Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/824 E. 2021/117 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/824 Esas
KARAR NO : 2021/117

DAVA : Alacak ( Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA DEĞERİ : 1.326,60 TL
DAVA TARİHİ : 15/11/2018
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememize açılan Alacak (Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı … Bankası A.Ş. …Şubesi arasında 2009-2018 yılları arasında farklı tarih ve miktarlarda zirai kredi kullanım sözleşmeleri akdedilmiş olduğunu, davalı tarafça, müvekkilden komisyon, masraf ve muhtelif adlar altında yasal dayanaktan yoksun kesinti işlemleri yapılmış olduğunu, davalı tarafından yapılan bu uygulamaya dayanak sözleşme maddelerinin; gerek 6502 Sayılı TKHK bakımından gerekse 6098 Sayılı TBK gereğince Haksız Şart Oluşturan Genel İşlem Koşulu niteliğinde olduğundan geçersiz olduğunu, bankanın masraf olarak müşteriden talep ettiği her türlü giderin belgeli olmasının zorunlu olduğunu belirterek, müvekkilinin davalı bankadan 2009-2010-2011-2012-2013-2014-2015-2016-2017-2018 yıllarında kullandığı zirai kredilerle bu kredilerden masraf/komisyon/tahsis ücreti vb adlarla yapılan haksız kesintilerin miktarlarının tespiti ile belirsiz alacak olması sebebiyle hak bedellerinin tespit edilmesi ve belirlenebilir olmasından sonra artırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, tüm kesintilerden şimdilik 100,00 TL’nin faiziyle birlikte müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ticari/tarımsal kredilere ilişkin uyuşmazlıklarda tüketicinin korunmasına ilişkin mevzuatın uygulanamayacağını, davacı ile müvekkili banka arasında mutabakata varılarak imzalanan Genel Kredi Sözleşmesinin 7.1. maddesinde yer alan; “Banka, bu Sözleşmeye istinaden açtığı kredilere tahsil ve tasfiye edilinceye kadar merciler tarafından azami hadler belirlendiği takdirde bu hadleri geçmemek kaydıyla Bankanın serbestçe belirlediği ve ileride belirleyeceği faiz ve komisyon oranları, fon kesintisi ile vergiler dahil her türlü masrafı uygular. Banka, uygulamakta olduğu faiz ve komisyon oranlarını Müşteriye önceden ihbarda bulunmak zorunda olmaksızın tek taraflı olarak, dilediği zaman ve miktarda artırmaya yetkilidir. Müşteri, ilerde bu yönde hiçbir iddia, itiraz ve şikayet hakkı bulunmadığını kabul ve taahhüt eder.” şeklindeki düzenleme gereği Bankanın kullandırdığı kredilerden komisyon ve masraf tahsil etmiş olduğunu, bankaların, Türk Ticaret Kanunu ile Bankacılık Kanunu hükümleri çerçevesinde hizmet veren kuruluşlar olup 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun ücret isteme hakkına ilişkin 20. maddesinin; “Tacir olan veya olmayan bir kimseye, ticari işletmesi ile ilgili iş veya hizmet görmüş olan tacir, uygun bir ücret isteyebilir.” hükmü uyarınca, bankaların tacir niteliğini haiz olmaları itibarıyla, tüm bankacılık hizmet ve işlemleri için ücret ve masraf tahakkuk ettirmek suretiyle hizmet vermelerinin yasalara uygun olduğunu, kredi sözleşmesinin ücret, masraf ve komisyona ilişkin maddelerinin genel işlem şartı niteliğini taşımadığını, tarımsal kredi sözleşmesinden kaynaklanan dava konusu tahsis/kullandırım ücretlerinin müşteri tarafından kabul edilen kredi sözleşmesi esas alınarak tahsil edilmiş olduğunu belirterek, hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması, davacının taleplerinin zamanaşımına uğraması ve re’sen görülecek sair nedenlerle davanın usul yönünden reddine, davacının hiçbir talebinin hukuki dayanağı bulunmadığından davanın esas yönünden reddine, davaya ilişkin tüm yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Davalı bankadan kesintileri gösteren dekontlar, sözleşmeler celp edilerek dosyaya girmiştir.
Dosya kapsamında bilirkişiden 06/07/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle; sayın mahkemece Sözleşmedeki masraf ve komisyonlarla ilgili hükümler genel işlem koşulu olarak değerlendirilmediği, ya da; “Müşteri Bilgilendirme” yazısına istinaden Sözleşmede kalması yönünde karar verildiği takdirde; davalı Bankaca, davacının hesabından 15.10.2012 tarihinden sonra tahsil edilen komisyon, ücret ve masrafların dosya kapsamına sunulmuş olan Genel Kredi Sözleşmelerine istinaden tahsil edilmiş olduğu ve ilgili Genel Kredi Sözleşmelerinde hüküm olmasına karşın, sözleşmede oran ve tutar belirtilmemiş olduğu gibi davalı Bankaca, uygulanacak oranların ilan edildiğine ve/veya TCMB’na bildirildiğine dair de herhangi bir bilgi belge sunulmamış olması karşısında, Yargıtay uygulamaları paralelinde, sayın Mahkemece dosya kapsamına getirtilmiş olan diğer banka emsal oran ve tutarları ile karşılaştırılması sonucunda; davalı Bankanın; peşin komisyon, tarımsal ipotek tesis masrafı, tarımsal limit tahsis masrafı, tarımsal pdr düzenleme masrafı adı altında 15.10.2012 tarihinden sonra tahsil ettiği tutarların yasal mevzuat, sözleşme hükümleri ve diğer bankaların uyguladıkları oran ve tutarlar ile Yargıtay uygulamaları çerçevesinde değerlendirilmesi sonucunda makul sınırlar içerisinde olduğu ancak; İpotek tesis masrafı adı altında 2 ayrı tarihte 250,00 TL + 250,00 TL + BSMV = 525,00 TL olarak tahsil edilmiş olan masraf her ne kadar diğer bankalar ortalamasından daha az olarak alınmış ise de hangi ipoteğin tesisi için tahsil edildiğine ilişkin dayanak belge sunulmadığından davacıya iadesi gerektiği, 49,59 TL + 2,78 TL = 52,37 TL sigorta primi adı altında tahsil edilmiş olup, hangi sigorta poliçesine ait olduğu sunulmadığından dayanaksız olduğu ve davacıya iadesi gerektiği, 8,50 TL + 8,36 TL + BSMV = 17,70 TL erteleme komisyonu adı altında tahsil edilmiş olup, emsal bankaların bildirimlerinde bu ad altında bir komisyona yer verilmemiş ve davalı Bankaca da işbu komisyonun dayanakları sunulmamış olduğundan davacıya iadesi gerektiği, 26,00 TL + BSMV = 27,30 TL, TOA yapılandırma komisyonu adı altında tahsil edilmiş olup, emsal bankaların bildirimlerinde bu ad altında bir komisyona yer verilmemiş ve davalı Bankaca da işbu komisyonun dayanakları sunulmamış olduğundan davacıya iadesi gerektiği, Peşin komisyon adı altında; 08.04.2010 tarihinde tahsil edilmiş olan 140,03 TL, 23.03.2011 tarihinde tahsil edilmiş olan 339,41 TL, 07.02.2012 tarihinde tahsil edilmiş olan 204,09 TL + BSMV = 224,79 TL tutarındaki komisyonlar her ne kadar diğer bankalar ortalamasından daha az olarak alınmış ise de dosya kapsamına sunulmuş olan ve bu komisyonların tahsil edilmiş olduğu tarihlerden daha sonra olmak üzere 15.10.2012 ve 13.12.2013 tarihlerinde akdedilmiş olan Genel Kredi Sözleşmelerinin bu komisyonlara dayanak olamayacağı, başkaca da sözleşme sunulmamış olduğundan dayanaksız olan bu komisyonların davacıya iadesi gerektiği, Sonuç itibariyle toplam (525,00 + 52,37 + 17,70 + 27,30 + 140,03 TL + 339,41 TL + 224,79 TL) 1.326,60 TL’nin davacı tarafa iadesinin gerektiği, ancak davacının talebinin “şimdilik 100,00 TL’nin faiziyle birlikte iadesi” şeklinde olduğu, dolayısıyla davacının 100,00 TL’ye dava tarihinden itibaren -talepte ticari temerrüt veya avans faizi olarak açıkça belirtilmediğinden- yasal faiz isteyebileceği düzenlenmiştir.
Dava, kullanılan krediler nedeniyle haksız alındığı iddia edilen komisyon masraf adı altındaki kesintilerin iadesi istemine ilişkindir.
Davalı taraf ise tahsil edilen ücretlerin müşteri tarafından kabul edilen kredi sözleşmesi ve beyanname metnine esas alınarak tahsil edildiğini, kredi sözleşmesinin ücret masraf komisyona ilişkin maddelerinin genel işlem şartı niteliği taşımadığını belirtmektedir.
Taraflar arasında imzalanan zirai kredi sözleşmeleri incelendiğinde; 15/10/2012 ve 13/12/2013 tarihinde imzalandıkları, 6098 sayılı Türk borçlar kanunu hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bir sözleşmenin 6098 sayılı TBK’nın m. 20 vd. uyarınca genel işlem koşulları denetimine tabi tutulması için Kanunda belirtilen ölçütlerin uygulanması gerekir. 818 sayılı BK da olduğu gibi 6098 sayılı TBK’da da sözleşme serbestisi ana kural olmakla birlikte, sözleşmelerin geçerliliği için 6098 sayılı TBK’na, sözleşmenin hukuka aykırı genel işlem koşulları içermemesi unsuru getirilmiştir. Hem tüketiciler hem de tacirler için geçerli olan genel işlem koşulları denetimi, sözleşmelerin imzalanması aşamasında daha olumsuz durumda bulunan sözleşmenin tarafını dürüstlük kuralları kapsamında korumaktadır. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulları nedeniyle yazılmamış sayılabilmesi için öncelikle, o hükmün genel işlem koşulu niteliğinde olup olmadığı tespit edilmelidir. Bir sözleşme hükmünün genel işlem koşulu niteliğinde olabilmesi için ise, anılan hükmün genel işlem koşulunu kullanan tarafça, sözleşmenin kurulmasından önce, tek taraflı olarak, sadece o sözleşme için değil, çok sayıdaki benzer sözleşmelerde kullanmak amacıyla hazırlanmış ve karşı tarafın getirilen bu hükmü müzakere etmesine imkan tanımadan sözleşmenin imzalanmış olması gereklidir. Genel işlem koşulu niteliğindeki bir hüküm, sözleşmenin taraflar arasında müzakere ve pazarlık sonucu imzalanmış ise, artık ortada hukuka aykırı bir sözleşme hükmünden değil, sözleşme özgürlüğü çerçevesinde, sözleşmede yer alan bireysel bir anlaşma hükmünden söz etmek gerekir
Dosya kapsamındaki Sözleşmelerin incelenmesinde müşteri bilgilendirme kısmında sözleşmenin okunduğu anlamadıkları hükümler hakkında görüşülüp bilgi sahibi olunduğu, belirtilerek imzalandığı , yine taraflar arasında imzalanan kredi sözleşmesinde kredi sözleşmesine istinaden açılan kredilerde yetkili merciler tarafından azami hadler belirlendiği takdirde bu hadleri aşmamak kaydı ile banka tarafından belirtilen oranlarda komisyon fon kesintisi vergi dahil her türlü masrafın uygulanacağının kararlaştırıldığı, yine müşterinin banka tarafından yapılan değerlendirme istihbarat ücreti ile kredinin kullandırılması teminatların değerlendirilmesi ekspertiz yapılması bunun gibi işlemler için bankaca belirlenecek oranda ücret ödemeyi kabul ettiği anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki sözleşmenin taraflar arasında mutabık kalınarak imza edildiği, sözleşme hükümlerinin genel işlem şartı niteliği taşımadığı kanaatine varılmıştır.
Yine alınan bilirkişi raporu ile davacı bankanın tahsil ettiği komisyon ücret masraflar incelenmiş tahsil edilen komisyon ve masrafların Genel kredi sözleşmesine istinaden tahsil edilmiş oldukları, mahkemece dosya getirilen diğer banka emsal oran ve tutarları ile karşılaştırıldığında makul sınırlar içinde kaldığı, ancak bazı masraf prim ve komisyonların dayanak belgeleri olmadığından ve emsal bankaların bildirimlerinde bu ad altında komisyona yer verilmediğinden 1326,60 TL’nin davacıya iadesi gerektiği yönünde rapor tanzim edilmiştir. Alınan raporun denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın KISMEN KABULÜNE
1.326,60 TL’nin dava tarihi olan 15/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 90,62 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL peşin ve 350,00 TL ıslah harcı toplamı 385,90 TL’nin indirilmesi ile arta kalan 295,28 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 1.326,60 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL Başvurma ve mahsup edilen 90,62 TL harç toplamı 126,52 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.-Davacı tarafından yapılan 97,50 TL tebligat/müzekkere masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 597,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, dava değeri istinaf kesinlik sınırı olan 5.390,00 TL’nin altında kaldığından kesin olmak üzere 02/03/2021 tarihinde karar verildi.

Katip …

Hakim …

¸E-İmzalıdır ¸E-İmzalıdır