Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/144 E. 2023/68 K. 06.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2022/144
KARAR NO : 2023/68

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 22/04/2022
KARAR TARİHİ : 06/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkili şirketin 1991 yılından itibaren yurt ve dünya çapında tanınan ve bilinen “…” çatı markası altında tekstil giyim ürünleri alanında işlem gören bir şirket olduğunu, … markasının … nezdinde 13.12.2004 tarihinde tanınmış marka olarak ilan edildiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan popüler isimlerin yer aldığı reklam kampanyaları ile güçlü bir marka algısı yaratıldığını, müvekkili tarafından 2015 yılında hayata geçirilen “…” konsepti kapsamında “…” markasının yanı sıra “… …”, “… … …”, “… …” markalarının tescil ettirildiğini, yaygın ve yoğun reklam kampanyaları ile sektör gözetmeksizin tüm tüketici kesimlerinde yüksek bilinirliğe ulaştığını, …’nin “…” ibareli seri markalarının SMK 6/1 ve 6/5 hükümleri kapsamında tanınmış marka olduğunu, davaya konu markanın müvekkile ait itiraza ve davaya dayanak markalar ile ilişkilendirilme ihtimali dahil olmak üzere iltibas tehlikesi yaratacak derecede benzer olduğunu ve 25.sınıfta bire bir aynı ürünleri kapsadığını, bu benzerlik neticesinde dava konusu markanın SMK 6. ve 25. Maddeleri gereği hükümsüz kılınması gerektiğini, davaya konu markanın kullanılmasının müvekkiline ait markaların şöhretinden, popülaritesinden ve reklam değerinden haksız yararlanmasına sebebiyet vereceğini, davalının yakın akrabası olan “…” adına yapılan … sayılı marka başvurusunun reddedilmesine rağmen … bu markayı müvekkile ait … markaları ile iltibas yaratacak şekilde kullanmaya devam ettiğini, bu hususun … D. İş sayılı dosya üzerinden yapılan delil tespiti ile sabit olduğunu, dava konusu markanın davalı ile birlikte hareket ettiği dava dışı akrabası/ortağı ile gerçekleştireceği muhtemel marka tecavüzü eylemlerine haklılık ve meşruluk zemini hazırlamak için tescil ettirildiğini, dolayısıyla hükümsüzlüğü istenen marka başvurusunun 6769 s. SMK m.6/9 anlamında kötü niyetli yapıldığını beyanla dava konusu … başvuru no.lu “…” ibareli markanın dava sonuna kadar 3.kişilere devrini önleyici mahiyette ihtiyati tedbir kararı verilmesine, … …’nın … sayılı kararının iptaline, davalı adına tescili … başvuru numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı … vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkiline ait tescilli “…” ibareli markada “…” kelimesinin önce “…” kelimesinin daha sonra yazıldığını, davacıya ait mesnet markalarda ise “…” kelimesinin önce “…” vs kelimelerin daha sonra yazıldığını, kelimelerin sıralanış biçimine bakıldığında markaların benzemediğini dolayısıyla müvekkil markası ile davacı markaları arasında esaslı farklılıklar olduğundan iptal talebinin yersiz ve kötü niyetli olup hukuka aykırı olduğunu, Ek-1 de sunulan Marka Tescil Belgesinde müvekkilin “… …” markasını 1.5 yıldır kullanmakta olup markanın müvekkil lehine … tarafından … başvuru numarasıyla 15.02.2021 tarihinde 10 yıl süreyle tescil edildiğini, tescil edilen bir markanın kullanımın suç olmadığını bu sebeple müvekkilin haksız fiilinden söz edilemeyeceğini, davacının iddia ettiği gibi mavinin … koleksiyonu o kadar bilindik bir marka olmadığını, …’nin asıl bilinen markasının görselde sade … renk ile yazılan “…” yazısı ile yazılan markası olduğunu, davacının … kot üzerinde tekel oluşturmayı istediğini, müvekkilin haksız yarar, haksız rekabet veya kötü niyetli olduğuna dair hiçbir delilin olmadığını, müvekkil markası ile davacının markasının birbirinden tamamen bağımsız olduğunu ve ayırt edici unsurlar barındırdığını, görsel, işitsel, ve anlamsal farklılıkların olduğunu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığını, benzerlik iddiasında bulunan davacının kötü niyetli olduğunu, müvekkile ait tescilli markanın kapsadığı 25 sınıflarında yer alan malları üretip sattığını, davacı marka ile tamamen farklı özelliklere sahip markalı ürünlerin satışının haksız rekabet yaratmayacağını, bu nedenle davacının prestij kaybına uğradığı söyleminin soyut bir iddia olduğunu, davacının belirttiği … D. İş sayılı dosya kapsamındaki davanın kesinleşmediğini ve istinaf edildiğini, “… …” markasının müvekkil adına tescil edildiğini ve markanın hükümsüzlüğü için 556 sayılı KHK’nın 7. Ve 8. Maddesinde aranan şartların bulunmadığını beyanla haksız ve mesnetsiz davanın reddine, bu dava nedeniyle ticari itibarı zedelenen ve müşteri kaybeden müvekkil hakkında re’sen maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesi arz ve talep olunmuştur.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen … kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
…’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı tarafından tescili talep edilen “…” ibareli marka başvurusu …’nde yayımlandığı, söz konusu ilana davacı vekilince …. başvuru numaralı markalar mesnet gösterilerek SMK 6’ıncı madde hükümleri dahilinde itiraz edilmiş ve ilgili daire tarafından itirazın reddedildiği, kararın taraflara tebliğinin ardından itiraz sahibi vekilince karara karşı … nezdinde itirazda bulunulmuş ve Kurulun … sayılı kararı ile; “… başvuru numaralı “…” ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki … kararına karşı, başvurunun … sayılı markalar ile karıştırılma ihtimali, tanınmışlık ve kötü niyet gerekçesiyle 6769 Sayılı SMK’nın 6. maddesi uyarınca reddedilmesi talebi ile yapılan itiraz incelenmiştir. … Yapılan değerlendirme sonucunda, başvurunun “…” ibaresinden oluştuğu, ibarenin bir bütün olarak “…/… …” ibareli markalardan görsel, işitsel ve anlamsal düzeyde farklılaştığı, bu bağlamda markalar arasında karıştırılma veya tanınmışlık nedeniyle ilişkilendirilme ihtimali bulunmadığı kanaatine varılmıştır. İtiraz ekinde başvurunun kötü niyetle yapıldığını gösteren kanıtlar sunulmadığından ve Kurulda başvurunun kötü niyetle yapıldığı yönünde kanaat oluşmadığından, kötü niyet gerekçeli itiraz kabul edilmemiştir. Sayılan nedenlerle itirazın reddi gerekmiştir. İtirazın reddedilmesine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 22/04/2022 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda özetle:davaya konu, davalıya ait marka ile davacıya ait markalardan sadece … tescil numaralı ve “ … …” ibareli markanın 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu, davaya konu marka ile davacıya ait sadece … tescil numaralı ve “ … …” ibareli marka bakımından SMK’nın 6/1. bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, SMK’nın 6/5. Maddesinin uygulanma şartlarının sağlanmadığı, … tarafından verilen dava konusu … sayılı … kararının iptal koşullarının oluştuğu, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) … Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, …’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik … içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, …, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (…).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markası

… …
(25. sınıf)



…+…
… …

(18, 25, 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davaya konu marka ile itiraza mesnet markalardan … tescil numaralı marka dışında kalan markaların emtiaları davalıya ait itiraza konu markada aynen veya benzer olarak yer aldığı görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; davaya konu davalı markası kelime markası kompozisyonu olduğu, markanın esaslı unsurunun bir bütün olarak “…” ibaresi olduğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; davacıya ait itiraza konu markalarda da bir kısmı düzyazı, bir kısmı ise yazı ve … (özel font) unsurlarından oluşan kompozisyon marka olduğu, davacı markalarında … çatı markası altında oluşturulan seri markalar olduğu görülmekle, markasal algı oluşturan esaslı unsurların ise tüm markalardaki ibarelerin tamamı olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
… Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve …. sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli … +…+…, …, …, …+…, … …, … esas ibareli markalar ile davalının …. ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak davalıya ait marka ile davacıya ait markalardan sadece … tescil numaralı ve … … ibareli markada, marka imajı taşıyan unsurlardan bir harf hariç markaların görsel,sesçil ve kavramsal olarak birbirlerine benzemesi karşısında markaların bütünsel olarak benzer olduğu; dava konusu markaya eklenen farklara rağmen genel imaj içerisinde kaybolmaması ve bütünsel varlığını halen korumaya devam etmesi nedeniyle işaretlerin bütünsel algı itibariyle birbirleriyle ilişkilendirilebilirliği karşısında üst düzey dikkate ve özene sahip tüketicilerin bile yanılgı yaşamalarının mümkün olacağı, dolayısıyla ilgili tüketici kitlesinin taraf markalarını aynı/aynı tür ya da benzer mallar/hizmetler üzerinde gördüğünde ya da işittiğinde, önceden bildiği ve tanıdığı davalıya ait … tescil numaralı ve … … markasını birbiri ile ilişkilendirme ihtimalinin bulunması, davaya konu başvurunun davalıya ait marka serisinden biri olarak algılanacağı, “…” esas unsurlu markalarından ve bu marka adı altında sunmakta olduğu hizmetten haberdar olan ilgili tüketicinin davacı markasının davalıya ait olduğunu, onun izni ile kullandığını düşünme ihtimalinin bulunması, tüketicilerin davalı markalarından edindiği izlenimi davacı başvurusuna aktarabilecek olması, tüketicinin iki ayrı marka ile karşı karşıya kaldığını fark etse dahi her iki markanın da aynı iktisadî veya idarî kaynağa ait olduğu yanılgısına düşebilecek olması karşısında dava konusu marka başvurusunun tüm sınıfları bakımından 6769 s. SMK 6/1 maddesi kapsamında karıştırılma ihtimalinin bulunduğu; davacı yan “ … … ” ibaresinin tanınmış marka olduğunu iddia etmiş ve bilirkişi heyeti tarafından …’nde yapılan araştırmada anılan markanın davacı adına tanınmış marka olarak tescil edildiğine dair herhangi bir kayıt bulunamadığı, davacı markalarının davalı tescilinden etkilenmesi, sulandırılması, itibarına veya ayırt edici karakterine zarar verilmesi, davalı yanca haksız menfaat temin edilmesi olasılığının mevcut olduğunun somut deliller ile ispat edilememesi karşısında SMK 6/5. Maddenin uygulama şartlarının oluşmadığı anlaşılmış, açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile
… ‘nın … sayılı kararın iptaline,
Davalıya ait … kod nolu … ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,

2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 179,90-TL karar harcından peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu ve aşağıda dökümü gösterilen 3.322,90-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair verilen karar, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süre içinde Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup, usulen anlatıldı. 06/07/2023

Katip … Hakim …
¸ ¸

MASRAF DÖKÜMÜ
İLK MASRAF : 172,90-TL
GİDER AVANSI :3.150,00-TL
TOPLAM :3.322,90-TL