Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/167 E. 2022/356 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2022/167 Esas – 2022/356
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2022/167
KARAR NO : 2022/356

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 10/05/2022
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin çok uzun yıllardır kullandığı markası olan “…………” için Türk Patent ve Marka Kurumuna 03.09.2020 tarihinde 2020/102976 Başvuru Numarası ile 43. sınıf için tescil başvurusunda bulunduğunu, dava konusu “… club … tekirova” ibareli başvurunun yayınına … Turizm Ticaret Anonim Şirketi tarafından itirazda bulunulduğunu, itiraz üzerine TÜRKPATENT tarafından yapılan inceleme neticesinde itirazın reddine karar verildiğini, TÜRKPATENT Markalar Dairesinin karara itiraz sahibi … Turizm Ticaret Anonim Şirketi tarafından YİDK’da görüşülmesi için yeniden itiraz edildiği ve marka başvurusunun Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Başkanlığı Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2022-M-2257 sayılı kararı ile reddine karar verildiğini, Kurum tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili markası ile redde gerekçe markaların benzer olmadığını, karıştırlma ihtimali bulunmadığını iddia ederek TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2022-M-2257 sayılı kararının iptaline, müvekkiline ait 30.09.2020 başvuru tarihli 2020/102976 numaralı “”…” ibareli markasının 43. Sınıfın tüm emtiaları dâhil edilerek tescil edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinin karşı tarafa ikmaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, davanın iki aylık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davanın süre yönünden öncelikle reddine karar verilmesini, bu yönden mahkeme aksi kanaate bulunduğu takdirde müvekkili Kurum tarafından verilen kararların usul ve yasaya uygun olması dikkate alınarak davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkili şirketin “…” ismi altında 1988 yılından bu yana otelcilik, konaklama ve rezervasyon hizmeti verdiğini, 1990 yılında Antalya Şubesini açtığını, 1999 yılında “…” ünvanına Turizm İşletme Belgesi aldıklarını ve o tarihten bu yana da markayı aralıksız olarak kullandıklarını, 2005 yılında ”hotel …” adı altında 2005/05983 kod numarası ile marka müracaatında bulunduklarını, bu müracaatın başka bir markaya benzerlik nedeni ile reddedildiğini, bu red kararı üzerine redde gerekçe gösterilen bu marka sahibine karşı hükümsüzlük davası açıldığını, bu dava İstanbul 3.fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi 2007/69, 2010/104 ve 2013/144 nolu dosyaları ile devam ettiğini ve davalarda müvekkili lehine eskiye dayalı kullanım nedeniyle mahkemece de kabul edildiğini ve tescile engel olan markanın iptal edildiğini, yargılamanın tamamlanmasından sonra 2013 yılında 2013/75223 nolu başvuru için marka tescilinin alındığını, müvekkilinin markayı kullanmaya başlama tarihinin buradan da anlaşılacağı üzere 1988 yılı olduğunu, “…” ibaresinin, müvekkilin 1988 yılından bu yana fiilen ve aralıksız olarak kullandığını, 2005 yılında ilk marka müracaatında bulunduğu, 2013 yılında da mahkeme kararı sonrasında ilk tescili aldıklarını ve 2017 yılında da seri marka haline getirdiği “KONAKLAMA ve TURİZM SEKTÖRÜNDE” müvekkilin bölgesel tanınmış markası olduğunu, halen Antalya Alanya bölgesinde iki adet beş yıldızlı oteli ile “…” markası altında faaliyet gösterdiğini, müvekkili markasının sadece “…” ibaresinden oluştuğunu, bu ibarenin aynı zamanda markanın asli unsuru olduğunu, davacı tarafın da markasında bu ibarenin aynısı olan ve telaffuzu da aynı olan “…” ibaresini kullanarak müvekkili markasına tecavüz ettiğini, davalı tarafın otelinin, müvekkilin oteliyle karıştırıldığını ve aynı işletmenin farklı bir oteli olarak algılandığını ve tüketiciyi yanılttığını, davalı markasında kullanılan “… club” ibareleri tali kelimeler olup, bu ibareler asıl markaya yönlendirme yapmakta ve “…” markasına aidiyeti simgelediğini, markalar arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalleri (iltibas) olduğunu, bu husus nedeniyle Antalya 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/265 nolu dosya ile “markaya tecavüzün tespiti, men ve refi davası açtıklarını ve davanın halen derdest olduğunu, davacının “eskiye dayalı kullanımı” nın bulunmadığını, Kurum tarafından verilen dava konusu 2022-M-2257 sayılı YİDK kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA ve GEREKÇE:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı marka başvurusu ile ilgili verilen TÜRKPATENT Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun 2022-M-2257 sayılı kararının iptali koşullarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiştir.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; … Turizm Otelcilik Yatırım İnşaat Taahhüt Ticaret Anonim Şirketi adına “… club … tekirova” ibaresinin Uluslararası NICE Sınıflandırma Sisteminin 43. sınıfında yer alan hizmetlerde kullanılmak üzere tescil başvurusu 03/09/2020 tarihinde yapıldığı, 2020/102976 kod numarası verilerek işleme alınan marka tescil başvurusunun, yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 16. maddesi uyarınca 12/11/2020 tarih ve 360 sayılı Resmi Marka Bülteninde ilanına karar verildiği, dava konusu “… club … tekirova” ibareli başvurunun yayınına … Turizm Ticaret Anonim Şirketi tarafından itirazda bulunulduğu, itiraz üzerine ilgili daire tarafından yapılan inceleme neticesinde itirazın reddine karar verildiği, İlgili Dairenin almış olduğu karara itiraz sahibi … Turizm Ticaret Anonim Şirketi tarafından YİDK’da görüşülmesi için itiraz dilekçesi sunulduğu, YİDK’nın 2022-M-2257 sayılı kararıyla; “2020/102976 başvuru numaralı “… club … tekirova” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2013 75223, 2017 19699, 2017 19703, 2019 93008 sayılı “… hotels”, “… hotel”, “… resort & spa”, “… hotel & villas” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali ve eskiye dayalı kullanım gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. 6769 s. Kanun’un 6 ncı maddesi (1) inci fıkrası, “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dahil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” hükmünü amirdir. Hükümden de anlaşılacağı üzere, 6769 s. Kanun’un 6/1 maddesi hükmü anlamında karıştırılma ihtimalinden söz edebilmek için öncelikle, iki koşulun birlikte var olması gerekmektedir. Bu iki koşuldan birincisi, tescili talep edilen markanın daha önceden tescilli ya da başvurusu yapılmış bulunan itiraz gerekçesi marka(lar) ile aynı ya da benzer olması, diğeri ise uyuşmazlığa konu markaların aynı ya da benzer mal ya da hizmetleri kapsamasıdır. Bilindiği gibi markalar arasındaki karıştırılma ihtimali incelemesi; markalar arasındaki benzerlik düzeyi, mal/hizmetler arasındaki benzerlik düzeyi, itiraza gerekçe olarak gösterilen markanın ayırt edici gücü ve ilgili tüketici kesiminin dikkat düzeyi gibi bir dizi unsurun değerlendirilmesine dayanır. Bu değerlendirme son tahlilde bütün unsurların birlikte değerlendirilmesiyle yapılmalıdır (AB Adalet Divanı, 22/06/1999, Lloyd Schuhfabrik, AB Adalet Divanı, 11/11/1997, Sabel). Bununla birlikte, ortalama tüketicilerin farklı markalar arasında doğrudan bir karşılaştırma yapma şansına nadiren sahip olduğu, bunun yerine markaların zihninde kalan tam olmayan imajını (hatırasını) esas aldığı faktörü dikkate alınmalıdır. Başka bir deyişle, satın alma işlemi sırasında markalar arasında detaylı bir karşılaştırma yapma imkanı her zaman mümkün olmadığından, tüketiciler markaları tam ve eksiksiz bir şekilde hatırlamayabilirler, ancak hafızalarında kaldığı kadarıyla markaları hatırlarlar. Belirtilen genel ilkeler çerçevesinde yapılan incelemede, başvuru konusu “… club … tekirova” ibareli marka ile itiraz gerekçesi “… hotels”, “… hotel”, “… resort & spa”, “… hotel & villas” ibareli markaların görsel, işitsel ve kavramsal yönden benzer oldukları, markaların tescil kapsamında yer alan mal ve hizmetlerin de aynı olduğu dikkate alındığında ilgili tüketici kesimi nezdinde marka sahipleri arasında idari veya iktisadi anlamda bir bağlılığın bulunduğu yönünde bir izlenim oluşabileceği, diğer bir deyişle başvuru ile itiraz gerekçesi markalar arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil olmak üzere karıştırılma ihtimalinin bulunduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır. Muterizin eskiye dayalı kullanıma dayalı itirazını ispatlayıcı somut belge veya delile rastlanamadığından sözkonusu iddia yerinde bulunmamıştır.” gerekçesiyle itirazın kabulüne, başvurunun reddine karar verilmiştir. ” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
YİDK kararının davacı tarafa 04/03/2022 tarihinde tebliği edildiği, eldeki davanın 10/05/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
5000 sayılı Patent ve Marka Vekilliği ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanunun 15/C maddesinde yer alan hüküm gereği TÜRKPATENT’in nihai kararı niteliğindeki YİDK kararına karşı ikame edilecek iptal davalarında iki aylık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Anılan düzenleme, “Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Dairesinin kararları Kurumun nihai kararlarıdır. Bu kararlara karşı, kararın bildirim tarihinden itibaren iki ay içinde Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde dava açılabilir.” şeklindedir.
Somut olayda, 2022-M-2257 sayılı YİDK kararı 04/03/2022 tarihinde davacı tarafa tebliğ edilmiş ve anılan kararın iptali istemli dava 10/05/2022 tarihinde mahkememizde ikame edilmiş olup, Kanunda belirlenen hak düşürücü süre geçirilmiştir.
Yukarıda izah olunan gerekçelerle iki aylık yasal dava açma süresi geçirilmiş olması dikkate alınarak süresinde açılmayan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Süresinde açılmayan DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

¸ ¸