Emsal Mahkeme Kararı Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2011/395 E. 2021/745 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
T.C.
ANKARA
10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2011/395
KARAR NO : 2021/745
BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

DAVACI : …

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : 1- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 2- …
3- …
4- …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI :…

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 27/02/2006
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
KARAR YAZIM TARİHİ : 22/12/2021

Mahkememize açılan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
İDDİA
Davacı vekili, davaların davacı kooperatifte 19/02/2000-19/02/2001 tarihleri arasında yönetim kurulu üyeliği yaptıklarını, bu dönem içerisinde kooperatifi zarara soktuklarını 10/02/2002 tarihinde kooperatifin olağan genel kurulunun yapıldığını, davalıların bu genel kurulda hesaplarının ibra edilmediğini ve haklarında sorumluluk davası açılmasına karar verildiğini, bu genel kurula sunulan bilançonun aktifinde 18.970,00 TL’lik diğer çeşitli alacaklar olarak gösterildiğini, davalılar hakkında Ankara… Ticaret Mahkemesi’nin 2003/98 esas sayılı dosyasında sorumluluk davası ikame ettiklerini, bu davada dava dilekçesinin sonuç kısmında 18.970,00 TL’lik kısmın talep edilmediği gerekçesiyle mahkemenin nihai kararında bu konuda karar verilmediğini, kooperatifin Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerince denetlenerek bu durumun tespit edildiğini, davalılar hakkında sorumluluk davası açılması için genel kurulda karar verildiğini, bilançoda görülen ve ödenmiş olan 18.970,00 TL’nin hangi hizmet karşılığı kimlere ödendiğine dair bir bilgi bulunmadığını, davalıların kooperatifi bu tutarda zarara uğrattığını beyan ederek bu miktarın reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiştir.
SAVUNMA
Davalılardan … vekili cevap dilekçesinde bu hususta Ankara… Ticaret Mahkemesi’nin 2003/93 esas 2006/39 karar sayılı ilamının mevcut olduğunu, kesim hüküm bulunduğunu, 20/02/2001 tarihinde yapılan genel kurulda alınan kararların müvekkili davalı ve diğer yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edildiğini, bu genel kuruldan hemen sonra müvekkilinin hem yönetimden hem de kooperatif üyeliğinden ayrıldığını belirterek müvekkili hakkında açılan haksız davanın reddini istemiştir.
Davalılardan … ve … vekili cevap dilekçesinde müvekkili …’ın 04/06/1999 – 16/06/2001, …’in ise 19/02/2000 – 26/06/2001 tarihleri arasında yönetimde görev aldıklarını, 1999 ve 2000 yılları faaliyet raporlarının genel kurulca ibra edildiğini, ibra edilmeyen 2001 yılı yönetim faaliyetlerinden ise 18/02/2001 ile 26/06/2001 arası 4 aylık süre için müvekkillerinin ilişkisi olduğunu, …’ın bu dönemde ilişkisi olmadığını, Ankara… Ticaret Mahkemesi’nde görülen davada müvekkillerinin aklandıklarını, bu nedenle müvekkiller hakkında açılan davanın reddini istemiştir.
Davalılardan … ve … vekilleri cevap dilekçesinde …’in dava konusu alacağın oluştuğu dönemde yönetim kurulu üyesi olmadığını, 19/02/2001 tarihinde yönetim kurulu üyeliğine seçildiğini, diğer müvekkili …’ın ise belirtilen dönemde yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptığını, söz konusu meblağın kooperatif arsasının satın alınması için kullanıldığını, bu miktarın ödendiğine dair herhangi bir alındı belgesi sunulmamakla birlikte olayın tanıkları olduğunu, söz konusu paranın müvekkilleri tarafından zimmete geçirilmediğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ GEREKÇE
Dava, kooperatif yöneticileri olan davalıların kooperatifi zarara uğrattıkları iddiasıyla açılan sorumluluk davasıdır.
Alınan genel kurul kararı göz önünde bulundurulduğunda dava açma şartı mevcut olup, iddia edilen dönemde kooperatifin zarara uğratılıp uğratılmadığı, zarara uğratılmışsa davalıların iş bu zarardan sorumlu olup olmadıkları çekişme konusu olduğundan tarafların davaya ilişkin delil ve belgeleri toplandıktan sonra dosya hukukçu ve kooperatif uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek alınan 25/09/2006 tarihli raporda 31/12/2001 tarihli bilançoda yer alan 18.970,00 TL tutarındaki kooperatif harcamasının hangi hizmet karşılığı ve kimlere ödendiğine ilişkin belge olmadığından yönetim kurulu üyelerinin bilançoda yer alan bu tutardan sorumlu oldukları belirtilmiş, iş bu rapora karşı taraf vekillerinin beyan ve itirazları alındıktan sonra dosya aynı bilirkişilere tevdi edilerek alınan 21/08/2008 tarihli ek raporda bilirkişiler görüş ve tespitlerini tekrar etmişler, dava konusu bedelden dolayı davalıların birlikte sorumlu olduklarını, Ankara …Ceza Mahkemesi’nin 2005/214 esas sayılı dosyasında dava konusu bedelin de yargılama konusu yapıldığı belirtilmiş, iş bu rapora karşı da taraf vekillerinin beyan ve itirazları alındıktan sonra mahkememizce de dava konusu edilen miktar Ankara …Ceza Mahkemesi’nin 2005/214 esaslı görülmekte olan ceza davasında da sorumluluğa konu edildiğinden 16/02/2009 tarihli celsede ağır ceza mahkemesinde görülmekte olan davanın sonucunun beklenmesine karar verilmiştir.
Dosyaya celp edilen Ticaret Mahkemesi karar incelenmesinde davacı kooperatif tarafından 2002 yılında yapılan olağan genel kurulda yöneticilerin ibra edilmemesi nedeniyle 31/03/2002 tarihli genel kurulda hukuk ve ceza davalarının açılmasına karara bağlandığından dava dışı şirketle aynı adresin paylaşıldığı kooperatife ait olmayan telefon faturalarının ödendiği, teslim ettikleri kasanın açık verdiğini, emlak vergisinin zamanında ödenmemesi nedeniyle kooperatifin cezalı duruma sokulduğu, başka usulsüzlükler de bulunduğundan kasa zimmeti olan ve fazladan ödenen tutarın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmesine yönelik karar verilmesinin talep edildiği, Ankara… Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2006 gün 2003/98 esas 2006/39 karar sayılı ilamıyla davalı yöneticiye … hakkındaki dava atiye bırakıldığı için bu davalı hakkında davanın açılmamış sayılmasına, kasa açığının davalılar …, …’ten telefon borcunun davalı …, …, …, …, … ve …’ten vergi cezasının ise …, …, … ve …’den tahsiline karar verildiği, kararın davalı …, … ve … tarafından temyiz edilmesi üzerine hükmün onandığı ve kesinleştiği anlaşılmıştır.
Ankara …Ceza Mahkemesi’nin 2015/214 esas 2012/38 karar no’lu ilamıyla sanıkların zimmet suçunu işlediklerinin sabit olmaması nedeniyle beraatlerine karar verildiği, bir kısım suçlardan ise sanıkların mahkum edildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 02/03/2015 gün 2013/8901-7690 sayılı kararıyla onama bozma şeklinde sonuçlandırıldığı, kamu davalarının düşmesine dair hükümler yönünden hükmün onandığı, sanıklar …, …, …, …, …, …, …, … hakkındaki görevi ihmal ve zimmet suçlarından sanıklar …, …, … A.Ş. İle dolaylı yoldan ticareti faaliyette bulunma suçundan sanıklar …, … hakkında 1163 sayılı kanuna muhalefet suçundan verilen hükmün ise esastan bozulduğu görülmüş, …Ceza Mahkemesi’nce yeniden yapılan yargılama sonucunda 2015/203 esas 2016/337 karar no’lu 24/10/2016 tarihli ilam ile sanıklar …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … hakkındaki TTK’ye muhalefet suçuyla ilgili suçların zaman aşımına uğraması nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesine, sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında cezalandırılması talep edilen 1163 sayılı kooperatifler kanununa muhalefet suçuyla ilgili açılan ceza davalarının zaman aşımının süresinin dolmuş olması nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesine, sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında cezalandırılması istenen görevi kötüye kullanmak suçuyla ilgili zaman aşımı süresinin dolması nedeniyle ayrı ayrı düşürülmesine, …, …, …, …, …, … ve …’ün usulsüz ödemeler yaparak zimmet suçundan dolayı eylemlerine uyan TTK’nin 247. Maddesi gereğince zimmet suçuyla ilgili ayrı ayrı neticeten dörder yıl ikişer ay hapis cezasıyla cezalandırılmalarına karar verildiği, bu kararında temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Ceza Dairesi’nin 2018/748 esas 2019/6596 karar sayılı ilamıyla zimmet suçundan verilen mahkumiyet kararlarının bozulup sanıklar hakkında açılan davanın düşmesine, görevi kötüye kullanma ve kooperatifler kanununa muhalefet suçundan verilen kararın düzeltilerek onanmasına, sanık … hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüyle görevi kötüye kullanma ve 1163 sayılı kanuna muhalefet suçlarından verilen kamu davalarının sanığın hükümden sonra vefat ettiğinden bu hususun araştırılması yönünde temyiz istemi yerinde görülerek bu sanık yönünden hükmün bozulmasına karar verildiği,
Ağır Ceza Mahkemesi’nce zimmet suçuyla ilgili davalılarımızdan … hakkında verilen mahkumiyet kararı bozulmuş, diğer sanıklar yönünden zimmet suçundan verilen karar Yargıtay Ceza Dairesi’nce bozularak zaman aşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiş olup, … hakkında da vefat nedeniyle düşme kararı verileceğinden bu yönde verilecek ceza kararının kesinleşmesi beklenmemiştir.

Vefat eden … mirasçıları davaya dahil edilmiş, usulüne uygun tebligat yapılmış, mevcut dosya kapsamına göre varsa davalıların sorumlu olduğu miktarın belirlenmesi yönünde dosya bilirkişiye tevdi edilerek 09/08/2021 tarihli bilirkişi raporu alınmış, söz konusu raporda 19/02/2020 tarihinde yönetim kurulu üyelerine …, …, …, … ve …’ın seçildiği, 24/08/2000 tarihinden sonra …’ın toplantılara katılmadığı, 09/11/2020 tarihinde yedek üye…’ın karara imza attığı, davalı …’in bu dönemde yönetim kurulu üyesi olmadığı, uyuşmazlık konusu 18.500,00 TL açığın kooperatif kayıtlarına göre 30/11/2020 tarihi olduğu, 26/06/1999 gün ve 8 nolu kararda …, …, … tarafından arsa avansı olarak 17.760,00 TL ödenmesine karar verildiği tutarın … tarafından çekildiği davalılarca beyan edildiği, bu tutarın 30/11/2020 tarihinde 18.500,00 TL olarak çeşitli alacaklar hesabına atılıp arazi ve arsalar hesabından çıkarıldığı, 2002 yılında verilen avanslar hesabına yönetim kurulu zimmeti olarak devredildiği, kooperatifin 1999-2000 ve 2001 yılları muhasebe kayıtlarının belgeye dayalı olmayan genel muhasebe kurallarına aykırı olarak düzenlenmiş kayıtları içerdiği, sağlıklı olmadığı, davacı kooperatifin bilançolarda yer alan ancak nereye kullanıldığı belli olmayan 18.970,00 TL’yi talep etmesinin yasal hakkı olduğu, bu tutarın 18.500,00 TL’sinin 1999 yılından gelen tutar olduğu, 470.000,00 TL’sinin 2001 yılında eklendiği, bu tutarın Ağır Ceza Mahkemesi ve Ticaret Mahkemesi’nde konu edilen tutarlarla ilgisi olmadığı, dava konusu tutarın ise 26/06/1999 tarih ve 8 nolu yönetim kurulu kararından kaynaklanan 1.760,00 TL ile üzerine eklenen, nereye harcandığı belli olmayan 1.200,00 TL’den oluştuğu, parayı çeken asıl sorumlu …’ın dava dışında kaldığı, hangi davalının ne kadar tutardan sorumlu olduğu ya da olmadığı konusunda takdirin mahkemeye ait olduğu belirtilmiştir.
31/07/1999 yılında yapılan olağanüstü genel kurulda davalılardan …, …, … ve …’in bulunduğu yönetim kuruluna seçilmiş 13/08/1999 günü bu yönetim kurulu toplantısında arsalar alımı için 18.500,00 TL avans ödenerek satış sözleşmesi yapılması konusunda karar alındığı, 19/02/2020 günü yapılan genel kurulda ise yönetim kuruluna davalılardan …, …, … ve … seçilmişler, 22/02/2020 tarihli yönetim kurulu toplantısında arsa alımı için emlakçıya 18.500,00 TL ödeme yapıldığı belirtilmiş 18/02/2001 ylında yapılan genel kurulda ise davalılardan …, …, …, …’ın seçildikleri 16/04/2001 günü yönetim kurulu toplantısında avans miktarı kadar tapunun kooperatif adına alınmasına, 28/07/2001 günlü yönetim kurulu toplantısında arsa sahibine ödenen 18.840,00 TL karşılığı tapunun kooperatif adına tescil edilmesi yönünde karar alınmıştır. Bilirkişiden alınan son rapora göre 26/06/1999 tarihli ve 8 nolu yönetim kurulu kararından kaynaklanan 17.760,00 TL ile üzerine eklenen ve nereye harcandığı belli olmayan 1.210,00 TL’nin toplamı olan 18.970,00 TL nereye harcandığı belli olmayan para olup yukarıda belirtilen genel kurul toplantılarında seçilen davalılar bu paranın nereye harcandığını ispat edemediklerinden sorumludurlar. Her ne kadar kayıtlara göre paranın çekildiği tarih itibari ile …, yönetim kurulu üyesi olarak görünmese de daha sonraki dönemde yönetim kurulu üyesi olarak seçilmiş ve kayıtlarda görünen ve nereye ödendiği belli olmayan parayla ilgili işlem yapılmadığından bu davalı da bu paradan sorumludur.
Toplanan delillere göre davalıların yönetim kurulu olduğu döneme ait toplam 18.970,00 TL kooperatif parasının nereye harcandığının belli olmadığı, davalılar tarafından da kooperatif için harcandığı ispat olunamadığı, dönem göz önünde bulundurulduğunda bu paradan davalı olan yöneticilerin müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılarak davanın kabulüne, dava tarihinden itibaren talep gibi kabul edilen miktara reeskont faizi uygulanmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1.-Davanın kabulüne,
18.970,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
2.-492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 1.295,84 TL nispi karar ve ilam harcı için peşin alınan 256,10 TL ‘nin mahsubu ile noksan olan 1.039,74 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3.-Davacı vekil ile temsil edildiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4.-Davacı tarafından yapılan 12,20 TL başvuru harcı, 256,10 TL peşin harç, 2.655,00 TL tebligat/posta/bilirkişi gideri olmak üzere toplam 2.923,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5.-Davacı tarafça yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde iadesine,
Davalı … ve vekili Av…ile davalılar … ve …’ın yüzlerine karşı, diğer davalılar ve davacının yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 Hafta içinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere 15/12/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …