili sorun olmuştur, diğer evi etkilemez, mevcut villada sokağın yüksek konumlarından birinde yer almaktadır, bu evi etkileyebilecek bir iki villa vardır, onlarında hattı bu evinkinden farklı bağlanmıştır, aynı hatta bağlı değildir, toplamda ana hat ortaktır, bahçeye sonradan eklenen toprakla çalışma sırasında çökme sebebiyle kırılma oluşabilir, teslim anındaki duvar ebatlarını her villanın ayrı ayrı bilmiyorum, bu villanınkini de bilmiyorum, ancak projede vardır, bu villanın duvarının üzerine ekleme yapıldı mı bilmiyorum, bahçeleri birbirinden ayıran duvarlarda arada kot farkı varsa yığma duvarla ayrılmıştır, kanalizasyon hattı duvarın altından geçer, hatta kırılma oldu mu bilmiyorum, tespit ve bu evin projesini tam bilmiyorum, projelere uygun imalat yapıldığını biliyorum, teslim edilirken villaların ortalama en yüksek taş duvarları 3,5-4 metre idi, daha alçağı da vardı bu standardı en fazla 40 – 50 cm aşılmıştır, projede yüksekliklerde vardır, kanalizasyon dışarı sızmadıkça duvar çökmez” demiştir.
Mahkememizce Mahalinde Keşif İcra Edilerek Bilirkişi Heyetinden Alınan 27.09.2021 Tarihli Raporda Özetle: Duvarın Kooperatifçe şevli olarak zeminin kaymamasına yönelik olarak inşa edilmiş olduğu, taşınmazın malikince duvarın yeniden inşasında yükseltilmesi sonucunda taşınmaz arka bahçesinde faydalı alan yaratılmış olduğu, bu alana toprak dolgu yapıldığı, ağaçlandırma ve çimlendirme yapıldığı, toprak dolgu ve yapılan sulamanın zemine baskı yaratacağı, bu haliyle rögarlara da baskı uygulanacağı, ilave yapılan duvarın onaylı mimari projede olmadığı, bilirkişi raporunda belirtildiği üzere 11 kapı nolu binaya ait rögar çıkış ağzının kapalı olmasından dolayı rögarda toplanan pissularm bahçeye rögar bilezik ağızları, çatlak v.b. yerlerden sızması sonucu duvarın emniyetini kaybetmesine sebebiyet vermesinin duvarın duvarın yükseltilerek yeniden yapılması ve kazanılan alana toprak dolgu yapılmasının olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde dava konusu isnat duvarının yıkılmasında davalı kooperatifin sorumluluğunun olup olmadığı hususunda toplanan tüm deliller, tespit dosyası, tanık beyanları ve 28.05.2021 tarihinde …. nolu müstakil evin arka bahçesinde keşif yapılmak suretiyle alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davalı Kooperatifçe taşınmazların ileri kaba (%86) seviyesinde hak sahiplerine teslim edilmiş olduğu, bahçedeki toprağı taşıyacak standartlara uygun ve yükseklikte yığma taş duvarlar, istinat duvarlarının yapıldığı, yağmur suyu ve pissu kanalizasyon hatlarının ayrı olarak döşendiği, taşınmazın malikince duvarın yeniden inşasında yükseltilmesi sonucunda taşınmaz arka bahçesinde faydalı alan yaratılmış olduğu, bu alana toprak dolgu yapıldığı, ağaçlandırma ve çimlendirme yapıldığı, toprak dolgu ve yapılan sulamanın zemine baskı yaratacağı, bu haliyle rögarlara da baskı uygulanacağı, yapılan duvarın onaylı mimari projede olmadığı, eklenen yükselti duvarın teknik şartname ve fenni koşullara uygunluğunun projelendirilip, statik hesaplamalarının, zemin etüdünün yapılarak yapı ruhsatına bağlanmasının gerektiği, tespit raporunda 11 kapı nolu binaya ait rögar çıkış ağzının kapalı olmasından dolayı rögarda toplanan pissuların bahçeye rögar bilezik ağızları, çatlak v.b. yerlerden sızması sonucu duvarın emniyetini kaybetmesine sebebiyet vermesinin duvarın yükseltilerek yeniden yapılması ve kazanılan alana toprak dolgu yapılmasının olduğu, teknik bilirkişi incelemesi ile sabit olup davalının isnat duvarının yıkılmasında kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı anlaşıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 1.490,63 TL’ den indirilmesi ile arta kalan 1.431,33 TL’ nin talep halinde ve dosya kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden ön inceleme duruşması yapılmadan verilen kararda yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 21.559,99 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4.-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.08/11/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır