Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/240 E. 2021/356 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.

10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/240
KARAR NO : 2021/356

DAVA : Ticari Şirketin Fesih ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 28/06/2012
KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/06/2021

Mahkememize açılan Ticari Şirketin fesih ve tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı, ortaklarının ise %50’şer hisse ile müvekkili davacı ve davalı … olan 23/06/2004 tarihinde kurulan davalı şirketle ilgili 27/04/2009 tarihinde … Ticaret Mahkemesine … esasta görülmekte olan dava ile şirketin fesih ve tasfiyesi davası açıldığını, bu davanın … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştiğini, 12/04/2010 tarihinde davalı şirket ortağı …’ün kardeşi olan şirket müdürünün azli yönünde …Ticaret Mahkemesinde 12/04/2010 tarihinde dava açıldığını, …Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında görülmekte olan bu davanın da … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile 14/04/2010 tarihinde birleştirildiğini, … Ticaret Mahkemesinin … esasında görülmekte olan davada ise şirket ortaklığından çıkarılma hakkında 19/04/2010 tarihinde dava açıldığını, bu davanın da 23/06/2010 tarihinde … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştirildiğini, iş bu davadaki olayların daha önce açılan şirketin fesih ve tasfiyesi davasındaki olaylardan daha sonra olduğundan derdestliğin söz konusu olmadığını, daha önce açılan fesih ve tasfiye davasından daha sonra diğer ortak ve şirket müdürü aleyhine … Ceza Mahkemesi’ne kamu davası açıldığını, şirketin halen zarar ettiğini, şirket müdürü ve diğer ortağın birlikte yaptığı kaçak ek binaya belediye tarafından yıkım kararı ve idari para cezası kesildiğini, idare mahkemelerine açılan yıkım kararı ve idari para cezasının iptaline yönelik davaların reddedildiğini, ortaklar ve şirket müdürü arasında kökleşmiş şiddetli geçimsizlikler olduğunu, karşılıklı çekilen ihtarnameler ve cevaplarda ciddi anlaşmazlıkların azalacağına arttığını, şirketin kar paylarını ödemekten kaçındığını, icra takibine itiraz edildiğini, … Ticaret Mahkemesine açılan kar payı tahsil davasının derdest olduğunu, şirket lehine diğer ortak ve şirket müdürü aleyhine maddi tazminatın tahsili yönünde açılan davanın derdest olduğunu, bu sebeplerle ortaklar arasında davalı ortaktan ve onun üzerinden faaliyet yürüttüğü şirket müdürünün kusurlu eylemlerinden kaynaklanan ciddi anlaşmazlıklar, şiddetli geçimsizlikler çıktığını, ortakların bir araya gelip, şirketin faaliyetini devam ettirmelerinin mümkün olmadığını belirterek davalı şirketin haklı nedene dayalı olarak fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir.
SAVUNMA
Davalılar vekili, ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığından haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, haklı nedene dayalı davalı şirketin fesih ve tasfiyesine yöneliktir.
Davacı, fesih ve tasfiyesi istenen şirketin %50 hissedarı olup, haklı nedene dayalı davalı şirketin fesih ve tasfiyesinin davalı şirket hakkında açılması gerekir. Davalı şirketin diğer ortağı olan … hakkında haklı nedene dayalı olarak açılan şirketin fesih ve tasfiye davasında pasif husumet ehliyeti bulunmamaktadır. Bu nedenle bu davalı hakkında açılan davanın reddi gerekir.
… Ticaret Mahkemesi’nin … esasında görülmekte olan davanın 03/07/2012 tarihinde mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş, mahkememizin … esasında görülmekte olan davanın yargılaması esnasında 08/05/2019 tarihinde iş bu davanın birleştirilen dosyadan tefriki ile ayrı bir esasa kaydı yapılmasına karar verildiğinden dosya birleştirilen dosyadan tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı dosyasında tefrik edilmeyen … tarafından açılan asıl davadaki fesih ve tasfiye davası, birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esasında görülmekte iken birleştirilen ve … tarafından açılan şirket müdürünün azli, … Ticaret Mahkemesi’nin … esasında kayıtlı iken birleştirilen şirket tarafından açılan şirketten çıkarılma davası … Ticaret Mahkemesi’nin … esasında görülmekte iken birleştirilen şirketin denetçisi tarafından açılan şirket müdürünün azli, kayyum atanması, … Ticaret Mahkemesi’nin … esasında görülmekte iken birleşen ve şirketin temsilcisi tarafından açılan ortağın şirketten çıkarılmasına yönelik davalarla ilgili 08/05/2019 tarihinde red kararı verilmiş, bu red kararları istinaf edilmiş, dosyamızın karar tarihinde henüz istinaf incelemesi tamamlanmamıştır.
… Ticaret Mahkemesi’nin … esasında görülmekte iken birleştirilen dosyada şirketten çıkarılma ve sorumluluğa ilişkin tazminat davası açılmış olup, 08/05/2019 tarihinde tazminat davası tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydı yapılmış ve bu dosya ile ilgili henüz mahkememizce karar tarihi itibariyle karar verilmemiştir.
Davacı ile davalı …’ün şirketin %50’şer hissedar oldukları çekişme konusu olmayıp, çekişme haklı nedene dayalı şirketin fesih ve tasfiyesinin gerekip gerekmediği üzerinde toplanmakla tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, alınan 10/02/2020 tarihli raporda eğer mahkeme dava konusu şirketin fesih ve tasfiyesini gerektirecek haklı bir sebebin varlığını görüyor ise 6102 sayılı TTK’nun 636/3.maddesine göre şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermek yerine fesih talep eden davacı ortağın çıkma payının verilerek şirketten çıkarılmasının daha uygun bir çözüm olacağı, eğer mahkemece haklı sebeplerin varlığı ile davacının şirketten çıkarılmasının uygun çözüm olmayacağı kanaatine varılıyor ise ortaklığın sonlandırılmasının uygun ve doğru çözüm olacağı belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişiye tevdii edilerek 27/04/2021 tarihli ek raporda ortakların hekim olması sebebiyle davacının çıkarılması halinde hukuki olarak şirketin tek ortaklı olarak faaliyetine devam edeceği belirtilmiş, iş bu rapora karşı da taraf vekillerinin beyan ve itirazları alınmıştır.
Davalı vekili, toplanan deliller kapsamında davacının çıkma payı verilerek çıkarılmasını, davacı ise davalının çıkma payı verilerek şirketten çıkarılmasını istemişlerdir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK’nun 504/2.maddesinde ortakların sayısı sonradan bire iner ve şirketin zaruri organlarından biri mevcut olmazsa münasip bir müddet içinde bu eksikliğin tamamlanmadığı taktirde ortaklardan birinin veya şirket alacaklısının talebi üzerine mahkeme şirketin feshine karar vereceği, aynı yasanın 544.maddesinde ise şirket mukavelesinde yazılı sebeplerle mukavelede aksine hüküm olmadıkça esas sermayenin 3/4’üne sahip olan ortakların 3/4’ünü teşkil eden ekseriyet tarafından verilecek kararla şirketin iflasına karar verilmesiyle ortaklardan birinin talebi üzerine ve muhik sebeplerden dolayı mahkeme kararı ile kanunda yazılı sahir hallerde şirketin fesholunacağı belirtilmiş, 6102 sayılı TTK’nun sona erme sebepleri ve sona erme sonuçları başlıklı 636.maddesinde “…
(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer:
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle.
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir.
Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4) Fesih davası açıldığında mahkeme taraflardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.”
Yasa hükmünden anlaşılacağı üzere ortaklığın feshine karar verilebilmesi için haklı sebepler olacak ve bu sebeplerin oluşmasında davacının herhangi bir kusurunun olmaması gerekmektedir. Şirketin ortakları tarafından eylemlerine bağlı olarak karşılıklı olarak hukuk ve ceza davaları açılmış, bunların pek çoğu da halen derdesttir. Taraflar arasında ortaklığı yürütemeyecek derecede uyuşmazlıkların bulunduğu, bu durumda ortaklığın feshine karar verilmesinin gerektiği düşünülse de; TTK’nun yukarıda belirtilen 636.maddesinde öngörülen haklı sebepler davacının da belirtilen olaylarda kusurlu olması nedeniyle haklı sebebin davacı açısından gerçekleşmemesi nedeniyle şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik haklı sebeplerin oluştuğu nedeniyle şirketin fesih ve tasfiyesine veya uygun çözüm olarak davacının şirketten çıkarılmasına karar vermek mümkün değildir.
Toplanan delillere göre davacı tarafından haklı nedene dayalı şirketin fesih ve tasfiyesi davası açıldığı, iş bu davanın şirket hakkında açılması gerektiğinden ortak hakkında açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerektiği, haklı neden olarak ortakların birbirleri hakkında dava açmaları, cezai şikayette bulunmaları gerekçe gösterilip şirketin haklı nedene dayalı fesih ve tasfiyesi talep edilmiş, ileri sürülen sebepler de şirketin ticari faaliyetlerini yürütmesi ve şirketin kuruluş gayesini gerçekleştirmesini zorlaştıracak nitelikte olsa da yukarıda belirtildiği gibi söz konusu iddia edilen haklı sebeplerde davayı açanın kusursuz olması gerektiği, fakat davacının da söz konusu olayların meydana gelmesinde kusurlu olduğu, bu nedenle de şirketin fesih ve tasfiyesini haklı nedenlerle isteyemeyeceği kanaatine varılmakla davacının şirket hakkında açmış olduğu davanın esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davalı … Sağlık Yatırım Eğitim Bilişim Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında açılan davanın esastan, … hakkında açılan davanın husumetten reddine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcı için peşin alınan 27,15 TL’nin mahsubu ile noksan olan 32,15 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Davalılar vekil ile temsil edildiklerinden her bir davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan ayrı ayrı tahsili ile davalılara verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 09/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …