Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/23 E. 2021/364 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/23 Esas
KARAR NO : 2021/364
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/01/2018
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememize açılan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, taraflar arasında 31.12.2002 tarihinde Bozcaada kanalizasyon inşaatı işinin yapımı için sözleşme imzalandığını, işin 28.10.2008 tarihinde teslim edildiğini, eksik kalan edimler için 26.02.2010 tarihinde mutabakat zaptının imzalandığını, mutabakata istinaden 134.889,00 TL borcun 58.085,00 TL’ sini ödeyen davalı şirketin bakiye 76.831,00 TL’yi ödememesi üzenne … Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine … Ticaret Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasıyla itirazın iptali yoluna başvurulduğunu ve mahkemece müvekkili şirketin davalı şirketten 76.804,00 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığını ve kararın Yargıtayca onandığını, sözleşme ile sorumluluğu sabit olduğu halde son 3 hak edişi ödeme yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı şirket yüzünden, müvekkili şirketin bu borçları kendisi ödemek zorunda kalarak … Bankasından 80.000 TL Tutarlı kredi kullandığını, 2013 yılında kapatılan bu kredi için 100.000 TL faiz ödemek zorunda kaldığını, müvekkili şirketin bu kredileri kapatırken diğer işlerin yapımı için …Bankasından 4 Adet teminat mektubu kullanmak zorunda kaldığını, bu sebeple müvekkilinin taşınmazı üzerine ipotek konulduğunu, mektupların bozdurulması neticesinde taşınmazın satımının zorunluluk arz ettiğinden 150.000 TL bedelle şahlan taşınmaz bedelinden teminat mektuplarının bedelinin karşılandığını, oysaki davalı şirket edimlerini yerine getirse idi müvekkilinin taşınmaz satmak zorunda kalmayacağım, taşınmazın bugünkü değeri olan 950.000 TL ile satılmak zorunda kaldığı fiyat arasındaki farkın taşınmaz satılmamış olacağından kayıp olmayacağını, borçlunun borcunu geç ödemesi nedeniyle yüksek faizli kredi kullanmak zorunda kalan ve buna bağlı olarak 3.kişilere karşı edimim yenne getiremediği için taşınmazını satmak durumunda kalan müvekkilinin munzam zarannın varlığının açıkça ortada olduğunu iddia ederek, müvekkili şirketin zararının tespiti ile fazlaya ilişkin haklan saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000 TL munzam zararın dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davanın haksız olduğunu, öncelikle davacının kullanmış olduğu banka kredisi ile ilgili olarak kredi tutarı, kredinin talep tarihine ve kredi ile ilgili sar bilgilere ulaşıldıktan sonraya ilişkin cevap haklarını saklı tuttuklarını, davacının üstlendiği başka bir … için almış olduğu teminat mektupları için müvekkil şirketten munzam zarar talebinde bulunamayacağını, zira üstlenmiş olduğu için teminat mektubu almanın normal bir ticari faaliyet olduğunu, davacının aldığı teminat mektuplarının bozulmasının ise, üstlenmiş olduğu işi zamanında ve sözleşme koşullarına uygun olarak yerine getirmediği, kendi kusuru ile sözleşme hükümlerini yerine getirmediği anlamına geldiğini, davacının üstlendiği işler sözleşme hükümlerine göre yapmamasının bedelini müvekkil şirkete yükleyemeyeceğini, davacı ile davalı arasında imzalanan 26.02.2010 tarihli mutabakat zaptı incelendiğinde, müvekkil şirketin yapması gereken ödemenin yanı sıra davacının da müvekkil tarafından kendisine tahsis edilen kamyonun da tamir bakım ve tüm gideri erinin taşeron davacı tarafından karşılanarak müvekkile teslim edilmesinin gerektiğini, bu yönü ile mutabakat sözleşmesinin her iki tarafa da borç yüklediğini, hal böyle iken davacının söz konusu kamyonu müvekkil şirkete teslim etmediğini, icra takibine yapılan itiraz sonrası açılan dava sonrasında kamyonun hurda vaziyette Ankara’ya getrilerek aracın bırakıldığı yerin telefonla kendilerine bildirilerek alınmasını istediklerini, öncelikle davacının mutabakat belgesine göre hak kazandığı alacağını talep edebilmesi için kendisine düşen edimleri de tam olarak yerine getirmesi gerektiğini, müvekkilin bütün olanlara karşın mutabakat belgesinde yer alan borcun önemli br bölümünü ödediğini, bakiyenin ödenmesi için de kendi alacağının ödenmesini beklediğini, bu aşamada davacının icra takibine başvurarak uyuşmazlık yolunu seçtiğini, nitekim yapılan yargılama sonucunda davacının zamanında teslim edilmeyen kamyon nedeniyle müvekkile 9.694,88 TL borçlu çıktığını, davacının müvekkil aleyhine 88.831,37 Tl için başvurduğu icra takibinin 76.831,00 TL’sinin kabul edildiğini, müvekkilin icra takibine itiraz etmekte haklı olduğunu gösterdiğini, dosyada mübrez karardan görüleceği üzere müvekkilin davacıya asıl alacağa yakın faiz ödediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
DELİLLER :
İstanbul ….İcra Dairesinin …. sayılı dosyası uyaptan getirtilmiş, incelenmiştir.
… Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası uyaptan getirtilmiş, incelenmiştir.

… Bankasından davaya konu ipotek fek işlem belgesi, hesap özetleri getirtilmiştir.
Beşiktaş Tapu Müdürlüğünden…. parseldeki taşınmaza ait devir işlemlerini gösterir belge gönderilmiştir.
Davacı defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yoluyla alınan serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi raporunda özetle,
Munzam zararı ispat yükü altında bulunan davacı şirketin 10 yıllık ticari defter saklama/ibraz etme zamanaşımını ileri sürerek ticari defterlerini ibraz edemeyeceği beyanı karşısında, davacının munzam zarar talebine ilişkin takdirin Mahkemeye ait olacağı kanaatini bildirmiştir.
Davalı defter ve kayıtlarının incelenmesi ve tüm dosya kapsamı incelenmesi için alınan serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi nitelikli hesap bilirkişisi raporunda özetle,
Davacı tarafın ticari trial ve defterlerini sunmadığı ve de dosyada mevcut kayıt ve belgelere göre davacının uğradığını iddia ettiği munzam zararının tazmini için aranılan zarar verici fiil ile mal varlığından gerçekleşen zarar arasında uygun illiyet bağına rastlanamadığından bu hususta hukuki takdir ve değerlendirme mahkemeye ait görüşlerini bildirmişlerdir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, eser sözleşmesi kapsamında sözleşmenin gereği gibi ifa edilmemesinden kaynaklanan munzam zarar tazminatı istemine ilişkindir. Taraflar arasında 31.12.2002 tarihli sözleşmenin ve 26.02.2010 tarihli mutabakat imzalandığı konusunda uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının edimlerini gereği gibi yerine getirmiş olup olmadığı, davacının sözleşme gereği munzam zararının oluşup oluşmadığı ve oluşmuş ise bu tazminata hak kazanıp kazanmadığı hususlarında toplanmaktadır. Davacı yan davalının sözleşme gereği ödemelerini eksik yapması nedeniyle takip yapmak ve dava açmak zorunda kaldıklarını bu nedenle alacaklarına geç ulaştıklarını ve kredi kullanmak zorunda kalıp faiz ödediklerini, öte yandan başka işlerde teminat mektubu sunmak durumunda kaldıklarını, taşınmazlarının satıldığını bu nedenle munzam zarara uğradıklarını iddia etmektedir.
Mahkememizce davacı delilleri toplanmıştır. Munzam zarar borçlu edimini gereği gibi ve vaktinde yerine getirseydi alacaklının mameleki ne durumda olacak idiyse bu durumla eylemli durum arasındaki farktır. Yani sözleşmenin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarardır. Davacı yan davalının sözleşme gereği ödemeyi geç yaptığını iddiasını … Ticaret Mahkemesi … E sayılı dosyasına dayandırmakta olup mahkemesince yapılan yargılama sonucunda dava konusu davacı alacağının 76.804,00 TL olduğu belirlenmiş ve karar kesinleşmiştir. Burada davacı yanca ispatı gerekli olan diğer husus gecikme nedeniyle faizi aşan zararının doğduğu hususudur. Dosya içerisinde davacının oluşan zarar konusunda iddiasını dayandırdığı ve davacı tarafından … Bankası’ndan 80.000,00 TL tutarında kullanıldığı iddia olunan kredinin banka kayıtlarında bedelinin farklı olduğu ve ilk kullandırılma tarihinin taraflar arasındaki akdi ilişki kurulmadan öncesinde 2005 yılında olduğu görülmüştür. … Bankası’ndan davacı yanca kullanılan kredi ile işbu davadaki geç ödeme arasında illiyet bağı ispat edilememiştir. Öte yandan davacı yan teminat mektuplarına karşılık ipotek ettiği taşınmazın 150.000,00 TL’ye satıldığını oysa güncel değerinin 950.000,00 TL olduğunu iddia etmiştir. Taşınmazın ise satış tarihi dikkate alındığında bilirkişi raporunda piyasa koşullarında makul olduğu tespit edilmiştir. Davacının dayandığı teminat mektuplarının dava dışı … için verildiği ve taşınmazın da bu kişi adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Bu iddianın da davacının uğradığını iddia ettiği munzam zarar ile illiyeti ispat olunamamıştır. Ayrıca … Müdürlüğü dosyasında tahsil edilen bedel ile takip tarihinden itibaren faiz alacağı da tahsil edilmiş olup davacının bunu aşan zararı olduğu davacı yanca ispat edilememiştir.
Bu nedenlerle davının reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın reddine;
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 341,55 TL harçtan indirilmesi ile arta kalan 282,25 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/06/2021
Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*