Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/475 E. 2022/746 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/475 Esas
KARAR NO : 2022/746

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. …..
Av. …
DAVALI : …
VEKİLİ : Av. …

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/06/2018
KARAR TARİHİ : 27/10/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 02/11/2022

Mahkememize açılan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 20.08.2013 tarihinde akdedilen sözleşme gereğince … İçme Suyu İsale Hattı borularının yeniden yapılması projesinde kullanılmak üzere sözleşme ve ekinde belirtilen boruların satın alındığını, yaşanan terör olayları nedeni ile satın alınan boruların kullanıma 2017 yılında açıldığını, ayıbın derhal anlaşılamayacak nitelikte olması nedeni ile 2017 yılından sonra da satın almaya devam ettiklerini, ancak boru hattının kullanılmaya başlamasından sonra birçok aksaklığın meydana geldiğini, sık sık aksaklıkların yaşanması sonucu müvekkili şirketin talebi ile … Genel Müdürlüğü tarafından boruların teste tabi tutulduğunu, test sonucu boruların kalite ve standartlara uygun olmadığının tespit edildiğin, müvekkilinin… Test Laboratuvarı nezdinde ikinci bir test yaptırdığını ve yine aynı sonuca ulaşıldığını, davalı şirketin borular üzerinde kendi yaptığı test sonuçlarını ise müvekkili şirkete göndermediğini, boruların değiştirilmesinin gerektiğini, ilk alınan boru fiyatları ile yeni alınan boru fiyatları arasında kur farkından kaynaklı artış olduğunu ve müvekkili şirketin zarara uğradığını, bunun yanı sıra yeni alınan ürünlerin satın alma masrafı ile montajının yine müvekkili şirket tarafından karşılandığını, su verilmesi ile ortaya çıkan ayıbın davalı şirkete …Noterliği 30.03.2018 tarih… yevmiye no’lu ihtarnamesi ile bildirildiğini ve zararın karşılanmasının talep edildiğini ancak davalı yanın …. Noterliği 12.04.2018 tarih … yevmiye no’lu ihtarnamesi ile zararın karşılanmayacağını bildirdiğini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla uğradıkları 10.000,00 TL maddi zararın tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Zamanaşımı ve yetki itirazları ile birlikte davacı şirketin borularla ilgili şikayetlerin kendilerine ulaşması akabinde borular üzerinde test yapıldığını ve herhangi bir üretim hatası tespit edilmediğini, davacının müvekkili şirketten 20.08.2013 tarihinde 2997 metre PN16 boru satın aldığını ve 4 yıl sonra aynı yerde aynı amaçla kullanılmak üzere 2322 metre PN20-25 boru satın aldığını, davanın 2013 yılında satın alınan PN16 borusuna ilişkin olduğunu, müvekkili şirketin davacının talep ettiği boruyu kendilerine sattığını, yöre ve coğrafi şartlara uygun olmayarak çizilen projeye göre satın alınmış borularda müvekkilinin sorumlu olamayacağını, satın alınan boruların uygun olmayan basınç sınıfında kullanılması nedeni ile fiziksel yorgunluk yaşandığı için bazı PN16 borularda arıza olasılığının bulunduğunu bunun kullanıcı hatasından kaynaklandığını, davacının projeye uygun boru satın almadığını, proje, uygulama ve işçilik hatası yaptığını bununla birlikte su kaynağından itibaren 12 km boyunca pompa istasyonu bulunmadığını, yörede kullanılması gereken borunun PN20 ve 25 boruları olması gerektiğini ve davacının bunu sonradan fark ederek 2017 yılında kendilerinden yeni boru satın aldığını, davacı tarafından yaptırılan testleri kabul etmediklerini belirterek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında serbest muhasebeci mali müşavir, polimer borulardan anlar metalürji mühendisi, inşaat mühendisi ve nitelikli hesap uzmanı bilirkişiden alınan bilirkişi raporunda özetle, davalının teslim ettiği boruların ayıplı olup olmadığını tespit bakımından test raporunun tek başına yeterli bir veri olmadığını, mahkemece teknik belgelerin eksik olduğu kanaatine varılması halinde söz konusu boruların üretim parti numaraları ve kalite kontrol sonuçlarının davacı tarafından bildirimi, yerinde inceleme yapılacak ise arıza nedeniyle hattan sökülmüş boruların Makine, Metalurji & Malzeme veya Kimya Mühendisinden oluşan bilirkişi heyetince incelemenin yapılması gerekeceğinin sayın mahkemenin takdirinde olduğunu, dosya kapsamında ürünlerin sahadan çıkartılması, yeni ürün satın alınması, montaj masrafı, kur farkından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin herhangi bir kayıt ve belgeye rastlanılmadığı, 20.08.2013 tarihinde akdedilen sözleşme kapsamında en son 05.09.2013 tarihinde teslimi gerçekleştiği düşünülen borulara dair devir ve teslim anından itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının sayın mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Bilirkişi Kurulu Ek Raporunda özetle; Türk Borçlar Kanunu’nun 223.maddesinde gözden geçirme ve varsa ayıp ihbarında bulunma yükümlülüğünün malın teslimi ile başladığı belirtilmekle zaman aşımı ve ayıp ihbarının süresinin tespiti hukuki nitelendirmeyi gerektirdiğinden davacı itirazına itibar edilip edilemeyeceği hususunda takdirin Sayın Mahkemeye ait olduğu, Boruların garanti kapsamında olup olmadığı noktasında borulardaki kusurun üretim hatasından mı yoksa kullanıcı hatasından mı kaynaklandığının tespiti önem arz etmekle birlikte dosya içeriğindeki test raporlarına itibar edilse dahi anılan raporlardan kusurun üretim hatasından mı yoksa kullanıcı hatasından kaynaklandığının tespit edilemediği, Sayın Mahkemece davacı itirazına itibar edilerek maddi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmesi halinde sonradan alındığı iddia olunan borulara ilişkin fatura bedelleri toplamının 969.303,87 TL, Döşeme işinde kaç personelin, kaç gün, kaç saat çalıştığı gibi hesaplamaya esas veriler bulunmadığından bu kaleme ilişkin bir hesaplama yapılamadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Davalı defter ve belgelerinin incelemesi için…Hukuk Mahkemesi aracılığıyla mali müşavir bilirkişisinden alınan bilirkişi raporundan özetle; taraflar arasında 20.08.2013 tarihli mal satış sözleşmesi olduğu, Sözleşme çerçevesinde ürünlerin teslim edildiği, karşılığında ürün bedellerinin çekler yoluyla ödendiği, Davalının 2013 yılı ticari defter kayıtlarına istinaden; toplamda KDV dahil 502.177,32TL tutarında davalı yanca satış yapıldığı; karşılığında davacı yanca farklı vade tarihlerinde toplamda (167.177,32 + 167.500,00 + 167.500,00)= 502.177,32TL olmak üzere 3 adet çek ile ödeme yapıldığının tespit edildiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Keşif mahallinde … Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığıyla makina mühendisi, metalürji mühendisi ve kimya mühendisiyle yapılan keşif, bilirkişi heyet raporunda özetle; Davalının teslim ettiği boruların ayıplı olup olmadığını tespit bakımından test raporunun tek başına yeterli bir veri olmadığını, dosyada teknik belgelerin eksik olduğu, söz konusu boruların üretim parti numaraları ve kalite kontrol sonuçlarının eksik olduğu, davalı boruların sahadan çıkartılması, yeni ürün satın alınması, montaj masrafı, kur farkından kaynaklanan zararların tazminine ilişkin herhangi bir kayıt ve belgeye rastlanılmadığı, gizli ayıbın varlığını ispat yükü davacıya ait olmakla dosyada gizli ayıbın varlığına ilişkin sunulan tek belge test raporu olmaktadır ki mevcut rapordan yola çıkılarak ayıbın üretim hatasından mı yoksa kullanıcı hatasından mı kaynaklandığını tespit edebilmenin mümkün olmadığı görüş ve kanaatini bildirmişlerdir. Keşif heyetince davaya konu boruların yerinde olmadığının tespit edildiği görülmüştür.
Eruh Emniyet Müdürlüğüne müzekkere yazılmış 2013-1017 tarihleri arasında içme suyu isale hattı buru döşemesi işinin inşası için engel terör durumu nedeniyle tedbir alınıp alınmadığı sorulmuş cevabi yazı ekinde bu konuda bilgi belge olmadığı bildirilmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, satış sözleşmesi kapsamında teslim edilen malların ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanan maddi zararın tahsili ve bedel iadesi istemine ilişkindir.
Taraflar arasında 20.08.2013 tarihle sözleşme imzalandığı konusunda uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davalının teslim ettiği boruların ayıplı olup olmadığı, ayıplı ise davacının bedel iadesi , ürünlerin sahadan çıkartılması, yeni ürün satın alınması, montaj masrafı, kur farkından kaynaklanan zararların tazminine hak kazanıp kazanmadığı, davacının zararının bulunması halinde miktarının ne olduğu hususlarında toplanmıştır.
Davalı yetki itirazında bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır. Tarafların tacir olması ve aralarındaki sözleşmede yetki şartı bulunması karşısında bu itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı yan zamanaşımı itirazında da bulunmuştur. Davaya konu borular 05.09.2013 tarihinde teslim edilmiş davacı yanca 30.03.20218 tarihinde bedel iadesi ve zararların tazmini istemine yönelik ihtarname keşide edilmiştir. Davacı yanca dayanılan ve kendilerinin başvurusu üzerine alınan raporun tarihinin ise 19.03.2018 olduğu görülmüştür. Eldeki dava 26.06.2018 tarihinde açılmıştır. 6102 sayılı TTK md.23 uyarınca ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmeli, açıkça belli değil ise alıcının malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde muayene etmeye veya ettirmeye ve bu muayene neticesinde malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa keyfiyeti derhal bildirmeye mecburdur. Ayıp adi bir muayene ile meydana çıkarılamayacak, kullanma sonucunda ortaya çıkan bir ayıp ise TBK’nun 223.maddesinin tatbik olunması gerekir. Buna göre ; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır. ” hükmü dikkate alınmalıdır.
TBK 231 maddesinde ise ; “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz.
Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Somut olayda davacı ayıbın gizli olduğunu ve kullanım esnasında sonradan ortaya çıktığını terör olayları nedeniyle alınan güvenlik tedbirleri nedeniyle kullanımın geciktiğini beyan etmiştir.Davacı yan 2013 yılından 2017 yılına dek yaşanan terör olaylarına ilişkin bir kısım gazete haberi sureti sunmuştur. Dosya kapsamından…Emniyet Müdürlüğünün yazı cevabından kullanımı engelleyici bir tedbirin olduğu tespit edilememiştir. Mahallinde talimatla keşif yapılmış davaya konu boruların mahallinde bulunmaması nedeniyle incelemesi yapılamamıştır. Davacı yan boruların teslim edilmesiyle derhal sahaya montajlarının yapıldığını 06.09 2022 tarihli dilekçeleri ile mahkememize bildirmiştir. Dosyaya sunulan davalı firmanın garanti şartları ile ilgili belgede garanti süresinin teslimden itibaren 5 yıl olduğu yazılıdır. Burada da yine var ise ayıbın neden kaynakladığının belirlenmesi gerekmektedir. Dosya kapsamındaki bilirkişi raporlarından ayıbın üretim hatasından mı kullanıcı hatasından mı kaynaklandığının tespit edilemediği görülmüştür. Davacı yanca … Genel Müdürlüğü tarafından boruların teste tabi tutulduğunu, test sonucu boruların kalite ve standartlara uygun olmadığının tespit edildiğin, müvekkilinin… Test Laboratuvarı nezdinde ikinci bir test yaptırdığını ve yine aynı sonuca ulaşıldığını bildirerek delillerini sunmuştur. Buna göre rapor sunucunda çekme özellikleri tayininin uygun olmadığının tespit edildiği görülmüştür. Bu testin de malın tesliminden itibaren 4 yılı geçkin bir süreden sonra yapıldığı anlaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle basiretli olması gereken bir tacir olan davacının satın aldığı malları teslim alarak kabul ettiği ve sahaya montajını yaptığı ,olağan bir gözden geçirme süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde bu sürelerin başlamayacağını kabul etmek gerekse bile davacının satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunduğunu yöntemince ispat edemediği görülerek davanın reddi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın reddine;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 170,78 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 90,08 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde….Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip …
✎ e-imzalıdır

Hakim …
✎ e-imzalıdır

*