Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/59 E. 2023/51 K. 04.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/59
KARAR NO : 2023/51

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 04/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; … başvuru numaralı “…” ibareli başvuruya yönelik itirazlarının Kurum tarafından reddedildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, dava konusu başvurunun 03 ve 35. Sınıf sınıfları kapsadığını, müvekkilinin markalarının anılan sınıflarda tescilinin bulunduğunu, dolayısıyla markalar arasında tam bir sınıfsal benzerlik bulunduğunu, müvekkilinin “…” esas Unsurlu markalarının bu şekilde bir seri marka konusu olduğunu, dava konusu markanın da müvekkili markaları ile iltbas yaratacak, müvekkili markalarının serisi gibi algılanacak niteliktle olduğunu, müvekkilinin “…”, “…”, gibi çok sayıda markasının bulunduğunu, müvekkilinin … pazarındaki kişisel bakım ve temizlik ürünleri kategorisinin öncülerinden ve pazar liderlerinden olduğunu, davalının tescil başvurusunda bulunduğu “…” markası, müvekkili şirket adına tescilli “…” kök markası ve “…” seri markaları ile iltlibasa sebebiyet verebilecek mahiyette olduğunu, müvekkili markalarının 1995 yılından bu yana kullanıldığını, müvekkili markalarının tanınır olduğunu, davalı farafından kullanılan markanın her türlü faaliyette müvekkili ile ilişkilendirilecek olduğunu iddia ederek … sayılı … kararının iptalini ve davaya konu … sayılı başvurunun tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu “…” ibaresinin 03 ve 35. Sınıf mal ve hizmetlerde tescili amacıyla 08.07.2020 tarih ve … başvuru numarası ile tescil başvurusuna konu edildiği, yapılan ilk incelemeler sonrasında başvurunun 14.09.2020 tarih ve 356 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın önceki tarihli “…” esas Unsurlu markaların dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalı yanın bu itirazlara karşı kullanım ispatı talebinde bulunduğu, ancak bu ifirazların …’nın 22.04.2021 tarihli karan neticesinde, kullanım ispatı hususu incelenmeksizin, haklı bulunmayarak reddolunduğu, söz konusu karara karşı davacı yanın bir kez daha itirazda bulunduğu, davacı itirazlarının inceleyen …’nun 20.12.2021 tarih ve … sayılı kararı neticesinde özetle; … başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki … kararına karşı, başvurunun …. sayılı markalar ile kanıştırlma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nin 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan – itiraz incelenmiştir. Kurul’da, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı markalar olarak algılayabileceği kanaatine varılmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla: ilişkilendirime ihtimali dahil olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma – ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılmıştır.” şeklindeki gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının nihai olarak reddine karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 18/02/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu … sayılı başvuru kapsamında yer alan 03 ve 35.sınıf sınıf mal ve hizmetlerin tamamının, davacı yanın önceki tarihli Markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler aynı, aynı tür ya da benzerlik düzeyinde bir ilişki içerisinde olduğu, ancak ayrıntıları rapor kapsamında açıklandığı üzere taraf markaları arasında, ilgili tüketiciler nezdinde, ilişkilendirilme ihtimali dahil karıştırma ihtimaline yol açacak bir benzerliğin mevcut olmadığı, davacı yanın markalarının tanınmışlığı hususunda bir kanaate varılamadığı, bu çerçevede işlem ve dava dosyasında yeterli düzeyde delilin mevcut olmadığı, dolayısıyla 6/5 maddesinin koşullarının somut olayda meydana gelmediği, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, … farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Örnek Davacı Markaları

… …
(03 ve 35. sınıf)

(03, 05, 35. sınıf)

Davalının markasının incelenmesinde; başvurunun bir sözcük markası olduğu, markanın hakim unsuru konumundaki ibarenin dilimizde ve … somut bir anlamdı bulunmayan, “…” harflerinden oluşan tek bir kelime şeklinde yazıldığı, esasen bu kelimenin ön sesinde yer alan “…” ibaresinin İngilizcede “…” sözcüğünün kısa yazım biçimi olarak kullanılan “eşsiz, benzersiz” anlamına gelen bir ibare olduğu, markanın son kısmını oluşturan “…” kelimesinin ise yine … “…” anlamına gelen bir ibare olduğu, dava konusu mal ve hizmetlerin ilgili tüketici grubunun bir kısmı açısından bu ibarenin bütün olarak bu şekilde algılanacağı, … bilmeyen tüketicilerin ise markayı … soldan sağa okunan bir dil olması nedeniyle yazımına en uygun şekilde “….” şeklinde ya da “…” şeklinde telaffuz edeceği, markadaki “…” şeklindeki ek unsurların bütün içerisinde son derece küçük ve tali mahiyette konumlandırıldığı, dolayısıyla ayırt edicilik değerlendirmesinde bir etkisini – olmadığı anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacının … temelinde oluşturduğu çok sayıda markasının mevcut olduğu, bu markaların her birinin “…” kelimesini ön ses olarak ihtiva etmekle birlikte bu kelimenin yanına, sonuna, altına ek sözcük unsurlarının bitişik yazım ya da ayrık yazımı suretiyle oluşturulmuş çok sayıda marka yaratılarak bir seri marka zinciri meydana getirilmiş olunduğu, “…” ibaresi ülkemiz tüketicisi açısından somut kavramsal karşılığı olan bir sözcük olmadığı, bir an için anılan ibarenin “…” sözci inün kısaltması olarak halk nezdinde bir karşılığı bulunduğu yorumu yapılabilir ise de Uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler itibariyle, tüketicinin söz konusu İbareye böyle bir anlam yükleme ihtimali bulunmadığı, dolayısıyla “…” kelimesinin uyuşmazlık konusu mal ve hizmetler açısından ayırt edici vasfı bulunan bir kelime olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunmadığı, … ibaresinin dava konusu marka içinde davacının markasını çağrıştıracak şekilde konumlankadığı, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının ”…” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunmadığı, iltibas tehlikesinin bulunmaması halinde 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının uygulama alanı bulmayacağı dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,

6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/07/2023

Katip … Hakim …
E imzalı E imzalı