Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/20 E. 2023/63 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/20 Esas – 2023/63
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/20
KARAR NO : 2023/63

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 18/01/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; Davalı …’a ait …. ibareli marka başvurusuna
yapılan itirazın … tarafından 12.11.2021 tarihinde verilen … sayılı
kararı ile reddedildiğini,
davalı kurumun tesis etmiş olduğu ret kararının, marka hukukunda benimsenen ilkelere,
… düzenlemelerine ve kamu düzenine ters düşmekte ve hukuka
aykırılık teşkil etmekte olduğunu,
Davacı …’un markaları ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olan ve
davacının tanınmış markalarının itibarına zarar vererek haksız kazanca sebep olacağını,
davacının … A.Ş., …’nin sermaye piyasaları alanında faaliyet gösteren
tek borsası olduğunu, 30/12/2012 tarihli 6362 sayılı… ile
kurulduğu ve Kanunun 138 inci maddesi uyarınca 03/04/2012 tarihinde esas
sözleşmesinin ticaret siciline tescili ile faaliyete geçtiğini, 6362 sayılı …. , Borsaları tanımlamış, kuruluş ve faaliyet esaslarını belirlemiş ve …. ’a ilişkin özel hükümler getirildiği, kıymetli madenler ve kıymetli taşlara ilişkin
borsacılık faaliyetlerinde bulunma yetkisine sahip olduğunu,
davalının “… …” markası altında hizmet verilebilmesi için en
başta … izni ile kurulmuş ve … tarafından
faaliyetine izin verilmiş bir borsanın varlığı gerektiği, ortada bu şekilde bir borsa
bulunmadığı, kıymetli maden ticareti ve kıymetli madenlere ilişkin borsacılık faaliyetinin
ülke ekonomisini ve kamuyu yakından ilgilendirdiğini, açıklanan şekilde bir kuruluş ve
faaliyet izni bulunmadan ve markanın tescil edilmek istendiği mal ve hizmete ilişkin
faaliyetin yerine getirilmesi hukuken mümkün olmadığını,
“… …” markası adı altında sunulacak mal veya hizmetlerin
tüketicileri/(özellikle küçük yatırımcılar olmak üzere) yatırımcıları yanıltacak ve bu
marka, kanunla kurulmuş olan …’u iştiraki/birimi/temsilcisi gibi algılanma
tehlikesi oluşturacağı, davacı markalarına olan güveni zedeleyeceği, davalı kurumun
mevzuata ve kamu düzenine ilişkin araştırmaları re’sen gerçekleştirmek zorunda
olduğunu,
…’un sahip olduğu tanınmışlık ve itibardan yararlanma amacı taşıyan dava
konusu marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu, başka ibareli bir marka
seçebilecekken müvekkili şirkete ait markayla iltibas derecesinde benzer bir ibarenin
seçilmiş olması tesadüf olarak nitelendirilemeyeceği, dava konusu markanın tescil
edilmesi halinde …’nın ilgili maddeleri uyarınca haksız rekabet oluşacağını, davaya
konu markanın görsel, işitsel ve kavramsal olarak davacı markaları ile iltibas düzeyinde
benzer olduğunu, davalı markasının altınlar, mücevherler, kıymetli taşlar emtiasında
davacı ile bağdaştırılabilecek emtialarda tescillenmek istendiği, davacının kısaltması olan
“…” ibaresinin yüksek bilinirliğe sahip olduğunu,
davaya konu … kararının iptal edilmemesinin, davalı Kurum tarafından verilen
kararlar ile çelişeceğini
ifade ederek,
1. … sayılı … … Kararının iptaline,
… sayılı “… …” markasının tescili halinde
hükümsüzlüğüne,
yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; Davalı şirket tarafından, 10.08.2020 tarihinde … başvuru numarası ile “…
…” ibareli marka için 14., 35. ve 40. sınıflarda marka başvurusunda
bulunulmuş; söz konusu marka başvurusu … tarafından kabul
edilerek 28.09.2020 tarih ve 357 sayılı Resmi Marka Bülteni’nde ilan edilmiş, söz konusu yayına
davacı tarafından itiraz edilmiş, işbu itiraz … tarafından reddedilmiş,
davacı tarafından söz konusu ret kararına … … nezdinde yapılan
itiraz, … tarafından incelenmiş ve ….’nun … sayılı kararı ile; ”6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun (6769 s. SMK) 19 uncu maddesi uyarınca verilen
ilana itirazın reddi kararına karşı yapılan itirazın incelenmesi.

Kurul’da, ilgili tüketicilerin başvuruya konu marka ile itiraza gerekçe olarak gösterilen
markaları bütüncül algı çerçevesinde farklı ticari kaynaklardan gelen birbirinden farklı
markalar olarak algılayabileceği kanaatine varılmış ve başvuru ile itiraza gerekçe olarak
gösterilen markalar bütünüyle bıraktıkları izlenim itibarıyla ilişkilendirilme ihtimali dahil
olmak üzere karıştırmaya yol açabilecek derecede benzer bulunmamıştır. Bu itibarla,
markalar arasında 6769 s. SMK’nın 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinin
bulunmadığı kanaatine varılmıştır. SMk m.6/3 ve 6/6 gerekçeli itirazlar, ilgili hükümlerin
koşullarının oluştuğu ispatlanamadığından bu yöndeki itirazlar da kabul edilmemiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 18/01/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:dava konusu markanın SMK 5/1-(ı) maddesi gereğince tescil edilemeyeceği,
dava konusu markanın kapsamındaki “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir
şekilde görmesi ve satın alması için Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden
meydana getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri,
televizyonlar, videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar,
masa üstü-tablet bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler,
bileklikler, başa takılan cihazlar), mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme
ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar çevre donanımları: cep telefonları ve
bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri, bilgisayar yazıcıları,
tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara
kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla
indirilebilen ve manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar;
manyetik/optik okuyuculu kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara
kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve video müzik klipleri. Makine ve
cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler, elektronik devreler,
entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar, saptırıcılar;
elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar
(sensörler). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler
perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer
yöntemler ile sağlanabilir).” hizmetlerinin davacının markalarının kapsamında
ilişkili olarak yer aldığı,
dava konusu marka başvurusu ile davacı markaları arasında marka işaretleri
bakımından benzerlik bulunduğu,
dava konusu marka ile davacı markaları arasında yukarıda belirtilen hizmetler
bakımından karıştırılma ihtimali bulunduğu,
– Davacının tanınmışlık gerekçeli itirazının yerinde olduğu,
… … sayılı … Kararı iptal şartlarının oluştuğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “…” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacının Redde Gerekçe Markaları

… … …
(14, 35 VE 40. sınıf) … +…
… …

(09, 16, 35, 36 ,37, 38, 41, 42. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu markanın kapsamında yer alan “35. Sınıf: Müşterilerin malları elverişli bir
şekilde görmesi ve satın alması için Ses ve görüntünün kaydı, nakli veya yeniden meydana
getirilmesi (reprodüksiyonu) için cihazlar: kameralar, fotoğraf makineleri, televizyonlar,
videolar, cd-dvd kayıt ve oynatıcı cihazlar, mp3 çalar, bilgisayarlar, masa üstü-tablet
bilgisayarlar, giyilebilir teknolojik cihazlar (akıllı saatler, bileklikler, başa takılan cihazlar),
mikrofonlar, hoparlörler, kulaklıklar; haberleşme ve çoğaltma amaçlı cihazlar ve bilgisayar
çevre donanımları: cep telefonları ve bunların kılıfları, sabit telefonlar, telefon santralleri,
bilgisayar yazıcıları, tarayıcılar, fotokopi makineleri. Manyetik, optik kayıt taşıyıcılar ve bunlara
kaydedilmiş bilgisayar programları ve yazılımları; bilgisayar ağları vasıtasıyla indirilebilen ve
manyetik ve optik ortamlara kayıt edilebilen elektronik yayınlar; manyetik/optik okuyuculu
kartlar, manyetik, optik ve elektronik ortamlara kaydedilmiş çekilmiş sinema filmleri, diziler ve
video müzik klipleri. Makine ve cihazların elektroniğinde kullanılan elemanlar: yarı iletkenler,
elektronik devreler, entegreler, yongalar (çipler), diyotlar, transistörler, manyetik kafalar,
saptırıcılar; elektronik kilitler, fotoseller, elektronik açma kapama mekanizmaları, algılayıcılar
(sensörler). mallarının bir araya getirilmesi hizmetleri (belirtilen hizmetler perakende, toptan
satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir).”
hizmetlerinin davacının redde gerekçe markalarının kapsamlarında ilişkili olarak yer aldığı görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde;dava konusu “… …” ibareli marka, beyaz zemin üzerine, siyah renkte,
büyük, kalın harflerle “…” ibaresi ve bu ibarenin altında “…” ibaresinin
yer aldığı, herhangi bir figüratif unsur içermeyen kelime markası olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının redde gerekçe markalarının incelenmesinde; markaların, “…” ve “…” ibarelerinin yer aldığı bazılarında figüratif unsurların yer aldığı kelime veya karma markalar olduğu, anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve … sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “…, … grubu ve … ” esas ibareli markalar ile davalının “… …” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… …” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının … dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrası anlamında; her ne kadar davacı markalarının … tanınmış marka sicilinde kayıtlı
olmadığı tespit edilmiş olsa da, “…” ibareli markanın ülkemizde bilinirliğinin
yüksek olduğu da dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
…’nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait markanın kurum tarafından iptaline karar verildiği görülmekle hükümsüzlük talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 3.306,90-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 172,90-TL
GİDER AVANSI :3.134,00-TL
TOPLAM :3.306,90-TL