Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/93 E. 2022/442 K. 27.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/93
KARAR NO : 2022/442

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 27/12/2022
YAZILDIĞI TARİH : 29/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2019/99404 sayılı marka başvurusunda
bulunduğunu, davalının SMK 6/1, 6/5 ve 6/9 maddeleri kapsamında itirazda bulunduğunu,
Markalar Dairesi Başkanlığı’nca itirazın SMK 6/1 maddesi uyarınca tümden kabul edildiğini,
YİDK’ya yapılan itirazlarının reddedildiğini, SMK 6/5 ve 6/9 açısından itirazın reddedilmesinin
doğru olduğunu, SMK 6/1 maddesi kapsamında verilen kararın doğru olduğunu, markalar
arasında karıştırılma ihtimali bulunmadığını, markaların karıştırılacak düzeyde benzer
olmadığını, YİDK’da ayırt edici unsurun … ibaresi olduğu tespitinin yanlış olduğunu,
AKDENİZ ibaresinin daha baskın ve dikkat çekici olduğunu ve ayırt edicilikten yoksun
olmadığını, markaların bütün olarak incelenmesi gerektiğini, markanın ayırt edici unsurununun
… ibaresi olduğunu beyanla TPMK YİDK’nın 2021-M-366 sayılı kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; dava konusu markaların karıştırılacak
düzeyde aynı ve benzer olduğunu, davacının müvekkilinin markasının bilinirliği ve
tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını, davacının iyi niyetli olmadığını, davacının hiçbir
üretim faaliyeti olmamasına rağmen müvekkilinin markasına benzer pek çok marka
başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin markasının ayırt edici unsurunun … ibaresi
olduğunu, markaların benzer olduğunu ve mal/hizmet sınıflarının aynı/aynı tür benzer nitelikte
olduğunu, davacının markasının ayırt edici bir niteliğinin bulunmadığını belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın Marka Dairesi Başkanlığı tarafından kabulü ile ilgili verilen karara davacı tarafından yapılan itirazın YİDK tarafından reddiyle ilgili verilen YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davacının, 15.10.2019 tarihli ve 2019/99404 sayılı marka tescil başvurusu üzerine davalı
tarafından, TÜRKPATENT Markalar Dairesi nezdinde itirazda bulunulmuş, itiraz kabul edilerek kararın
taraflara tebliğ edildiği, başvuru sahibi tarafından, itirazın kabulü kararına karşı TÜRKPATENT
Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu (YİDK) nezdinde itirazda bulunulduğu; itirazın TÜRKPATENT YİDK tarafından değerlendirildiği ve Kurul’un
2021-M-366 sayılı nihai kararıyla; “2019/99404 başvuru numaralı “… home textile” ibareli başvurunun 2015
10679, 2016 10609, 2016 10659, 2016 10670, 2018 85606 sayılı “nevahome”, “…
evde”, … ev dünyası”, “…” ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s.
SMK’nın 6/1 maddesi uyarınca reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı,
başvuru hakkındaki ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz
incelenmiştir.
Kurul; bağımsız ayırt edici unsur olarak “…” ibaresine haiz işbu başvuru ile bağımsız
ayırt edici unsuru “…” ibareli 2015 10679, 2016 10609, 2016 10659, 2016 10670,
2018 85606 sayılı … ibareli ret gerekçesi markaların görsel, işitsel ve bütün olarak ortaya
çıkan izlenim bakımlarından benzer markalar olduğu görüşündedir. Buna ilaveten 2015
10679, 2016 10609, 2016 10659, 2016 10670, 2018 85606 sayılı ret gerekçesi
markalar arasında 6. Madde kapsamında verilen ret kararı gereğince reddedilen hizmetler
bakımından karıştırılma ihtimalinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış ve aynı tespit
doğrultusunda Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen ret kararı yerinde görülmüştür.
Kurumun diğer markalar hakkında önceden verdiği kararlar, iş bu başvurunun
incelenmesi için emsal teşkil etmeyeceğinden ve Kurum her vakayı kendi özgün koşulları
çerçevesinde değerlendirmek zorunda olduğundan, başvuru sahibinin Kurumun önceki
kararlarına dayalı itirazı da haklı görülmemiştir.
İtirazın ve başvurunun reddine oybirliği ile karar verilmiştir.” şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 29/03/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:davaya konu markaların 6769 sayılı SMK’nın 6/1. maddesi bağlamında benzer olduğu,
davaya konu marka başvurusunda bulunan tüm hizmetler yönünden SMK’nın 6/1.
maddesi bağlamında iltibas ihtimali bulunduğu, SMK’nın 6/5. maddesinin uygulama şartlarının oluşmadığı,
Türk Patent ve Marka Kurumu Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu tarafından
verilen dava konusu 2021-M-366 sayılı YİDK kararının iptal koşullarının oluşmadığı,
takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Örnek Davalı Markaları

… HOME TEXTİLE nevahome
(35. sınıf) … DÜNYASI
… EVDE
… EV DÜNYASI
… +şekil
(07, 08, 12, 18, 21, 24, 35. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacıya ait marka başvurusunun NICE
Sınıflandırma sisteminin 35. sınıfında sayılan tüm hizmetlerin davalının itiraza konu
markalarının tescilli olduğu sınıftaki mal ve hizmetler ile aynı veya benzer ilişkili olduğu görülmektedir.
Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde;davaya konu davalı markası beyaz zemin
üzerinde herhangi bir şekil unsuru veya renk içermeyen “Akdeniz … Home Textile” kelime
unsurundan oluştuğu, anılan markada bulunan “Home Textile” ibaresinin marka
imajı yaratmayan ve ayırt ediciliği düşük jenerik bir unsur olduğu, tanımlayıcı nitelikte olduğu,
markanın başında bulunan “Akdeniz” ibaresinin, marka imajını aktaran coğrafi kaynak
gösteren bir ibare olduğu, özel bir fontta ve italik biçimde yazılmış “…” ibaresinin davacı
markasının esaslı/asli unsur olduğu anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davaya konu davacı markalarının ile tescil sınıfları aynı veya benzer olan davalı markaları
incelendiğinde “2018/85606” başvuru numaralı marka dışındaki markaların herhangi bir
şekil unsuru içermeyen, beyaz zemin üzerine siyah ve kırmızı renkli harflerle “Nevahome”,
“… Dünyası”,”… Evde”,“… Ev dünyası” ibaresinden müteşekkil olduğu davalının 2018/85606 numaralı markasının ise renk ve şekil ibaresi içeren kompozisyon
marka olduğu, markalarda yer alan “Home”, ”Dünyası”, “Evde”, “Ev
Dünyası “ gibi ibarelerin basit düzeyde İngilizce kelimelerden ve hemen her sektörde kullanılan
ifadeler olmakla jenerik ifadeler olduğu davalı markalarında yer alan “…” ibarelerinin
markaların incelemeye baz alınacak esaslı unsuru olduğu anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davalı adına tescilli “…” esas ibareli markalar ile davalının “… HOME TEXTILE” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davacının “… HOME TEXTILE” markasını gördüğünde bunun davalının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında iltibas bulunduğu, davacı yanın “…” ibareli markalarının
tanınmış marka olduğunu iddia etmiş ise de Türk Patent Markalar Sicili’nde yapılan araştırmada anılan ibareli markaların davalı adına tanınmış marka olarak tescil
edildiğine dair herhangi bir kayıt bulunamadığı, tanınmışlığı ispatlamaya dair dosyada
herhangi başka bir belgede bulunmadığı anlaşıldığından, bu kapsamda SMK 6/5. Maddenin uygulama
şartlarının oluşmadığı kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸