Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/808 E. 2021/667 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/808 Esas – 2021/667

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/808
KARAR NO : 2021/667
HAKİM : ….
KATİP :….

DAVACILAR :….
VEKİLİ …..
DAVALI : ….
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 04/12/2013
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
BİRLEŞEN ANKARA ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/722 ESAS 2014/326 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVACI : …..
DAVALI : …..
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 05/12/2013
KARAR TARİHİ : 16/11/2021
KARAR YAZIM TARİHİ :15/12/2021

Mahkememizden verilen 04/12/2013 tarih ve 2013/721 esas 2014/621 Karar sayılı kararı Yargıtay ….. Hukuk Dairesi’nin 16/11/2016 tarih, 2016/3167 esas 2016/4701 karar sayılı ilamıyla BOZULMASINA karar verilmiş olmakla, dava mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılmış davanın yapılan açık yargılaması sonunda;
ASIL DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine, 05/07/2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Ankara 4.İcra Müdürlüğünün 2013/12807 sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacının akdedildiğini iddia ettiği sözleşmenin müvekkili şirketi imzaya yetkili şahıslarca imzalanmadığını, sözleşmede imzası bulunan …’in herhangi bir şekilde şirketi temsile yetkisinin bulunmadığını, dolayısıyla ortada şirket için bağlayıcılık doğuracak bir sözleşmenin varlığından da bahsedilemeyeceğini, ayrıca sözleşmeden de görüleceği üzere, sözleşme bedelinin 102.606,00 TL olmayıp 87.000,00 TL olduğunu, alacak talebine ilişkin kesilmiş fatura da bulunmadığını, kaldı ki işin yapılmış olduğunun ispat yükünün de davacı tarafta olduğunu savunarak davanın reddi ile, % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN ANKARA ….ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2013/722 ESAS SAYILI
DAVA DOSYASI
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine, 05/07/2013 tarihli sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Ankara ….İcra Müdürlüğünün 2013/13090 sayılı dosyası ile başlattıkları icra takibine davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, müvekkilinin davacı tarafla yaptığı bir sözleşme ve buna bağlı olarak bir siparişi bulunmadığını savunarak davanın reddi ile % 20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bozma ilamı öncesi tarafların ticari defterleri incelenmiş ve Mali müşavir bilirkişiden 15/10/2014 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır.
Mahkememizin 02/12/2014 tarihli kararında asıl davanın kabulüne, Ankara … İcra Müdürlüğünün 2013/12807 sayılı icra dosyasında yapılan itirazın iptaline ve icra takibinin 68.899,72 TL üzerinden devamına karar verilmiş yine kabul edilen miktarın %20 oranı üzerinden hesaplanan 13.779,94 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Birleşen dava açısından ise davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 2016/3167 esas 2016/4701 sayılı kararı ile özetle ; Asıl dava açısından İİK 67/2 maddesi gereğince itirazın iptâli davalarında borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için alacağın likit ve borçlunun itirazında haksız olması gerekir. Asıl davada, alacağın varlığı ile miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporuyla saptandığından alacak likit olmadığı gibi 103.166,27 TL’lik takipte 68.899,27 TL üzerinden iptâl kararı verilmiş olup borçlu itirazında tamamen haksız da olmadığından icra inkâr tazminatı koşulları oluşmamıştır. Bu halde mahkemece asıl davada davacının icra inkâr tazminatı talebinin reddi yerine kabulü doğru olmadığı, tarafların diğer temyiz itirazlarının yerinde olmadığından reddine, Birleşen davada davacı, asıl davanın konusu olan ve yayınlanan reklam filmlerinin dublaj, montaj ve prodüksiyon işleri bedelinin tahsili için yaptığı ilâmsız icra takibine itirazın iptâlini talep etmiştir. Bu işlerin yapımı ile ilgili taraflar arasında düzenlenmiş ayrı bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Güçlü film / …Reklam Teklifi başlıklı, davalı adına ticari mümessili sayılan …. tarafından imzalanmış (davalı tarafça …’in yetkili temsilcileri olmadığı savunulmakta ise de, dosya kapsamına alınan belge ve toplanan delillere göre bu şahıs davalı şirket adına çok sayıda sözleşmeyi imzalamış ve sözleşmeler davalı şirketçe benimsenmiş olduğundan …’in davalı iş sahibinin ticari mümessili olduğu kabul edilmiştir) reklam sözleşmesi birleşen davanın konusunu oluşturan işleri kapsamamaktadır. Ancak, davacı yüklenici yayınlanan reklamların film dublaj, montaj ve prodüksiyon işlerini de kendisinin yaptığını ileri sürerek delil olarak CD yi ibraz etmiştir. Reklam filmlerinin prodüksiyon, dublaj ve montaj işlerinin yapıldığı kanıtlanıp davalı yararına olması halinde sözleşme dışı olması sebebiyle bedeli 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 526 ve devam maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre talep edilebilir. Bu durumda mahkemece reklam filmlerinin dublaj, montaj ve prodüksiyonu konusunda uzman teknik bilirkişiden davacı tarafından sunulan CD ve dosyadaki delillere göre yayınlanan reklamların dublaj, montaj ve prodüksiyon işlerinin davacı tarafça yapılıp yapılmadığı; yapılmış ve davalı yararına ise bu işlerin yapıldığı 2013 yılı mahalli piyasa rayiçleriyle bedeli konusunda gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp birleşen davada sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile birleşen davanın tümden reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma kararı üzerine yeniden yapılan yargılamada; bozma ilamında belirtilen konularda bilirkişi tarafından rapor alınmıştır.
Bilirkişi tarafından hazırlanan 23/05/2018 tarihli raporda özetle; Davaya konu olan spotların üzerinde tespit edici digital işaret bulunmaması nedeniyle davacı tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin tespiti mümkün olamamaktadır. Yapıma ilişkin piyasa değeri; 3D animasyon maliyeti, reklam müziği mekanik lisanslama ücreti göz önüne alındığında montaj ve genel yapım özelliklerinin mahalli hizmet ölçeği ile değerlendirildiğinde 2013 yılı piyasa rayiçleri ile makul düzeyde olduğu görüşünü bildirmiştir.
İtiraz üzerine Bilgisayar yüksek mühendisi Mustafa Hançerlioğlu tarafından tanzim edilen 29/07/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; filmlerin kimin tarafından yapıldığının tespiti açısından yapılan incelemede dijital içeriklerde meta data bilgi yer almadığı veya DRM koruması bulunmadığından teknik anlamda reklam filmlerinin kim tarafından yapıldığının tespit edilemediği, işin ederine göre yapılan tespitte taraflar arasında satım sözleşmesinin konusunu oluşturan iş borsaya kayıtlı cari piyasa fiyatı olan iş olmadığı, bu bağlamda sözleşme özgürlüğü ve serbest piyasa ekonomisi koşulları içinde tarafların söz konusu işin bedelini serbestçe kararlaştırabilecekleri, ancak 2013 yılı piyasa rayiçlerinin değerlendirilmesinde yapılan işin 2013 yılı piyasa rayiçleri ile makul düzeyde olduğu tespit edilmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Asıl Dava taraflar arasında imzalandığı iddia edilen reklam sözleşmesinden doğan alacağın tahsili amacı ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır.
Mahkememizin 2013/721 esas 2014/621 karar sayılı ilamı ile; davalı şirketin sözleşmeye konu devre mülklerin tanıtımı için davacı ile yapılan sözleşmeyi zımnen benimsemiş olduğu, sözleşmeye konu reklamların sözleşmede belirlenen TV kanallarında yayınlanmış olduğu anlaşıldığından davalı şirketin reklam sözleşmesi ile bağlı olduğu ve davacı tarafından verilen hizmetin bedelinden sorumlu olacağı, davacının verdiği hizmet karşılığı 68.899,72 TL (KDV dahil) miktarı davalıdan talep edebileceğine , ve davalının icra inkar tazminatı ödemesine hükmettiği, Mahkememizin kararının temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin kararı ile asıl dava bakımından yapılan diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine, icra inkar tazminatı yönünden alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu ile saptandığından ve davalı tamamen haksız olmadığından icra inkar tazminatının reddi yerine kabulüne karar verilmesi nedeni ile bozulmuştur. Mahkememiz asıl dosyası yönünden itirazın iptali yönünden verilen hüküm kesinleşmekle itirazın iptali yönünden kurulan hükümde değişiklik yapılmamıştır. İcra inkar tazminatı açısından ise alacağın varlığı ve miktarı yargılama ile belirlendiğinden ve davalı itirazında tamamen haksız bulunmadığından yargıtay ilamı uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmemiştir.
Birleşen dava yönünden ise; dava yayınlanan reklam filmlerinin dublaj, montaj, prodüksiyon işlerinin bedelinin tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ve icra inkar tazminatı davasıdır. Bu işlerin yapımı ile ilgili taraflar arasında düzenlenmiş bir yazılı sözleşme bulunmamaktadır. Dosyada bulunan reklam sözleşmesi birleşen davanın konusunu oluşturan işleri kapsamamaktadır. Davacı tarafından yayınlanan reklamların dublaj montaj ve prodüksiyon işlerininde kendisi tarafından yapıldığı iddia edilmiş ve delil olarak CD sunulmuş ise de; Yargıtay bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporları ile söz konusu dijital içeriklerde meta data bilgi yer almadığı, ve DRM koruması olmadığından teknik anlamda filmlerin kimin tarafından yapıldığı tespit edilememiştir. Davacı aralarındaki sözleşme ilişkisini hizmeti ifa ettiğini ve alacaklı olduğunu kanıtlayamadığından birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
ASIL DAVADA;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile Ankara 4. İcra Müdürlüğü’nün 2013/12807 Esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 68.899,72 TL asıl alacak üzerinden devamına, bu miktara takip tarihinden tahsil tarihine kadar yasal faiz uygulama sureti ile devamına,
2-İcra inkar tazminatı uygulanmasına yer olmadığına,
3-Davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine,
4.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 4.706,54 TL nispi karar ve ilam harcından, peşin alınan 1.753,20 TL.nın indirilmesi ile noksan olan 2.953,34 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına;
5.-Davacı tarafından bozma öncesi yapılan 0,60 TL ilk dava gideri, 56,00 TL tebligat gideri, 85,60 TL müzekkere masrafı, 400,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 542,20 TL yargılama gideri ile bozma sonrası yapılan 203,70 TL posta masrafı (yargıtay bozma ilamı sonrası alınan bilirkişi raporları birleşen dosya kapsamında alınmakla dahil edilmemiştir.) toplamı olan 745,90 TL’nin davanın kabul oranına göre belirlenen 499,75 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.-24,30 TL başvuru harcı, 1.237,40 TL peşin harç, 136,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 143,50 TL temyiz yoluna başvuru harcı toplamı 1.541,20 TL’nin davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
7.-Davalı tarafından bozma öncesi yapılan 8,00 TL yargılama giderinden davada kazanıp kaybetme oranına göre belirlenen 2,62 TL’nin, bozma sonrası yapılan 89,00 TL yargılama giderinin davada kazanıp kaybetme oranına göre belirlenen 29,00 TL ile 136,00 TL istinaf yoluna başvuru harcı, 143,50 TL temyiz yoluna başvuru harcı toplamı 308,50 TL’nin davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,
8.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 13.702,70 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine;
9.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 5.064,04 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine;
BİRLEŞEN DAVADA;
1.-Davanın reddine;
2.-Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine;
3.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL nispi karar ve ilam harcının, peşin alınan 213,30 TL’den indirilmesi ile arta kalan 154,00 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine;
4.-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına;
5.-Davalı tarafından yapılan 16,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine;
6.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 4.080,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine;
7.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine;
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2021

Katip ….
¸e-imzalıdır

Hakim….
¸e-imzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.