Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/591 E. 2022/49 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/591 Esas – 2022/49
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/591 Esas
KARAR NO : 2022/49

HAKİM : …
KATİP : ….

DAVACI :…
DAVALI : …

DAVA : Menfi Tespit (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/08/2017
KARAR TARİHİ : 27/01/2022
KARAR YAZIM TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememize açılan Menfi Tespit (Satış Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin eczacı olduğunu, uygulamada normalde hastanın doktora giderek reçetesini yazdırdığını, sonra bu reçete ile eczaneye geldiğinde ilacın bedelini eczaneye ödediği, eczaneye ödemiş olduğu bu bedeli gösteren belgeler ve reçetesi ile SGK’ya başvurarak ödemiş olduğu bedeli geri aldığı, ancak reçete bedellerinin çok yüksek olduğunda hastaların bu ilaç bedellerini ödeyemediğini, ecza depolarının da hastanın ilaç bedelini önce ödeyip sonra geri almasının zor olduğunu bildiğinden ve depolar arasında rekabet olduğundan hasta reçetesi ile eczaneye geldiğinde eczacıların ilaç deposundan ilacı isteyip hastaya verdiğini, ancak hastanın ne eczaneye ne de ilaç deposuna ilacın bedelini vermediğini, bunun yerine SGK’ dan olan alacağını ilaç deposuna temlik edip, deponun hastanın eczaneye olan borcunu üstlendiğini, ilaç deposunun da SGK’ya başvurup alacağını alınca eczacıya hizmet bedelini ödediğini, davaya konu olayda ise dava dışı hasta … adına yazılan reçetenin müvekkilin eczanesine geldiğini, müvekkilinin davalı ecza deposundan ilacı alıp, hastaya verip faturasını kestiğini, ecza deposunun ilaç bedellerini müvekkilinden almadığını, bunun yerine hasta … ile SGK’dan ilaç bedelini alabilmek için alacağın temliki sözleşmesi yaptığını, ancak davalı şirketin SGK’ya ilaç bedellerini almak için başvurduğunda “iddiasına göre” Sağlık Uygulama Tebliğinde değişiklik yapılması sebebi ile alacağının bir kısmını alabildiğini, alacağının kalan kısmı olan 18.195,59 TL’nin ödenmesi için müvekkiline ihtar gönderdiğini, 5 gün içerisinde bu bedelin hesabına ödenmesini aksi takdirde yasal yollara başvuracağını bildirdiğini, müvekkilinin de gelen bu ihtara karşı cevap olarak Mersin …. Noterliği 09/08/2017 tarihli 25590 nolu ihtarnamesini gönderdiğini, hasta ile depo arasında yapılan sözleşmeye müvekkilin dahil olmadığını, müvekkilin bir garantörlüğü yahut vaadi olmadığını, hastadan alınması gereken ilaç bedelinin alınmamasının sebebinin davalı deponun bu alacağına karşılık olarak hastanın SGK’dan olan alacağını temlik alması olduğunu, tüm bu hususlar birlikte gözetildiğinde, müvekkilin davalı şirketin 02/08/2017 tarihli ihtarnamesi ile talep ettiği 18.195,59 TL tutarında bir borcu bulunmadığı, aksine müvekkilin alacağı bulunduğunu, nitekim davalı şirketin ilaç bedellerinin bir kısmını SGK’ dan aldığını ikrar ettiğini, ancak almış olduğu ilaç bedellerinden müvekkilin eczacılık bedelini müvekkiline göndermediğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, müvekkilinin davalı …Ecza Deposunun 02/08/2017 tarihli ihtarnamesinde iddia ettiği üzere 18.195,59 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, davacının müvekkili şirketten ilaç aldığını, ilaçlara dair faturaları kabul ettiğini ve iş bu faturalara ilişkin bedelleri ödemediğini açıkça ikrar ettiğini, davalı müvekkili şirketin ecza deposu olup, eczaneler tarafından sipariş edilen ilaçları temin etmekle; satılan ilaçlara ilişkin eczanelere fatura tanzim ettiğini fatura bedellerinin de yine eczanelerden tahsil edildiğini, bu hususun ticari defterlerin incelenmesi ile açıkça görüleceğini, davacının dava konusu borçtan sorumlu olduğunu, ikame edilen iş bu dava haksız ve mesnetsiz olduğunu, … adlı hastanın reçetesinde yer alan ilaçların (Heberprot-P 75 Mg Enjeksiyon İçin Liyofilize Toz içeren 1 Flakon adlı ilaç) müvekkili şirkete sipariş edildiğini, davacının siparişi üzerine 41.808,85 TL bedelindeki ilacın müvekkil şirket tarafından davacıya teslim edildiğini; bu hususta iş bu tutar üzerinden 15.03.2016 tarihli 226442 nolu fatura tanzim edilerek davacıya tebliğ edildiğini, fatura içeriğine bakıldığında bu alışverişin davacı ile müvekkil şirket arasında olduğunun açıkça görüldüğünü, müvekkil şirketin ilaçları teslim ile satım sözleşmesinin gereğini yerine getirdiğini, ancak davacı eczanenin, müvekkil şirketten satın almış olduğu ilaç bedellerini (fatura bedelini) müvekkil şirkete ödemediğini, bu sebeple müvekkil şirketin davacıya 02.08.2017 tarihinde ihtar mektubu göndermekle, 15.03.2016 tarihli faturadan bakiye alacağının ödenmesi hususunu ihtar ettiğini, davacının iş bu faturayı ticari defterlerine işlediği ve fatura borçlusu olduğunu kabul ettiğini, bu sırada; reçete sahibi hasta ile müvekkil şirket arasında haricen yapılan görüşmeler neticesinde reçete sahibi hastanın müvekkil şirkete vekaletname tanzim ettiğini ve kendisine ait SGK alacaklarının SGK ‘dan talep edilmesini istediğini, SGK ilaç bedeline ilişkin iş bu fatura alacağının yalnızca 23.613,26 TL’sini ödediğini, dava dışı SGK’nın iş bu faturaya istinaden başkaca ödeme yapmayacağını açıkça bildirdiğini, hasta ile müvekkil şirket arasında doğrudan bir ilişki söz konusu olmadığını, SGK’ nın reçete konusu ilacın ne kadarını karşıladığı ve ne kadarının hasta tarafından karşılanması gerektiğinin müvekkil şirket ile ilgili olmadığını, davacının temlik sözleşmesi iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, temlik sözleşmesinin yazılı olarak tanzim edilmesi gereken sözleşmelerden olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte, somut olayda temlik sözleşmesi yapılmasının da mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği gibi borçlu taraf olan SGK’nın borcunun olmadığını beyan ettiğini, bu durumda borçlu, borcu kabul etmediği için iş bu bedelin temlik edilmesinin mümkün olmadığını, temlik sözleşmesinin borçlunun borcu kabul ettiği durumlarda geçerli olup, iş bu husus için temlik sözleşmesi yapılması mümkün olmadığını, davacının, somut olayda kendisinin bir garantörlüğünün bulunmadığını iddia ettiğini, müvekkili şirket SGK’ dan bir kısım ödeme almışsa da kalan bakiye alacağın davacı tarafından ödeneceği muhakkak olduğu, öncelikle söz konusu somut olayda; 2 adet satım sözleşmesinin mevcut olduğu, bunlardan birincisi hasta ile eczacı arasında olup, İkinci satım sözleşmesi ecza deposu ile eczacı arasında olduğu, hasta; birinci sözleşmeye konu borcunu SGK’dan alacağı ödeme ile ya da kendisi ödediği, bu tarafların belirleyeceği bir husus olduğu, ilaçların ücretleri SGK tarafından tamamen ya da kısmen karşılanmakta olduğu, bu durumda da hastanın SGK ‘dan alacağı söz konusu olmadığı, burada SGK ‘nın ücretini tamamen ödemediği ilaçlar için hastanın eczaneye ödeme yapması gerektiği, hastanın birinci sözleşmeye konu alacağını (SGK’dan tahsil ile) müvekkil şirkete temlik etmesi hali; müvekkil şirket ile hasta arasında sonuç doğurduğu, bu hususun eczane ile ilgisi bulunmadığı, ikinci sözleşmede ise eczacı ile ecza deposu arasındaki ilişki olup, bu ilişkinin de iki taraf için sonuç doğurduğu, ancak davacı müvekkil şirketin hastadan temlik alması ile davacıdan bedel talep edemeyeceğini iddia ettiğini, bu iddianın mesnetsiz olduğunu, ecza deposu ile eczane arasındaki ilaç satımının SGK yahut başka bir kurum ile ilgisi bulunmadığını, aradaki satımın faturalar ve ticari defterler ile ispat edilmekte olduğunu beyanla davacının ikame ettiği haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile davacının 18.195,59 TL tutarındaki borçtan sorumlu olduğunun kabulüne karar verilmesi ile davanın reddini istemiştir.
DELİLLER :
Dava dosyası hesap uzmanı bilirkişiye verilerek, uyuşmazlık konularında rapor düzenlenmesi istenmiş, vermiş olduğu raporda özetle,
Davacı eczanenin hasta reçetesine istinaden, davalı ecza deposundan ilacı alarak hasta reçetesini karşılamış olduğunu, bu reçeteye istinaden hasta adına fatura düzenlediğini, ilacı temin eden ecza deposunun da eczane adına fatura düzenlediğini, bu nedenle davacı eczanenin adına düzenlenmiş olan faturadan sorumlu olduğunu, mahkeme aksi kanaatte ise, davalı ecza deposunun ilaç karşılığında hastadan temlikname almış olduğu, bu nedenle davacıdan alacağının olmadığı kanaatine varıldığı görüşünü bildirmiştir.
Ankara ….Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/563 esas sayılı dosyası uyaptan getirtilmiş, incelenmiştir.
Davacı vekilinin 14.02.2018 tarihli dilekçesi ekindeki davalının Türk Eczacılar Birliği Merkez Heyetine vermiş olduğu dilekçe incelenmiştir.
Ankara …. İcra Dairesi 2019/2466 E sayılı dosyası uyap üzerinden incelenmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava taraflar arasındaki satış sözleşmesine konu bakiye alacak yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti isteminden ibarettir. Davacı yan eczacı olup, davacının dava dışı hastaya verilen ilaçları davalıdan temin ettiği ve dava dışı hastaya teslim ettiği, bedelin davalı yanca davacıya fatura edildiği, ilaç bedelinin bir kısmının SGK tarafından davalıya ödendiği, bakiye 18.195,59 TL’nin ödenmesi yönünden ise davalının davacıya 02/08/2017 tarihli ihtarname tebliğ ettiği hususlarında uyuşmazlık yoktur. Davacı yan dava dışı hastanın SGK’dan alacağını davalıya temlik ettiğini bun nedenle bu bedelden sorumlu olmadığını iddia etmekte davalı yan ise faturaya dayalı bakiye alacaktan davacının sorumlu olduğu iddiasındadır. Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/563 esas sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunun incelenmesinde davacının davaya konu ettiği bakiye ilaç bedelinin davaya konu olduğu ve davalının bu dosyada bu bedeli SGK’dan talep ettiği görülmüştür. Mahkememizce bu dosya bekletici mesele yapılmış mahkemece bu bedelin davalı SGK’dan alınarak işbu dava davalısına ödenmesine karar verilmiştir. Dosyanın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi incelemesinden geçtiği görülmüştür. Ankara …. İcra Dairesi 2019/2466 E sayılı dosyasının incelenmesinde davalının dosyaya ilişkin asıl alacağı 04.03.2019 tarihinde tahsil ettiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamından davacının davalıya karşı, dava konusu ettiği bakiye 18.195,59 TL yönünden sorumlu olmadığı, bu ödemenin dava dışı SGK tarafından davalıya yapılması gerektiği Ankara …. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/563 esas sayılı dosyasında verilen karardaki gerekçeler ve bilirkişi raporu ile sabit olduğundan, dava tarihi itibariyle davacının davalıya bu bedeli ödemekle borçlu olmadığı anlaşılmakla davanın kabulüne ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kabulü ile davacının, davalının 02/08/2017 tarihli ihtarnamesine konu 18.195,59 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.242,94 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 310,74 TL harcın mahsubu ile noksan olan 932,20 TL’ nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, peşin alınan 310,74 TL harç toplamı 342,14 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 852 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*Bu belge 5070 sayılı Yasa hükümlerine göre elektronik olarak imzalanmıştır.