Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/80 E. 2022/360 K. 10.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/80 Esas – 2022/360
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2021/80
KARAR NO : 2022/360

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 23/03/2021
KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; müvekkilinin 2010 yılından beri faaliyet gösterdiğini, tüm inşaat projelerinde “…” ibaresini yoğun şekilde kullandığını, 2020/12694 başvuru numarası ile “alyateras levent” ibareli marka tescil başvurusunda bulunduğunu ve bu başvuruya davalılardan Barış İnşaat tarafından itiraz edildiğini, itirazın kabul edildiğini, verilen YİDK kararının hukuka aykırı olduğunu, “alyateras levent” ibaresinin bir bütün olarak markanın esas unsurunu teşkil ettiğini, markaların birbirinden tamamen farklı markalar olduğunu, alnızca ortak ibareler üzerinden değerlendirmeler yaparak karar verilemeyeceğini, “…” ibaresini 2010 yılından beri kullanması ile birlikte “…” İbareli Dava konusu marka ile aynı sınıfları içeren tescilli markaları da bulunması sebebiyle kazanılmış hakkı bulunduğunu, davalının müvekkiline ait 2017/100142 nolu “alyagrandis konakları”, 2018/75671 nolu “alya10ist”, ibareli markalarına da itiraz ettiğini, itirazların Kurum tarafından reddedildiğini, sınıflar benzer olsa da markaların benzer olmadığını iddia ederek TPMK’nın 2021-M-323 sayılı YİDK kararının itirazın reddine dair kararın iptaline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili cevap dilekçesiyle; müvekkilinin 2011 yılından bu yana inşaat sektöründe olduğunu, projelerinde … markasını kullandığını, müvekkilinin “…” markası 13.10.2012 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 09.12.2013 tarihinde tescil ettirmiş, “ALYAPARK” markasını 01.04.2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddetle 10.02.2015 tarihinde tescil ettirmiş, “… EVLERİ” markası 29.12.2017 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle 24.05.2018 tarihinde tescil ettirdiğini, “alyateras levent” ibareli marka başvurusunun, bütünü itibariyle “… evleri” ibareli itiraz markası ile görsel, işitsel ve kavramsal yönden iltibasa yol açacak düzeyde benzer olduğunu, baskın unsurun … ibaresi olduğunu, farklılaşmayı sağlayacak güçte ek unsurun bulunmadığını, vacının daha önce tescilli markaları söz konusu marka örneği açısından incelenen başvurudan belirgin biçimde farklı olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı başvurusuna davalı tarafından yapılan itirazın marka dairesi başkanlığı tarafından kısmen kabulü ile ilgili verilen karara davacı tarafından yapılan itirazın reddine ilişkin YİDK kararının yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; davalı 13.04.2020 tarihinde “alyateras levent” markasının 36.01, 37.01 ve 42.01 Sınıflarda tescili için başvuruda bulunulduğu, başvurunun incelenmesi neticesinde 13.04.2020 tarih ce 346 sayılı Resmi Markalar Bülteninde yayımlanmasına karar verildiği, başvurunun ilanına davalı muteriz SMK6/1’e göre 2014 27165, 2015 19930, 2016 84510 ve 2017 122127 tescil numaralı markalara dayanarak “markaların benzer olduğu, Levent isminin İstanbul’da semt adı olduğu, asıl unsurun … ibaresi olduğu, evleri, park vb. unsurların tamamlayıcı nitelikte genel ibare olduğu, başvuru sahibi davacının daha önce alya10ist markasına da itiraz edildiği, başvurudan inşaat ve emlak kısımlarının çıkartıldığı” iddiaları ile itiraz ettiği, itiraza başvuru sahibi davacı “…” ibaresini içeren başka markaları olduğundan kazanılmış hakkı olduğu, … ibareli çekişme konusu sınıflarda farklı markaların tescilli olduğu, bütüncül değerlendirme ile markaların birbirinden farklı olduğu” iddiaları ile karşı görüş sunduğu, itirazları değerlendiren Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından 2017 122127 tescil numaralı marka ile benzerlik gerekçesiyle 37.01. sınıfın çıkartılmasına karar verildiği, davacı başvuru sahibi aynı gerekçelerle itirazın yeniden incelenmesini talep ettiği, itirazı değerlendiren TÜRKPATENT YİDK 22.01.2021 tarihli 2021-M-323 Sayılı kararında: (…) “2020/12694 başvuru numaralı “alyateras levent” ibareli başvurunun 2017 122127 sayılı “… evleri” ibareli marka ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6(1) maddesi uyarınca kısmen reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvuru hakkındaki kısmi ret kararının kaldırılması talebiyle başvuru sahibi tarafından yapılan itiraz incelenmiştir. Yapılan inceleme sonucunda, “alyateras levent” ibareli başvuru ile kısmi redde gerekçe olarak gösterilen markanın ortak unsur olarak “…” ibaresini asli ayırt edici unsur olarak barındırdıkları dikkate alındığında markalar arasında görsel, işitsel ve kavramsal yönden bütünüyle bıraktıkları izlenim itibariyle karıştırılma ihtimaline yol açabilecek ölçüde benzerlik olduğu görüşüne varılmıştır. Diğer yandan kısmi redde konu “SINIF 37: İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri.” ile aynı/aynı tür hizmetlerin kısmi redde mesnet gösterilen markanın tescil kapsamında yer aldığı belirlenmiştir. Bu sebeple markalar arasında 6769 s. Kanun’un 6(1) bendi anlamında karıştırılma ihtimali bulunduğu sonucuna varılmış, aynı yönde Markalar Dairesi Başkanlığınca verilen karar yerinde görülmüştür. Başvuru konusu daha önce tescilli markaları söz konusu marka örneği açısından incelenen başvurudan belirgin biçimde farklı olduğundan müktesep hak teşkil etmemiş olup başvuru sahibinin Kurumun önceki kararlarına dayalı itirazı da haklı görülmemiştir” gerekçeleri ile itirazın reddine şeklinde karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 23/03/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle:davacıya ait 2020 12694 tescil numaralı marka başvurusu ile davalının 2017 122127 tescil numaralı mesnet markası arasında bütüncül değerlendirme sonucunda marka ve işaretler arasında 37. Sınıfta “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” bakımından ilişkilendirme de dahil karıştırılma/benzerlik ihtimalinin bulunduğu, davacının marka işlem dosyasında belirttiği 2020 12690, 2018 75671, 2017 100186, 2017 100142, 2015 54153 tescil markaları yönünden müktesep hak koşullarının oluşmadığı takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davacı Markası Davalı Markası

alyaTERAS LEVENT+şekil … EVLERİ
(36., 37. ve 42. Sınıf) (37. sınıf)

Müktesep Hak İddiasına İlişkin
Davacı Markaları
alyaMARIN Tescil Tarihi:27.09.2020 (36,37, 42 .sınıf)
AKKUŞalyaKONAKLARI Tescil Tarihi: 15.03.2018 (36, 37, 42. Sınıf)
alyaGRANDİSKONAKLARI Tescil Tarihi: 24.12.2018 (36, 37, 42. Sınıf)
alyatrio Tescil Tarihi: 16.02.2016 (37. Sınıf)
alya10İST Tescil Tarihi: 19.10.2016 (36 ve 42. Sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; davacı markasından çıkartılan 37. sınıf “İnşaat hizmetleri, inşaat araç – gereçlerinin ve iş makinelerinin kiralanması hizmetleri” ile davalı markasında yer alan hizmetin aynı olduğu görülmektedir. Şu hâlde, SMK 6/1 maddesi yönünden tescil engellerinde aranan şartlardan biri belirtili emtialar yönünden gerçekleşmiştir.
Davacının markasının incelenmesinde; dava konusu alya…. LEVENT+şekil ibareli markanın siyah renkli küçük harfle yazılan “…” ibaresi, “a” harfinin üzerine bir köşesi “a” harfine denk gelecek şekilde yıldız figürü, … ibaresinin hemen yanında turuncu renkli büyük harflerle ve “e” harfi figüratif şekilde oluşturulmuş “…” ibaresinden oluştuğu, … ibaresinin hemen altında gri renkli ve çok daha küçük ve silik şekilde “levent” ibaresinin bulunduğu, anlaşılmaktadır.
Davalının markalarının incelenmesinde; davalının … EVLERİ ibareli mesnet markasının ise düz beyaz zemin üzerinde siyah renkli büyük harflerle yazılı “… evleri” ibaresinden oluştuğu, herhangi bir şekil unsuru içermediği anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir. Davalı adına tescilli “… EVLERİ” ibareli marka ile davacının “… … LEVENT” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak yapılan değerlendirmede; ev, … ibarelerinin inşaat hizmetleri yönünden yapılan işe ibaret ettiği, Levent ibaresinin ise İstanbul da semt adı olduğu ve hizmetin yapıldığı yeri işaret ettiği bu hâli ile markaların esaslı unsurlarının … ibaresi olduğu, davacı markasında yer alan şekil unsurunun esaslı unsura göre ön planda olmadığı ve tali nitelikte kaldığı anlaşılmaktadır.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… … LEVENT” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markasından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, bilinçli tüketici kitlesi açısından ise tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ve idari bağ bulunduğu zannının ihtimal dahilinde olduğu, böylece çıkartılmasına karar verilen ve benzer bulunan mal ve hizmetler yönünden taraf markaları arasında iltibas bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacı vekili dosya içerisinden davacının marka işlem dosyasında karşı görüş sunarken 2020/12690, 2018/75671, 2017/100186, 2017/100142, 2015/54153 tescil numaralı markalar yönünden kazanılmış hak iddia etmiştir.
Davacının dayandığı bir kısım markaları; tescil tarihi 27.09.2020 tarihi olan 2020/12690 tescil numaralı 36,37, 42 sınıflarda tescilli “alyaMARIN”, tescil tarihi 15.03.2018 tarihi olan 2017/100186 tescil numaralı 36, 37, 42. sınıflarda tescilli “AKKUŞalyaKONAKLARI” ve tescil tarihi 24.12.2018 olan 2017/100142 tescil numaralı 36, 37, 42. Sınıflarda tescilli “alyaGRANDİSKONAKLARI” ibareli markalar olup bu markalara karşı hükümsüzlük davası açma süresi, dava konusu markanın başvurusunun yapıldığı tarihte henüz dolmamıştır, bu sebeple de söz konusu markaların dava konusu markanın başvurusunun yapıldığı çekişme konusu olmaktan henüz çıkmadığı anlaşılmaktadır. Tescil tarihi 16.02.2016 olan 2015 54153 tescil numaralı 37. sınıfta tescilli “alyatrio” ibareli markasının marka işlem dosyası kapsamında 2020 yılında yaygın ve eylemli kullanım sonucu çekişmesiz hale geldiğini gösteren bir delil bulunmamaktadır, tescil tarihi 19.10.2016 tarihi olan 2018/75671 tescil numaralı 36 ve 42. sınıfta tescilli “alya10İST” markasında ise çekişme konusu 37. Sınıf yönünden emtia listesi uyuşmamaktadır, bu sebeple de söz konusu markaların dava konusu başvuru yönünden müktesep hak teşkil etmeyeceği kabul edilmiştir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 10/11/2022

¸ ¸