Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/517 E. 2022/853 K. 01.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. …10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/517 Esas
KARAR NO : 2022/853

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI :…

DAVALI : ….

TEMSİLCİ : … – TCN: … – …
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/10/2019
KARAR TARİHİ : 01/12/2022
KARAR YAZIM TARİHİ :

Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı … İnşaat Taahhüt Turizm Madencilik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ile müvekkili şirket …İnşaat Taahhüt Limited Şirketi arasında 06/03/2014 tarihli Taşeron Sözleşmesinden kaynaklanan ticari alacak mevcut olduğunu, bu alacakla ilgili olarak ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk kurumuna başvurulmuş olup söz konusu tutanak anlaşamama olarak neticelendiğini, bu süreçte tarafımızca davalı şirket yetkilisiyle her türlü görüşmeye, anlaşma ortamı yaratılmaya çalışıldığını, kendisine Whatsapp üzerinden tebliğ almış olduğu davet mektubu neticesinde, sonuçlarını bildiği arabuluculuk sürecine tamamen kötü niyetli olarak yanaşmış olup ödeme gücünün olmaması nedeniyle ödeme yapamayacağını beyan ettiğini, hakediş belgeleri ve diğer belgeler doğrultusunda; davanın ilerleyen aşamalarında bilirkişi incelemesi ile hesaplama talep edeceğimiz için huzurdaki davayı kısmi alacak davası olarak ikame ettiklerini, bu nedenle davalı şirketten fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 3.000TL ticari alacaklarını talep ettiklerini, söz konusu ticari nitelikteki yabancı para için sözleşmede aynen ödeme gibi bir düzenleme olmadığı için ödeme gününde ki rayiç bedeli üzerinden hesaplanarak tarafımıza ödenmesi talep ettiklerini, ayrıca her iki tarafında tacir olması ve işin ticari iş olması nedeniyle alacağa, her bir hakediş icmalinin imza altına alındığı tarihten itibaren ticari temerrüt faizinin hesaplanarak uygulanmasını talep ettiklerini, davalı şirket ile taraflarınca akdedilen sözleşme madde 9/a’ya göre alınan iş avansı 13/04/2014 tarihinde 10.000$ olduğunu, söz konusu bu miktar hakedişlerden kesildiğini, tamamı yapılan istihkaklar doğrultusunda ve iş bitiminden sonra taraflarca imza altına alındığını, Mart/Nisan ayı yapılan iş istihkakı karşılığında 01/05/2014 tarihli hakediş miktarı 55.470 $ olduğunu, bu iş istihkakı neticesinde tarafımıza 19/05/2014 tarihli 45.470$ ve 01/06/2014 tarihli 10.000$ miktarlarında ki ödemeler yapıldığını, Mayıs ayında yapılan iş istihkakı neticesinde hakediş no.2’ye göre müvekkili şirketin 01/06/2014 tarihli 35.074$ hakedişi mevcut olduğunu, bu hakedişten tarafımıza 29./06/2014 tarihli 20.000$ ve 24/03/2015 tarihli 5.074$ tarihli ödemeler ödeme makbuzu karşılığı yapıldığını, bu süreçte davalı şirket tarafından taraflarınca 05/08/2014 tarihli İş Bankası aracılığıyla kalan bakiye havale suretiyle ödeme yapıldığını, Haziran ayı yapılan iş istihkakı neticesinde hakediş no.3’e göre; 01/07/2014 tarihli hakkediş miktarı 29.953$ olan hakedişten tarafımıza 24/03/2015 tarihinde 4.926$ ödeme yapıldığını, 3. No’lu hakedişten taraflarına ödenmemiş kalan 25.027$ mevcut olduğunu, bu noktada taraflarına ödenecek 25.027$ hala mevcut olduğunu, Temmuz ayı için 15 günlük yapılan iş istihkakına göre ise 16/07/2014 tarihli hakediş no.4’e göre 5.405$ taraflarına ödenmediğini, bu noktada taraflarınca ödenecek 5.405$ hala mevcut olduğunu, Ağustos ayına ait 01/09/2014 tarihli 20 günlük son iş çalışmasını kapsayan ek işler ile birlikte kalan son hakediş no.5’e göre 6.218$ taraflarına ödenmediğini, bu noktada taraflarına ödenecek 6.218$ hala mevcut olduğunu, bu bağlamda yukarıda bahsi geçen ve ekte sunduğumuz imzalı hakediş raporları ve makbuzlar doğrultusunda davalı şirketten kalan alacak 25.027$, 5.405$ ve 6.218$ olmak üzere toplamda 36.650$ alacağın taraflarına ödenmediğini, davalı şirket, işbu alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren müvekkili şirketi, ödeme yapacağına dair oyaladığını, daha sonrasında ise doların yükselmesini gerekçe göstererek ödeme yapmadığını, ancak yıllardır ticaretle uğraşan ve çoğu işini dolar kuru üzerinden yapan davalı şirketin gerekçesi basiretli tacir gibi davranma mükellefiyetine aykırı olduğunu, kaldı ki, davalı şirket, müvekkili şirkete olan borcundan daha sonra muaccel olan başkaca şirketlere borçlarını ödediğini, bu nedenle, öncelikle yukarıda TC’si belirtilen şirket yetkilisinin banka hesap özetlerinin dosyaya kazandırılmasını talep ettiklerini, müvekkili şirket, dava konusu alacak konusunda davalı tarafa hep iyi niyetli olarak yaklaştığını, ancak davalı şirket alacağın varlığını kabul etmesine rağmen ödeme yapmadığını, davalı şirket yetkilisi ödeme yapmayacağını, işlerinin bozulduğunu beyan ettiğini, hala …Ticaret Sicil Gazetesine göre kayıtlı son adresi …olan davalı şirket, Ankara’da olmadığını beyan ettiğini, bu noktada tutarsız beyanlarda bulunan davalı şirketin mal kaçırma tehlikesinin mevcut olduğunu, tüm bu nedenlerle, ihtiyati tedbir taleplerinin kabulüne, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.000 TL ticari alacaklarının; her bir hakediş icmalinin imza altına alındığı tarihten itibaren işleyecek en yüksek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış ise de davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
DELİLLER :
…21. İcra Dairesinin 2019/39 esas sayılı takip dosyası istenilerek, incelenmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava eser sözleşmesinden kaynaklı alacak istemli kayıt kabul davasıdır. Dava tarihinde davacı şirket faal iken yargılama devam ederken Irak Kürdistan Bölgesi Bakanlar Kurulu Ticaret ve sanayi Bakanlığı Şirketler Tescili Genel Müdürlüğü Şirketler Müdürlüğü Süleymaniye Hukuk Departmanı’nın 30.01.2020 tarihli şirket tasfiye kararı gereği tasfiyesine karar verilidği tasfiye memuru olarak da Feriq Kaka Bra ‘nın atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Tsfiye halindeki şirket eski temsilcisi duruşmalarda temsil edilmesi için vekalet vermiş davacı vasfı olmadığı için vekil duruşmaya kabul edilmemiştir. Sonraki duruşmalara eski şirket temsilcisi gelerek tasfiyiyi ilişkin evrakı sunmuş 01.12.2022 tarihli son duruşmada şirketin ihyası için işlem yaptırmayacağını tasfiye memurunun da Irak’ta yaşadığı için davayı takip etmeyeceğini bildirdiği görülmüştür.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 52. maddesi gereğince, tüzel kişiler kişiler yönünden, sona eren tüzel kişinin kişiliği ehliyeti tasfiye amacıyla sınırlı olmak üzere tasfiye sırasında da devam eder.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taraf ehliyeti” başlığını taşıyan 50’inci maddesinde, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın, davada taraf ehliyetine de sahip olduğu belirtilmiştir. Buna göre taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneği olup, medeni (maddi) hukuktaki medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin medeni usul hukukunda büründüğü şekildir. Medeni hukuktaki haklara ve borçlara sahip olma ehliyeti hak ehliyetini oluşturmakta, gerçek ve tüzel kişiler bakımından geçerli olmaktadır. Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. Dosya kapsamında yargılama sırasında tasfiyeye girmiş şirket yönünden eski şirket temsilcisinin taraf taraf ehliyeti bulunmamaktadır. Davada ancak tasfiye memurunca temsili mümkündür.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114. maddesinde, taraf ve dava ehliyetine sahip olunması, dava şartı olarak düzenlenmiş olup davanın açılmasından sonra tasfiyeye girmiş şirket yönünden ve davaya devam etme konusunda aktif dava ehliyeti olmayan eski şirket temsilcisinin şirket adına açılmış davayı takibi mümkün olmadığından tasfiye memurunun da Irak’ta yaşaması nedeniyle takip etmesinin mümkün olmadığı bildirildiğinden, verilen sürede şirketin ihyası için başvuru da yapılmadığından, HMK’nun 114/1-d. maddesine göre aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle, HMK’nun 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın HMK 114/1-d, 115.maddesi gereği usulden reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 204,93 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 124,23 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk aşamasında harcanan 1.320,00 TL giderin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, eski şirket yetkilisinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde …Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 01/12/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*