Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/662 E. 2021/593 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/662 Esas
KARAR NO : 2021/593

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … -….

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/09/2018
KARAR TARİHİ : 12/10/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/11/2021

Mahkememize açılan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilince, davalı şirkete 01.02.2016 Tarihli “ OSGB Hizmetleri Danışmanlık Sözleşmesi ” ile davalınm “… ” adresinde faaliyet gösteren işyerinde C sınıfı uzmanlık işyeri hekimliği alanlarında 2016 yılının Şubat ayından itibaren hizmet verilmeye başlandığı, bu hizmetin kesintisiz olarak 2017 yılının başına kadar verilmeye devam ettiği, hizmet verilmesine ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İSG-Katip sitesi (İş Sağlığı ve Güvenliği Kayıt Takip ve İzleme Programı) üzerinden işyeri hekimi ve iş güvenliği uzmanı atamalarının gerçekleştirildiği, sözleşmenin onaylı suretini ilişikte sundukları, ayrıca ÇSGB’ndan ilgili hizmet, hizmet süreleri ve atamalara ilişkin tutulan dosyanın celbini talep ettikleri, sözleşmenin imzalanmasını müteakip müvekkilince ediminin yerine getirilmeye başladığı, davalının da önceki aylara ilişkin fatura bedellerini ödemesine rağmen 2016 yılının Aralık ayı faturasını ödemediği, bunun üzerine müvekkili tarafından Ankara ….İcra Müdürlüğü 2017/10280 sayılı dosyası ile ödenmeyen fatura bedelinin tahsili için ilamsız takip yapıldığı, borçlunun Örnek 7 ödeme emri ile yapılan tebliğe karşılık olarak yetki ve borca itiraz ettiği, itiraz dilekçesi ile icra tutanağının ekte sunulduğu, itirazın müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakmaya yönelik ve haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin X. maddesinde ihtilafların çözümünde Konya-Ankara Mahkemeleri ile İcra Müdürlüklerinin yetkili olduğunun belirtildiği nedeniyle yetki itirazının açıkça yersiz ve hukuka aykırı olduğu, borca itiraz yönünden ise; ÇSGB hizmetlerinin verilmiş olduğuna ilişkin tutanaklar, noter onaylı defter nüshaları, 2016 risk değerlendirme raporu, yıllık eğitim planı, ÇSGB İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü’nden istenecek hizmet dosyası, sözleşme ve ilgili faturaların incelenmesi ile müvekkilinin gerekli hizmetleri ve yasal sorumluluklarını yerine getirdiğinin görüleceği, davacı tarafından düzenlenen faturalara kendilerine gönderilmelerinden itibaren 8 gün içinde itiraz edilmediği, ancak davalının icra takibine esas ödeme emrine İtiraz ettiği, sözleşme ve kesilen faturalarını inçelenmesiyle tahakkuk eden davacı alacak miktarlarının davalı tarafından kesin ve net bir biçimde bilindiğinin ortada olduğu hususlarını beyanla, davalı itirazlarının haksız ve kötü niyetli olup borca ve yetkiye yapılan İtirazın iptali ile takibin devamını sağlamak ve borçlu aleyhine itiraz edilen miktarın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine hükmolunması yargılama giderleri ile vekalet ücretlerinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının her ne kadar sözleşmede yetkili yerlerin belirlendiğini, Konya İcra Dairelerinin gerek müvekkilinin adresinin bulunduğu yer olması, gerek genel yetki kuralı gereğince borçlunun ikametinde takibin başlatılması gerektiği, göz önünde bulundurulduğunda sözleşme ile genel yetkinin tamamen ortadan kaldırılamayacağı nedeniyle itirazlarının yerinde olduğunun ortaya çıktığı, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 4.maddesinde işyeri hekimliği hizmetlerinin yürütülmesi için işyeri hekimi görevlendirilmesinin, C2 maddesinde de işyeri hekiminin görevlerinin düzenlendiği, sözleşmenin imzasından sonra müvekkilinin, 18.10.2018 tarihinde işyeri hekimi … ”in ayrılmasından sonra atanan Dr…’ın muayene için gelmediği, çalışanların sağlık kontrollerinin yapılmadığı halde tutanakların tutulduğu ve imzalandığını öğrenen müvekkilinin işçilerin portör muayene evraklarının kendilerine verilmesini istediği, ancak davacının, portör muayenelerinin mevzuattan kaldırıldığı gibi bahaneler ile teslim edilmediği gibi gıda sektöründe faaliyet gösteren ve fiili muayenesi yapılmayan müvekkili işçilerinin sağlığının da tehdit altında bırakıldığı, davacının. müvekkilini oyaladığı, hekimin gelmediği günlere ilişkin 23.12.2016 tarihli 801,60 TL’lik taturayı düzenleyerek müvekkiline gönderdiği, taraflar arasında telefon görüşmeleri yapıldığı ancak müvekkilinin oyalanmaya devam edildiği, müvekkilinin 07.02.2017 tarihinde iade ettiği, davacının 09.02.2017 tarihinde aynı meblağ ile ikinci bir fatura düzenlediği ancak müvekkilinin aynı gün faturayı iade ettiği, davacının faturayı 10.02.2017 tarihinde düzenlemesine karşın müvekkilinin aynı gün faturayı yine iade ettiği, e-posta yazışmalarında görüleceği üzere belgelerde eksiklik bulunduğunu fark eden firmanın bu bedelleri düşürerek 28.02.2017 tarihinde 542,40 TL’lik bir fatura daha kestiği, müvekkilinin davacı tarafından verilmeyen hizmet bedelinin istendiği nedeniyle faturayı tekrar iade ettiği, davacı tarafın eksik hizmet verdiğini kabul ettiğine ilişkin e-mail yazışmalarını dosyaya sundukları, portör muayenesinin, gıda sektöründe olan firmalar için çok önemli olduğu nedeniyle müvekkilinin davacı taraftan artık hizmet almak istemediklerini belirtmiş olmasının sözleşmenin feshi niteliğinde olduğu, her ne kadar sözleşmenin 8/2 maddesinde sözleşmenin işveren tarafından tek taraflı feshi halinde fesih tarihine kadar ücretin ödeneceği belirtilmiş ise de müvekkilinin sözleşmeyi feshinin haklı sebebe dayandığı, davacının kusurlu hizmeti nedeniyle müvekkili çalışanlarının hastalıklarının tespit edilememesinin müvekkili açısından maddi ve manevi zararına olacağının açık olduğu hususlarını beyanla, dilekçesinde örnek Yargıtay kararlarına yer verdiği, davacı tarafın işin esasına ilişkin unsurlarda ciddi hatasının bulunması, vermediği hizmete ilişkin belgeleri imzalamasının dikkate alındığında müvekkili açısından davacının kusurlu hizmeti nedeniyle manevi zarar yaşamasının açık olduğu , davanın reddini, kötü niyetli olarak başlattığı takip nedeniyle %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosya kapsamında davalı defterleri için Konya …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nden talimat ile bilirkişiden 01/07/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle; dosya içeriği ve davalı şirketin ticari defter kayıtları incelenerek yukarıda sunulan tespitler ve açıklamalar doğrultusunda; davacı şirket ile davalı şirket arasında davacı şirket satıcı, davalı şirket de alıcı olmak üzere bir ticari ilişkinin olduğu, bu ticari ilişkinin davalı şirketin ticari defterlerinde davacı şirketten fatura geldiğinde davacı şirket alacaklandırılmak, ödeme yapıldığında ya da iade faturası düzenlendiğinde de davacı şirket borçlandırılmak suretiyle açık cari hesap şeklinde izlenmiş olduğu, davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre, takip ve dava konusu edilen 23.12.2016 tarihli ve 801,60 TL bedelli faturadan önceki davacı şirket tarafından davalı şirkete düzenlenmiş olan tüm fatura bedellerinin ödenmiş olduğu, başka bir ifade ile 23.12.2016 tarihli faturaya kadar taraflar arasındaki cari hesap bakiyesinin -0- (sıfır) olduğu takip ve dava konusu edilen 23.12.2016 tarihli 801,60.-TL bedelli faturaya karşılık davalı şirket tarafından iade faturası düzenlenmek suretiyle, bundan sonra davacı şirket tarafından düzenlenmiş olan 542,40.-TL bedelli tüm faturalara karşılık da davalı şirket tarafından yine iade faturası düzenlenmek suretiyle karşılıklı faturaların mahsubu ile cari hesabın bakiyesinin aynen -0- (sıfır) olarak devam ettiğinin görülmekte olduğu, dolayısıyla davalı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davacı şirket ile olan ticaretten dolayı son hesap bakiyesinin de -0- (sıfır) olduğu (davacı şirkete herhangi bir borcunun görünmediği), davalı şirketin incelenen ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yaptırılmış olduğu, defterlerin muhasebe usul ve prensiplerine uygun olarak tutulduğu, e-defter kayıtlarının süresinde oluşturularak beratlarının alınmış olduğu, takip ve dava konusu faturada yazılı hizmetin verilip verilmediğine ilişkin bir tespit yapabilmek ticari defter kayıtlarından mümkün olmadığından, bu husustaki değerlendirme mahkemenizde olduğu düzenlenmiştir.
Dosya kapsamında bilirkişiden 21/10/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmış, raporda özetle; davacı tarafın ticari defler kayıtları ile ilgili olarak; 2016-2017-2018 yıllarına ait (Yevmiye Defteri Defter-i Kebir) E-Defterin Gelir İdaresi Başkanlığı (GİB) sistemine süresinde yüklenerek Açılış ve Kapanış onayının yapıldığı ve Beratı (e-defter onay belgesi) alındığı, 2016-2017-2018 yıllarına ait Envanter Defterinin açılış tasdikinin zorunlu olduğu, açılış tasdikinin TEK. Mad. 64 hükmü gereğince yasal süresinde yaptırılmış olduğu, yeni TTK hükümleri gereğince kapanış tasdiki zorunlu olmadığı için kapanış tasdiki yaptırılmadığı, Davacının incelenen 2016-2017-2018 yıllarına ait defterlerinin TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulduğu, defterlerin delil niteliği taşıdığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin işe başlama anında Aile çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı nezdindeki İSG katip sitesine bildirilerek kaydedilmesi, sözleşmenin sona ermesinin de aynı siteden terkini ile mümkün olduğu, una göre hizmet alanın davacıya ait kaydı hizmet almadığını iddia ettiği ay boyunca kayıttan düşürmediği, nedeniyle sözleşmenin geçerliliğini sürdürdüğü varsayıldığından ve davacının bu sürede hizmet verdiği düşünüldüğünden ihtilaf konusu alacağın mezkur aya ait olup davacının 23/12/2016 tarihinde iş güvenliği uzmanı ve iş yer hekimi (4 adet ) hizmetine istinaden düzenlediği faturadan 801,60 TL alacaklı olduğu ,HMK 222 hükmü gözetilerek, davacı Alacaklının Davalı Borçluyu usulüne uygun olarak temerrüde düşürdüğüne ilişkin delil dosyaya ibraz edilmediğinden icra takibi öncesi temerrüt oluşmadığını, temerrüdün icra takip tarihinde oluştuğunu, bu nedenle faiz hesaplaması yapılmadığını, talep edilen icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ile vekalet ücretleri hakkındaki takdirin sayın Mahkemeye ait olmak üzere düzenlenmiştir.
İtirazlar üzerine dosya kapsamında bilirkişiden 08/05/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış, ek raporda özetle; işverenin çalıştırdığı işçilerinin iş sağlığı ve güvenliğini sağlamak amacı ile 6331 sayılı yasa kapsamında yükümlülüğü olan, işyerinde, kendilerinden, bahse konu hizmeti alabileceği bir İş Güvenliği Uzmanı ve bir İşyeri Hekimini istihdam etmesi gerektiği, bu hususun ferdi olarak bir iş güvenliği uzmanı ve bir işyeri hekimi ile sözleşme ile temin edilebileceği gibi, bu hizmetin verilmesini temin amacı ile yasa kapsamında kurulmuş ve her iki iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimini bünyesinde bulunduran bir OSGB (Ortak Sağlık Güvenlik Birimi)’nden hizmet almak sureti ile de temin edilebilmekle, davalı firmanın bahis konusu hizmeti, davacı OSGB’den aldığı görülmektedir. Bu hizmetin. alınıp alınmadığı hususu da,) taraflar arasında aktedilen hizmet alım sözleşmesinin, Aile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın İSG Katip sitesine yaptırılan kaydı ile sağlanmaktadır. “OSGB ‘lerce işyerlerine sunulan her türlü iş sağlığı ve güvenliği hizmeti için İSG-KATİP sistemi üzerinden sözleşme yapılması gerekmektedir.” (İs Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği M.7/11) Sözleşmenin feshi halinde keyfiyetin, hizmet veren OSGB tarafından, 29.12.2012 tarih ve 28512 sayılı RG’de yayınlanan İş Sağlığı ve Güvenliği , Hizmetleri Yönetmeliği’nin 7.Maddesi. 9.maddesi; “Bu maddede belirtilen sözleşme veya görevlendirme belgeleri ile bu belgelerin fesih veya başka bir nedenle geçerliliğini yitirmesi halinde durum çalışanlar arasından işyerinde görevlendirme yapılmış olması halinde işveren tarafından; işyeri dışından hizmet alınmış olması halinde OSGB tarafından beş iş günü içinde Genel Müdürlüğe İSG-KATİP üzerinden bildirilir.” Uyanınca terkin edilmesi gerekirken bu. hususun davacı tarafından yerine getirilmediği, davalının da herhangi yeni bir sözleşme ile atama yapmayarak zımni bir kabul ile bakanlık nezdinde yükümlülüğünü yerine getirme hususunu devam ettirdiği görülmektedir. Taraflar arasındaki sözleşme gereği hizmetin verilip verilmediği hususunda tespit yapılabilmesi için sözleşme süresi içinde herhânği bir meslek hastalığı, iş kazası gibi bir sonuca rastlandığına ilişkin bir tespitin bulunmadığı, İş Sağlığı ve Güvenliği gibi uzmanlık belgesi gerektiren hizmetin verilip yerilmediğine ilişkin değerlendirmenin ancak konu dışı olaylardan kaynaklanabileceği düşünüldüğünde, davalının davacıdan hizmet almadığı yönündeki iddialarının soyut olduğu düşünüldüğüüden bu konuda görüşümüzü değiştirecek hususa rastlanmadığı bildirilmiştir
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı iş sağlığı ve güvenliği Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davacı ve davalı arasındaki hizmet dosyasının ve İSG-KATİP kayıtlarının gönderilmesi istenilmiş, gelen cevaptan sözleşmeler İSG-KATİP üzerinden elektronik ortamda yapıldığından sözleşme suretlerinin gönderilemediği, ancak görevlendirme kayıtlarının incelenmesinde davacı şirket ile davalı şirket arasında OSGB ile hizmet alan davalı iş yeri arasındaki sözleşme uyarınca 2010 yılı aralık ayında iş yeri hekimi olarak Nihat Danış ile A sınıfı iş güvenliği uzmanı olarak Ali Uslu’nun görevlendirildiği anlaşılmıştır.
Dava Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır. Davacı taraflar arasında yapılan Ortak sağlık güvenlik birimi Hizmetleri Danışmanlık sözleşmesi gereğince davalının iş yerinde C sınıfı uzmanlık ve iş yeri hekimi hizmeti verildiğini, hizmet verilmesine rağmen 2016 yılı Aralık ayı bedelinin ödenmediğini iddia etmektedir.
Davalı taraf ise fatura tarihinde hizmet verilmediğinden ödeme yapmadığını belirtmektedir.
Uyuşmazlık davacının sözleşme gereği 2016 yılı Aralık ayında hizmet edimini yerine getirip getirmediği, icra takip tarihi itibari ile davalıdan alacaklı olup olmadığı miktarının ne kadar olduğu hususunda toplanmaktadır.
Dosya kapsamına giren belgelerden taraflar arasında Ortak sağlık ve güvenlik birimi hizmetleri danışmanlık sözleşmesi imzalandığı, ve sözleşmenin İSG-KATİP sistemine kaydedildiğinde uyuşmazlık yoktur. İş sağlığı ve Genel Müdürlüğünden gelen müzekkere cevaplarında 2016 yılı Aralık Ayı itibari ile iş yeri hekimi olarak Nihat Danış ile iş güvenliği uzmanı olarak Ali Uslu’nun görevlendirildiği, başkaca bir hekim ve iş güvenliği uzmanı görevlendirildiğine ilişkin kayıt olmadığı , 2016 yılı aralık ayı itibari ile 1 tane iş güvenliği uzmanı, 1 tane iş yeri hekimi görevlendirildiğinin İSG -KATİP kayıtlarına göre anlaşıldığı, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine göre iş güvenliği uzmanı görevlendirilmesi birim fiyatının 60 TL+KDV , iş yeri hekimi görevlendirmesi birim fiyatının 120 TL + KDV olarak düzenlendiği, buna göre 1 işyeri hekimi ve 1 iş güvenlik uzmanı görevlendirmesi birim fiyatının KDV dahil 212,40 TL olduğu tespit edilmiştir. İcra takibine konu olan faturada 4 adet iş yeri hekimi ve 4 adet iş güvenliği uzmanı ücreti için takip yapılmış ise de; Aralık 2016 tarihi itibari ile İSG-KATİP programına göre 1 tane iş yeri hekimi ,1 tane iş güvenliği uzmanı görevlendirmesi yapıldığından davalının fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın KISMEN KABULÜNE,
Ankara …. İcra Müdürlüğü’nün 2017/10280 esas sayılı icra dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 212,40 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar avans faizi uygulanmasına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
2,48 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 14,51 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile arta kalan 21,39 TL’nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 212,40 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 589,20 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
5.-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL Başvurma ve peşin alınan 14,51 TL harç toplamı 50,41 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6.-Davacı tarafından yapılan 140,00 TL tebligat/müzekkere masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.640,00 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesaplanan 434,55 TL davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7.-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, dava değeri istinaf kesinlik sınırı altında kaldığından kesin olmak üzere 12/10/2021 tarihinde karar verildi.

Katip …

Hakim …

¸E-İmzalıdır ¸E-İmzalıdır