Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/75 E. 2023/66 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/75 Esas – 2023/66
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/75
KARAR NO : 2023/66

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 03/03/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; itiraza konu markanın müvekkilin daha önce tescil edilmiş markalarıyla ayniyet derecesinde benzer olup aynı ve ilişkili sınıfları kapsaması nedeniyle de iltibas tehlikesinin bulunduğunu, iltibas tehlikesi değerlendirilirken daha yüksek tanınırlığa sahip bir markanın bu özelliğe sahip olmayan markalara göre daha geniş bir korumadan yararlanması gerektiğini, marka başvuru sahibinin müracaatındaki “…” ibaresi, markalarındaki “…” ibaresi ile birebir aynı olduğunu, kullanılan “…” ibaresinin ise tescilli markasına eklenerek, kullanımda iltibas oluşturarak, tescilli markasından yararlanma maksadı taşıdığını, tüketiciler nezdinde itiraza konu marka başvurunun, markalarının seri markası olduğu, markaların zincir marka olduğu veya en azından markaların ait olduğu işletmeler arasında bağlantı olduğu izlenimini oluşturacağını, emsal … ve … kararlarının bulunduğunu ifade ederek, … …’nın … sayılı kararının iptaline, başvurucuya ait “…” markasının tescili halinde hükümsüzlüğüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil vekili cevap dilekçesiyle; “…” kelimesi davacı açısından ayrıt edici bir ibare olmayıp, iş bu kelimenin tarihsel açından halk ağzına mal olmuş toplumda sıkça kullanılan bir kelime olduğunu, davacının sahibi olduğu marka sınıflarında “…” kelimesi kullanan birçok başkaca markaların da bulunduğunu, davacının markası ile müvekkilinin markası anlam, …, görsel, fonetik, yazım tarzı, renk ve kelime unsurları tamamen farklı olduğunu, müvekkilinin “…” markası yazım tarzındaki ibare olarak kendi içerisinde bir bütünlük arz ettiğini, her iki markanın tertip tarzı, yazım stili, rengi (davacının kırmızı ve sarı, müvekkilin yeşil), kelime unsurlarının farklılığı dikkate alındığında ortalama tüketici nezdinde bu markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; Davalı … tarafından, 29.01.2020 tarihinde … başvuru numarası ile “…” ibareli marka için 03 / 05 / 29 / 30 / 35 / sınıfta yer alan mallar/hizmetler için marka başvurusunda bulunulmuş; söz konusu marka başvurusu … tarafından kabul edilerek 17.05.2021 tarihli ve 343 sayılı …’nde ilan edilmiş, söz konusu yayına davacı şirket tarafından itiraz edilmiş, işbu itiraz … tarafından reddedilmiş, davacı şirket tarafından söz konusu ret kararına … … nezdinde yapılan itiraz, … tarafından incelenmiş ve … tarafından … sayılı nihai kararı ile; davalı tarafından “…” ibaresinin Uluslararası NİCE Sınıf Sisteminin 03., 05., 29., 30. ve 35. sınıfında yer alan mal ve hizmetlerde kullanılmak üzere 29.01.2020 tarihinde … sayılı marka tescil başvurusunda bulunulduğu, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu başvurunun 27.02.2020 tarih ve 343 sayılı …’nde ilanına karar verildiği, söz konusu ilana davacı vekilince, müvekkili adına tescilli …. sayılı “… …”, “… …” ibareli markalar mesnet gösterilerek 6769 sayılı SMK’nın 6. Madde hükümleri dâhilinde itiraz edilmiş, müvekkil Kurum … tarafından itirazın reddine karar verilmiştir. Kararın itiraz sahibi/davacıya tebliğinin ardından bu kez davacı vekilince karara karşı … nezdinde itirazda bulunulmuştur. Söz konusu itirazın … …’da görüşüldüğü ve …’nın … sayılı kararı ile neticeten, ”… işbu başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar, görsel, işitsel veya anlamsal düzeyde ilişkilendirme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmadığından iş bu itirazın da reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle ” İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 03/03/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu markanın kapsamındaki malların davacının redde gerekçe markalarının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında marka işaretleri bakımından benzerlik olmadığı, dava konusu marka ile davacı markaları arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığı, … … sayılı … Kararı’nın yerinde olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacıya Ait Redde Mesnet Markalar

… +… … … +…
(03, 05, 29, 30, 35. sınıf) …

(05, 29, 30, 31, 32, 35, 40, 43. sınıf)

Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu “…+…” ibareli marka, beyaz zemin üzerine, yeşil renginin farklı tonlarında, “…” ibaresi, bu ibarenin sol tarafında, üç yapraklı bir şeklin yer aldığı karma marka olduğu, markanın esas unsurunun bütüncül olarak “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; redde gerekçe markaların çoğunluğunda …+… ibaresi, bazılarında siyah renkte “…” ibaresi, birinde ise “…” ibaresinin yer aldığı, bu ibarelerle birlikte “…” ibarelerinin yer aldığı karma markalar olduğu, davacının markalarının esas unsurunun ise “…” ve “…” ibareleri olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve … sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, her ne kadar dava konusu markanın kapsamındaki mallar/hizmetlerin davacının redde gerekçe markalarının kapsamında aynı/aynı tür/ benzer /ilişkili olarak yer alsa da; davacı adına tescilli “…” ve ”…” esas ibareli markalar ile davalının “…” ibareli markası arasında dava konusu marka ile davacı markalarında “…” ibaresi ortak olarak yer alsa da, “…” ibaresinin ayırt edici niteliğinin zayıf olduğu, nitekim zayıf ibarelerin küçük eklemelerle ortalama tüketici nezdinde farklılaşabileceği, dava konusu markanın tüketici tarafından bütüncül olarak “…” şeklinde algılanacağı, dolayısıyla bu durumun işletmeler arasında bir farklılığa yol açacağı, davacının “…” ibareli tescilli markasının ayırt edici niteliği zayıf marka olması nedeniyle üçüncü kişilerin markaları ile normal koşullarda iltibas ihtimali olsa dahi, üçüncü kişilerin bu kullanımlarına katlanmak durumunda olduğu hususları dikkate alındığında, dava konusu marka ile davacının redde gerekçe markaları arasında marka işaretleri bakımından işitsel, görsel ve kavramsal olarak karıştırılmaya yol açacak düzeyde bir benzerlik bulunmadığı; işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip …. Hakim …
¸ ¸