Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/103 E. 2021/394 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/103 Esas
KARAR NO : 2021/394

DAVA : Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2017
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememize açılan Alacak (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle, davalı şirket ile davacı arasında 22.05.2015 târihinde akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirketin sözleşme kapsamında yıllık satış taahhüdü verdiğini, diğer davalının ise taahhüde kefil olduğunu, bayilik sözleşmesi kapsamında davacı tarafından ariyet sözleşmesi kapsamında kurumsal kimlik çalışması sebebiyle 31.301,00 USD + KDV ve oto gaz tesisatı nedeniyle de 24,616,00 USD tutarında masraf ve otomasyon kurulumunun yapıldığını, davalının mal alımı yapmaması nedeniyle EPDK lisansının iptal edildiğini, lisansın iptal edilme tarihi ile sözleşmenin düzenlendiği tarih arasında davalının belirtilen miktarda alım yapmamasından dolayı davacı şirketin zarara ve itibar kaybına uğradığını, davalının sözleşme kapsamında yıllık asgari 1.000 m3 (S40 Ton) Beyaz Ürün, 96 Ton LPG satın alma taahhüdünde bulunduğunu, eksik satılan her bir ton ürün için ise TCMB Döviz Satış kuru üzerinden 150,00 USD karşılığı TL davacının uğradığı kar kaybını ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, bayilik sözleşmesi ve ekleri gereği 5 yıl için toplam asgari 5.000 m 3 (4,200 Ton) beyaz ürün 480 Ton LPG alım taahhüdü bulunmasına karşuı davalı tarafından sözleşmenin imzalandığı tarihten lisansın iptal edildiği tarihe kadar 236,34 Ton Beyaz Ürün, 11,964 Ton LPG alımında bulunulduğunu, bu sebeple davalının (4.200 Ton – 236,34 Ton) 3.963,66 Ton açıktan dolayı 594.549,00 USD (3.963,66 Ton 150,00 USD) beyaz ürün, (480 Ton – 11,964 Ton) 468,036 Ton dan 70,205,40 USD (3.063,66 Ton * 150 .00 USD; LPG yönünden uğradığı kar kaybını davalının ödemeyi üstlendiğini, taahhütnamenin 1. Maddesi kapsamında bayilik sözleşmesinin kısmen veya tamamen ihlal edilmesi halinde veya şirketinizden başka kaynaklardan petrol ürünleri alındığının tespiti halinde 50.000 USD veya ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru üzerinden TL karşılığının cezai şart olarak kabul ettiklerini, sözleşmenin 3, Maddesinde şirketin akaryakıt istasyonunu terk etmek zorunda kalması ya da sözleşmenin devamı şirketinizin kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle imkansız hale gelmesi halinde şirketinizin bu yüzden uğrayacağı tüm zararı tazmin edeceğini ve şirketinize 100,000,00 USD ödeme tarihindeki TCMB satış kuru üzerinden TL karşılığının cezai şart olarak ödemeyi taahhüt ettiklerini, davalının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, sözleşme serbestliği çerçevesinde tarafların sözleşme koşullarını yasal sınırlar çerçevesinde belirleyeceğini beyan etmekle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyltı bayilik sözleşmesi ve satış taahhüdüne istinaden kar mahrumiyeti talebine karşılık şimdilik 5.000,00 TL ve cezai şart bedeli olarak 5.000,00 TL olmak üzere toplamda 10.000,00 TL nin davalılardan kefalet limitleri gözetilerek müştereken ve müteselsil olmak üzere Ankara 53, Noterliği ihtarının tebliğ alındığı tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Daha sonra davacı vekili davasını ıslah etmiş, harçlandırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında 20/04/2015 tarihinde protokol ve 22/05/2015 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi akdedildiğlni, diğer davalının da kefalet limiti kadar müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, davalının sözleşmenin düzenlendiği aynı gün akaryakıt istasyonunun maliki ile kira kontratı düzenlendiğini, davacı şirkeie protokolle öngörülen 20.000.00 TL havale, 30.000,00 TL, 75.000,00 TL ve 75.000,00 TL üç adet çeki davacı şirkete ödediğini, ekli protokolün 7. Maddesinde nakit ödeme ve çek tesliminden sonra temerrüde düşmüş olan borçlu bayinin borcu olup davalının bayilik sözleşmesi ile taahhüt etmiş olduğu 910.000.00 TL ödemeyi davacı şirketin uhdesinde bulunan gayrimenkullerin satışından davalının karşılayacağı, yani gayrimenkullerin satış işlemlerine davalı tarafından başlanması, nakit ödeme ve çeklerin alınmasından sonraya ertelendiğini, böylelikle taşınmazların satışında ortaya çıkacak pürüzlerin davalı tarafından fark edilmesi engellenmiş ve taşınmazlara fahiş değer biçilerek, satışı için çok kısa bir süre öngörülerek, taşınmazların hukuki durumu ile ilgili yanlış ve yanıltıcı bilgiler verilerek ve ödemeleri de almak suretiyle müvekkil ile sözleşme imzalandığını, nakit ödemeyi ve çek teslimlerini gerçekleştiren davalı, protokol hükümleri gereğince, davacı şirketin uhdesinde bulunan taşınmazların satış işlemlerine giriştiğinde, söz konusu taşınmazların ruhsatının bulunmadığından, tapuda riskli yapı şerhlerinin bulunduğunu, bulduğu alıcılardan birinin kredi işlemleri için tapu takyidatlı almak üzere gittiği tapudan öğrenmesi ve alımdan vazgeçmesi ile haberdar olduğunu davalı, protokol ile 2 ay gibi kısa bir sürede tamamı sorunlu, ruhsatı olmayan, üzerinde riskli yapı şerhi bulunan ve hiçbir şekilde krediye uygun olmayan taşınmazları satmak istese de taşınmazların sorunlarından dolayı öngörülen kısa sürede satışının mümkün olmadığını, davalı şirkei 25/01/2016 ve 26/04/2016 tarihlerinde alıcının herhangi bir zarara uğraması halinde taşınmazları geri alacağı ve /ararı ödeyeceğine dair şahsi kefalet vererek taşınmazlara alıcı bulmuş, müvekkilin bulduğu … isimli şahsa davacı şirket tarafından taşınmazların satıldığını, müvekkil tuşınma/lardaki sorunlar yüzünden satıştan 130.000,00 TL zarar etmesine rağmen müvekkil, bundan sonra davacı tarafından akaryakıt verileceği umudu ile hareket etmiştir. Zira davacı taraf, sözleşmenin akdedildiği tarihten itibaren sürekli olarak taahhüt edilen bedelin ödenmemesini gerekçe göstererek akaryakıt vermediğini, müvekkilin bulduğu alıcı tarafından bedel davacı şirket hesaplarına havale edilmesine rağmen davacı yan bu sefer de cezai şart vc o tarihe kadar müvekkil tarafından alınması gereken akaryakıt bedellerini gerekçe göstererek ve sözleşme gereğince bu bedeller ödenmediği sürece akaryakıt satışı yapılmayacağını beyan ederek müvekkile herhangi bir mal satışı yapmadan sözleşme hükümlerine dayanarak müvekkilden 3.500.000,00 TL talepte bulunduğunu, söz konusu taşınmazların durumunun sonradan öğrenildiğini ancak bu hususun davacı yanın başından beri bilgisi dahilinde olduğunu gayrimenkul satış işlemlerinin nakil ve çek almlarından sonraya bırakılması ve beş taşınmaz için iki ay gibi kısa bir süre öngörülmesinin de bunun açık bir göstergesi olduğunu, davacının satışı fiilen neredeyse imkansız olan taşınmazları müvekkilinin 2 ay gibi kısa bir sürede satamayacağını önceden bildiğinden bunu kullanarak mal vermeden para kazanma amacında olduğunu, davacı tarafından 2 yıl süresince davalıya mal satılmadığını, davacının bu tutumu nedeniyle istasyonun faaliyete geçemediğini, davalının işyeri kirasını ödemek zorunda kaldığını, tüm görüşmelerine rağmen mal alamadığını ve lisansının iptal edildiğini, davalı tarafından davacıya 200.000,00 TL ödeme, taşınmazların satışından 130.000,00 TL zarar ettiğini, lisansının davacının mal vermemesinden kaynaklı iptal edilerek zarara uğradığını, beyan etmekle davanın reddini dilemiştir,
DELİLLER :
…. parselde kayıtlı taşınmazın 2015 yılından bu yana takyidatlı tapu kayıt örnekleri ve taşınmazların devir işlemlerine ilişkin kayıtları göndermiş, incelenmiştir.
Davalı şirketin defter ve belgelerinin incelenmesi için yazılan talimata, defterler ibraz edilmediğinden inceleme yapılmadığı anlaşılmıştır.
EPDK’dan davalı şirketin lisansının iptal edilip edilmediği sorulmuş, 05/10/2016 tarihi itibariyle lisansının iptal edildiği bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında SMMM ve Nitelikli Hesap bilirkişisinden alınan bilirkişin alınan son raporda özetle,
Davacı tarafın isteyebileceği kar kaybının, sözleşmenin yürürlükle bulunduğu/ ticari ilişkinin devam ettiği süre ve talepte bulunduğu tutar (Ton başına 150 $) ile sınırlı kalmak kaydıyla, uğramış olduğu kar kaybının 38.122,50 USD olduğu, bu tutarın ödeme tarihi itibariyle TL karşılığının 139.581,72 TL’ye tekabül ettiği,
Mahkemece davacının cezai şart isteminin kabulüne karar verilmesi halinde taahhütname kapsamında belirlenen cezai şart tutan olan 100,000 USD ‘nin ödeme tarihindeki kur karşılığının 366.140,00 TL ’ye tekabül ettiği,
Söz konusu meblağın davalının ekonomik mahvına yol açabileceği gözetilerek TBK 52.maddesi gereğince hakkaniyet indirimi yoluna gidilebileceği, görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava bayilik sözleşmesi ve eki taahhütname çerçevesinde, sözleşme gereğince, taahhüt edilen miktarda akaryakıt alınmadığından bahsile sözleşmede ve taahhütnamede “Kâr Mahrumiyeti” olarak kararlaşırılan tazminatın ve taahhütnamede kararlaştırılan cezai şartın tazmini istemine ilişkidir. Taraflar arasında akaryakıt bayilik sözleşmesi, taahhüt ve kefalet bulunduğuna ilişkin uyuşmazlık yoktur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, sözleşmede kararlaştırılan miktardan az yakıt satması nedeniyle meydana gelen kar kaybı şeklindeki zarardan ve cezai şarttan sorumlu olup olmadığı, sorumlu olacağının kabul edilmesi halinde miktarının ne kadar olacağı, faiz başlangıcı, kefilin sözleşme gereğince cezai şarttan ve tazminattan sorumlu olup olmayacağına ilişkindir. Bayilik Sözleşmesi, sözleşme hukuku çerçevesinde tarafların serbest iradeleri ile düzenleyebileceği sözleşme olup, kanuna, ahlaka ve emredici yasal düzenlemelere aykırı olmadıkça taraflar serbestçe imzaladıkları sözleşme tarafları bağlar. Öte yandan sözleşmenin tarafları tacir olup, sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6762 Sayılı TTK’nun 20/1 Maddesi gereğince basiretli davranmak zorunda olduğundan, basiretli davranmayarak öngöremediği hususlar nedeniyle yükümlülüklerinden kaçınamaz.
Somut olaya gelince; taraflar arasında Akaryakıt Bayilik sözleşmesi bulunmakta yine taahhütname ve kefaletname bulunmaktadır. Taahhüdün 1. Maddesi ; “herhangi bir hükmün kısmen veya tamamen ihlal ettiğimiz veya şirketinizden başka kaynaklardan petrol aldığımızın tespiti halinde ilk yazılı talebiniz üzerine şirketinize derhal 50.000 USD veya TCMB döviz satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığını cezai şart olarak ödemeyi taahhüt ederiz” hükmünü, 2. Maddesi “İlaveten mezkur sözleşme konusu Akaryakıt İstasyonunda fiilen otogaz satışına geçtiğimiz tarih başlangıç alınmak üzere, şirketinizden yılda 1000 ton beyaz ürün satın almayı, bu miktarların, akaryakıt istasyonunun satışları için taahhüt dışı alımlarınızı ve toptan satışlarımızı da kapsaması nedeniyle akaryakıt istasyonunun taahhüt miktarları kadar satış yapmadığı itirazında bulunmamayı bu taahhütlerin altında kalmamız halinde Şirketinize beher eksik ton başına, ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru üzerinden olmak üzere 150 USD karşılığı Türk Lirası ….kar mahrumiyeti ödemeyi, iş bu meblağın teminatlarımızdan mahsup edilebileceğini, aksi takdirde ilk talep anında ödeneceğini” denilerek dönemsel olarak yükümlülüklerin eksik getirilmesi halinde, eksik alınan kısım yönünden ifayı sağlamayamadığı durumunda eksik kısım için “kar mahrumiyeti” adı altında tazminat ödeyeceğini taahhüt etmiştir. 3. Madde de açıkça “ilaveten” demek suretiyle ” sözleşmenin 13. Maddesine müsteniden şirketimiz akaryakıt istasyonunu her ne sebeple olursa olsun terketmek zorunda kalır ya da sözleşmenin devamı şirketinizin kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle çok zor ya da imkansız hale gelir ya da şirketiniz sözleşmeyi haklı sebeple ve tek taraflı olarak feshetmek durumunda kalırsa şirketinizin bu yüzden uğrayacağı tüm zararı tazmin mükellefiyetimizin yanı sıra …. Cezai şartı ödemeyi…” hükmünü içermektedir.
Tüm bu açıklamalardan sonra kar mahrumiyeti yönünden borcun tazmini sözleşmenin feshi şartına bağlanmamış olup davacı şirket sözleşmeyi feshetmeden de, söz konusu tazminatı talep edebilir. Ancak taahhüt sözleşmenin devam ettiği süre için yıllık olarak verildiğinden, sözleşmenin feshi halinde, sözleşmenin feshinden sonra ki dönem için TBK’nun 112 ve sözleşmenin feshi hükümleri çerçevesinde cezai şart hükümleri çerçevesinde talepte bulunabilir. Ayrıca sözleşmenin devam etiği her bir yıl içinde ayrı ayrı kar mahrumiyeti talep hakkının dava tarihinde ispatlanması halinde dönemin tamamı için kar mahrumiyeti talep edebilir. Öte yandan Taahhütnamenin 3. Maddesinde yukarındaki tazminatları kastederek “ilaveten” demek suretiyle “Mezkur sözleşmenin 13. Maddesine müsteniden, Şirketinizin Akaryakıt İstasyonuna her ne sebep ve suretle olursa olsun terk etmek zorunda kalır ya da sözleşmenin devamı şirketinizin kusurundan kaynaklanmayan nedenlerle çok zor ya da imkansız hale gelir ya da şirketiniz sözleşmeyi haklı sebep ile tek taraflı olarak feshetmek durumunda kalır ise, şirketinizin bu yüzden uğrayacağı tüm zararı tazmin mükellefiyetimizin yanı sıra Şirketinize 100.000 USD veya ödeme tarihindeki TCMB Döviz Satış Kuru üzerinden Türk Lirası karşılığını cezai şart olarak ödemeyi… Gayri kabili rücu surette kabul ve beyan ederiz” denilmiş olup, burada sözleşmenin 13. Maddesine atıfta bulunulmakla bu maddede de sözleşmenin feshi düzenlenmiş olmakla sözleşmenin feshi halinde cezai şart öngörülmekle birlikte, dosya içerisindeki ihtarnamenin incelenmesinde sözleşmelerin feshedilmemiş olduğu görülmüştür.
Dosya kapsamındaki istasyonun bayilik lisanslarının EPDK tarafından sonlandırıldığı sabit olup davalı yanın da kabulündedir. Bu hususun taraflar arasındaki sözleşmenin 13. Maddesine aykırılık teşkil ettiğine de tereddüt yoktur. Bu açıklamalar ışında taraflar arasındaki sözleşme dönemlerinde alınan bilirkişi raporuna göre davacı tarafın isteyebileceği kar kaybının, sözleşmenin yürürlükle bulunduğu/ ticari ilişkinin devam ettiği süre ve talepte bulunduğu tutar (Ton başına 150 $) ile sınırlı kalmak kaydıyla, uğramış olduğu kar kaybının 38.122,50 USD olduğu, bu tutarın ödeme tarihi itibariyle TL karşılığının 139.581,72 TL’ye tekabül ettiği, söz konusu dönemde alınan yakıt miktarı sözleşmede taahhüt edilenden az olduğundan eksik alım söz konusu olup davalının taahhüt edilen miktarda yakıt almadığı halde davacı tarafından gönderilen ihtar ile eksik alım nedeniyle kar mahrumiyetine ilişkin bulunduğundan davacı kar mahrumiyetine ilişkin zararını talep edebilir. Kefil yönünden ise müşterek ve müteselsil olarak, davalının borçlarına kefil olup, her türlü borç ve taahhüdü ile sınırlı olarak üstlendiğinden imzaladığı kefaletname kendisini bağlayacağından, davalı kefil kefalet miktarı ile sınırlı olmak üzere ve taleple bağlı kalınarak tazminat talepleri haklı görülmüştür.
Taahhüdün 3. Maddesi gereğince cezai şart yönünden ise, talep sözleşmenin fesih şartına bağlı tutulduğundan fakat sözleşme feshedilmediğinden cezai şart talep edemez.
Sonuç olarak; davacının davalı şirket hakkındaki davasının kısmen kabulü ile “kar mahrumiyetinden” kaynaklanan tazminat talebi yönünden kefil yönünden taleple bağlı kalınarak 139.581,72 TL tazminat alacağın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir. Fazlaya ilişkin istem ise anılan nedenlerle reddedilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Davanın kısmen kabulü ile 139.581,72 TL kar mahrumiyetinden doğan alacağın 22/10/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı Haydari Cankatar yönünden 5.000,00 TL ile sınırlı sorumlu ve tahsilde tekerrür olmamak üzere davalılardan müşterek ve müsetelsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 9.534,83 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78 TL harç ve 2.298,32 TL ıslah harcı toplamı 2.469,10 TL’nin mahsubu ile noksan olan 7.065,63 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 17.210,26 TL vekalet ücretinin kabul miktarına göre davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yatırılan peşin alınan 170,78 TL harç ve 2.298,32 TL ıslah harcı toplamı 2.469,10 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvuru harcı, 1.901,25 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama giderinin toplamı 1.932,65 TL’nin kabul ve red oranına göre 1.865,78 TL’sinin davalılardan müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/06/2021
Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır

*