Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/424 E. 2021/147 K. 16.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : … Esas
KARAR NO : 2021/147

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/10/2017
KARAR TARİHİ : 16/03/2021
Mahkememize açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
ASIL DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin ihale yoluyla kamu idarelerine temizlik ve veri hizmeti verdiğini, davalı idarenin asıl işveren olarak davacının ise alt işveren olarak hizmet verdiğini, müvekkil şirketlerin Temmuz 2017 tarihindeki hak edişinden kıdem tazminatı adı altında kesinti yapıldığını, yasa ve taraflar arasındaki sözleşme gereği kesintinin haksız olduğunu belirterek Temmuz 2017 hak edişinden kıdem tazminatı adı altında yapılan kesintiden müvekkil şirketlerin sorumlu olmadığının tespiti ile daha sonra ıslah edilmek üzere şimdilik 5.000,00 TL kısmının iadesine, kesinti tarihinden itibaren işleyecek faizin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla 06/07/2015 tarihinde merkez birim ihtiyacı temizlik, mutfak, yemekhane, kreş ve misafirhane hizmetlerinin 154 işçi ile yaptırılması için hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, sözleşme devam ederken davacı taraf işçilerinden …’ın emeklilik talebinde bulunduğunu dava dışı işçiye 16/08/2017 tarihinde 43.718,92 TL ödeme yapıldığını, davacı tarafa dava dışı işçiye yapılacak ödemenin bildirildiğini, yasal kesintiler yapıldıktan sonra ödemenin yapıldığını, ödenen tutarın hak ediş kesileceğinin bildirildiğini, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve yasaya göre sorumluluğun davacı tarafta olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
BİRLEŞEN DAVADA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin davalı kurum nezdinde temizlik ve veri hizmetlerinde personel çalıştırdığını, ancak davalı kurumun Temmuz 2017 tarihinden itibaren 6552 Sayılı yasanın yürürlüğe girmesi nedeniyle kıdem tazminatlarını hakedişlerden kesimesi yönünde bir uygulama başlattığını, ancak bu uygulamının yasa aykırı olduğunu, aynı konuda … Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını belirterek, öncelikle her iki dosyanın birleştirilmesine, … tarafından kasım 2017 hak edişinden kıdem tazminatı adı altında yaptığı kesintinin bilirkişi raporu sonrasında sorumlu olmadığı tutarın belirlenmesine ardından ıslah ederek arttırılmak üzere şimdilik 1.000,00 TL alacağın davalıdan kesinti tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Asıl davada, davacı ihale yolu ile davalıya temizlik ve veri hizmetini verdiğini, 2017 yılı temmuz ayındaki hak edişinden kıdem tazminatı adı altında yasa ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak kesinti yapıldığını iddia etmektedir.
Yine birleşen dava dosyasında davacı ihale yolu ile davalıya temizlik ve veri hizmetini verdiğini, 2017 yılı kasım ayındaki hak edişinden kıdem tazminatı adı altında yasa ve taraflar arasındaki sözleşmeye aykırı olarak kesinti yapıldığını iddia etmektedir.
Davalı ise ; davacı taraf ile hizmet alım sözleşmesi yapıldığını, sözleşme devam ederken işçilerden …’ın emeklilik talebinde bulunması nedeni ile 43.718,92 TL ödeme yapıldığını, kıdem tazminatı ödemesinin davacının hak edişinden kesildiğini , yine birleşen dava dosyası açısından hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı taraf işçilerinden …’un emeklilik talebinde bulunduğunu dava dışı işçiye 14.497,66 TL ödeme yapıldığını ve ödenen tutarın hak edişten kesildiğini beyan etmiştir.
Dosya kapsamında uyuşmazlık taraflar arasında akdedilen hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı tarafından davacının işçilerine emekli olmaları nedeni ile ödenen kıdem tazminatının davacının hak edişlerinden kesilmesinin sözleşme ve yasaya uygun olup olmadığı, yapılan kesintinin ve miktarının haklı olup olmadığı, davacının alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen 06/07/2015 tarihli sözleşmenin incelenmesinde; konusunun 154 kişi ile 36 ay boyunca genel hizmet alımı oluşturduğu, sözleşmenin 22 maddesinde;” yüklenicinin sözleşme konusu iş ile ilgili çalıştıracağı personele ilişkin sorumlulukların ilgili mevzuatın bu konuyu düzenleyen emredici hükümleri ve genel şartnamenin altıncı bölümünde düzenlenmiş olup yüklenici bunlara uymakla yükümlüdür” şeklinde düzenlendiği, sözleşmenin eki niteliğindeki teknik şartnamede 24 bendinde yüklenicinin sorumluluklarında ” yüklenici çalışanların hak etmiş olduğu ücret, yıllık ücretli izin, fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram, genel tatil çalışması ücreti, her türlü alacaklarını ödemekle yükümlü olup, işin bitiminde çalışanların yükleniciden hiç bir alacağı bulunmayacaktır. yüklenici işin sonunda çalışanların her türlü alacaklarını ödediğine ilişkin bordro ve dekontlarını gerek duyulması haline idareye sunmak zorundadır. İdare herhangi bir ödeme yapmak zorunda kalırsa yüklenici ödenen bedeli faizi ile birlikte idareye ödemek zorundadır” şeklinde düzenlendiği, yine sözleşmenin eki niteliğinde teknik şartnamenin 5 maddesinde hak ediş ödemelerinin düzenlendiği” Çalışan alacaklarının ödenmemesi yada yüklenicinin vadesi geçmiş vergi borcu veya SSG kurumuna idari para cezası, prim ve prime ilişkin gecikme cezası, gecikme zammı ve diğer ferilerden oluşan borcu olması halinde hak ediş ödemesi yapılmayacağı, idarenin ödenmeyen hak edişten önce ödenmemiş çalışan alacaklarının ödeyeceği ve idare alacaklarını mahsup edeceğinin ” düzenlendiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık çözülürken taraflar arasındaki sözleşme hükümleri uygulanmalıdır. Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinde davacı yüklenicinin işçilik alacaklarından sorumlu olacağı açık olarak düzenlendiğinden, davacı şirketin dava dışı işçiyi çalıştırdığı süre için hesaplanan kıdem tazminatının tamamından sorumlu olacağı açıktır. Yargıtay içtihatları gereğince davalı idarenin işçilere ödenen kıdem tazminatını iş akdinin sona erdiği tarihteki son ücrete göre dava dışı işçilerin davacı yüklenicide çalıştığı süreye isabet eden miktarla sınırlı olarak talep etmek hakkı olduğu halde, davalı kurum hesaplanan kıdem tazminatı tutarının tamamını davacı şirketin hak edişinden kestiği bilirkişi raporu ile hesaplanmıştır.
Alınan 18/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı işçi … için 7.046,12 TL’nin davacı iş ortaklığı nezdinde çalışmasına isabet ettiği, kıdem tazminatı için kesildiği belirtilen 33.541,01 TL- 7.046,12 TL= 26.494,92 TL) açısından önceki yükleniciler nezdinde olduğundan haksız kesinti yapıldığı, birleşen davada 7.187,69 TL’nin davacı iş ortaklığı nezdinde çalışmasına isabet ettiği, kıdem tazminatı için kesildiği belirtilen 18.850,91 TL- 7.187,69 TL=11.663,22 TL ) açısından önceki yükleniciler nezdinde olduğundan haksız kesinti yapıldığı yönünde rapor tanzim edilmiş,
Davalının itiraz dilekçesinde dava dışı işçi …’a yapılan ödeme için yapılan kesintinin 14.497,66 TL değil, 9.456,92 TL üzerinden olduğu yönünde itirazı ve sunulan mahsup fişi üzerine alınan ek bilirkişi raporunda ; birleşen dava yönünden davacı yükleniciden 9.456,92 TL kesinti yapıldığı anlaşıldığından 9.456,92 TL- 7.187,69 TL= 2.269,23TL olduğu hesaplanmıştır .
Davacı Islah dilekçesi ile davasını 26.494,92 TL’ye, birleşen dava açısından ise 11.663,22’ye yükseltmiştir.
Bilirkişiden alınan 17/02/2020 tarihli ek bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hükme esas alınır mahiyette bulunmakla hükme esas alınmıştır.( ilk raporda hak ediş kesinti miktarı birleşen dava açısından fazla hesaplanmıştır), hizmet sözleşmesi kapsamında davacının ödenmeyen kıdem tazminatından dava dışı işçiyi çalıştırdığı süreye isabet eden miktarla sorumlu olduğu, taraflar arasındaki sözleşme gereğince davalının hak edişlerinden kesinti yapmasının uygun olduğuna karar verilmiştir ancak (davalının kıdem tazminatının önceki yükleniciler nezdinde çalışılan dönemi kapsayan) fazladan kesilen hak edişlerin davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.-Davanın Kısmen Kabulüne,
A.1-Asıl Dava dosyasında; 26.494,92 TL’nin dava tarihi olan 11/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
A.2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.809,87 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 85,39 TL peşin ve 594,00 TL tamamlama harcı toplamı 679,39 TL’nin mahsubu ile noksan olan 1.130,48 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
A.3-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
A.4-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL Başvurma, 85,39 TL Peşin ve 594,00 TL tamamlama harç toplamı 710,79 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B.1-Birleşen dava dosyasında; 2.269,23 TL’nin dava tarihi olan 16/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal fazi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
B.2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 155,01 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 35,90 TL’nin mahsubu ile noksan olan 119,11 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
B.3-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.269,23 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
B.4-Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
B.5-Davacı tarafça yatırılan 35,90 TL Başvurma ve 35,90 TL Peşin harç toplamı 71,80 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2.-Davacı tarafından yapılan 160,50 TL tebligat/müzekkere masrafı, 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 660,50 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre hesaplanan 497,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere 16/03/2021 tarihinde karar verildi.

Katip …

Hakim …

¸E-İmzalıdır ¸E-İmzalıdır