Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/821 E. 2022/68 K. 09.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/821
KARAR NO : 2022/68
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : 1- … TC No:…
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … TC No: …
2- … TC No: …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1- … TC No:…
2- … TC No:…
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … TC No: …
DAVALI : … TC No: …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … TC No:…
VEKİLİ : Av. …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 14/11/2018
KARAR TARİHİ : 09/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 28/02/2022

Mahkememize açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, Vakıflar Genel Müdürlüğünün Türkiye … Birliği Eğitim Sağlık Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfı hesaplarını, defter ve belgelerini incelemesi sonucu, vakfın bağlı şirketi konumunda olan müvekkili şirketin hesaplarının da incelendiğini, 29.12.2017 gün ve 34/8 sayılı rapor düzenlendiğini, düzenlenen raporda; personel istihdamında tutarsızlık ve fazlalıklar olduğu, araç kiralamada usulsüzlükler olduğunu, bu şekilde yönetim kurulunun şirketi zarara uğrattığını, TTK ‘nın 553 maddesi kapsamında belirlenen zarardan yönetim kurulu üyeleri olan davalıların sorumlu olduğunu, bu nedenle fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik toplam 204.557.80 Euroya isabet eden zarardan 172.241,80 Euro’luk kısmının yöneticiler …, … ve …’den, 32.316,00 Euro’nun yöneticiler …, …, … ve …’tan, 1.845.274,43 TL zararın yöneticiler …, … ve …’den ticari faizi ile müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi dava ve talep etmiştir.
SAVUNMA
Davalı … vekili yazılı savunmasında özetle; Dava dilekçesinde Müvekkil şirketin 15.05.2017 tarihinde Noterler birliğine devredildiğinin ifade edildiği,Vakıf genel kurulunda dava konusu uyuşmazlığın görüşülüp yönetim kurulunun ibra edildiği, Şirket müdürlüğüne …’ın atandığı,noterlik sıfatı ile ticaret yapılmasının mümkün olamayacağı, bu nedenle davanın husumet yönünden reddi gerektiği ifade edilmektedir.
Davalı … vekili yazılı savunmasında özetle; Haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ve … vekili ise yazılı savunmasında özetle; Talebin TTK nın 560 maddesi gereği 2 yıllık ve 5 yıllık zamanaşımına uğradığı, müvekkillerinin genel kurulda ibra edildikleri bu nedenle sorumluluk davasına muhatap olamayacakları , yapılan işlemlerde usulsüzlük olmadığı bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği,ifade edilmektedir.
Davalı … Vekili yazılı savunmasında özetle Şirketin hisseleri Noterler Birliğine devredildiği, o nedenle davacının dava açmakta yararı olmadığı,talebin zamanaşımına uğradığı, yönetim kurulunun ibra edildiği, müvekkilinin araç kiralanmasında sorumluluğu olmadığı, bu nedenle haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, ifade edilmektedir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, yönetici olan davalıların şirkete uğrattıkları zararın faizi ile birlikte tazminine yöneliktir.
Davacı anonim şirketin… Eğitim Sosyal Güvenlik Yardımlaşma Vakfı tarafından 2012 yılında kurulduğu, …A.Ş.’nin davacı şirketle 2017 yılında birleştiği, davacı şirket hisselerinin 2017 yılında vakıf tarafından Türkiye Noterler Birliği’ne devredildiği çekişme konusu değildir. Çekişme belirtilen dönemlere ilişkin olarak davacı şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı, kötü yönetim nedeniyle zarar varsa bundan davalıların sorumlu olmadığı ve varsa sorumluluk miktarı üzerinde toplanmaktadır.
Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce Türkiyee Noterler Birliği Eğitim Sağlık Sosyal Güvenlik ve Yardımlaşma Vakfı’nın 2012, 2013, 2014 hesap ve işlemlerini denetleme sonucu düzenlemiş olduğu, 29/12/2017 tarihli 34/8 sayılı denetim raporuna dayanılarak şirket yöneticilerinin personel istihdam edilmesi ve araç kiralanması işlemlerinde şirketin zarara uğratıldığı iddia edilerek uğranılan zararın tazmini amacıyla iş bu dava açılmıştır.
Davalılar …, … ile … vekili açılan dava ile ilgili zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de TTK’nin zaman aşımı başlıklı 560. maddesinde sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve sorumluluğu öğrendiği tarihten 2 ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren 5 yıl geçmekle zaman aşımına uğrayacağı şu kadar ki bu fiil cezayı gerektirip, TCK’ye göre daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunmuyorsa tazminat davasının da bu zaman aşımının uygulanacağı ön görüldüğünden ve 2012, 2013, 2014 yıllarına ait hesap ve işlemler denetlendiğinden bu denetleme sonucu da iş bu sorumluluk davası açıldığından davacı şirketin talebi zaman aşımına uğramamıştır.
TTK’nin kurucuların yönetim kurulu üyelerinin yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu başlıklı 553. maddesinde;
(1) “Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklarına karşı verdikleri zararlardan sorumludurlar.”
Aynı kanunun şirket zararı genel olarak başlıklı 555. maddesinde;
(1) “Şirketin uğradığı zararın tazminini şirket ve her bir pay sahibi isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak şirkete ödenmesini isteyebilirler.”
Davacı şirket yönetim kurulu üyelerinin özen yükümlülüğünü yerine getirmediklerini, şirket menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmediklerini, sadakat yükümlülüğünün yerine getirilmediğini iddia ederek uğranılan zararın TTK’nin 557. Maddesi de göz önünde bulundurularak davalı olan yöneticilerden dönemlerine ilişkin olarak müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişlerdir.
Tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra nitelikli hesaplama uzmanı mali müşavir bilirkişi, işletmeci bilirkişi ve nitelikli hesaplama uzmanından oluşturulan bilirkişi kuruluna dosya tevdi edilerek alınan 19/02/2020 tarihli raporda;
a-Davacı şirketin eski yöneticisi konumunda olan davalıların şirket personel istihdamında kusurlu davranmak ve fazladan araç kiralamak yoluyla şirketi zarara uğratmak iddiası ile uyuşmazlık konusu davaya muhatap oldukları,
Davalıların haklarına savcılık makamına yapılmış bir şikayet ya da ceza davası olmadığı,
b-Davacı şirketin kuruluş yıllarında e-imza ve Kep işlemlerinin tanımı amacıyla değişik illere de göndermek üzere personel istihdam ettiği ve araç kiraladığı,
Personel istihdamında tutarsızlıklar olduğu ancak hangi işin ne kadar personelle yapılabileceğine dair oluşmuş temel kriterler olmadığı, şirketin kuruluş yıllarında e- imza ve kep işlemlerinin yeni olması ve toplumda bilinmemesi sebebiyle reklama ve tanıtıma ihtiyaç duyulduğu, davacının halen 40 dolayında çalışanı olduğu o nedenle kuruluş yıllarında istihdam edilen personelin fahiş ya da fazla olduğuna dair bir kanaate varılamadığı,
c-Davacı şirketin 2012/2013 yıllarında teklif almadan ve piyasa araştırması yapmadan tek firmadan araç kiraladığı, kiralanan araçların piyasa rayiçlerine uygun olup olmadığı konusunda dava dosyasında yeterli veri olmadığı, bu nedenle ATO ve Şoförler Otomobilciler Federasyonundan 2012/2013 yıllarında Ford Focus ve Citroen C5/C3 araçların rayiç kira bedellerinin sorulmasında fayda mütalaa edildiği,
d-SGK dan davacı şirketin 2015/2016/2017/2018/2019 yılları toplam çalışan sayısının teyidinde fayda mütalaa edildiği belirtilmiştir.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları alındıktan sonra heyete makine mühendisi bilirkişisi eklenerek alınan 20/08/2021 tarihli raporda;
a-Kök raporda ifade edildiği üzere davacı şirketin personel istihdamının fahiş ve fazla olduğuna dair denetim raporunda ve kurulumuz incelemesine sunulan belgeler incelendiğinde fahiş ve fazla personel istihdam edilerek davacının zarara uğratıldığına dair iddiaya katılmanın mümkün olamadığı,
b-Kurulumuza eklenen makine mühendisi teknik bilirkişinin piyasa araştırmasına göre de araç kiralama bedellerinde fazlalık ve fahişlik olmadığı, bu nedenle davacı şirketin bu konuda zarara uğratıldığına dair teknik hatalar içeren denetim raporu dışında geçerli veri olmadığı belirtilmiştir.
Bu rapora karşı da tarafların beyan ve itirazları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişilere tevdi edilerek alınan 22/11/2021 tarihli ek raporda ise;
a-Kök raporda ifade edildiği üzere davacı şirketin personel istihdamının fahiş ve fazla olduğuna dair denetim raporunda ve kurulumuz incelemesine sunulan belgeler incelendiğinde fahiş ve fazla personel istihdam edilerek davacının zarara uğratıldığına dair iddiaya katılmanın mümkün olamadığı,
b-Kurulumuza eklenen makine mühendisi teknik bilirkişinin piyasa araştırmasına göre de araç kiralama bedellerinde fazlalık ve fahişlik olmadığı, bu nedenle davacı şirketin bu konuda zarara uğratıldığına dair teknik hatalar içeren denetim raporu dışında geçerli veri olmadığı,
c-Ek-1 Raporumuzda da belirtildiği üzere kurulumuz üyesi Makine Mühendisi tarafından detaylı bir piyasa araştırması yapıldığı, Tüm Oto Kiralama Kuruluşları Derneği(…)sözel bilgili alındığı, sayın Mahkemece takdir edilmesi halinde kiralama bedelleri konusunda yazılı bilgide talep edilebileceği, kurulumuzun görüşlerini değiştirmesi gereken bir durum olmadığı belirtilmiş, iş bu rapora karşı da tarafların beyan ve itirazları alınmıştır.
Toplanan delillere göre davacı şirket tarafından 2012, 2013 ve 2014 yıllarına ait faaliyetlerinde Vakıflar Genel Müdürlüğü’nce yapılan denetim sonucunda şirketin araç kiralamasından kaynaklı 204.557,80 Euro, personel istihdamından kaynaklı 1.845.274,43 TL zararın olduğu ve bu zararın dönemsel olarak sorumlu olan davalılardan tahsili amacıyla iş bu sorumluluk davası açılmış ise de; toplanan delillerden sonra alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarında araç kiralamasının ihtiyaca binaen yapıldığı, kiralamanın piyasa raişlerine uygun olduğu, personel istihdamında da fazla personelin istihdam edilmediği, herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı kanaatine varılmakla açılan davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın REDDİNE,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 53.171,36 TL.nın indirilmesi ile arta kalan 53.090,66 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.-Davalılar …, …, … vekil ile temsil edildiklerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 116.262,12 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
4.-Davalılar …, …, …, …, … vekil ile temsil edildiklerinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 22.475,14 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile bu davalılara verilmesine,
5.-Davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
6.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Davacı vekilleri ile bir kısım davalılar vekillerinin yüzüne karşı, bir kısım davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 09/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …