Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/698 E. 2022/283 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/698 Esas – 2022/283

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/698 Esas
KARAR NO : 2022/283

HAKİM : …
KATİP ….

DAVACI …
DAVALI …
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/10/2018
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememize açılan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı firmanın kurucusu …’nin 20.09.2000 tarihinde davacı şirketin yan kuruluşu olun … Elektronik Hizmetler Ticaret Ltd Şti’nde satış elemanı olarak işe başladığını, daha sonra davacı şirketin Antalya bölge müdürü olarak görevini sürdürdüğünü. şirketin çeşitli kademelerinde 17 yıl çalışarak işi öğrendiğini, sonra davacı şirkete ait tüm bilgileri, bilgisayar kayıtlarını, müşteri portföyünü, davacı şirketin teklif verdiği vereceği projelere ilişkin tüm dokümanları davacıdan habersiz kopyalayarak 30.09.2017 tarihinde davacı şirketten istifa ettiğini, 11.10.2017 tarihinde davalı şirketi kurduğunu, davalı şirketin, davacı şirketten ayarttığı elemanlar ile beraberindeki götürdüğü bilgiler ile davacı şirkete maddi manevi olarak ağır zarara uğrattığını, Antalya bölgesinde çalışamaz hale geldiklerini, davalının fiilinin haksız rekabet olduğunun tespitine, davacının daha önce ve halen iş yaptığı özel ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlarla olan haksız rekabetinin önlenmesine, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL. Maddi ve 50.000,00-TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, kararın kesinleşmesinden sonva haksız rekabetin önlenmesi hususunun Türkiye’nin en yüksek tirajlı gazetesinde ilan edilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davalı şirket sahibi … ses, ışık ve görüntü sistemleri konusundu ilk olarak 1994 yılımda …ses ışık görüntü sistemlerinin grup şirketi olun … Ses firmasında teknik personel olarak işe başladığını, 2000 yılında ise davacı şirketin yönetim kurulu başkanı …ile birlikte …isimli şirketten ayrılıp yine teknik personel olarak davacı şirkette çalışmaya başladığını, 2005-2013 yılları arasında davacı şirketin Antalya Bölge Müdürlüğü görevini üstlendiğini, davacı şirketin ortağı olarak üç yıl süre ile yönetim kurulu üyeliği görevini sürdürdüğünü, 2016 yılında ise davacı şirketteki ortaklığından ve yönetim kurulu üyeliğinden ayrıldığını ve davacı bünyesinde bölge müdürü olarak 30.09.2017 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğünü, davacı şirket bünyesinden ayrılma kararını, bir buçuk ay öncesinde davacı şirket yönetim kurulu başkanı olan … ‘e bildirildiğini, ses, ışık ve görüntü sistemleri alanında kendi adına şirket kuracağının bilgisini verdiğini, davacı şirket bünyesinden ayrılan personelin kendi iradeleri ile davacı şirket bünyesinden yaşadıkları sıkıntılar ve huzursuz çalışma nedeni ile istifa ederek ayrıldıktan sonra davalı şirket ile görüşerek işe başladıklarını, davalı şirketin Antalya Bölgesindeki faaliyetlerinin tamamının yeni iş ve projelerden oluştuğunu, yapılan satışların, davacı şirketin Türkiye’de distrübütörü olduğu markaların dışında davalı şirket portföyünde olan markalardan yapıldığını. davacı şirket ile aynı ürünleri satmadıklarını, davalı şirketin haksız rekabet oluşturacak herhangi bir eyleminin olmadığını, davacı yanın taleplerinin haksız ve hukuku aykırı olduğunu ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı şirketin defter incelemesi hususunda belirtmiş olduğu adrese talimat yazılarak mali müşavir bilirkişi marifeti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan 14/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirket ticari defter kayıtlarının E-defter olarak tutulduğunu, şirketin 2015-2016-2017-2018-2019 yılı beratlarinin ve envanter defteri noter tasdiklerinin, 6102 sayılı TTK. 64/3.maddesine uygun yaptırıldığını, 6100 sayılı HMK.222/2 md’sine göre davacı lehine delil vasfı taşıdığını, davacı şirketin Antalya şubesinde 2017-2018 yıllarında aylık ortalama 18 personelin çalıştığını, davacı şirket çalışanlarından 13 personelin (10/2017-5/2018 arası) 8 aylık bir süre içinde işten ayrıldığını, ayrıları 11 personelin ayrıldıktan kısa bir süre sonra davalı şirkette işe başladıklarını, davalı şirkette işe başlayan personelin 10’unun teknik personel olduğunu, davacı şirketin Antalya bölgesi müşterilerine yapılan satış tutarlarında 2017-2018-2019 yıllarında azalış olduğunun tespit edildiği yönünde görüş ve kanaat bildirdiği görüldü.
Davalı şirketin defter incelemesi hususunda belirtmiş olduğu adrese talimat yazılarak mali müşavir bilirkişi marifeti ile bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, alınan 19/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalının ticari defterlerinin noter tasdiklerinin yasal süresinde yapıldığını, kayıtlarının usulüne uygun tutulduğunu, HMK. 222/2.maddesine göre 2017 ve 2018 yılı defter kayıtlarının davalarda lehine delil vasfı taşıdığını, davacı çalışanı iken ayrılan 13 işçinin 11’inin 8 aylık bir süreç içinde peyderpey davalı bünyesinde çalışmaya başladığını, delil, tanık vs. ile karşı taraf ticari defterlerinin incelenmesinin tamamlanması aşamasından sonra hukuki yoruma dayanak teşkil eder hale gelmesi ile nihai değerlendirmenin yapılabileceğini, davacı müşteri portföyü olduğu iddia ettiği 6 grup otel müşterilerinin davalı firma ile 2018 yılında çalışmalarının olduğunu, delil, tanık vs. ile karşı taraf ticari defterlerinin incelenmesinin tamamlanması aşamasından sonra hukuki yoruma dayanak teşkil eder hale gelmesi ile nihai değerlendirmenin yapılabileceğini, davacı’nın farklı veya aynı ürün satıp satmadığına dair tedarikçi firmalardan toplam ticari mal alımı %’desi kullanılarak en yüksek hacimli firmaların dökümünün çıkartıldığını, , tanık vs. ile karşı taraf ticari defterlerinin incelenmesinin tamamlanması aşamasından sonra hukuki yoruma dayanak teşkil eder hale gelmesi ile nihai değerlendirmenin yapılabileceği yönünde görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında SMMM ve Haksız Rekabet konusunda uzman bilirkişisinden alınan bilirkişi raporunda özetle, davacı şirketin davaya konu grup şirketlere yapılan Antalya Bölgesi net satış tutarlarının davalı şirket kurulmadan önce anılan grup şirketler bazında net satışlarının azalış gösterdiğini, bununla birlikte davalı şirket yetkilisinin ayrıldığı dönemden sonra ise net satışının arttığını, 2017 yılında net satış hasılatının 1.228.444,87 TL, 2018 yılı net satış hasılatının 1.306.165,55 TL olduğunu, 2017 yılına göre 77.720,68 TL net satış hasılatının arttığını, davacı şirket yetkilisi tarafından şirket çalışanlarına gönderilen 20.03.2016 tarihli e-mail/mesaj görüntüsünde yer alan ifadelerden davacı şirketin 2015 yılından beri mali durumunda sıkıntılar yaşandığının anlaşıldığını, net satış hasılatlarındaki azalışın davalı şirketin kurulmadan önce başladığını, davalı şirketin, davacının markalarını ve ürünlerini satmadığını, davacı ve davalı tarafın mal tedarik ettiği firmaların ve satışını yaptığı ürünlerin farklı olduğunu, 26.09.2017 tarihli e-mail/mesaj görüntüsünde; davacı şirket yetkilisinin davalı şirket yetkilisinin ayrılma kararını bildiğini, diğer şirket çalışanlarına bildirdiğini, davacı işyerinden ayrılarak davalı yanında işe başlayan personel sayısının 11 kişi olduğunu, iddia edilen diğer tüm hususları HMK. 190/1 maddesi gereği kanıtlayan bir belgenin dosya kapsamında yer almadığını, tanık beyanlarının ve hukuki yorum yetkisinin münhasıran Mahkemeye ait olduğunu, davalının faaliyetlerinin serbest piyasa ekonomisi/serbest rekabet olarak değerlendirildiğini, taraflara ait ticari defter/belgelerin incelenmesi ve karşılaştırılması ile yerleşik Yargıtay içtihatları gereği, davalı şirket faaliyetlerinin TK 56/1 maddesi gereği haksız rekabet olarak değerlendirilmediği yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Dosya tarafların itiraz ve beyanlarını karşılar ve önceki raporlar arası çelişkinin giderilmesi yönünde ek rapor alınmak üzere önceki bilirkişilere tevdi edilerek ek rapor alınmasına karar verilmiş, alınan ek bilirkişi raporunda özetle; Tarafların itiraz ve talepleri ile yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda kök raporda yer alan görüşlerini değiştirecek bir husus bulunmadığını, kök rapordaki hususlara ilave olarak; dosya kapsamında yer alan önceki bilirkişi raporlarında tarafların kur farkı hesaplarına ait verilerin yer almadığını, ithalat yapıldığına dair fatura, Gümrük beyanname örnekleri vb. Belgelerin dosya kapsamında yer almadığını, buna ilişkin herhangi bir talebin bulunmadığını, (dava-ıslah ve talep dilekçelerinde böyle bir iddia ve delilin yer almadığını), ortalama USD kur ve ortalama USD satış tutarlarının ise; ilgili mevzuat gereği “faturanın düzenleme tarihindeki döviz alış kurunun Türk Lirasına çevrilerek muhasebe kayıtlarına alınması” gerekmesi ve yılsonu ortalama kur verisinin muhasebeleştirmede etkisinin bulunmadığını, ayrıca ithalata dayalı alış/satış yapıldığına dair herhangi bir belgenin ve talebin dosyada yer almaması nedeniyle anılan hususun Vergi Usul Kanunun çerçevesinde değerlendirildiğini, yani yukarıda yer verildiği üzere yurt içi dövize endeksli alış/satış olarak değerlendirildiğini, dolayısıyla kurdan kaynaklanan farkların Tek Düzen Muhasebe Hesaplarında kayıt etme usulü ile takip edilerek satış/alış tutarlarının ilgili hesaplara kaydedilmek sureti ile muhasebeleştirildiğini, davacı işyerinden ayrılarak davalı yanında işe başlayan personel sayısının 11 kişi olduğunu, Aydın Ünsal’ın 01.11.2018 tarihinde, Hakan Gürgen’in 13.12.2019 tarihinde, Emine Gürgen Özmen’in ise 31.12.2019 tarihinde davalı işyerinden ayrıldığını, davacı iş yerinden ayrılıp davalı işyerinde çalışan personel sayısırın 8 kişi olarak tespit edildiği yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava haksız rekabetten kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davacı davalının , davacı şirketin Antalya bölge müdürlüğü görevini sürdürdüğünü, şirketin çeşitli kademelerinde 17 yıl çalışarak işi öğrendiğini, sonrasında davacı şirkete ait tüm bilgileri bilgisayar kayıtlarını, müşteri portföyünü, davacı şirktin tüm dokümanlarını habersiz kopyalayarak istifa ettiğini, ve şirketini maddi manevi zarar uğrattığını iddia etmektedir.
Davalı ise davacı şirkette 30/09/2017 tarihine kadar bölge müdürü olarak çalıştığını, önceden iş yerinden ayrılacağını ve kendisine şirket kuracağını davacı şirkete bildirdiğini, davacı şirketten ayrılan kişilerin yaşadığı sıkıntılar ve huzursuz iş ortamı nedeni ile ayrıldıklarını davacı şirket ile aynı ürünleri satmadıklarını haksız rekabet oluşturacak herhangi bir eylemlerinin olmadığını savunmaktadır.
Uyuşmazlık davacının haksız rekabet oluşturan eylemlerinin olup olmadığı, davacının bu nedenle zarara uğrayıp uğramadığı , miktarı konusundadır.
TTK 54 VD maddelerinde haksız rekabet düzenlenmiştir.
TTK 54 maddesinde haksız rekabet hükümlerinin amacı bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanması olup rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı ve dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırı olduğu düzenlenmiştir.
Yine TTK’nun 55 maddesinde dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar sayılmıştır.
Davacı davalı şirketin davacı şirkete ait tüm bilgileri, bilgisayar kayıtlarını, müşteri portföyünü tüm dokümanlarını habersiz kopyaladığını, iddia etmekte ise de; bu konuda ispat yükü davacının üzerindedir. Davacı tanıklarından yalnızca bir tanesi davalının bu yönde davranışta bulunduğu şeklinde beyanda bulunmuş ise de; aksi yöndeki diğer tanık beyanları ve bu şekilde beyanda bulunan tanığın davacı şirketin çalışanı olduğu, bu nedenle tarafsız olamayacağı gözetildiğinden beyanına itibar edilmemiştir. Davacı şirkette çalışan 11 personelin davacı şirketten ayrıldıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başladığı anlaşılmış ise de; davacı şirket çalışanlarının işten ayrıktan sonra davalı şirkette çalışmaya başlamasının başlı başına haksız rekabet oluşturmayacağı, aksinin kabulünün Anayasanın 48 maddesinde düzenlenene çalışma hürriyetinin ihlali anlamına geleceği açıktır. TTK 55/1,B.2 maddesindeki işletme personelinin ayartılması olarak ifade edilen hususun doğruluk ve dürüstlük kuralına ihlal edecek şekilde yapılmasının gerekmektedir ancak davacının bu şekilde hareket ettiğini dair dosyada delil yoktur.
Davalı şirketin davacının müşteri portföyündeki müşteri bilgilerini kullanarak davacının önceden çalıştığı otellerle davalı şirketin iş yapmaya başladığını , müşteri kaybı yaşadığını, kendi cirosunun azaldığını iddia etmekte ise de; davalı şirketin davacının markalarını ve ürünlerini satmadığı, davacı ve davalı tarafın mal tedarik ettiği firmaların ve satışını yaptığı ürünlerin farklı ürünler olduğu, piyasaya yeni giren davalının diğer firmanın müşterilerini kazanmaya çalışması kendisinin faaliyetini geliştirmesi için gerekli olduğundan bu durum başlı başına hukuka aykırılık oluşturmayacağından, davalının faaliyetlerinin serbest piyasa ekonomisi/serbest rekabet kapsamında kaldığı değerlendirilmiştir.
Tarafların beyanı, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının davacı şirket hakkında yanıltıcı, yanlış açıklama, kendisini daha üstün gösterme, gerçeğe aykırı bilgi verme, imalat veya ticaret sırlarından yararlanma, bunları başkalarına yayma davacıları kötüme şeklinde 6102 sayılı yasanın 55 maddesinde sayılan haksız rekabet oluşturacak eylemler içerisine girdiğine dair kesin ve inandırıcı delil olmadığından açılan maddi ve manevi tazminat davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davacının haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının REDDİNE,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 1.024,65 TL harç ile 4.953,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 5.977,65 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 5.896,95 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası açısından, davalı yararına 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, maddi tazminat açısından davalı yararına 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına manevi tazminat yönünden hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/04/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.