Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/657 E. 2021/142 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2018/657 Esas – 2021/142
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/657 Esas
KARAR NO : 2021/142

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 14/09/2018
KARAR TARİHİ : 11/03/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 23/03/2021

Mahkememize açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davacıların desteği …’nun yaya olarak bulunuyorken davalı gerçek kişi yönetimindeki … plakalı davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalanmış olan aracın çarpması sonucu, davacıların çocuğu ve desteği olan müteveffanın öldüğü iddiasıyla, ölüm nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma şeklindeki maddi zararın zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşmesine dayalı olarak şimdilik davacılar için ayrı ayrı 500,00 TL davalılardan ve yine davacılar için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi zararın ise davalı gerçek kişilerden tahsili ile davacılara verilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar … ve … vekili, cevap dilekçesinde özetle, Davalılardan …’ın araç maliki olduğunu, olayla ilgisinin bulunmadığını, diğer davalı …’in olayla ilgili kusuru bulunmadığını, müteveffanın bir anda aracının önüne fırlaması nedeniyle olayın gerçekleştiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkil şirkete başvuru yapılmadığını, kusur oranın belirlenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
… plakalı aracın tescil kaydı getirtilmiş, incelenmiştir.
Tarafların sosyal, ekonomik ve mali durum araştırmaları yapılmıştır.
Ankara SGK’ınca rücuya esas bir ödeme yapılmadığı bildirlimiştir.
Davalı sigorta şirketince hasar dosyası gönderilmiş, incelenmiştir.
Tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için dava dosyası kusur uzmanı bilirkişiye verilmiş, bilirkişinin vermiş olduğu raporunda özetle,
Müteveffanın %75, araç sürücüsü …’in %25 oranında kusurlu olduğu görüşünü bildirmiştir.
Kusur raporuna itiraz üzerine İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli bilirkişilerden rapor alınması için talimat yazılmış, talimatla alınan heyet bilirkişi raporunda özetle,
Müteveffa …’nun %100 kusur olduğu görüşlerini bildirmişlerdir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava; HMK 107. Maddesindeki belirsiz alacak davası olduğu anlaşıldı.
Davanın, dava dışı müteveffa …’nun yaya olarak bulunuyorken davalı gerçek kişi yönetimindeki … plakalı davalı sigorta şirketi tarafından Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası ile sigortalanmış olan aracın çarpması sonucu, davacıların çocuğu ve desteği olan müteveffanın öldüğü iddiasıyla, ölüm nedeniyle oluşan destekten yoksun kalma şeklindeki maddi zararın maddi zararın, zorunlu mali mesuliyet sigortası sözleşmesine dayalı olarak davalılardan ve manevi zararın ise davalı gerçek kişilerden tazmini isteminden ibarettir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49 ve devamı maddelerinde haksız fiil sorumluluğu düzenlenmiştir. Buna göre, kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Bu zararın ne şekilde hesaplanacağı ve kimin ne şekilde sorumlu olduğu devamı maddelerde açıklanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 56/2 .maddesinde “…ölüm halinde zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 91/1 maddesine göre işletenlerin bu kanunun 85/1 maddesine göre sorumluluklarının karşılanmasının sağlanmak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunlu kılınmış, aynı yasanın 85/1 maddesinde motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veyahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işleteninin sorumlu olacağı, aynı yasanın 85/son maddesinde ise işleten veya araç işleticisi teşebbüs sahibinin, araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı öngörülmüştür.
Tüm bu hükümler dosya kapsamı ile birlikte değerlendirildiğinde, davalı sürücünün kusurunun bulunması halinde davalı gerçek kişilerin halinde haksız fiil nedeniyle sorumluluğuna gidilebileceğinden ve kusuru tespit edilemediğinden, öte yandan davalı sigorta şirketi yönünden de sigortalının kusuru ve sorumluluğunun saptanması halinde bir zarar oluşmuş ise zararın teminat kapsamında değerlendirilmesi mümkün olduğundan, dosyada kusura ilişkin aldırılan İTÜ Trafik Kürsüsünde görevli bilirkişilerden aldırılan ve çelişkileri gideren kusur raporunda kusurun %100 oranında davacılar desteğinde olduğu tespit edildiğinden, son raporun mahkememizce de olayın oluş şekline uygun kabul edildiğinden ve raporun hükme esas teşkil edebilecek mahiyette olduğu kanaatine varıldığından bu halde davalıların sorumluluğuna gidilebilecek kusur tespit edilemediğinden maddi ve manevi zararın tazmininin istenemeyeceği kanaatiyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davacıların maddi ve manevi tazminat davalarının ayrı ayrı reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 140,04 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 80,74 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, maddi tazminat davası ile ilgili davalılar yararına hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılara verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, manevi tazminat davası ile ilgili davalılar … ve … yararına hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren bu davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021