Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/287 E. 2023/93 K. 18.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/287
KARAR NO : 2023/93

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/02/2017
———————————–
KARAR TARİHİ : 18/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; asıl davada, müvekkili şirketin kurulduğu günden ve daha öncesinde gerçek kişi işletmesinden devraldığı haklarla birlikte 30.12.1994 yılından itibaren benzin istasyonları ve plazalarında “…” ibaresini kullandığını, … …’da 1997’den bu güne, … … alışveriş merkezinde ise 2001’den bu güne kesintisiz olarak yoğun şekilde … ibaresini kullandığını ve anılan ibarenin müvekkili ile özdeşleştiğini, davalı yanın müvekkilinin fiili kullanımları ile haklı marka başvurularını engellemek amacıyla gerçekleştirdiği ve oldukça geniş mal ve hizmet gruplarını içeren … sayılı “…” ibareli markayı kötü niyetle tescil ettirdiğini, “…” markasının 35. Sınıftaki “mağazacılık hizmetleri” üzerinde tescilli olduğu halde asıl unsurunun mağazacılıktan tümüyle farklı şekilde, “ofislerin bulunduğu binayı” ifade eden “…” ibaresinden oluştuğunu, bu ibarenin ortalama tüketiciler yönünden mutlak şekilde yanıltıcı bulunduğunu, davalı yanın faaliyet gösterdiği 25. sınıftaki giyim eşyalarına dair başka markaları olduğu halde iş bu davaya konu markası kapsamında 25. sınıfa hiç yer vermediğini, asla kullanmadığı ve kullanmayacağı (işyerleri ofis işletmeciliği anlamını taşıyan) … ibaresini asıl unsur içine dahil ederek ve bu ibareyle çelişir şekilde 35/06 mağazacılık hizmetleri için başvuruda bulunarak kötü niyetle hareket ettiğini, ayrıca … sayılı ve “…” ibareli davalı markasının tescil kapsamındaki 35. Sınıftaki mağazacılık hizmetleri yönünden kullanılmadığını, bu sebeple iptali ve sicilden terkini gerektiğini, davalı yanın işyerinde yapılacak keşiften de anlaşılacağı üzere “… …” şeklindeki bir işletme adı kullanımının … sayılı “…” ibareli markanın 35/06 mağazacılık hizmetinde kullanıldığı anlamına gelmediğini, ileri sürerek davalı adına tescilli … sayılı ve “…” ibareli markanın yanıltıcı ve kötü niyetli tescil edilmiş olması nedeniyle tümüyle hükümsüzlüğüne, bu istemin kabul görmemesi halinde dava konusu markanın 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarnca iptaline ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada da … sayılı ve “…” ibareli markanın 35.sınıf hizmetleri yönünden tescil edildiği 07/06/2006 tarihinden itibaren hiç bir şekilde kullanılmadığını ileri sürerek SMK’nın 9. maddesi gereğince markanın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı Şirket vekili cevap dilekçesiyle; asıl davada, müvekkili şirket ortağı Fuat Şimşek’in kurucu ortağı olduğu 02.08.1994 tarihinde kurulan ve daha sonra aile şirketi haline gelen … San. Ve Tic. Ltd. Şti. tarafından … markasının tescilden önce dahi ciddi olarak kullanıldığını, daha sonra 28.12.1999 tarihinde … no ile … nezdinde tescil edildiğini, bu markanın söz konusu şirket tarafından kesintisiz olarak kullanıldığını, bu durumun …. E. sayılı dosyasında kapsamlı olarak incelenip karara bağlandığını, söz konusu kararda müvekkili tarafından markanın 35. Sınıf yönünden ciddi kullanımda olduğunun belirtildiğini, … esas unsurlu … markasının 35. Sınıf açısından ve 556 s. KHK anlamında müvekkili tarafından kullanıldığının yargılama aşamasında yapılacak keşifle ve müvekkili şirketin kayıtları incelendiğinde açıkça görüleceğini, müvekkili şirket markalarının ayırt edici unsurunun … olduğunu, … ibarelerini mağazacılık hizmetleri yönünden kullanma önceliğinin müvekkili şirkete ait olduğunu, bu hususun yargı kararıyla kesinleştiğini , davacı yanın müvekkili şirketin salt … … olarak mağazalaştığı iddiasının haksız olduğunu, … ibaresinin İngilizcede “kadın” anlamına geldiğini ve genel bir kelime olduğunu, “… …” ibaresindeki ana unsurun … markası olduğunu savunarak asıl davanın reddini istemiş, birleşen dava yönünden de asıl davada aynı markanın kullanmama nedenine dayalı iptali talebinde bulunulduğundan derdestlik nedeniyle davanın reddi gerektiğini, dava konusu markanın tescilinden bu yana kullanıldığını savunarak birleşen davanın reddini istemiştir.
YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizce, 23/05/2019 tarih …. sayılı karar ile; “…” ibareli davalı markasının tescilinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-f bendine aykırılık teşkil etmediği, davacının … ibaresi üzerinde 35/06 alt grubu bakımından üstün/öncelikli hakkı bulunmadığı ve gerçek hak sahipliği iddiasının mesnetsiz olduğunun mahkemenin 15.02.2011 tarih, …. . sayılı kararı ile hükme bağlandğı, söz konusu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu bağlamda, davacının bu iddialara dayalı kötüniyet iddiası ve hükümsüzlük isteminin mesnetsiz bulunduğu, davacı tarafça ayrıca kendisinin mağazacılık hizmetlerinde marka tescili yaptırmasını engellemek amacıyla dava konusu markanın tescil edildiğinin ileri sürüldüğü, dosya kapsamında yer alan delillerden, davacının, davalıyı engellemek maksadıyla değil, 25. sınıftaki emtiaların satışında ve mağazacılık hizmetlerinde kullanmak maksadıyla dava konusu markayı tescil ettirdiğinin anlaşıldığı, her ne kadar, davalının … sayılı … markasının 25. Sınıftaki malların satışı ile sınırlandırılmaması kötü niyet olarak ileri sürülmüşse de dava konusu markanın tescil başvurusunun yapıldığı 2005 yılında 35/06 alt grubundaki mağazacılık hizmetlerinin belli bir emtianın satışı ile sınırlandırılmasını zorunlu kılan bir düzenleme bulunmadığı, davalının engelleme amacıyla markasını tescil ettirmediği, aksine 25. Sınıfta fiilen kullandığı mal markasını, hizmet markası olarak tescil ettirmesinin ticari teamüllere uygun olduğu, bu nedenle dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesinin … kararı ile iptali edildiği, bu itibarla davacının anılan maddeye dayalı terditli talebinin yasal dayanağını kaybettiği gerekçesiyle asıl davanın reddine , birleşen davanın da asıl davada da aynı markanın kullanılamama nedenine dayalı iptalinin talep edildiği, asıl davadaki bu talebin birleşen dava bakımından derdestlik teşkil ettiği gerekçesiyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
… sayılı ilamıyla;
”1-Asıl dava, davalı Şirkete ait … sayılı markanın hükümsüzlüğü olmadığı takdirde 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi uyarınca kulllanmama nedeniyle iptali istemlerine, birleşen dava da … sayılı markanın SMK’nın 9. maddesi uyarınca kullanmama nedeniyle iptali istemine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Yukarıda da belirtildiği üzere birleşen dava, davalı Şirket adına tescilli … sayılı markanın SMK’nın 9. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince, asıl davada da aynı markanın kullanmama nedeniyle iptalinin talep edildiği, dolayısıyla asıl davanın birleşen dava yönünden derdestlik teşkil ettiği kabul edilerek birleşen davanın derdestlik nedeniyle yazılı şekilde reddine karar verilmişse de, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-ı maddesi anlamında derdest bir davadan bahsedebilmek için ilk koşul tarafları, müddeabihi ve dava sebebi aynı olan bir davanın daha önce açılmış olması, ikinci koşul ise daha önce açılmış bulunan davanın hâlen görülmekte olmasıdır. Somut olay bakımından asıl davada, birleşen davanın da konusunun oluşturan … sayılı davalı Şirket markasının kullanılmadığı iddiasıyla iptali talep edilmişse de asıl davadaki bu talebin … kararı ile iptal edilen 556 sayılı KHK’nın 14. maddesine dayalı olduğu, birleşen davada ise aynı markanın 6769 sayılı SMK’nın 9. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı iptalinin talep edildiği, asıl ve birleşen dava tarihi itibariyle markanın kullanımının ispatlanması gerektiği dönemlerin farklı bulunduğu, bu bağlamda her ne kadar asıl dava ve birleşen davanın tarafları aynı olsa da dava sebebinin ve konusunun farklı bulunduğu gözetildiğinde asıl davanın birleşen dava bakımından derdestlik teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Nitekim …. .’nin aynı taraflar arasındaki benzer bir uyuşmazlıkta verdiği …. sayılı kararında da aynı sonuca ulaşılmıştır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince, yukarıda açıklanan nedenlerle asıl davanın birleşen dava yönünden derdestlik oluşturmayacağı nazara alınarak birleşen dava yönünden işin esasına girilmesi gerekirken birleşen davanın yazılı şekilde dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi doğru olmamış, Dairemizce davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir. 2-İstinaf kararın niteliğine göre davacı vekilinin asıl davaya ilişkin tüm, birleşen davaya yönelik sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. ” gerekçesiyle, ”1-HMK’nın 353/1-a-6. maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf itirazlarının kabulü ile …. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, davanın yeniden görülmesi için mahkemesine İADESİNE, 3-Kararın niteliğine göre davacı vekilinin asıl davaya ilişkin tüm, birleşen davaya yönelik sair istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,” şeklinde karar verilmiş dava mahkememizin …. E. Sırasına kaydedilmiştir.
Bilirkişi heyetinden bozma ilamı doğrultusunda ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler ek raporlarında; asıl dava bakımından dava tarihi olan 14.03.2016 tarihinden geriye dönük 5 yıl süreyle hükümsüzlük talebi yönünden Mülga 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesinin, …. sayılı kararı ile iptal edildiği ve iptal kararının 06.01.2017 tarihli ve 29585 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğinden huzurdaki davada bu maddeye dayalı iptal talebinin, …’nin iptal kararı ile hukuki dayanağını yitirdiği; Birleşen Dava bakımından dava tarihi olan 14.02.2017 tarihinden geriye dönük 5 yıl süreyle Kullanmama Nedeniyle İptal Talebi Yönünden ise; incelenen deliller ve yapılan iki ayrı keşif neticesinde; davalının … sayılı … ibareli markasını “18. Sınıf: Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamül başka sınıflarda yer almayan eşyalar: Çantalar. 23. Sınıf: 23/01 Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. 24. Sınıf: 24/01 Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. 25. Sınıf: 25/01 Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler. 25/02 Ayak giysileri. 26. Sınıf: 26/01 Boncuklar. 26/02 Fermuarlar.” mallarının satışına ilişkin 35/05 alt grubundaki perakendecilik hizmetleri üzerinde kullandığı, ancak mal sınıfları kapsamında diğer malların satışına ilişkin hizmetlerde kullandığına dair herhangi bir delille rastlanmadığı; takdirin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Asıl dava yönünden:
“…” ibareli davalı markasının tescilinin 556 sayılı KHK’nın 7/1-f bendine aykırılık teşkil etmediği, davacının … ibaresi üzerinde 35/06 alt grubu bakımından üstün/öncelikli hakkı bulunmadığı ve gerçek hak sahipliği iddiasının mesnetsiz olduğunun mahkemenin 15.02.2011 tarih, …. sayılı kararı ile hükme bağlandğı, söz konusu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, bu bağlamda, davacının bu iddialara dayalı kötüniyet iddiası ve hükümsüzlük isteminin mesnetsiz bulunduğu, davacı tarafça ayrıca kendisinin mağazacılık hizmetlerinde marka tescili yaptırmasını engellemek amacıyla dava konusu markanın tescil edildiğinin ileri sürüldüğü, dosya kapsamında yer alan delillerden, davacının, davalıyı engellemek maksadıyla değil, 25. sınıftaki emtiaların satışında ve mağazacılık hizmetlerinde kullanmak maksadıyla dava konusu markayı tescil ettirdiğinin anlaşıldığı, her ne kadar, davalının … sayılı … markasının 25. Sınıftaki malların satışı ile sınırlandırılmaması kötü niyet olarak ileri sürülmüşse de dava konusu markanın tescil başvurusunun yapıldığı 2005 yılında 35/06 alt grubundaki mağazacılık hizmetlerinin belli bir emtianın satışı ile sınırlandırılmasını zorunlu kılan bir düzenleme bulunmadığı, davalının engelleme amacıyla markasını tescil ettirmediği, aksine 25. Sınıfta fiilen kullandığı mal markasını, hizmet markası olarak tescil ettirmesinin ticari teamüllere uygun olduğu, bu nedenle dava konusu markanın hükümsüzlüğü koşullarının oluşmadığı, 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesinin … kararı ile iptali edildiği, bu itibarla davacının anılan maddeye dayalı terditli talebinin yasal dayanağını kaybettiği gerekçesiyle asıl davanın reddine karar verilmiştir.
… sayılı ilamıyla da belirtildiği üzere birleşen dava, davalı Şirket adına tescilli … sayılı markanın SMK’nın 9. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı iptali istemine ilişkin olup asıl davadaki talebin … kararı ile iptal edilen 556 sayılı KHK’nın 14. maddesine dayalı olduğu, birleşen davada ise aynı markanın 6769 sayılı SMK’nın 9. maddesi uyarınca kullanmama nedenine dayalı iptalinin talep edildiği, asıl ve birleşen dava tarihi itibariyle markanın kullanımının ispatlanması gerektiği dönemlerin farklı bulunduğu bu kapsamda dava konusunun farklı olduğu anlaşılmakla birleşen dosyanın kullanmama nedeni ile iptali incelenmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile dava tarihinden geriye dönük beş yıllık süre de dava konusu markanın tescilli bulunduğu sınıflarda ciddi kullanımının bulunup bulunmadığı bilirkişi marifeti ile incelenmiştir. Dava tarihi olan 14.02.2017 tarihinden geriye dönük 5 yıl süreyle Kullanmama Nedeniyle İptal Talebi Yönünden incelenen deliller ve yapılan iki ayrı keşif neticesinde; davalının 2005/1818 sayılı … ibareli markasını “18. Sınıf: Derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamül başka sınıflarda yer almayan eşyalar: Çantalar. 23. Sınıf: 23/01 Tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. 24. Sınıf: 24/01 Dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar. 25. Sınıf: 25/01 Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler. 25/02 Ayak giysileri. 26. Sınıf: 26/01 Boncuklar. 26/02 Fermuarlar.” mallarının satışına ilişkin 35/05 alt grubundaki perakendecilik hizmetleri üzerinde kullandığı, ancak mal sınıfları kapsamında diğer malların satışına ilişkin hizmetlerde kullandığına dair herhangi bir delille rastlanmadığı anlaşılmıştır. İspat külfetinin davalı üzerinde olduğu görülmekle kullanıldığı ispat edilemeyen mal ve hizmet sınıfları yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
ASIL DAVA YÖNÜNDEN
Asıl davada 556 sayılı KHK 7/1-f ve kötü niyet iddiaları ile açılan davanın 7/1-f ve kötü niyet şartlarının oluşmamış olması nedeniyle 14 madde gereğince yapılan talebinde 556 KHK 14 maddenin Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması nedeniyle asıl davanın REDDİNE,
Asıl dava yönünden Harçlar Yasasına göre hesaplanan 269,85-TL karar harcından peşin alınan -TL’nin mahsubu ile bakiye 240,65-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Asıl dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Asıl dava yönünden davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Asıl dava yönünden davalının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 1.200-TL gider avansından ibaret yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
Davanın kısmen kabulü ile
Davalı adına tescilli … kod numaralı … ibareli markanın ”18. Sınıfta yer alan derilerden, deri taklitlerinden veya diğer malzemelerden mamül başka sınıflarda yer almayan eşyalar: çantalar. 23. Sınıfta yer alan 23/1 tekstil amaçlı büküm iplikleri; dikiş, nakış ve örgü iplikleri, tireler, esnek iplikler. 24. Sınıfta yer alan 24/1 dokunmuş veya dokunmamış kumaşlar, 25. Sınıf yer alan; 25/1 koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç -dış giysiler. 25/2 ayak giysileri 26ç sınıfta yer alan 26/1 boncuklar 26/2 fermuarlar” mallarının satışına ilişkin 35/5 alt grubundaki perakendecilik hizmetleri dışında kalan tüm mal ve hizmet sınıfları yönünden kullanmama nedeniyle iptaline,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine,
Birleşen dava yönünden Harçlar Yasasına göre hesaplanan 269,85-TL karar harcından peşin alınan 31,40-TL’nin mahsubu ile bakiye 238,45-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
Birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Birleşen dava yönünden davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 9.570,20-TL yargılama giderinin takdiren 6.380,13-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
Birleşen dava yönünden davalı tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 18.07.2023

Katip … Hakim …
¸ ¸

DAVACI MASRAF DÖKÜMÜ
İlk masraf : 62,70-TL
Gider Avansı :9.304,50-TL
İstinaf K. Yoluna Başvurma Harcı : 148,60-TL
İstinaf Karar Harcı : 54,40-TL
TOPLAM :9.570,20-TL

DAVALI MASRAF DÖKÜMÜ
Gider Avansı :1.200-TL
TOPLAM :1.200-TL