Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/154 E. 2021/35 K. 27.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2019/154 Esas – 2021/35
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/154
KARAR NO : 2021/35
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ : Av.
DAVALI :
VEKİLİ : Av.
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 01/04/2019
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 29/01/2021

Mahkememize açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, davalı … Bakanlığı … Başkanlığı’nın arsaları, … Hizmetleri ve Tic. A.Ş. tarafından düzenlenen Açık Arttırma Şartnamesi ile satışa çıkarıldığını, davacı müvekkili şirketin, “…… alanlara sahip gayrimenkullerin alımı amacıyla Şartname’nin 3. maddesi uyarınca ilgili banka hesabına katılım teminatını yatırarak açık arttırmaya katılmış ve şartnamenin 8. maddesi kapsamında 7.760.486,80 TL kısmı peşin ve geri kalan 23.281.458,20 TL kısmı 24 ay vadeli olacak şekilde toplam 31.041.945,00 TL’ lik vadeli fiyat teklifinde bulunduğunu, davacı müvekkili şirketin, en yüksek teklifi veren alıcı olması nedeniyle şartnamenin 9. maddesi gereğince teklif ettiği bedel üzerinden %4’lük teminat ve %2 + KDV tutarındaki hizmet bedelini ilgili banka hesabına yatırdığını, devamında … Hizmetler ve Tic. A.Ş. tarafından ihalenin davalı idarenin onayına sunulmuş olup; davalı idarenin onayı ile birlikte ihale kesinleştiğini, ihalenin kesinleşmesiyle birlikte taraflar, şartnamenin 10. maddesi uyarınca gayrimenkul satış sözleşmelerini ihale şartnamesinde belirtilen hususlar çerçevesinde imzalamak amacıyla görüşmelere başladıklarını, ihale şartnamesinde vadeli fiyat teklifinde bulunan gerçek/tüzel kişiden vadeli fiyat teklifinde bulunduğu gerekçesiyle vade farkı alınacağına ilişkin bir düzenleme olmadığı halde davalı idarenin müvekkili şirketin teklif ettiği vadeli fiyat teklifinden peşinat miktarını düşerek, kalan miktar üzerine ihale şartnamesindeki hükümlere açıkça aykırı bir şekilde, vade farkı uygulayarak sözleşmenin imzalanacağını aksi taktirde söz konusu şartlar dahilinde sözleşmenin imzalanmaması durumunda şartnamenin 14. maddesine dayanılarak müvekkili şirketin gayrimenkulü alma hakkının iptal edileceği, yatırılan katılım teminatı ve %4’lük teminatın ive … Hizmetleri ve Tic. A.Ş.’nin %2+KDV tutarındaki hizmet bedelinin şirkete irat olarak kaydedileceğinin bildirildiğini, davacı müvekkil şirketin, sözleşme imzalanmadan önce yatırılan ve toplam değeri 2.174.267,71 TL olan teminat ve hizmet bedellerinin davalı idarece irat olarak kaydedilerek zarara uğratılacağı korkusuyla, başka bir deyişle hukuki tehdit altında sözleşmeyi imzalamak zorunda bırakıldığını, davacı şirketin, ihaleden önce şartnamede ilan edilen koşullar çerçevesinde, şirketin menfaatlerine uygun olacak şekilde en uygun fiyat teklifinde bulunmak amacıyla, geçmiş yıllarla karşılaştırmalı olarak şirketin yıl içindeki verimliliği, gelir oluşturma kapasitesi, kârlılığı ve borç/öz kaynak oranı ile şirket faaliyetleri ve bunların sonuçları hakkında gerekli araştırma ve çalışmaları yaparak şirketin mali ve finansal durumunu hakkında kapsamlı raporlar hazırlayarak ve şirketin stratejik hedefleri ile likit durumunu da dikkate alarak vadeli fiyat teklifinde bulunduğunu, hal böyle iken, davalı idare tarafından müvekkili şirkete, teklif ettiği bedelin çok üstünde bir bedeli hukuki tehdit altında ödetilmek zorunda bırakılmış olması nedeniyle müvekkili şirketin … ….. Bankasından kredi çekmek zorunda kaldığını, bu suretle müvekkil şirketin, davalı idarenin hukuki tehditi altında 24/04/2018 tarihli Gayrimenkul (Arsa) Satış Sözleşmelerinde belirlenen borcunu ödeyebilmek amacıyla temerrüt faizinin çok üstünde bir faizi (TBK 122. madde) bankaya ödeme mecburiyetinde kalmış olup, bu durum müvekkili şirket açısından ciddi bir finansman gideri oluşturduğunu, müvekkili şirketin davalı idarenin şartnamede ilan edilen hükümler çerçevesinde sözleşmenin imzalanacağına güvenerek gerekli teminatları yatırarak ihaleye katıldığını ancak davalı idarenin ihale bedeline TÜİK tarafından belirlenen Üretici Fiyatları Endeksi (ÜFE) artış oranlarını uygulayarak müvekkili şirketten olması gerekenin çok üzerinde para tahsil ettiğini, müvekkili şirketi ciddi bir zarara uğrattığını, söz konusu zararların bilirkişiler marifetiyle tespitinin gerektiğini beyanla HMK madde 107 maddesi uyarınca zararın 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı vekili, usulden görevsizlik itirazında bulunarak esas yönünden de haksız davanın reddini talep etmiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, davacının 6098 sayılı Borçlar Kanunun 38. Maddesinin ikinci bendi uyarınca hukuki tehdit altında imzaladığı iddia edilen Gayrımenkul (Arsa) Satış Sözleşmelerinden kaynaklanan haksız ödeme sebebiyle uğranılan zararın davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nun 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesi ile ilgili olmalı ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin taraflarının ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya asliye ticaret mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Ticari davalar aynı yasanın 6335 sayılı Kanunun 2.maddesi ile değişik 5.maddesine göre asliye ticaret mahkemesinde görülerek karara bağlanır. Asliye ticaret mahkemeleri ile diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi değil, görev ilişkisidir. Bu açıklamalara göre davanın ticaret mahkemesinde görülebilmesi için tarafların tacir ve dava konusunun tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir. Davacı şirketler tacir olmalarına rağmen davalı TOKİ kamu tüzel kişiliğine sahip bir kuruluş olarak faaliyet gösterdiğinden ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulmuş olmadığından tacir sıfatı yoktur.
Davalı TOKİ’nin tacir sıfatı olmadığından davaya bakmaya asliye ticaret mahkemesi görevli olmayıp, iş bu davaya bakmaya asliye hukuk mahkemeleri görevlidir. Görev hususu da dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulacağından açılan iş bu dava ile ilgili görevsizlik kararı vermek gerekir.
Tüm dosya kapsamına göre iş bu davaya bakmaya asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115.maddeleri gereğince dava dilekçesinin görev nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine,
Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Ankara Asliye Hukuk Mahkemesine tevzii edilmek üzere tevzii müdürlüğüne gönderilmesine,
2.-Kararın taraflarca kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmesi halinde, kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ise bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde mahkememize müracaatı halinde dava dosyasının görevli Ankara Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3.-Yargılama giderlerinin HMK’nın 331/2. maddesi gereğince görevli mahkemece dikkate alınmasına,
Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 27/01/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

Üye

Üye

Katip