Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/139 E. 2021/354 K. 09.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2017/139
KARAR NO : 2021/354

KARAR TARİHİ : 09/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 10/06/2021

Mahkememize açılan Alacak davası ile karşı dava olarak açılan alacak davalarının yapılan açık yargılaması sonunda;
ASIL DAVADA İDDİA KARŞI DAVADA SAVUNMA
Davacı vekili, müvekkili firma ile davalı arasında Polonya…’da davalının … arasında ki sözleşmeye istinaden alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığını, müvekkili firmanın sözleşme kapsamında davalıya 01.09.2016 tarihinde 78.500 Euro’ luk kesin teminat mektubu verdiğini, 24.06.2016 tarihinde taraflar arasında mevcut olan sözleşmeye göre; tüm proje ve şartnamede adı gecen … binalarının davalı firma tarafından yapılıp müvekkili firmaya teslim edildikten sonra müvekkili firmanın özel çelik inşaatını teknik şartnameye uygun bir şekilde yapılması hususunda anlaştıklarını, davacının edimlerini eksiksiz yerine getirmeye çalıştığını, personelini şantiyede hazır ettiğini, iş için gerekli tüm malzemeleri şantiyeye getirerek, teslim ettiğini, ancak davalının sözleşmenin 5.2. maddesine uygun davranmayarak, hakedişleri kararlaştırıldığı üzere 15 gün içerisinde ödemediğini, müvekkilini ekonomik olarak zor durumda bıraktığını, 5-6 ay boyunca çözüm üretmeye çalıştıklarını, davalının onaylamış olduğu hakedişleri dahi inkar ettiğini, davalının kötü niyetli olarak Ankara …. noterliğinin 27.01.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile haksız ve gerçeğe aykırı gerekçeler ile işin davacı kusuru ile süresi içerisinde yapılmaması sebebiyle zarara uğradığını ileri sürdüğünü, bunun üzerine davacı tarafından Kartal … noterliğinin 03.02.217 tarih … yevmiyi no’su ile keşide edilen cevabi ihtarname ile; , davalının haksız iddialarının açıklandığını, davalıya sunulan projelerin 15 gün içerisinde onaylanması gerekirken halen onaylanmadığını, yine malzemelerin nakliye sorumluluğu davalıya ait olduğunu, ancak davalının imalatları geç naklettiğini, aks yönlerini hatalı bildirdiğini, teknik şartnameleri sürekli sözlü olarak değiştirdiğini, civatalı birleşim detaylarını kaynaklı montaja çevirdiğini ve buna bağlı olarak değişen montaj süresi nedeniyle günlük iş tonajının 3 te 1 azaldığını, teknik şartnamede pvdf olarak belirtilen ürünün daha sonra coold pvdf olarak değiştirildiğini, bu nedenle özel saç boyasının geç bildirilmesi sonucu boyanın sipariş üzerine ancak Aralık ayında temin edilebildiğini ve işte 3 aylık gecikme yaşandığını, davalının binaları geç teslim ettiğini veya hiç teslim etmediğini, sadece …. binalarını tam olarak teslim ettiğini, … binasını yarım teslim ettiğini, …binalarının betonunun atılmadığını, dolayısıyla montaj işinin de geciktiğini, bu yapıların 16/02/2017 tarihi itibariyle mevcut durumlarını gösterir video ve fotoğrafların dava dilekçesi ekinde yer aldığını, bu hususların davacı kusurunda olmadığı ve oluşan gecikmeler nedeniyle işin kış mevsimi sürecine kaldığı, …Redzikowo’da Kasım-Şubat dönemindeki sıcaklıkların -1 ile -24 derece arasında olduğu, şartnameler ve yapım tekniği uyarınca +15 C’nin altında saç imalatta işlem yapılamadığı, bu hususun TS EN 1396:2015 ANNEXD’de de açıkça belirtildiği, onaylı hakedişin bedeli 111.149,69 Euro’ nun ödenmediğini, yine davalı çalışanı tarafından mail yoluyla onaylanan 233.290,12 Euro tutarlı 10.01.2017 tarihli hakediş davalı tarafından onaylanmadığını, müvekkiline ait … makinesinin defalarca istenilmesine rağmen 3 haftadır davalının şantiyesinde gereksiz şekilde tutulduğunu, bu nedenle müvekkilinin zarara uğradığını, davalının Ankara 56. Noterliği’nin 27 Ocak 2017 tarih ve 01621 yevmiye nolu ihtarnamesi ile; davacının iş programı ve revizyonlara göre yapım işini tamamlamakla yükümlü olduğunu, davacının gecikmeyi azaltıcı önlem almadığını ve işin akıbetini telafisi imkansız şekilde tehlikeye soktuğunu, gelinen aşamada işin süresinde tamamlanmasının mümkün olmadığını, bu kapsamda öngörülen program dahilinde (iş programı) taahhütlerin davacı tarafından yerine getirilmemesi nedeniyle oluşan gecikmelerin davalı işverenin taahhütlerini tehlikeye sokacak nitelikte olduğunu, davacının iş programına ve daha sonraki revize iş programlarına da uymadığını, bu kapsamda ilave masrafların ortaya çıktığını, ihtar bildirimi üzerine gerekli önlemlerin davacı tarafından alınarak davalı işveren onayına sunulması gerektiği, aksi halde gecikme cezaları ve cezai şart ile işin Alt Yüklenici nam ve hesabına dilediği usulle tamamlatılması da dahil olmak üzere sözleşme ve yasadan kaynaklanan tüm hakları kullanma yoluna gidileceğinin ihtar edildiğini, davalı yanın ihtarnamesi üzerine davacının Kartal 23. Noterliği’nin 03 Şubat 2017 tarih ve 03166 yevmiye nolu karşı ihtarnamesi ile yukarıda özetlenen hususların belirtilerek alacak haklarının da talebi ile sözleşmenin feshedildiğini, buna karşı davalı işveren tarafından Ankara 56. Noterliği’nin 08 Şubat 2017 tarih ve 02288 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davacının alacaklı olmadığını ileri sürdüğünü, 3 iş günü içerisinde toplantı yapılmasını istediğini, müteakiben davacı tarafından Kartal 23. Noterliği’nin 16 Şubat 2017 tarih ve 04467 yevmiye nolu karşı ihtarnamesi ile karşı cevapta bulunulduğu, sözleşmenin haklı olarak feshedildiğinin ileri sürülerek; fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak şartıyla davanın kabulüne karar verilmesi ile şimdilik 111.000 Euro hakediş alacağına uygulanacak ticari faiz oranı aksi kanaatte olunması halinde ihtar tarihinden itibaren yasal faiz oranı uygulanarak davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davacı -karşı davalı vekili, istinabe talebinin kabulünün Sayın Mahkemenin takdirinde olduğunu, talebin Anayasa ve Uluslararası Hukuk tarafından koruma altına alınmış olduğu, bu nedenle davalı-karşı davacı yanın muvafakatına ihtiyaç olmadığını, davalı-karşı davacı yanın zarara uğradığı iddiasında bulunduğu, ancak işin gecikerek davalı-karşı davacı işverenin zarara uğradığına yönelik olarak işveren ile idare arasındaki ana sözleşme vs. belgenin dosyaya girerek incelenmesi sonucunda tespit edilebileceğini, davalı-karşı davacı yanın keşide ettiği ihtarnamelerde hiçbir şekilde 78.500 Euroluk teminatlarının irat kaydedileceği yönünde beyan bulunmadığını, davacı-karşı davalıya karşı yan tarafından tanzim edildiği belirtilen iş programı gecikme tutanağının tebliğ edilmediğini, taraflar arasında sözleşme akdedilirken genel ve özel şartlar şeklinde 2 adet sözleşme ekine de imza atıldığı, sözleşme eklerinin ise daha sonra hazırlanarak davacı-karşı davalıya gönderileceği işverence beyan edilmiş olup, taşeron firmaya işverence imzaya gönderilen sözleşme eklerinin olmadığı, karşı yan tarafından sözleşme ekleri taşeron tarafından imzalanmış gibi bir izlenim oluşturulmaya çalışıldığını, işveren tarafından taşeron firmaya şartname sunulmadığı, imzalanmadığı, bu nedenle taşeron tarafından projelerin hazırlanmasında güçlük oluştuğu, pek çok projenin doğrudan taşeron firmanın kendi iş tecrübesine göre yapıldığı, sözleşme sürecinde şartname bulunmayıp, SRI, COOL PVDF, Kenet TÜRLERİ v.b hususların net olmadığı, projelerin taşeron firma tarafından hazırlanıp işverene gönderildiği ve işveren ile Amerikalı idarece yapılan görüşmeler sonucunda projelerin reddedilmesi üzerine bu hususların ortaya çıktığını, işveren sözleşmeye uygun olarak ödeme yapmamak suretiyle taşeron firmayı zor duruma sokarak işçilerine ödeme dahi yapamayacak pozisyona soktuğunu, taşeron tarafından SGK borcu olmadığına dair yazıların işverene mail ve kargo yolu ile gönderildiği, karşı yanın iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, mevcut mevsimsel şartlar altında 45 cm genişlik ve 17-18 m uzunluktaki alüminyum saçların işverenin iddia ettiği şekilde şantiye sahasına uzak bir atölyede işlenerek, montaja götürülemeyeceği, bu sırada malzemede deformasyon oluşacağı , bu ebatta işlenmiş saçların taşınmasının imkan dahilinde olmadığı, konunun uzman bilirkişi görüşü ile kanıtlanmış olacağını, Cool pvdf ürünü değişiminin 08/09/2016 tarihinde belirlendiğini, bu hususun mail ve ilgili şartnameler ile sabit olduğunu, derz imalatlarının +5 derece üzerinde iken yapılabileceğini, bu nedenle cephe levhası ek yerlerindeki imalatların da mevsimsel süreç nedeniyle yapılamadığını, projelerin işveren ve Amerikalı idare arasındaki görüşmeler üzerine reddedildiği, taşeron firmanın bu görüşmelerin tarafı olmayıp, projelerin reddinin mail yolu ile işveren tarafından taşeron firmaya gecikerek bildirildiği ve bu nedenle oluşan gecikmelerden de işverenin sorumlu olduğunu belirterek asıl davanın kabulü ile karşı davanın reddini istemiştir.
ASIL DAVADA SAVUNMA KARŞI DAVADA İDDİA
Davalı vekili, taraflar arasında akdedilen taşeronluk sözleşmesinden bahisle, davalı-karşı davacı işverenin Polonya ‘da üstlendiği inşaat işi kapsamındaki 42 ACF, 43 MPF, 44 GPW2, 45 PWF, 48 SCF, 49 FS binalarının çatı ve çelik cephe işinin yapımını davacı-karşı davalının üstlendiğini, sözleşme bedelinin 1.570.000 Euro olduğunu, sözleşme ve ekleri uyarınca iş bitim tarihinin 30.11.2016 olduğunu, davacının iş programına uymaması üzerine davalı işverenin gecikme cezası uygulanacağına dair Ankara 56. Noterliği’nin 27 Ocak 2017 tarih ve 01621 yevmiye nolu ihtarnamesi ile yaptığı bildirim üzerine ödemelerin yapılmadığı bahanesi ile sözleşmeyi haklı olarak feshettiği ileri sürülerek 111.000,00 Euro alacak talebi ile işbu davayı açtığını, ancak davacının iddiasının aksine feshin haklı bir nedeni olmayıp, davacı taşeronun sözleşmeyi ihlal ederek işverenin zarara uğramasına neden olduğunu, davacı yanın istinabe talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dosyasında şantiyenin mevcut durumuna ilişkin fotoğraf v.s belgenin yer aldığını, davacının davalı ile idare arasındaki ANA SÖZLEŞME v.s belgelerin teminine yönelik talebine karşı bu belgelerin ticari sır niteliğinde olduğunu ve celbine kesinlikle muvafakatlarının olmadığını, tanık dinletilme talebine muvafakatlarının olmadığını, davalı işverenin teminat mektubunu sözleşmesel gerekçeler uyarınca nakde çevirdiğini, davacının sözleşme eki iş programına uygun hareket etmediğini, davacının sözleşme kapsamındaki işlere ait tüm projelerin ve sunumların 4 haftalık bir süre içerisinde yapması gerektiğini, sözleşme görüşmeleri devam ederken 2016 Temmuz ayı ortasına kadar proje işlemlerinin davacı tarafından tamamlanmış olması gerektiği ve buna göre de imalat çizimlerinin 2016 Temmuz 2. Haftasında başlatılıp, 2016 Ağustos 3. Hafta sonuna kadar tamamlanması gerektiğini, fesih tarihi itibariyle halen projelerin davacı tarafından tamamlanamamış olduğunu, idare tarafından kabul edilmeyen projeleri yenilemediğini, iş programındaki imalat ve montajları tamamlamadığını, müvekkilinin iş programına uyulmadığından ceza kesileceğine ilişkin 27.01.2017 tarihli ihtarnamesinden sonra davacının, dayanağını açıklamadan 208.808,63 Euro alacağının ödenmesini talep ettiğini, elektronik iletilerinde işçilerinin alacağının davalı tarafından ödenmesini istediğini, ancak işçilerin puantajını, maaşlarını, SGK ödemelerini bildirmeyerek ödeme yapılmasını engellediğini, yine de davalı işverenin ödeme yaptığını, davacının alacaklı olduğunu ileri sürerek 16.02.2017 tarihinde sözleşmeyi feshettiğini, işçilerini de Polonya’da ortada bıraktığını, davalının fesihten sonrada işi davacının nam ve hesabına devam ettirdiğini, teminat mektubunun nakde çevirdiklerini, nakliye sırasında ortaya çıkan tüm gecikmelerin 2 hafta olduğunu, bu sürenin, davacının gecikmesi yanında küçük kaldığını, sözleşme eki şartnameler uyarınca davacının önce montaj planını sunması gerektiğini, montaj planının idare tarafından onaylandıktan sonra montaja başlanabileceğini, davacının gecikmeli olarak montaj planını sunduğunu, kaldı ki aks yönünü davacının saha sorumlusunun önerdiğini, müvekkilinin bu konuda etkisinin bulunmadığını, müvekkilinin mavi renkli boyanın teknik özellikleri dışında herhangi bir malzeme değişikliği yapmadığını, davacının kenet çatının yapılabilmesi için uygun sıcaklıkta ortam da hazırladığını, ancak davacının gerekli ekipmanı şantiyeye getirmediğini, davacıdan kaynaklanan gerekçelerle işin mevsimsel olarak çalışılamayan günlere sarktığını, davacının tüm malzemeleri şantiye sahasına getirdiği iddiaların gerçekleri yansıtmadığını, bırakın imalatı yapmayı, projeleri dahi hazırlamadığını, … makinesinin Türkiye ‘ye geri gönderildiğini, davacının kendisine teslim edilen işyerlerindeki imalatları tamamlamamış iken diğer yerlerin teslim edilmemesinin, beton imalatının bitmemesinin iş akışına tesir etmeyeceğini, davacının sadece 11.01.2017 tarihli 1 no’lu hakedişi bulunduğunu, bu hakedişin 31.12.2016 tarihine kadar yapılan montaj işçiliğini içerdiğini, toplam tutarının 120.675,99 Euro olduğunu, sözleşmesel kesintilerden sonra ödenecek tutarın 92.932,51 Euro olacağını, 233.290,12 Euro ‘luk diğer belgenin hakediş olmadığını, bunda kesintilerin dahi yapılmadığını, mali durum tablosu niteliğini taşıdığını, davacının talebi üzerine 27.12.2016 tarihinde işçilerine 35.910,42 Euro, 08.02.2017 tarihinde de nam ve hesabına 59.778,88 Euro ödeme yapıldığını, ayrıca 06.01.2017 tarihinde 50.000 Euro, 16.01.2017 tarihinde de 50.000 Euro daha ödendiğini belirterek, yasal ve hukuki dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesini,
Davacı – karış davalı taşeronun sözleşmeyi haksız feshettiğini, fesih tarihi itibariyle tamamlanan işçilik ve malzeme tutarının 1.155.804.46 Euro olduğunu, merkezden 914.375 Euro ödendiğini, işçilik olarak 95.689,30 Euro ödendiğini, merkez kesintisi 25.021,09 Euro, şantiye kesintisi 39.706,36 Euro, ekipman kesintisi 27.140,09 Euro, ceza kesintisi 78.500 Euro, gecikme bedeli 157.000 Euro nazara alındığında müvekkilinin 103.127,38 Euro alacaklı olduğunu, ayrıca halen Polonya ‘da taşeron adına alacaklılara ödeme yapıldığını belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 103.127,38 Euro alacağın, dava tarihinden itibaren işletilecek en yüksek döviz faizi ile birlikte tahsilini karşı dava olarak istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Asıl ve karşı dava; taşeronluk sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline yöneliktir.
Taraflar arasında 24/06/2016 tarihli alt taşeronluk sözleşmesi imzalandığı, davacının sözleşmede belirtilen özel çelik inşaatını teknik şartnameye uygun şekilde yapmayı üstlendiği çekişme konusu olmayıp, çekişme davacının sözleşmeyi haklı olarak feshedip etmediği, fesih sonucunda gecikme varsa bu da gözönünde bulundurularak kimin alacaklı olduğu üzerinde toplanmakla, tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya mali müşavir, inşaat mühendisi ve nitelikli hesap uzmanından oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek alınan 24/05/2019 tarihli raporda davacı ve davalının edimlerini yerine getirmede müterafik kusurlu oldukları, bu nedenle sözleşmenin davacı tarafından feshedilmesi nedeniyle asıl dosya davacısının toplam olarak 1.155.804,46 Euro alacağı olduğu, davacının defterlerine göre davacıya yapılan ödeme 1.511.478,68 Euro olduğu, ancak davalı defterlerinde davacının fatura ve buna karşı ödemeleri nazara alındığında davalının davacıya bakiye 348.914,02 Euro borçlu olduğu görüş olarak belirtilmiş, iş bu rapor taraf vekillerine tebliğ edilmesi üzerine, taraf vekillerinin bu rapora karşı beyan ve itirazları alınmıştır.
Taraf itirazlarının karşılanması amacıyla dosya aynı bilirkişilere tevdii edilmiş, alınan 19/11/2019 tarihli ek raporda davalı şirketin kabulleri nazara alınarak yapılan hesaplama sonucunda ticari defterlere göre davacının 139.514,00 Euro alacaklı olduğu belirlenmekle birlikte davacının 1.155.804,46 Euro hakediş alacağı nazara alınarak hesaplama yapıldığında davalı tarafından 1.531.478,68 Euro ödeme yapıldığı ve bu durumda da hakediş nazara alındığında davacının bakiye alacağı olmadığı belirtilmiş, bu raporun da taraf vekillerine tebliğ edilmesi üzerine taraf vekillerinden bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları alınmış, taraf vekillerinin itirazları da gözönünde bulundurularak ek rapor düzenlenmesi yönünde dosya bilirkişilere tevdii edilmiş, alınan 17/03/2020 tarihli ek raporda ise defter, fatura ve ödemeler nazara alınarak yapılan incelemede davacının bakiye alacağı 406.018,75 Euro olarak görünmekte iken önceki kök ve ek rapordaki hakediş bazındaki incelemeler dikkate alınarak hesaplama yapıldığında 1.155.804,46 Euro hakediş alacağına karşılık davacıya yapılan ödeme ise 1.531.478,68 Euro olduğu gözönünde bulundurulduğunda davacının yine bakiye alacağı olmadığı belirtilmiştir. Taraf vekillerinin iş bu rapora da beyan ve itirazları alınmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan rapor ve ek raporlar hüküm kurmak için yeterli görünmediğinden dosya inşaat mühendisi, mali müşavir ve nitelikli hesaplama uzmanından oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdii edilerek 15/01/2021 tarihli alınan raporda;
“…Asıl dava yönünden;
Davacı-k.davalı … Yapı Sistemleri San. ve Tic. Ltd. Şti taşeron ve davalı-k.davacı … Taahhüt İnş. ve Tic. A.Ş. işveren olmak üzere;
-Taşeronun süre uzatımı, iş programı ve yer teslimi talebi yönünden haklı olduğu, alacak talebinin taraflar arasında uyuşmazlık konusu olduğu, bununla işverenin karşı dava dilekçesindeki alacak hesabından ceza şartları mahsup edildiğinde dahi taşeronun alacaklı olduğunun görüldüğü, yine işveren personeli …’in cevap maili içeriği uyarınca da taşeronun alacağının bulunduğu,
İşverenin taşeron işçilerine taşeronun 2 ayrı talep dilekçesi ile 2 kez maaş ödemesi yaptığı, bununla birlikte geçen süreçte taşeron hakedişinin tanzim edilmediği-onaylanmadığı-işleme konularak ödenmediği, taşeronun işçi maaşını ödeyemez hale geldiği,
Kartal …. Noterliği’nin 16 Şubat 2017 tarih ve …. yevmiye nolu ihtarnamesi ile sözleşmenin taşeron tarafından tek taraflı feshedildiği, işverenin karşı dava dilekçesindeki alacak talebine esas hesap tablosundaki ceza şartları çıkarıldıktan ve işverenin taşeron işçilerine yaptığı ödemeler mahsup edildikten sonra taşeronun halen alacaklı olduğu, dolayısıyla işverenin hakediş onaylama ve ödemedeki gecikmesi nedeniyle taşeronun işçi maaşı ödeyemeyecek hale geldiği, ayrıca işverenin yer teslimindeki gecikmesine ve buna bağlı uzayan iş bitim süresine yönelik olarak taşeronun sözleşme taahhütleri kapsamında oluşan gecikme ve engeli ortadan kaldırma imkanının bulunmadığı, bu itibarla taşeron firmanın sözleşmeyi fesih bildiriminin haklı nedenlere dayandığı , teminat mektubunun iadesinin gerektiği, ancak teminat mektubunun işverence irat kaydedilmesi nedeniyle mektup tutarı alacak hesabında dikkate alınarak hesaplama yapıldığı,
-Somut olayda fesih tarihi itibariyle mahallinde keşif icra edilmediğinden ve yargılamada gelinen aşamada geçmişe yönelik fiili tespit yapılmasında imkansızlık olduğu, bu nedenle fesih tarihi itibariyle kesin tespite imkan sağlar metraj ve tartı tutanakları olmadığından kesin hakediş hesaplanamayacağı,
Raporumuzun değerlendirme bölümünde işveren ve taşeron iddiaları doğrultusunda hem hakedişe esas olası toplam iş bedelleri hem de işverenin cari hesapları incelenmiş olup, somut olayda sözleşmenin feshinden önce taşeron tarafından işveren adına düzenlenen faturaların işveren kayıtlarına intikal ettiği, ayrıca bu faturaların işverence ihracat beyannamelerinde de kullanılarak vergi indirimi-muafiyetine konu edildiği,
Bilirkişiler SMMM …. tarafından 24/05/2019 tarihli kök raporda mahallinde işveren firmanın ticari defter kayıtları incelenerek; “…Davalı şirketin yevmiye ve kebir defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulünce Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından e-defter beratı şeklinde yapılmış olduğu, envanter defterlerinin ise 6102 Sayılı yeni TTK’nun 64. Maddesinin 3. Fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin noterlikçe kanuni süresinde tasdik ettirildiği, ticari defterlerin 6102 Sayılı Yeni TTK’nun 64. maddesinde ifade edilen belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı görülmüştür…” şeklinde tespitte bulunulduğu,
İşverenin ticari defterlerine intikal eden taşeron faturaları toplam tutarının olası hakediş hesaplamalarını geçtiği ve bu faturaların kesinleşerek hem işveren kayıtlarına intikal ettiği hem de ihracat beyannamelerine konu edilerek vergi indirimi-muafiyetine konu oldukları, bu nedenle taşeron tarafından işverene teslim edilen toplam mal ve hizmet bedelinin işveren ticari defter kayıtları uyarınca 1.670.992,68 € olduğu,
Fesih üzerine birbirlerine karşılıklı olarak düzenledikleri ceza-i müeyyide uygulanması ve bunların iadesine ilişkin tarafların karşılıklı olarak düzenledikleri aynı tutarlardaki 4’er adet faturanın borç-alacak bakiye hesaplamalarına dahil edilmediği,
İşverenin ticari defter kayıtları uyarınca 14.01.2017 tarihine kadar 45 adet ihracat beyannamesi karşılığı KDV istisnası kapsamında 242.922,64 Euro, taşeron ile taşeron nam ve hesabına banka kanalı ile 989.464,28 Euro ödeme ve sözleşme kapsamında ödeme dönemindeki kur çevrimine bağlı 11.988,02 Euro toplam bedelli 4 adet fiyat farkı yansıtma faturası ile birlikte 1.244.374,94 Euro ödemede bulunduğu,
Bu itibarla taşeronun bakiye alacak tutarının 1.670.992,68 € – 1.264.374,93 € = 406.617,75 € olduğu,
-Tarafların edimlerini yerine getirip getirmemeleri ve buna bağlı ceza kesintileri ile ilgili olarak raporumuzun değerlendirme bölümünde ayrıntılı olarak açıklamalarda bulunulduğu, heyetimizce bilirkişiler … tarafından 24/05/2019 tarihli kök raporundaki müterafik kusur dışındaki tespitlere de iştirak edildiği,
Dava konusu olayda gecikme yönünden müterafik kusur olmasının bir öneminin bulunmadığı, tarafların müterafik kusur iddiasının olmadığı, zira taraflarca gecikmeye bağlı tazminat talebinde de bulunulmadığı,
Taşeron firmanın yaptığı mal ve hizmet teslimine istinaden alacak talebi olduğu, işveren firmanın ise sözleşme hükümleri uyarınca gecikme cezası, teminatın irat kaydedilmesi ve taşeron namına ödeme yapılan işçi v.s masrafları uyarınca alacaklı olduğunun ileri sürüldüğü,
Gecikme ve tarafların edimlerini yerine getirip getirmemesi husus ile ilgili olarak;
İşverenin cari hesapları uyarınca taşeronun alacaklı olduğu, yine işverenin karşı dava dilekçesindeki alacak talebine esas hesap tablosundaki ceza-i müeyyideler fesih tarihinden sonra uygulanmış olup, fesih tarihine kadar bu hesap tablosuna göre yine taşeronun alacaklı olacağı, ancak taşeron talebine rağmen hakediş raporu düzenlenmediği ve ödeme yapılmadığı, bu itibarla işverenin sözleşmenin 1 nolu eki Genel Şartların 5. Maddesine aykırı hareket ettiği,
İmalat değişiklikleri, proje gecikmeleri, nakliye gecikmeleri ve mevsimsel şartlara ilişkin olarak değerlendirme bölümünde ayrıntılı olarak açıklamalarda bulunulduğu, bununla birlikte iş yeri teslimi hususunun diğer şartlardan önde geldiği, zira somut olayda fesih tarihi itibariyle teslim edilmeyen yapıların mevcut olduğunun anlaşıldığı,
Somut olayda taraflar arasındaki sözleşme ve eklerinde kısmi kabul öngörülmediği gibi, taraflarca onaylı iş programında da kısmi teslime ilişkin düzenlemenin bulunmadığı,
Daha açık bir ifade ile; taraflar arasındaki sözleşme 6 binanın çatı ve cephe kaplamalarına ilişkin olup, taraflar arasındaki sözleşme ve onaylı iş programına göre 6 binanın 30/11/2016 tarihinde kabule hazır hale getirilmesinin öngörüldüğü, binalarda imalat için kısmi yer teslimi ve kısmi kabulün öngörülmediği, dolayısıyla sözleşme konusu … binalarından işveren tarafından herhangi birinin bile eksik teslim edilmiş olması durumunda çatı imalatının yapılabileceği şekilde binaların tamamının işverence taşerona teslim edildiği tarihe değin iş programının ötelenmesi ve süre uzatımı verilmesinin gerekeceği, taşeronun dava dilekçesi ekinde fotoğraflarda 3 binanın fesih tarihi itibariyle hiçbir şekilde işverence teslim edilmediği, temel seviyesi civarında olduğu, çatı yapımına uygun halde olmadığının ispatlandığı, sözleşme ve iş programında kısmi teslim, kısmi kabul ve kısmi yapım taahhüdü olmadığından 6 binanın da eksiksiz teslim olmasına değin iş süresinin uzayacağı, bu nedenle gecikme cezası uygulanması için gerek şartların somut olayda oluşmadığı,
Karşı dava yönünden ise;
Davacı-karşı davalı taşeron firmanın alacak tutarı yönünden, tarafların edimlerini yerine getirip getirmedikleri, yer teslimi ve gecikme hususları kapsamında 1. Bölümde ana dava kısmında açıklamalarda bulunulduğundan karşı dava yönünden ayrıca açıklama yapılacak bir husus bulunmadığı,” şeklinde görüş bildirilmiş, bu rapora karşı da taraf vekillerinin beyan ve itirazları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişi heyetine tevdii edilerek alınan 25/03/2021 tarihli ek raporda itirazlara cevap verilmiş, bilirkişiler asıl rapordaki görüşlerinde ısrar etmişlerdir.
Davalı- karşı davacı vekili, ikinci heyetten alınan rapor ve ek raporun hüküm kurmak için yeterli olmadığını belirtip, rapora itirazda bulunmuş ise de; bilirkişiler rapor ve ek raporda tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller usulüne uygun olarak tartışıldığından rapor yeterli görülerek yeni bir heyetten rapor aldırılması talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı-Karşı davalı vekili 21/04/2021 tarihli dilekçesi ile dava değerini arttırmış ve buna ilişkin harcı tamamlamıştır.

Toplanan delillere göre davalı şirketin yüklendiği işin özel çelik imalat işlerinin imzalanan sözleşme ve teknik şartnameye uygun olarak yapılması hususunda davacı ile alt yüklenicilik sözleşmesi imzalanmış, işin belirli bir kısmı davacı tarafından yapılmış, ihtarname ile davacı tarafından sözleşmenin feshedildiği, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi sözleşmenin feshedilmesinde her iki taraf da kusurlu olması nedeniyle davacı alt yüklenici bakiye iş bedelini asıl yüklenici olan davalıdan talep edebileceği, ikinci bilirkişi heyetinden alınan ve yeterli görülen rapora göre de davacının bakiye alacağı 406.617,75 Euro olduğu, temerrüt ihtarnamesi 07/02/2017 tarihinde asıl yüklenici davalıya tebliğ edildiği, verilen süre gözönünde bulundurulduğunda davalının 11/02/2017 tarihinde temerrüde düştüğü, karşı dava yönünden asıl yüklenicinin herhangi bir alacağı olmadığı kanaatine varılmakla ıslah olan asıl davanın kabulü ile kabul olunan miktara temerrüt tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre temerrüt faizi uygulanmasına, karşı davanın ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Asıl davanın kabulüne,
406.617,75 Euro’nun 11/02/2017 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesine göre işletilecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
1-a)492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 227.201,64 TL nispi karar ve ilam harcı için peşin alınan 7.255,80 TL peşin ve 49.550,00 TL ıslah harcı toplamı 56.805,80 TL’nin mahsubu ile noksan olan 170.395,84 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
1-b)Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 121.885,38 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2.-Karşı davanın reddine,
2-a)-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 59,30 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 6.903,71 TL’den mahsubu ile arta kalan 6.844,41 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-b)Davalı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 36.876,65 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
3.-Davacı/Karşı davalı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 7.255,80 TL Peşin harç, 49.550,00 TL ıslah harcı, 13.316,50 TL posta/tebligat/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 70.153,70 TL yargılama giderinin davalı/karşı davacıdan tahsili ile davacı/karşı davalıya verilmesine,
4.-Davalı/Karşı davacı tarafından yapılan giderlerin üzerinde bırakılmasına,
5.-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 09/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …