Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/57 E. 2023/135 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/57
KARAR NO : 2023/135
HAKİM : … …
KATİP : … …

DAVACI : … – T.C. Kimlik No: …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : 1- … – …
VEKİLİ : Av. … – ….
DAVALI : 2- … -T.C. Kimlik No: …

VEKİLİ : Av. … -…

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 18/02/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2023
KARAR YAZIM
TARİHİ :09/01/2024

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin uzun yıllardan beri adı ve soyadı ile sektörde tanınmakta olup karşı taraf firmanın markasına ihtiyacının bulunmadığını, zaten kendi soyadından kaynaklı markasını kullanmasının en doğal hakkı olduğunu, karşı tarafın motosiklet ve aksesuar satış konusunda yıllardır saygın müşteri kitlesine sahip olan müvekkilinin marka başvurusuna asıl kötü niyet girişimini, haksız şekilde yayıma itiraz yaparak gerçekleştirmiş olduğunu, … … … ile … markaları arasında herhangi bir benzerlik bulunmadığını ifade ederek, … … sayılı … Kararı’nın kaldırılarak marka tescil başvurusunun kabulüne karar verilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şahıs vekili cevap dilekçesiyle; davalı markasının, beyaz zemin üzerinde kırmızı renkte ve büyük harflerle “…” ibaresinden ibaret olduğunu, “…” ibaresinin davalı markasının esas unsuru olduğunu, davacının markasının başında siyah ve turuncu renk şekil unsurunun yer aldığını, ayrıca siyah “…” ve turuncu “…” kelime unsurlarının bulunduğunu, “… …” ibaresinin her iki markada ortak unsur olarak yer aldığını, bahse konu ortak ibarenin yüksek düzeyde benzerlik taşıdığını, başvuru markası ile itiraza dayanak marka arasında küçük farklılıkların olmasının, tüketicilerin işaretler arasındaki benzemeyen unsurları değil benzer unsurları hatırlama eğiliminde oldukları dikkate alındığında, karşılaştırılan ibareler arasındaki yüksek düzeyde benzerliği ortadan kaldıramadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın … tarafından kabulü akabinde davacının itirazı üzerine verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı şirket tarafından, 08.09.2020 tarihinde … başvuru numarası ile “… … …” ibareli marka için 35. sınıfta marka başvurusunda bulunulmuş; söz konusu marka başvurusu … tarafından kabul edilerek 28.12.2020 tarih ve 363 sayılı …’nde ilan edilmiş, söz konusu yayına davalı tarafından itiraz edilmiş, işbu itiraz … tarafından kabul edilmiş, davacı tarafından söz konusu ret kararına … … nezdinde yapılan itiraz, … tarafından incelenmiş ve …’nun … sayılı kararı ile; ”(…) Yapılan değerlendirme sonucunda, işbu başvuru ile ret kararına gerekçe olarak gösterilen markanın görsel ve işitsel yönden bağlantı kurulması ihtimali dahil iltibasa yol açabilecek düzeyde benzer oldukları görüşüne varılmıştır. Ayrıca, ret kararı kapsamındaki hizmetlerin …. sayılı markanın tescil kapsamında aynen yer aldığı belirlenmiştir. Markaların benzerliği, bu benzerliğin düzeyi ve hizmetlerin aynı olması birlikte değerlendirildiğinde, markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi anlamında ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali bulunduğu görüşüne varılmış, aynı yönde …. verilen karar isabetli görülmüştür. ”gerekçesiyle, ”İtirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle: dava konusu markanın kapsamındaki hizmetlerin tamamının davalının markasının kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı, dava konusu marka başvurusu ile davalı markası arasında marka işaretleri bakımından benzerlik bulunduğu, dava konusu marka ile davalı markası arasında karıştırılma ihtimali bulunduğu, … … sayılı … Kararı’nın yerinde olduğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.

Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4)…. Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (….).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası

…. …
(35. sınıf) (12, 35, 37. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu markanın kapsamında yer alan bütün hizmetlerin davalı şirkete ait redde gerekçe markanın kapsamında aynı/aynı tür/benzer/ilişkili olarak yer aldığı görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; dava konusu “… … …” ibareli marka, siyah renkte, küçük harflerle “…” ibaresi, bu ibarenin devamında turuncu renkte, büyük harflerle “…” ibaresi ile en solda stilize edilmiş turuncu ve siyah renkte “…” harflerinin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş kelime markası olduğu, dava konusu markanın esas unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; redde gerekçe marka, kırmızı renkte, kalın, büyük harflerle, “…” ibaresinin yer aldığı, herhangi bir şekil unsuru içermeyen kelime markası olduğu, davalının markasının esas unsurunun “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
…. ‘nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “…” esas ibareli marka ile davacının ”…” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “…” markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olmadığı, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu anlaşılarak …. ‘nın 23.12.2021 tarihli ve … sayılı … kararının iptali talebinin REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1- …. ‘nın 23.12.2021 … sayılı … kararının iptali talebinin REDDİNE,
2-Davacı tarafça yatırılmış olan peşin harç yatırıldığı anda yeterli olduğundan yeniden değerleme oranı dikkate alınarak karar tarihinde geçerli olan harç miktarına tamamlanmasının davacının mülkiyet hakkını ihlal edeceği dikkate alınarak yeterli olduğuna ve yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 25.500,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip … Hakim …
¸ ¸