Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/442 E. 2022/90 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/442 Esas
KARAR NO : 2022/90

HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI…
DAVALI : …

[… ]
VEKİLLERİ : Av. … – …
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 25/07/2011
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 11/03/2022

Mahkememizden verilen 08/03/2016 tarih ve 2011/243 Esas 2016/138 sayılı kararı Yargıtay, … Hukuk Dairesi’nin 21/02/2018 tarih ve 2016/7089 Esas 2018/1278 Karar sayılı ilamıyla BOZULMUŞ, mahkememiz yukarıda belirtilen esasına kaydı yapılmış ve yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 19/07/1999 tarihinde acentalık sözleşmesi akdedildiğini, iş bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin ankara ilinde acentelik vekaletnamesinde belirtilen …, sağlık ve ferdi kaza sigortası branşlarında davalı şirketin acentesi olarak faaliyette bulunduğunu, sözleşmenin 24. maddesinde acentenin sözleşme hükümlerine veya ilgili mevzuat ve teamüllere uygun olarak verilen karar, direktif ve genelgelere uymaması halinde sözleşmenin davalı şirket tarafından feshedileceğinin kararlaştırıldığını, ancak davalı şirket tarafından müvekkilinin sözleşmeye aykırı davranışı olmadığı halde hiçbir ihtar ve uyarıda bulunmadan, sözleşmedeki koşullar gerçekleşmeden ve gerekçe gösterilmeden Beyoğlu 5. Noterliği’nin 19/06/2007 tarihli fesihname ve azilname keşide edilmek suretiyle sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, müvekkili şirketin acenta olarak faaliyette bulunduğu ve fesh tarihinden sonrada devam eden poliçelerin dönüşüm komisyonlarından kaynaklı alacaklarının ödenmediğini ve zarara uğradığını belirterek, 19/07/1999-19/06/2007 tarihleri arasında taraflar arasında yürürlükte olan acentelik sözleşmesinden kaynaklanan müvekkil şirket tarafından yapılan poliçelerin fesih tarihinden sonrasına denk gelen dönemlere ilişkin dönüşüm komisyon (prim) alacakları yönünden 3.000,00 TL,5684 Sigortacılık Kanunu’nun 23. Maddesinin 15-16. Fıkrası uyarınca kaynaklanan alacak haklarına istinaden 3.000,00 TL tazminat, teminat mektubunun haksız ve dayanıksız bir şekilde davalı şirket tarafından nakde çevrilerek irat kaydedilmesinden kaynaklanan zarar bakımından 3.000,00 TL olmak üzere toplamda şimdilik 9.000,00 TL’nin sözleşmenin fesih tarihi olan 19/06/2007’den itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini davacı acentenin borçlarını ödememesi nedeniyle icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz neticesinde açılan itirazın iptali davasında davacının itirazının iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının 100.000,00 TL üzerindeki borcunu halen ödemediğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Davalı … Sigortaya müzekkere yazılarak dava konusu davacı ile yapılan acentelik sözleşmesinin (713 nolu acente) ekindeki protokol ile, davacı acente tarafından yapılan 1385386 poliçe nolu (ibrahim karahanlı) poliçenin bir suretinin gönderilmesi, 1385386 nolu poliçeye ilişkin yapılan ödemelerin sigortalı tarafından tamamlanıp tamamlanmadığı, yapılan ödemelerin miktarları ve tarihleri istenilmiş ve incelenerek dosyaya eklenmiştir.
Ankara…Ticaret Mahkemesinin 2008/356 esas sayılı dosyası istenilmiş, incelenmiştir.
Ankara 7. İcra Müdürlüğünün 2007/8887 esas sayılı dosyası istenilmiş, incelenmiştir.
Bozma ilamından önce talimat yolu ile bilirkişi raporu dosyaya alınmıştır.
Mahkememizin 08/03/2016 tarihli kararı ile taraflar arasında acentelik sözleşmesi akdedildiği, davalı yanın sözleşmenin 24 maddesinden kaynaklanan gerekçelerle sözleşmeyi tek taraflı fesih yetkisine sahip olduğu, 25 maddesinde fesih halinde acentenin sigorta şirketinden herhangi bir hak ve tazminat talep edemeyeceğinin karalaştırıldığı, 27 maddesinde ise davalının defter ve kayıtlarının delil olacağının belirlendiği, davalı yanın usulüne uygun tutulmuş ve lehine delil teşkil eden ticari defter ve dayanak kayıtların incelenmesi neticesi düzenlenen raporda davacı acentenin davalıdan alacağının bulunmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkememiz kararı davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 11 Hukuk Dairesinin 2016/7089 esas sayılı ilamı ile; Mahkemece, her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmenin 24. maddesi uyarınca davalı yanın sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetme yetkisi bulunduğuna ve 25. maddesi uyarınca sözleşmenin feshi halinde acentenin sigorta şirketinden herhangi bir hak ve tazminat talep edemeyeceğine kanaat getirilmiş ise de; 6102 sayılı TTK 121. maddesinin 1. fıkra hükmüne göre, belirsiz bir süre için yapılmış olan acentelik sözleşmesini, taraflardan her biri üç ay önceden ihbarda bulunmak şartıyla feshedebilir. Sözleşme belirli bir süre için yapılmış olsa bile haklı sebeplerden dolayı her zaman fesih olunabilir. Yine aynı Yasa maddesinin 4. fıkra hükmüne göre de, haklı bir sebep olmadan veya üç aylık ihbar süresine uymaksızın sözleşmeyi fesheden taraf, başlanmış işlerin tamamlanmaması sebebiyle diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır. 6102 sayılı TTK denkleştirme istemi başlıklı 122. maddesine göre de, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir. O halde, mahkemece, taraflar arasındaki acentelik sözleşmesinin süresi, koşulları ve içeriği değerlendirilerek sözleşmenin davalı tarafça haklı sebeplerle feshedilip edilmediğinin tespiti ile sonrasında davacının dava dilekçesinde yer alan taleplerinin ayrı ayrı inceleme konusu yapılarak, 5684 sayılı Kanunun 23. maddesinin 15.-16. fıkraları ve TTK 122/a. bendi kapsamındaki tazminat taleplerinin değerlendirilmesi gerektiği gibi teminat mektubunun da hangi gerekçeyle nakde çevrildiği ve davacının bu durumda ne gibi bir zararının doğduğu hususunun da davacı taraf yetkilisine isticvap suretiyle açıklattırılması gerekir. Ayrıca, davacının aracılık ettiği poliçelerle ilgili prim tahsilat yetkisi bulunup bulunmadığı, hangi şartlarda komisyon alacağına hak kazanağı ve komisyon alacağını nasıl tahsil ettiği hususunun da acentelik sözleşmesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. Bununla birlikte, davacı ile davadışı … … Sigorta A.Ş. arasında da başka bir acentelik sözleşmesi bulunduğu ve bu sözleşmenin de feshedilmiş olduğu davalı tarafça ifade edilmiş ve bilirkişi raporlarında da davalı tarafla birlikte davadışı … … Sigorta A.Ş’.nin de alacaklarına ilişkin inceleme ve değerlendirme yapılmış ise de, … … Sigorta A.Ş. ile davalı … … … Sigortası A.Ş’nin ayrı tüzel kişiliklere sahip olup hak ve borçlarının ayrı olduğu, işbu davada yalnızca davacı ile davalı … … … Sigortası A.Ş. arasındaki acentelik sözleşmesinin içeriği, feshi ve tarafların hak ve alacaklarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, yetersiz bilirkişi raporuna itibar edilerek eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucunda davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, gerekçesi ile bozulmuş olup; bozma sonrası dosya mahkememize gelmekle yeniden esas alınarak yeninden yargılama yapılmıştır.
Bozma ilamı kapsamında belirtildiği üzere davacı yetkilisi isticvap edilmiş 22/01/2019 tarihli duruşmada beyanı alınmıştır.
Davacı vekili 22/04/2019 tarihli dilekçesinde; Dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile komisyon prim alacağı yönünden 3000,00 TL talep edildiğini, 15/06/212 tarihli ıslah dilekçesi ile 120.000,00 TL olarak ıslah edildiğini, davanın uzamaması için sadece 23/03/2005 sigorta başlama tarihli _23/03/2015 sigorta bitiş tarihli 10 yıl süreli 1385386 poliçe numaralı poliçe yönünden sözleşmenin feshinden önce ve feshinden sonra davacı şirketin hak kazandığı dönüşüm komisyon prim alacağının hesaplanmasını diğer poliçeler yönünden prim alacaklarından feragat ettiğini, 5684 sayılı yasanın 23 maddesi 5-16 fıkrası uyarınca alacak haklarına istinaden 3000,00 TL talep edildiğini, bu taleplerinden feragat ettiğini, teminat mektubunun haksız ve dayanıksız nakde çevrilmesinden kaynaklanan zarar bakımından 3000,00 TL’nin ticari avans faizi ile talep edildiğini, teminat mektubunun haksız feshi nedeni ile 2000,00 TL zararı olduğunu, zira bu miktarın davalı şirket nezdinde olduğunu, ayrıca mektubun haksız nakde çevrilmesi nedeni ile şirketin itibarının bozulduğunu, başka teminat mektubu alınamadığını, 1000,00 TL manevi zarar oluştuğunu, 3000,00 TL’nin işleyecek faizi ile tahsilini istemiştir.
Bozma ilamı kapsamında yeniden davacı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması için davacı vekiline masrafları yatırması için kesin süre verilmiş ise de; davacı vekili dosyaya masrafları yatırmamış, ve dosya kapsamı itibari ile taleplerini daralttıklarını istediği poliçe dayanak prim hesabını yaptıklarını ve dosya kapsamı itibari ile karar verilmesini talep etmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava acentelik sözleşmesinden doğan alacak istemine ilişkindir. Davacı davalının acentesi olduğunu, davalı tarafından sözleşmenin haksız fesih edildiğini, sözleşmenin haksız fesih edilmesinden dolayı sözleşmenin feshinden sonraki dönemde devam eden poliçelerin komisyon bedellerini, 5684 sayılı yasanın 23 maddesinin 15-16 fıkraları uyarınca davalı tarafından verilmesi gereken tazminatı ve teminat mektubunun haksız yere nakde çevrilerek irat kaydedilmesi nedeni ile uğradığı zararın ödenmesini talep etmektedir.
Davacı bozma ilamı sonrası 5684 sayılı yasanın 15-16 fıkrası uyarınca istenen tazminat hakkından feragat etmiştir. Yine dava dilekçesi ile sözleşmenin haksız fesih edilmesinden sonra devam eden tüm poliçeler açısından 120.000,00 TL bedelli alacak talebinde bulunmuş ise de; bozma ilamından sonra sunulan dilekçe ile yalnızca acente olarak tanzim edilen 1385386 numaralı İbrahim Karahan için düzenlenen poliçe açısından alacak isteminin devam ettiği, diğer poliçeler yönündeki alacak talebinden davanın uzamaması için feragat ettiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Davalı tarafından acentelik sözleşmesinin feshinin haklı olup olmadığı, davacının sözleşmenin feshinden sonra devam eden 1385386 numaralı poliçe açısından komisyon bedeli alacağı olup olmadığı, miktarı, davalı tarafından teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrilip çevrilmediği, davacının bundan dolayı zarara uğrayıp uğramadığı konusunda toplanmaktadır.
Davacı ile davalı arasında acente ilişki olduğu konusunda ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı tarafından acentelik sözleşmesi 19/06/2007 tarihi itibari ile feshedilmiştir. Davalı taraf fesih sebebi olarak davacının borçlarını ödememesi sebebi ile aleyhine icra takibi başlatıldığını, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/356 sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, davacının itirazının iptaline karar verildiğini, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2008/8887 sayılı dosyasında davacı acentenin borcunun 100.000,00 TL’nin üzerinde olduğunu, ve aralarındaki sözleşmenin 24 maddesi ile 25. Maddesine göre sözleşmeyi tek taraflı feshedebileceğini, ve davacının tazminat talep etmek hakkının olmadığını ileri sürmektedir. Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 2008/356 esas sayılı dosyası ile Ankara … İcra Müdürlüğünün 2008/8887 dosyalarının incelenmesinde davamız davalının bu davalarda taraf olmadığı, icra takibini yapan ve itirazın iptali davasını açanın … … Sigorta Anonim şirketi olduğu, ve davacının … … Sigorta Anonim şirketine borcu olduğunun tespit edildiği, Davalı şirket ile dava dışı … … Sigorta Anonim şirketinin bozma ilamında da belirtildiği üzere ayrı tüzel kişilikleri olduğu hak ve borçlarının ayrı olduğu, belirtilen sebeplerle davalı sözleşmenin haklı sebeplerle fesih edildiğini kanıtlayamamıştır. 6102 sayılı yasanın 121 maddesinin göre belirsiz süreli yapılmış olan acentelik sözleşmesini taraflardan her birinin 3 ay önceden ihbarda bulunmak şartı ile feshedebileceği, yine ayını yasanın 4 fıkrasına göre haklı sebep olmadan veya 3 aylık süreye uymadan sözleşmeyi fesheden taraf başlanmış işlerin tamamlanmamış olması nedeni ile diğer tarafın uğradığı zararı tazmin etmek zorundadır. Yargıtay bozma illamında davacının aracılık ettiği poliçelerde ilgili prim tahsilat yetkisi olup olmadığı, hangi şartlarda komisyon alacağına hak kazanılacağı, komisyon alacağının nasıl tahsil ettiği hususunun incelenmesi ve değerlendirilmesi istenilmiş olunmakla; dosyada bulunan acentelik vekaletnamesinin incelenmesinde acentenin … ,sağlık ve ferdi kaza sigorta branşlarında aracılık yapmaya sigorta tekliflerini bilgi formlarını şirkete göndermeye, sağlık ve ferdi kaza branşlarında şirket adına prim tahsil etmeye şirket alındı belgesi vermeye ve makbuz imzalamaya yetkili kılındığı anlaşılmıştır. Acentelik vekaletnamesinde … sigortalarında acentenin prim tahsil etme yetkisi bulunmamaktadır.
Yine dosyada bulunan taraflarca imzalı olan protokol hükümleri incelendiğinde; konusunun Acente ile davalı arasındaki …, sağlık, Ferdi kaza sigortaları ürünlerine yönelik taraflar arasındaki çalışma şeklinin belirlenmesine ilişkin olduğu, buna göre … sigortalarından birikimli … sigortaları, Dövize endeksli Birikim ve yarınlarınızın sigortasında poliçelerin 1. Yıl tahakkuklarından yapılan tahsilatlardan %15 , 2.yıl tahakkuklarından yapılan tahsilatlardan %15 , 3. Yıl tahakkuklarından yapılan tahsilatlardan %10 oranlarında davalının acenteye ödemeye yapacağının, ödemelerin prim tahsilatı yapıldığı sürece beher poliçe için en fazla 3 yıl boyunca yapılacağının düzenlendiği, yine … ve sağlık sigortaları ve Ferdi Kaza Sigortasının poliçelerinin satışından yapılacak tahsilatlardan doğacak ilk iş komisyonu ilgili tahsilatın … … … Sigorta hesaplarına intikal ettiği, ve poliçenin üretildiği günden sonraki 7 iş günü içinde … … … Sigorta tarafından acenteye ödeneceği, dönüşüm komisyonunun … ve sağlık sigortası ve Ferdi kaza sigortası poliçelerinin satışından dolayı oluşacak taksitlerin komisyon ödemeleri ilgili aya ait komisyon ödemelerini takip eden ayın 20’sine kadar ödenecektir şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafından feragat edilmeyen dava konusu olan 1385386 poliçe numaralı poliçenin incelenmesinde; 23/03/2005- 23/03/2015 tarihleri aralığında 10 yıl süreli olarak düzenlenen yarınlarım sigorta poliçesi olduğu ,sigorta ettiren ve sigortalının İbrahim Karahan olduğu, ilgili poliçeye ait ödeme makbuzlarının incelenmesinde ilgili poliçe ödemesi olarak 23/03/2005 yılında 204.00,00,30/03/2006 tarihinde 224.400,00 TL, 01/06/2007 yılında 246.840,00 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Buna göre taraflar arasında yapılan acentelik sözleşmesi, protokol hükümleri ödeme belgeleri bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu İbrahim Karahan ile ilgili düzenlenen yarınlarım poliçesi ile ilgili davalı sigorta şirketinin protokol ile düzenlenen hükümler gereğince ilk 2 yıl için ödenen primin %15’i 3. Yıl için ödenen primin %20’si oranında komisyon ödeme alacağı olduğu, bunun 2005 yılı için 30.600,00 TL, 2006 yılı için 33.660,00 TL, 2007 yılı için 24.684,00 TL olacağı tespit edilmiştir. Davacı taraf diğer poliçeler ile ilgili alacağından feragat ettiğinden ve yalnızca bu poliçe açısından bilirkişi incelemesi yapılmadan alacak tespit edilmiştir.
Davacı dava dilekçesi ile poliçe komisyon alacağı için 3000,00 TL talep etmiş ise de; sonrasında 15/06/2012 tarihinde bu alacak açısından davasını ıslah ederek 120.000,00 TL bedele çıkardığı, ancak davalının süresi içerisinde ıslah dilekçesine karşı verdiği cevabında alacağının zaman aşımına uğradığı itirazında bulunmuştur. Mahkemece davanın esastan reddine karar verildiği, zaman aşımı hususun gerekçeli karar da da , ara kararlarda da hiç irdelenmediği, dava esastan ret edildiğinden davalı tarafından temyiz edilmediği, bu hususun davacı açısından usulü kazanılmış hak oluşturmayacağından zaman aşımı hususunu değerlendirmek gerekmiştir.
Taraflar arasındaki protokol hükümleri incelendiğinde komisyon ödemelerinin muaccel olacağı zamanın düzenlendiği, bu hususta yukarıda açıklamalarda bahsedildiği buna göre ilk iş komisyon alacağının 31/03/2005 tarihinde, 2 taksit dönüşüm komisyon alacağının 20/04/2006, 3 taksit dönüşüm komisyon alacağının 20/07/2007 tarihinde muaccel olduğu, dava tarihinin 16/05/2011 tarihi olduğu, ıslah tarihinin 15/06/2012 tarihi olduğu, Komisyon alacakları için zaman aşımı süresinin alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren 5 yıl olduğu, davalının dava dilekçesinden sonra zaman aşımı itirazının olmadığı, ancak ıslah dilekçesinden sonra süresi içerisinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, ilk iş komisyon alacağı ve 2 dönüşüm komisyon alacağı dava tarihi itibari ile zaman aşımına uğramış ise de; davadan sonra bu yönde bir zaman aşımı savunması olmadığı ıslah tarihinden sonra zaman aşımı itirazı yapıldığından, ilk iş komisyonu ve 2. dönüşüm komisyonu açısından dava konusu edilen 3000,00 TL’lik kısmı açısından davanın kabulüne, ıslahtan sonra arttırılan kısım için zaman aşımına uğradığından talebin reddine karar verilmiştir. 3 dönüşüm alacağının dava ve ıslah tarihi itibari ile zaman aşımına uğramadığı anlaşıldığından, dava konusu poliçe açısından 24,684,00 TL(3 dönüşüm komisyonu) + 3000,00 (ilk iş ve 2 dönüşüm komisyonu bedelinin zaman aşımına uğramamış kısmı ) = 27.684,00 TL açısından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı 5684 sayılı yasanın 23 maddesi uyarınca talep ettiği alacak miktarından feragat ettiğinden bu kısım açısından da dava reddedilmiştir. Yine davacı teminat mektubunun haksız olarak nakde çevrildiğini bundan dolayı 2000,00 TL maddi ve1000,00 TL manevi zararı oluştuğunu beyan etmiş ise de; dosya kapsamında teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin bir belge sunulmadığı, bu hususta teminat mektubu ve ilgili belgeleri sunması için süre verildiği, ancak davacı vekili 02/06/2021 tarihli dilekçesi ile bu hususta evrak sunamadığı, ticari defter ve belgelerin incelenmesi için verilen sürede masrafı ikmal etmediği ve dosya kapsamındaki belgelere göre karar verilmesini talep etmekle dosya kapsamı itibari ile teminat mektubunun haksız nakde çevrildiğini ve bu husustaki zararını da ispat edemediğinden bu talebinde reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, 27.684,00 TL komisyon ücret alacağının dava tarihi olan 16/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.891,09 TL nispi karar ve ilam harcın, peşin alınan 18,40 TL’nin mahsubu ile noksan olan 1.872,69 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına kabul miktarına göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3 maddesi uyarınca, davalı yararına red miktarına göre hesaplanan 13.290,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan 18,40 TL peşin harç, 1.737,45 TL ıslah harcı ve 143,50 TL Temyiz Yoluna Başvuru harcı olmak üzere toplam 1.899,35 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davacı tarafından yapılan 18,40 TL başvuru harcı, 3.080,90 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.099,30 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 712,83 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bıkarılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, tarafların yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/02/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*