Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/500 E. 2023/83 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/500 Esas – 2023/83
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/500
KARAR NO : 2023/83

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 26/12/2022
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin kendi markası ile her yıl yaklaşık üç milyon poliçe üreten ve buna bağlı 2 milyar TL’lik üretim hacmi olan ve aynı zamanda ulusal ve uluslararası alanda tanınmış markalar ile sponsorluk anlaşmaları ile yüksek meblağlı sözleşmeleri bulunan, “…” ilkesiyle sigortacılık sektöründe güvenli ve istikrarlı bir ortamın oluşmasına katkıda bulunan bir şirket olup, sektörün en büyük 10 Şirketinden biridir. Sigortacılık alanında başarıları ve sektöre getirdiği yeniliklerle sıkça ulusal basında yer almış görsel ve işitsel basında neredeyse her gün haberi yapıldığını, ayrıca uluslararası basında da ülkemizi sigortacılık alanında başarıyla temsil ettiğini, uluslar arası basında haberlere konu olduğunu, uluslararası iş birliklerinin yanında yurt dışında yaptığı sigorta poliçeleriyle tanınan bir marka olduğunu, ayrıca radyo, televizyon, gazete, internet, sosyal medya, billboard gibi hem görsel hem işitsel basında hem de açık hava medyasında sürekli reklam çalışmalarıyla markanın tanınmasını sağladığını, 2010 yılından beri … web adresini kullanan müvekkili şirketin 2013 yılında … AŞ. olduğunu, ve 2013 ten sonrada … markası … çapında tüm reklam panolarında, sigorta dergilerinde ve … reklamlarıyla da günümüze kadar geldiğini, müvekkili markasının kullanım alanı 10 yıldır ve yaklaşık 7 yıldır da tanınmış olarak bilindiğini, müvekkilinin 15.07.2013 başvuru tarihli … tescil numaralı “… …” ibareli marka ile 23.02.2016 başvuru tarihli … tescil numaralı “… …” ibareli tescilli markaların sahibi olduğunu, müvekkili şirketin “…” ibaresi üzerinde öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu, müvekkili tarafından … tarafından 22/02/2022 tarihinde … kod numarası ile işleme alınan “…” ibare için … Sınıflandırma Sisteminin 36. Sınıfında yer alan mal ve hizmetler bakımından tescil başvurusu yapıldığını, yapılan inceleme sonucunda, başvuru konusu marka ile … sayılı marka arasında bazı mal ve hizmetler bakımından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (“SMK”) 5/1-ç maddesi gereğince aynılık ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesiyle başvuru konusu kısmi olarak yayınlandığı, söz konusu başvurunun kısmi yayın kararına karşı müvekkili adına itiraz edildiği ve … tarafından yapılan inceleme neticesinde verilen … sayılı kararı ile itirazların oybirliği ile reddedildiğini, bu kararın usul ve yasaya uygun olmadığını, ayrıca redde mesnet markanın ”…” yönünden ciddi ve markasal olarak kullanıldığının ispat edilmesi gerektiğini neticeten; mü̈vekkili tarafından tescili talep edilen … nolu marka başvurusunun ilgili sınıflar yönünden reddine ilişkin … sayılı … kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptaline ve dava konusu … nolu marka tescil işlemlerinin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusunun 6769 sayılı SMK 5/1-ç maddesi gereğince mutlak red nedenine bağlı olarak reddi ile ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacı tarafından … nezdinde 22/02/2022 tarihinde … kod numarası ile işleme alınan “…” ibare için … Sınıflandırma Sisteminin 36. Sınıfında yer alan mal ve hizmetler bakımından tescil başvurusu yapıldığı, yapılan inceleme sonucunda, başvuru konusu marka ile … sayılı marka arasında bazı mal ve hizmetler bakımından 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 5/1-ç maddesi gereğince aynılık ve ayırt edilemeyecek derecede benzerlik bulunduğu gerekçesiyle başvuru konusu kısmi olarak yayınlandığı, söz konusu başvurunun kısmi yayın kararına karşı başvuru sahibi vekili tarafından itiraz edildiği ve … tarafından yapılan inceleme neticesinde verilen … sayılı kararıyla; ”… başvuru numaralı ve “…” ibareli başvurunun … sayılı ve “…” ibareli marka ile aynılık veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca kısmen reddine yönelik … kararına karşı yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 s. SMK’nın 5/1-(ç) bendi uyarınca, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler marka olarak tescil edilemez. Buna göre, bir işaretin 5/1-(ç) bendi kapsamında değerlendirilebilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. Bunlardan birincisi, başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması; ikincisi ise başvuruya konu marka ile önceden tescilli/başvurusu yapılmış markanın kapsamında aynı veya aynı tür mal / hizmetlerin bulunmasıdır. Bu hususlar çerçevesinde yapılan incelemede, işbu başvuru ile kısmen reddine gerekçe olarak gösterilen … sayılı ve “…” ibareli markanın kısmi redde konu hizmetler yönünden ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca, kısmi ret kararına konu hizmetlerle aynı veya aynı türdeki hizmetlerin kısmi ret gerekçesi markanın kapsamında bulunduğu tespit edilmiştir. Dolayısıyla, başvuru hakkında 6769 s. SMK’nın 5/l-(ç) bendi uyarınca verilen kısmi ret kararı yerinde görülmüştür. Diğer taraftan itiraz dilekçesinde, başvuru sahibinin kısmi redde mesnet marka ile ilgili kullanım ispatı talebi bulunduğundan bahsedilmekle birlikte, yine aynı dilekçede yapılmış bulunan alıntıda da belirtildiği üzere 6769 sayılı SMK’nın, 19/2 maddesinde, “6’ncı maddenin birinci fıkrası kapsamında yapılan itirazlarda, itiraz gerekçesi markanın itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinde …’de en az beş yıldır tescilli olması şartıyla, başvuru sahibinin talebi üzerine, itiraz sahibinden, itiraza konu başvurunun başvuru veya rüçhan tarihinden önceki beş yıllık süre içinde itiraz gerekçesi markasını itirazına dayanak gösterdiği mal veya hizmetler bakımından …’de ciddi biçimde kullanmakta olduğuna ya da kullanmamaya dair haklı sebepleri olduğuna ilişkin delil sunması talep edilir” hükmü gereğince kullanım ispatı talebinin 6769 s. SMK 5/1-(ç) bendi gereğince verilmiş bulunan işbu kısmi ret kararına ilişkin itiraza konu olamayacağı tespit edilmiş olduğundan bu yöndeki iddianın reddi gerekmiştir. Öte yandan başvuru sahibi adına kayıtlı tertip tarzları ve bileşenleri farklı eski tarihli tescilli markaların işbu itirazın incelenmesine mesnet gösterilmesi talebi yerinde görülmediği gibi, her marka özgünlük derecesi, tasarımı, tescile konu mallar/hizmetlerin ve bu mal ve hizmetlerin tüketici grubunun özellikleri, markanın tescil kapsamındaki mal/hizmetler üzerindeki ayırt edici niteliği gibi unsurlar açısından kendine özgü özellikler taşıdığından ve ancak tüm bu unsurların birlikte değerlendirilmesi sonunda tescil başvurusuna ilişkin karar oluşturulabildiğinden dilekçede başka marka başvurularına ilişkin verilen kararların işbu itirazın değerlendirilmesinde dayanak gösterilmesi de haklı bulunmamıştır. Sayılan nedenlerle, işbu itirazın reddi gerekmiştir.” gerekçesiyle, ”İtirazın reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 26/12/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç bendi “Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” tescil edilemeyeceği hükmünü amirdir. Bu düzenleme marka hukukuna hakim olan öncelik ve bir markanın tek bir sahibi olması ilkelerini ifade eder. Böylece daha önce tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış bir markanın aynı veya ayırt edilmeyecek kadar benzerinin, aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetler için bir başkası adına mükerrer tesciline engel olunması amaçlanmıştır. Aksi halin bir markanın birden fazla kişi tarafından kullanılmasına ve halkın yanıltılmasına neden olacağı kabul edilmiştir. Bu hususu … tescil sürecinde, kendiliğinden dikkate almakla yükümlüdür.
Başvuruya konu markanın (işaretin) daha önce tescil edilmiş (veya başvurusu yapılmış) marka ile aynı olması, karşılaştırılan markaların (işaretlerin) özdeş, farksız, tıpa tıp taklit, aynen veya bire bir kopya olmalarını ifade eder. Aralarında küçük de olsa farlılık bulunan markalar ise aynı sayılamazlar. Ancak markaların farklı büyüklükte olması veya sözcük markalarının yazı karakterinin (el yazısı, büyük-küçük harf) veya yazı tipinin (…. gibi) farklılaştırılması aynı olma durumunu etkilemez.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlik ise, karşılaştırılan markalar aynı olmamakla birlikte, orta düzeydeki alıcıda bıraktığı genel izlenimlerinin hemen hemen aynı olmasıdır. Bir başka deyişle, markalar arasındaki farklılık o kadar önemsizdir ki, müşteri kitlesi nezdinde markalar yazılış, okunuş, görsel veya işitsel olarak aynı imiş gibi algılanırlar.
Ancak 6769 sayılı SMK’nın 5/1-ç maddesindeki tescil engelinin varlığı için sadece başvuru ile önceki markaların aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer olması yeterli değildir. Aynı zamanda başvuru ve önceki markanın kapsadığı mal ve hizmetlerin de aynı yada aynı tür olması zorunludur. Bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesi durumunda yasa koyucu halkın bu iki markayı karıştırma ihtimalinin bulunduğunu kabul etmiştir. Bu nedenle, … ayrıca karıştırma ihtimalinin var olup olmadığı üzerinde durmaksızın başvuruyu ret edecektir. Başvuru ve redde mesnet markanın kapsamındaki mal veya hizmetlerin bire bir örtüşmesi bir diğer söyleyişle özdeş olması halinde ayniyet mevcuttur. Aynı tür kavramı ise, kural olarak aynı sınıfın aynı alt gurubu içinde bulunmayı ifade eder. Marka Tescil Başvurularına Ait Mal ve Hizmetlerin Sınıflandırmasına İlişkin … sayılı Tebliğin 5 ve 7. maddeleri anılan ilkeyi açıkça ifade etmektedir. Bununla birlikte sınıflandırma Nice Anlaşmasının 2. maddesinde vurgulandığı üzere, tescil edilmiş herhangi bir markanın koruma kapsamının belirlenmesi bakımından bağlayıcı değildir.
Ayırt edilemeyecek kadar benzerlikten söz edilebilmesi için başvuru konusu işaret ile redde mesnet markalar arasında ortalama tüketici ve yararlanıcılar nazarıyla bakıldığında hiçbir araştırma ve herhangi bir inceleme yapılmasını gerektirmeyecek derecede açık ve net biçimde iltibasın ortaya çıkmasının kesin olarak öngörülebilir olması gerekir.
Yüksek Mahkeme uygulamalarına bakıldığında; 07/02/2011 tarih …. Sayılı … +… kararı, yine aynı yönde 28/05/2014 tarih …. sayılı … Ltd.Şti. +… kararı,….. Sayılı ilamları,
….. Sayılı ilamıyla ”…+…” ile …; …. Sayılı ilamıyla …+…; ….. Sayılı ilamıyla …+… ile …; ….. Sayılı ilamıyla …+… ve …+…; …. Sayılı ilamıyla …+… ile …; ….. Sayılı ilamıyla …+… ile …; …. Sayılı ilamıyla ….. Sayılı …. Sayılı … ile …; markaları arasında 7/1-b maddesi kapsamında ayniyetin bulunmadığı yönündeki kararlarının bulunduğu,
Nitekim … (…)uygulamalarına bakıldığında da, markaların birinde kısmen de olsa ayniyet algısını ortadan kaldırır bir … unsuru, bir mizanpaj var ise karşılaştırılan markaların özdeş olarak kabul edilemeyeceği vurgulanmaktadır. … (…) bu durumu “…” biçimindeki bir sözcük ile aynı markanın düzensiz bir yazı stili ile yazılmış biçiminin aynı olmayacağı örneği ile açıklamıştır. Yine …+… ve …+… markaları, … ile … markaları … (…) nezdinde aynı olarak kabul edilmeyen markalardır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Redde Mesnet Marka

… ….
(36. sınıf) (36. sınıf)

Davacı markası ile redde mesnet markaların emtiaları karşılatırıldığında; davaya konu marka başvurusunda bulunan hizmetlerin tamamının, redde mesnet gösterilen markalarda aynen/aynı tür olarak yer aldığı tespit edilmiş olup mal ve hizmetlerin aynı/aynı tür olması şartının sağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacının markasının incelenmesinde; tümü büyük harfler ile yazılı beyaz zemin üzerine … ibaresinden oluştuğu, herhangi bir … unsuru içermediği, kelime markası olduğu, anlaşılmaktadır.
Redde mesnet markanın incelenmesinde; redde mesnet markanın sol tarafından görsel bulunduğu, mavi ve gri tonlarında kombine edilmiş … ibaresi ve ibarenin hemen altında … LTD.ŞTİ yazılarak oluşturulduğu, markanın kelime + … markası olduğu, anlaşılmaktadır.
…. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede; bütünsel bakış açısıyla başvuru ve redde mesnet marka arasında ilk bakışta hiçbir inceleme ve araştırma yapmayı gerektirmeyecek şekilde ayırt edilemeyecek bir benzerliğin olmadığı, davacı markasının kelime markası olduğu, redde mesnet markanın kelime+… markası olduğu, bu durumda ilk bakışta genel görünüm itibariyle hedef tüketici kesiminin davacı konusu mal/hizmet sınıfları göz önünde bulundurulduğunda başvuru ve redde mesnet marka arasında hiç bir inceleme ve araştırma yapmayı gerekli kılmayacak şekilde bağlantı kurulma ihtimali de dahil iltibas ihtimalinin var olduğunun ve karıştırılmanın yaşanacağının söylenmesinin mümkün olmadığı, 5/1-ç anlamında aynı/ayırt edilemeyecek kadar benzer olmadıkları, zira 5/1-ç maddesi kapsamında yapılacak kıyaslama da markalarının ayırt edilmelerine imkan verecek herhangi bir farklılıktan yoksun olmaları ve işaretler arasındaki benzerliğin tartışmasız olması gerektiği, somut olayda ise başvuru ve redde mesnet marka ile karşılaşan ortalama seviyedeki tüketici kitlesinin ilk bakışta bütün olarak bıraktığı izlenim açısından hiçbir inceleme ve araştırma yapılmasını gerektirmeyecek derecede benzerlik olmadığı ortalama tüketicinin bu markası 5/1-ç maddesi çerçevesinde karıştırmasının ve ayırt edilemeyecek derecede benzer bulunması mümkün olmadığı, başvurudaki farklılıklar nedeniyle redde mesnet marka ile davacı markası arasında benzerliğin iltibasa yol açıp açmayacağının ayrıca inceleme yapılmasını gereksiz kılacak derecede güçlü ve açık olmadığı, başvuru ve redde mesnet marka arasında sescil benzerlik olsa da; redde mesnet markanın içerdiği diğer … ve ek kelime unsurunun görsel olarak farklılaştığı bu sayede ayrı işaretler olarak ortalama yararlanıcılar ve tüketiciler bakımından anlaşılabilir hale geldikleri, markalar bir bütün olarak incelendiğinde de birbirleri ile ilk bakışta hiç bir inceleme ve araştırma yapılmasına gerek olmaksızın bağlantı kurulma ihtimali de dahil iltibas ihtimalinin var olduğunun ve karıştırılma yaşanacağının söylenmesinin mümkün olmadığı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenleri ile neticeten davanın tümden kabulü ile; …’nın … sayılı kararın iptaline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
…’nın … sayılı kararın iptaline,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 269,85-TL karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 189,15-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 237,40-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 14/07/2023

Katip …. Hakim …
¸ ¸
MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF :172,90-TL
GİDER AVANSI : 64,50-TL
TOPLAM :237,40-TL