Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/270 E. 2021/378 K. 14.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/270 Esas
KARAR NO : 2021/378

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2017
KARAR TARİHİ : 14/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2021
Mahkememize açılan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davacının 19.06.2017 tarihinde … Leasing firmasının aracılığıyla …. parselde kayıtlı 47.(V-A-11) Blok Zemin ve Bodrum Kat 4,5+1 daire tipi, 1 nolu bağımsız bolümü 2.550.000,00 TL bedelle şirket adına tapuda devraldığını, dava konusu taşınmazın ticari veya mesleki faaliyetler için değil şirket çalışanlarının konut ihtiyacı için satın alındığını, davalının davacıya ayıplı mal satışı yaptığını, satın alınan taşınmaz ile sözleşmede belirtilen taşınmaz metrekarelerinin birbirini tutmadığını, tanıtılandan farklı bir taşınmaz teslim edildiğini ileri sürerek şimdilik 6.100,00 TL’ nin taşınmaz bedelinin ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
YANIT
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle, davacı ile davalı şirket arasında 08.04.2015 tarihinde konut edinimine ilişkin leasing sözleşmesi ile … nolu bağımsız bölümün satıldığını, davacı tarafın ayıplı ifa diye ifade ettiği hususların ayıplı niteliğinde olmadığını, projeye uygun imalat yapıldığını, belirterek davanın görevsizlik, zamanaşımı ve yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE
Dava; taraflar arasında imzalanan leasing sözleşmesi ile davacı tarafın edindiği davaya konu taşınmazın ayıplı ve vaat edilenden küçük olarak yapılmasından kaynaklanan alacak davasından ibarettir.
Davacı, taraflar arasında imzalanan leasing sözleşmesi, tapu kayıtları, faturalar, katalog, projeye ilişkin reklam ve görseller dosyaya kazandırılmıştır.
Mahallinde keşif icra edilerek İnşaat Mühendisi Bilirkişiden alınan 02.12.2019 tarihli raporda özetle: Taraflar arasındaki sözleşme, şartnameler, plan ve projeler, ilgili Genel Şartnameler, detaylı olarak incelenmiş, dava dosyasına ile ekli dosya ve evraklar üzerinde yapılan incelemelerde satın alınan taşınmaz net alanı ile sözleşmede belirtilen taşınmaz net alanının birbirini tutmadığı, taraflar arasmdaki sözleşmeyle Davalının Davacıdan 379,51 m2 net alanlı taşınmaz bedeli olarak 2.550.000,00 TL tahsil ettiği, yapılan inceltme ve hesaplara göre bahse konu taşınmazın 297,32 m2 net alanlı olarak satışının yapılması gerektiği, net alan farkının 82,19 m2 olduğu, hesaplanan net alan üzerinden taşınmazın satış tarihi itibarıyla fiyatının 2.479.316,60 TL olarak değerlendirilmesi gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraf itirazları üzerine alınan 10.03.2020 tarihli İnşaat Mühendisi Bilirkişi Ek Raporunda özetle: Taraflar arasındaki sözleşme, şartnameler, plan ve projeler, ilgili Genel Şartnameler, detaylı olarak incelenmiş, Kanun hükümleri ve Yargıtay Kararları (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 2015/15808 Esas sayılı kararı) çerçevesinde yapmış olduğum inceleme sonucunda: dava dosyası ile ekli dosya ve evraklar üzerinde yapılan incelemelerde satın alınan taşınmaz net alanı ile sözleşmede belirtilen taşınmaz net alarmın birbirini tutmadığını, taraflar arasındaki sözleşmeyle Davalının Davacıdan 379,51 m2 net alanlı taşınmaz bedeli olarak 2.550.000,00 TL tahsil ettiğini, yapılan inceleme ve hesaplara göre bahse konu taşınmazın 297,32 m2 net alanlı olarak satışının yapılması gerektiği, net alan farkının 82,19 m2 olduğu, hesaplanan net alan üzerinden taşınmazın satış tarihi itibarıyla fiyatının 1.997.749,73 TL olarak değerlendirilmesi gerektiği, sözleşme yılı itibariyle ayıp oranında satış fiyatından yapılması gereken indirim tutarının 552.250,27 TL olması gerektiği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce iki kişilik İnşaat Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan 03.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Davacıya satışı yapılan davaya konu bağımsız bölümün onaylı mimari projesine göre; net alanının 292,57 m2 (İmar Yönetmelikleri ve teras ve yürüme yollan hariç) olduğu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/15808 Esas sayılı kararında belirtilen biçimde yapılan hesaplama neticesinde, Davalının Davacıdan 379,51 m2 net alanlı taşınmaz bedeli olarak tahsil ettiği 2.550.000 TL üzerinden yapılması gereken indirim tutarının ise 584.166,43 TL olarak hesaplanabileceği, dava tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmediği belirtilen Çarşı ve Spor salonu alanları nedeniyle satış bedeli üzerinden yapılması gereken indirim tutarının 51.000 TL olarak belirlenebileceği, aktivite alanlarının site mükiyetinde olmayıp Yenimahalle Belediyesine ait olması, davalı tarafından belirli bir süre için kiralanması olgusunun taşınmaz değerine etki edeceği; ancak bu değerin davalı yandan talep edilip edilemeyeceğinin hukuki değerlendirmesinin mahkemede olacağı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce iki kişilik İnşaat Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetine nitelikli hesap uzmanı da eklenerek alınan 23.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle: Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, taşınmazın net alanının teknik anlamda ölçümünden değil, mevzuat ile taraflar arasımdaki özel düzenlemede yer alan ifade farklılığından kaynaklandığı, satılanın ayıplı olduğu ve alıcının kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirip getirmediği ve indirim hesaplamasında nispi metodun uygulanması hususunun takdirinin mahkemede olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, iddia ve savunmalar, toplanan deliller, alınan ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında Leasing sözleşmesi imzaladıkları, davalının davacıya ayıplı mal satışı yaptığına, satın alınan taşınmaz ile sözleşmede belirtilen taşınmaz metrekarelerinin birbirini tutmadığına, tanıtılandan farklı bir taşınmaz teslim edildiğine ilişkin davacının iddialarının tespiti için mahkememizce yapılan keşif ve keşif sonucunda alınan rapor ve ek raporlardan anlaşılacağı üzere satın alınan taşınmaz net alanı ile sözleşmede belirtilen taşınmaz net alanın birbirini tutmadığı, taraflar arasındaki sözleşmeyle Davalının Davacıdan 379,51 m2 net alanlı taşınmaz bedeli olarak 2.550.000,00 TL tahsil ettiği, yapılan inceleme ve hesaplara göre bahse konu taşınmazın 297,32 m2 net alanlı olarak satışının yapılması gerektiği, net alan farkının 82,19 m2 olduğu, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 2015/15808 Esas sayılı kararında belirtilen gayrimenkulün teslim tarihi esas alınarak nisbi metodla yapılan değer kaybına ilişkin hesaplama neticesinde, Davalının Davacıdan 379,51 m2 net alanlı taşınmaz bedeli olarak tahsil ettiği 2.550.000 TL üzerinden yapılması gereken indirim tutarının ise 584.166,43 TL olarak hesaplandığı, dava tarihi itibarıyla faaliyete geçirilmediği belirtilen Çarşı ve Spor salonu alanları nedeniyle satış bedeli üzerinden yapılması gereken indirim tutarının 51.000 TL olarak belirlendiği görülmüştür.
Aktivite alanlarının site mükiyetinde olmayıp Yenimahalle Belediyesine ait olması, davalı tarafından belirli bir süre için kiralanması olgusunun Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin …K. Sayılı ilamında “proje merkezinde yer alan yeşil alanların kamusal alan olduğunu, rezidansların projeye ilave edildiğini ve projenin prestij kaybettiğini….gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile satılarak, davacı adına tapuya tescil edilen taşınmaza ilişkin sözleşmenin ve eklerinin noter tarafından düzenleme şeklinde ve taraf beyanları esas alınarak tanzim edilmesine, 3. maddesi dahil hükümlerinin açık ve anlaşılır bir dille yazılmış olmasına ve kamu park alanına (kira ve gider hususlarına) değinilmesine, teknik şartname-mahal listesinde bu hususun açıkça belirtilmiş olmasına ve tüm belgelerin altında tarafların imzalarının bulunmasına göre, gerek sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 4077 sayılı TKHK ve Haksız Şartlar Hk. Yönetmelik ve gerekse dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı TKHK ve ilgili yönetmelik kapsamında sözleşme hükümlerinin haksız şart olarak nitelendirilemeyeceği gibi dava konusu konutun ayıplı olduğundan ve konutta değer kaybı bulunduğundan söz edilemeyeceği ” belirtildiği üzere ayıp olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin ….K. Sayılı ilamında “Davalı satıcı şirket, yapımını üstlendiği konutları tanıtım ve reklam kataloğu ile konut alıcılarına sunduğuna göre, artık tanıtım kataloğunda yer alan konutlara ait nitelik ve özelliklere aykırılıktan sorumludur. Yasal olarak, satışa ve iskana sunulan konutun net kullanım alanında tespit edilen metrekare eksikliği ayıp niteliğindedir. Buna göre davacı, metrekare eksikliğine dayanan ayıplı iş nedeni ile bedelde indirim talep edebilir.” belirtildiği üzere net kullanım alanında tespit edilen metrekare eksikliği ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmakla davacı vekilinin talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulü ile, 6.100,00 TL taşınmaz bedelinin dava tarihi olan 26/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın KABULÜ ile, 6.100,00 TL taşınmaz bedelinin dava tarihi olan 26/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacının fazlaya ilişkin hak taleplerinin saklı tutulmasına,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 416,69 TL nispi karar ve ilam harcının ve 59,30 TL başvuru harcının davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafça tebligat/posta/müzekkere/bilirkişi masrafı olmak üzere toplam 4.840,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5.-Davacı tarafından yatırılan 314,00 TL keşif harcının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-Davalı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2021

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır