Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/850 E. 2022/164 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/850 Esas
KARAR NO : 2022/164

HAKİM : … …
KATİP : … …

ASIL DAVA:
DAVACI-KARŞI DAVALI : …

VEKİLİ : Av. ……
DAVALI-KARŞI DAVACI : …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/11/2016

KARŞI DAVA:
DAVACI-KARŞI DAVALI : …

VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI-KARŞI DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …-….
DAVA TARİHİ : 02/01/2017
KARAR TARİHİ : 08/03/2022

Mahkememize açılan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA:
Davacı-Karşı Davalı vekili 07/11/2016 tarihli dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Bilişim ve… alanında hizmet vermek üzere kurulan ve birleşmiş teknolojiler konusunda ilk ve tek çözüm firması olduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin 03,12.2008 yılında başladığı, davalı tarafından gönderilen sipariş formlarına istinaden müvekkili tarafırıdan karşılanan malların teslim edilerek faturalarının kesildiğini, müvekkilinin ödemelerini alamamasına karşın mal teslimine devam ettiğini, müvekkilinin 20.11.2009 tarihinde davalı firma ile görüşme yapılmasına yönelik girişimi neticesinde 16.02.2010 tarihinde … tarafından, cc’de …’nın mall adresleri eklenmek suretiyle telafi sözleşme örneği (Kontrat Numarası: Staturâ708120200MFA) gönderildiğini, sözleşme metninde müvekkili şirkete 175.000,00 USD * KDV (206.500,00 USD) ödeme yapılmadığının açıkça kabul edildiğini, Beşiktaş 8. Noterliği aracılığıyla davalı/karşı davacıya gönderilen 06.04.2016 tarih 07892 yevmiye no.lu ihtarname ile sulh görüşmesi yapmaya hazır olduklarının bildirildiğini ancak davalı/karşı davacı tarafından cevap verilmediğini bunun üzerine alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını ancak davalı/karşı davacının itirazı Üüzerine takibin durduğunu beyan ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, tahsilde mükerrer olmamak üzere şimdilik 15.000,00 TL üzerinden ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı-Karşı Davalı 02/02/2017 tarihli cevaba cevap ve karşı davaya cevabında özetle; belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, ayıp ihbarından 8 sene geçtikten sonra sonra talep edilen alacağın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında imzalanmış bir sözleşme bulunmadığını, hangi sözleşme içeriği güncel olduğu belli değilken, müvekkilince atıfta bulunulduğu iddia edilerek sözleşme içeriğinin kabul edildiğini ve 3. Maddedeki zarar rakamının tahrif edildiğinin ileri sürülemeyeceğini, mevcut ticari ilişklnin 3 taraflı değil, müvekkil açısından 2 taraflı olduğunu, davalı yanın, müvekkilden sipariş formu ile mal talep ettiği, akabinde fatura ve mal teslimini kabul ettiği ve müvekkilden satın aldığı malları …’a satmayı planlarken, … firması nezdinde yaşanan sıkırıtıyı müvekkile yansıtmaya çalıştığını, müvekkili tarafından, davalı/karşı davacının talep ettiği ürünlere ilişkin onayların alındığını, davalı/karşı davacının iddia ettiği ayıp ihbarının kanun ve ticari örf ve adetlere uygun olmadığını, yasal süresi içinde ayıp ihbarının yapılmaması nedeni ile alıcının kanundan doğan seçimlik haklarına başvuramayacağını, taşeron … firmasının, …firması tarafından satın alınan, parası ödenmeyen ürünleri, tekrar müvekkiline satmaya çalıştığı, … firması tarafından da satmaya çalışılarak mallarda herhangi bir problem bulunmadığının açıkça belirtildiğini, iddia edilen ayıbı kabul etmemekle birlikte, bir an için gerçekleştiği varsayımında mevcut ayıbın satılan maldan dolayı mi, işçilik hatasından dolayı mı gerçekleştiğinin tespit edilmediğini, davalı yanın müvekkilinden satın aldığı malları …’a satmayı planladığı, ancak yaklaşık 60.400 adet mal siparişini verip, malları teslim aldıktan sonra satın aldığı malların … tarafından yeterlilik şartları taşıyıp, taşımayacağını kontrol etmeye karar vermesi akabinde müvekkilinin müşterisine yardımcı olma çabasını, satış şartı olarak sunma gayreti ile birlikte siparişini verdiği, teslim aldığı, kullandığı malın bedelini ödemediği, iadesini de yapmadığı gibi tekrar yüklenici … firması vasıtasıyla satması ile de müvekkilini zor duruma düşürdüğünü, belirterek karşı davaya ilişkin tüm talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile, asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı-Karşı davacı vekilinin 02/01/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle;
müvekkilinin …’un esas iş sahibi olduğu projeye İlişkin erişim şebekesinde kullandırılmak üzere davacı şirketten MDF almak üzere teklif istediğini, teklif aşamasında, davacı tarafça … kalite standardının sağlanacağının ve TS-13045 standardındaki testlerden geçeceğinin taahhüt edildiğini, davacı temsilcisinin taahhüdüne bağlı olarak 09.02.2009 tarihinde ürünlerin teknik onay raporları ile birlikte gönderildiğini, buna İstinaden davacı şirkete MDF siparişi yapıldığını, bir kısım ürünlerin alındığı ve dava dilekçesinde kabul edilen ödemelerin yapıldığını, ancak denetimde, “… tarafından onaylanmış bir. taşeronun ürettiği malzemenin üstüne … markası basılarak sattığının” anlaşıldığını, bu tespit üzerine, …’un … tarafından satılan standart dışı MDF’lerin sökülmesine karar verildiğini, davacı … tarafından 07.04.2009 tarihinde uygunluk için …’a yeniden müracaat ettiğini, ancak … tarafından verilen 29.06.2009 tarihli yazıda, davacı tarafından yapılan yeterlilik başvurusuna konu ürünlerin Antalya, İzmir, Bursa İllerinde test edildiğini, sökme testi esnasında da deformasyona uğradığı tespit edildiğinden ilgili ürünlerin yeterlilik başvurusunun reddedildiğinin belirtildiği, müvekkili yanıltılarak satılıp teslim edilen ürünlerde bozulmalar meydana geldiği, bu durumun 02.04.2009 tarihinde davacıya bildirildiği ve resimlerle birlikte ihtar edildiğini, bu durum nedeniyle, iş sahibi … tarafından tüm … marka MDF’leri değiştirilmesine karar verilerek 13.07.2009 tarihinde müvekkiline verilen talimatla 15.08.2009 tarihine kadar değişimin yapılmasının istendiğini, talimat üzerine başka bir MDF sağlayıcısı olan …’tan mal tedarik yoluna gidildiğini, … tarafından tedarik edilen ürünlerin sökülerek yerine Telekom onaylı Krone, … ve Huwei marka ürünlerin takıldığı, sonuç olarak 159.690 MDF bloğu yenilendiğini, bu kapsamda müvekkil şirketin KDV hariç olmak üzere 685.865,00 USD tutarında bir maliyeti üstlendiğini, ayıplı olarak satılan ürünlerin değişimi sebebi ile projede 54 gün gecikildiği ve … tarafından gecikme cezası kesildiğini, uğranılan zararın telafisi için Şubat 2010 döneminde davacı ile görüşmeye başlandığını, dava dilekçesinde sunuları Sodeleştirilmiş Telafi Kontratı (“kontrat”) üzerinde mutabakata varıldığını, kontratta, davacıya yapılan ve yapılmayan ödemelerin listelendiğini, davacı tarafından satılan kusurlu MDF’lerin miktarı ve bunların değişimi nedeniyle maruz kalınan zarar miktarının ne olduğunun kararlaştırıldığını, müvekkili tarafından iyi niyet gösterilerek uğranılan zararın defaten değil, yapılan işlerden peyder pey yapılacak mahsuplar vasıtasıyla ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak mahsupların hiçbir zaman yapılamadığını, müvekkilinin zararı da karşılanamadığını, bununla birlikte, davacı tarafından dosyaya sunulan kontratın 3. Maddesindeki zarar rakamının kasten ve kötü niyetle tahrif edildiğini, tahrif edilmemiş kontratın suretinde zararın 685.865 ABD Doları olarak belirtildiğini, davacı tarafından da ilgili Kontrata atıf yapılmakla içeriğinin kabul edildiğini, satılan malların ayıplı olduğunu, ayıplı mallar sebebi ile uğranılan zarar miktarı konusunda taraflarca anlaşma sağlandığını, buna rağmen davacı tarafça davanın faturadan kaynaklanan basit bir alacak davası gibi gösterilmeye çalışılmasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin davacı tarafından satılan ayıplı mallar sebebiyle uğramış olduğu zararlar kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine, gerek davacı tarafındarı kabul ettiği kontrat, diğer tedarıkçilere ödenen ikame mal bedeli ve gerekse …’a ödenen cezai şart bedellerinden ötürü, müvekkilinin davacıdan alacaklı olduğunu, belirterek; haksız ve kötü niyetli davanın reddine, fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere, belirsiz alacak mahiyetinde müvekkilin ayıplı mal tedariki nedeniyle uğramış olduğu zarara karşılık şimdilik 1.000,-TL’lik kısmının ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davacı/karşı davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara 17. İcra Müdürlüğüne 2016/11097 esas sayılı dosyası istenilmiş, incelenmiştir.
İstanbul Anadolu 21. İcra Dairesinin 2016/9085 esas sayılı dosyası istenilmiş, incelenmesinde; Davacı … şirketi tarafından davalı …Telekomünikasyon şirketine karşı 206.500,00 USD asıl alacak ve 78.064,88 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 284.564,88 USD alacak için 01/06/2016 tarihinde ilamsız takip yolu ile takip başlatıldığı, ödeme emrine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı ve ön inceleme duruşmasında belirlenen uyuşmazlık konuları hakkında hesap, mali müşavir, elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişilerinden alınan bilirkişi raporunda özetle, asıl dava bakımımdan davacı/ karşı davalı … firması tarafından davalı/karşı davacıya teslim edilen MDF’lerin … tarafından şartnameye göre istenilen yeterliliğe sahip olmadığını, davalı/karşı davactı tarafça malzemelerdeki ayıp …’un 20.04.2009 tarihli test raporu ile öğrenilmesine karşı bu tarihten sonra davacı/karşı davalıya ayıp ihbarında bulunulduğunu gösterir bir kayda dosyada rastlanılmadığını, böylelikle davalı/karşı – davalı bakımından malzemelerin ayıplı olarak kabul edilmiş sayılacağını, davacı/karşı davalının malzemelerin bir kısmını fatura karşılığı davalı/karşı davacıya teslim etmesine karşı bir kısmı için ise fatura düzenlemeksizin teslim fişi ile davalı karşı davacıya teslim ettiğini, buna göre; fatura ile teslim edilen ürünler karşılığında; kalan alacak tutarının 79.909,33 TL, teslim fişi ile teslim edilen ürünler karşılığı 62.776,00 USD ve bu tutarında dava tarihi itibari ile Türk Lirası karşılığı 198.604,â3 TL olarak hesaplanması ile birlikte toplam alacağın 278.513,76 TL olduğunu, ancak asıl dava ile faturadan doğan alacaklarına karşılık 15.000,00 TL talepte olduğunu, taleple bağlılık hususunda takdirin sayın mahkemeye ait olduğunu, karşı dava bakımından satılan malırı alıcıya devrinden sonra ayıp ortaya çıkmış olması halinde devir ve teslimden itibarer iki yıllık zamanaşımı süresinin bulunduğunu, davacı karşı davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulmasına karşın davacının talebinin devir, teslim ve ayıbın öğrenilmesinden 2 yılı aşkın süre geçtikten sonra talep edildiğini, davacı/karşı davalının ayıplı olarak mal tesliminde ağır kusurlu olduğunun davalı/ karşı davacı tarafça da ispatlanamadığının sayın mahkemenin takdirinde olduğu yönünde görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Tarafların itirazlarını karşılar mahiyette ek bilirkişi raporu alınmak üzere dosya önceki bilirkişi heyetine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi ek raporunda özetle; tarafların itirazlarının kök raporda yer verilen görüş ve kanaatte değişiklik yapmayı gerektirir nitelikte olmamakla birlikte kök raporda yer verilen tespit ve değerlendirmeler aynen korunduğuna dair hukuki takdir ve değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere görüş ve kanaatlerini bildirmişlerdir.
Davalı-Karşı davacının ticari defterlerinin incelenmesi yönünde Nöbetçi İstanbul Anadolu Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak, mali müşavir bilirkişiden aldırılan bilirkişi raporunda özetle; Defterlerin Usulüne Uygun Tutulup Tutulmadığı Yönünden; Tacir olan davalı-karşı davacı şirketin incelenen 2008-2009 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin süresinde yapılmış olduğunu, kapanış tasdiklerinin bulunmadığını, Fatura İçeriği Malların Davalı-Karşı Davacıya Tesliminin İspatı Yönünden; Davalı-karşı davacı şirketin kayıtlarında davacı-karşı davalı şirkete ait hesap hareketlerinin incelenmesinde, davacı-karşı davalı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan faturalardan 26.01.2009 tarih 19470 seri no’lu 3.556,64 TL tutarlı ve 23.03.2009 tarih 19609 seri no’lu 52.864,00 USD (86.620,33 TL) tutarlı fatura hariç diğer faturaların kayıtlı olduğundan, kayıtlı olan faturaların ispatlanmış olduğunu, davalı-karşı davacı şirket defterlerinde kayıtlı olmayan davacı-karşı davalı şirketin 26.01.2009 tarih 19470 seri no’lu 3.556,64 TL tutarlı ve 23.03.2009 tarih 19609 seri no.lu 52.864,00 USD (86.620,33 TL) tutarlı faturalar içeriği malların teslimine ilişkin dosyaya sunulan Teslimat fişlerinin incelenmesinde Teslim alan bölümlerinde Aziz Gürses, Turan Bezek, Mustafa Çakır ve Yasin Tüysüz’ün isim ve imzalarının bulunduğundan dava dilekçesi ekinde sunulup davalı tarafa da tebliğ edildiğini, imzalara, teslim alan kişiler yönünden itirazın bulunmadığını, böylelikle faturalar içeriği malların davalı-karşı davacı şirkete tesliminin ispatlanmış olduğunu, davacı-karşı davalı şirketin ticari defterleri incelenip hesap hareketleri karşılaştırıldıktan sonra takdirin Mahkemeye ait olduğunu, davalı/karşı davacının, davacı/karşı davalı tarafından satımı yapılan ayıplı mallar sebebiyle uğramış olduğu zararlar kapsamında herhangi bir borcunun bulunmadığını, aksine, gerek davacı tarafında kabul ettiğini, kontrat, diğer tedarikçilere ödenen ikame mal bedeli ve gerekse …’a ödenen cezai şart bedellerinden ötürü, müvekkilinin davacıdan alacaklı konumda olduğunu iddiasının dosya muhteviyatına göre değerlendirilmesinin uzmanlık alanımın dışında olduğunu bildirmiştir.
DELİL DEĞERLENDİRME VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Asıl Dava taraflar arasında yapılan MDF satım sözleşmesi kapsamında davacı -karşı davalı firma … tarafından, davalı -karşı davacı Huawei’ye teslim edilen malların bedelinin ödenmediği iddiasına dayalı faturadan kaynaklı bakiye alacağın tahsili istemine ilişkindir. Karşı dava ise taraflar arasındaki satış sözleşmesi kapsamında teslim edilen malların ayıplı olduğundan bahisle uğranılan zararın tazmini davasıdır.
Asıl davada bakımından yapılan incelemede; davacı -karşı davalı … , taraflar arasında 2008 yılında başlayan satış ilişkisi kapsamında malların teslim edildiğini, faturadan kaynaklı bakiye alacağın ödenmediğini iddia etmektedir. Davalı- karşı davacı …ise teslim edilen malzemelerin … standartlarını karşılayacağının taahhüt edilmesine karşın bu standartları taşımadığını , ayıplı olduğunu bu nedenle zarar uğradığını, zarar gözetildiğinde davacının alacaklı değil borçlu olduğunu belirtmiştir.
Taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi olmadığı ,ilişkinin sipariş formlarına dayalı olduğu anlaşılmıştır. Davalı -karşı davacı Huawei’nin …’un esas iş sahibi olduğu projede kullanılmak üzere davacı-karşı davalı Grubim firmasından 03/12/2008 tarihinden 06/03/2009 tarihine kadar sipariş formları ile malzeme talep ettiği, malzemelerinde 18/12/2008 tarihinden 07/09/2009 tarihine kadar teslim edildiği bilirkişi raporu ile anlaşılmıştır. Söz konusu malzemelerin eksik teslim edildiği, ya da teslim edilip edilmediği hususunda ihtilaf bulunmamaktadır. Teslim edilen MDF’lerin taahhüt edilen standartları taşıyıp taşımadığı ayıplı olup olmadığı uyuşmazlık konusudur. Taraflar arasında satışa konu MDF’lerin belirli bir standardı taşıması yönünde yazılı bir sözleşme yoksa da, … şirketi çalışanı tarafından 02/02/2009 tarihinde gönderilen mailde ‘üretimi yapılan MDF’lerin yeni tübitak onay belgesi ve …Standartlarına uygun test raporları ve …onaylarının en geç 10-15 Şubat haftası ellerinde olacağı’ belirtildiğinden taraflar arasında MDF’lerin … tarafından aranılan …standardını sağlayacağı hususunda şifahi anlaşma sağlandığı hususunda kanaat oluşmuştur. Yine aynı mailin devamında …’un test yapan kuruluş olmadığı, akredite edilmiş resmi laboratuvarlardan alınan test raporlarının geçerli olacağı belirtilmiştir.
Dosya kapsamında Davacı- karşı davalı … şirketi tarafından alınan numuneler üzerinde Tubitak tarafından ve …tarafından Telekom’un MDF için koymuş olduğu şartnameye göre test edilip onaylandığına ilişkin 05/02/2009 tarihli raporlar sunulmuştur.
Telekomünikasyon şebekeleri direktörlüğü tarafından davacı -karşı davalı … firmasına yazılan müzekkerede teslim edilen ürünlerin montajları yapılarak denendiği, bağlantı sacını tam kavramadığı, sökme takma montaj sırasında modüllerin bağlantı çatısına tutunamadığı, bağlama sökme testi esnasında modüllerin deformasyona uğradığının tespit edildiği, ve … İstanbul Fabrika Müdürlüğünden alınan 20/04/2019 tarihli test raporunda … firmasına ait modüllerin kesmeli 10’luk terminasyon modülleri şartnamesine uygun olmadığı ve … şebekelerinde kullanılmaması gerektiğinin mütalaa edildiği anlaşılmıştır. … A.Ş’nin davacı -karşı davalı … firmasının yeterlilik başvurusunu reddettiği, … marka MDF’lerin değiştirilmesine karar verildiği, dava dışı şirket … firması tarafından davalı -karşı davacı …şirketine krone MDF blokları satışı yapılarak fatura kesildiği, bir kısım MDF bloklarının dava dışı şirket … tarafından değiştirildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında taraflar arasındaki mail yazışmalarından teslim edilen MDF’lerin … tarafından aranılan …standardını sağlayacağı hususunda sözlü anlaşma olduğu yönünde kanaat oluşmuş ise de; aynı mail içeriğinden …’un test yapan kuruluş olmadığı, akredite edilmiş resmi laboratuvarlardan alınan test raporlarının geçerli olacağı belirtildiği, davalı- Karşı davacı …Şirketi teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu iddia etmekte ve … fabrikasından alınan rapora dayanmakta ise de; davacı- karşı davalı … firmasının ürünlerin ayıplı olduğuna ilişkin rapora itiraz ettiği, davalı – karşı davacı… firması tarafından ürünlerdeki ayıbın tespiti için akredite edilmiş resmi laboratuvardan ayıbın tespitine ilişkin bir rapor almadığı, mahkemede ayıba ilişkin tespit yaptırmadığı, davalı karşı davacı Huwei şirketinin, … firmasının kendi fabrikasında yaptırdığı test sonucuna dayanarak ayıplı ürünlerin bir kısmını dava dışı … isimli firmaya değiştirdiği, dava dışı … isimli şirket tarafından söz konusu değişime konu 200.000 adet … marka kullanılmış krone ürünün davacı … şirketi çalışanına ürünlerde herhangi bir problem olmadığı belirtilerek satılmaya çalışıldığı, davalı- karşı davacı …şirketi vekilinin 01/02/2022 tarihinde mahkememize sunduğu dilekçede ayıplı MDF ürünlerinin kullanılamaz hale geldiği ve yenileri ile değiştirildiğinden … iş sahasında bırakıldığı ve imha edilmiş olabileceği şeklindeki beyanlardan söz konusu ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği, yönünde bir tespit de yapılamayacağından davalı- karşı davacı …şirketinin malların ayıplı olarak teslim edildiği yönündeki savunmasına itibar edilmemiştir. Davalı -Karşı davacı …şirketi tarafından MDF tedariği telafi anlaşması kapsamında davacı- karşı davalı … firmasının maldaki ayıbı kabul ettiği iddia edilmiş ise de; söz konusu sözleşmenin davacı- karşı davalı … firması tarafından imzalanmadığından davacı -karşı davalı … firmasını bağlamayacağı kabul edilmiştir.
Dosya Kapsamında tarafların ticari defterleri incelenmiş davacı- karşı davalı … tarafından faturalandırılıp satışı yapılan ve teslim edilmesine rağmen faturalandırılmayan ürün sayısı toplamı 191.500 adet (faturalandırılan ürün sayısı 153.500 + teslim fişi ile imza karşılığı verilen ürün sayısı 38.000 adet) olduğu, davacı- karşı davalı … firması tarafından düzenlenen faturalara karşılık bakiye 79.909,33 TL ve teslim edilen ancak faturalandırılmayan 38.000 adet malzeme tutarının 62.776,0 USD doları olduğu, Türk lirası karşılığı 198.604,43 TL olduğu, davacının 278.513,76 TL alacağının olduğu tespit edilmiş olup, alınan bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmuştur. Davacının satış sözleşmesi gereğince teslim ettiği ürünlerden dolayı bakiye ödenmeyen 278.513,76 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir. Davalı- karşı davacı …şirketi teslim edilen ürünlerin ayıplı olduğunu zarara uğradığını bu nedenle borcunun olmadığını iddia etmiş ise de; dosyada teslim edilen malların ayıplı olduğuna ilişkin geçerli bir tespit olmadığından, basiretli tacir olan karşı davacı- davalı şirketin söz konusu mallar değiştirilmeden önce bağımsız kurumdan ya da mahkemeden malların ayıplı olduğuna ilişkin tespit yaptırmadığından bu yöndeki savunmaya itibar edilmemiştir. Asıl davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı- karşı davalının ıslah dilekçesi sunmasından sonra davanın zaman aşımına uğradığı yönünde beyanda bulunulmuş ise de; alacağın satış sözleşmesinden kaynaklanan alacak olduğu, 10 yıllık zaman aşımı süresinin olduğu(818 sayılı yasanın 125 maddesine göre), davaya konu olan malların 18/12/2008 – 07/09/2009 tarihleri arasında teslim edildiği, dava konusu alacakla ilgili Ankara … İcra Müdürlüğünün 2016/11097 esas sayılı dosyasında 28/04/2016 tarihi itibari ile takip yapıldığı, bu takibin zaman aşımını kestiği, ve zaman aşımı süresinin bu tarihten itibaren yeniden işlemeye başladığı, ıslah tarihi itibari ile alacağın zaman aşımına uğramadığı anlaşılmıştır.
Karşı dava bakımından yapılan incelemede ise; dava taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi kapsamında teslim edilen malların ayıplı olması nedeni ile uğranılan zararın tazmini davasıdır. Taraflar arasındaki satış sözleşmesine istinaden malların 18/12/2008 – 07/09/2009 tarihleri arasında teslim edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. 818 sayılı yasanın 207 maddesine göre satıcı daha uzun bir süre üstlenmiş olmadıkça satılanın ayıbından doğan her türlü dava ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile teslim tarihinden itibaren 1 sene geçmekle zaman aşımına uğrayacağının düzenlendiği, yine 207 maddenin son fıkrasında iğfal halinde zaman aşımından söz edilemeyeceğinin düzenlendiği, malın sonradan ayıplı olduğunun saptanması ve bunun gizli ayıp niteliğinde olmasının tek başına iğfal olarak değerlendirilemeyeceği satıcının hilesi ve kandırması sebebi ile zamanında dava açılmasının önlenmesinin gerekmekte olduğu, dosya kapsamında satıcı olan … firmasının 818 sayılı yasanın 207 son fıkrası gereğince davalı- karşı davacı huwei şirketine mal tesliminde ağır kusurlu olduğunun ispatlanamadığı, bu nedenle ayıp nedeni ile açılan tazminat davasının zaman aşımına uğradığı anlaşıldığından birleşen davanın da reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :
Yukarıda açıklanan nedenlere, kararın dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, dosyadaki kanıtlara göre;
1-Asıl davanın KABULÜNE,
15.000,00 TL’ni dava tarihi 07/11/2016 tarihinden itibaren ıslah yoluyla artırılan 263.513,76 TL’nin ıslah tarihi olan 30/12/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 19.025,27 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 256,17 TL harç ve 4.500,16 TL ıslah harcından mahsubu ile noksan olan 14.268,94 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
1.b-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 27.945,96 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacıya verilmesine,
1.c-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 256,17 TL peşin harç ve 4.500,16 TL ıslah harcı olmak üzere toplamı 4.785,53 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
1.d-Davacı tarafından yapılan 3.351,60 TL tebligat/posta/müzekkere masrafı ve bilirkişi ücreti yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
1.e-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
2-Karşı davanın REDDİNE,
2.a-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40 TL harçtan mahsubu ile noksan kalan 49,30 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
2.b-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalıya verilmesine,
2.c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/03/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.

*