Emsal Mahkeme Kararı Ankara 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/78 E. 2022/365 K. 15.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
T.C.
ANKARA
1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/78
KARAR NO : 2022/365

DAVA : Marka İle İlgili Kurum Kararının İptali, Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 17/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan marka ile ilgili kurum kararının iptali, marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı yanın 2019/21345 sayısı ile gerçekleştirdiği başvuruya itirazda bulunduklarını, itirazlarının nihai olarak kısmen kabul kısmen reddedildiğini, kararda markalar benzer görülmekle birlikte kapsamlarının farklı olduğunun belirtildiğini, bununla birlikte varılan nihai kararı kabul etmediklerini, dava konusu markanın müvekkilinin markaları ile birebir benzerlik taşıdığını, müvekkilinin sektörde “çağrış, cgr, semt” gibi markalarıyla uzun süredir bilindiğini, dava konusu “… cgr jeans” markası ile müvekkilinin cgr markasının benzer olduğunu, “jeans” ibaresinin cins isim olduğunu, “…” ibaresinin ise hitap sözcüğü olduğunu, ortalama tüketiciler nezdinde markaların benzer olarak görülebileceklerini, müvekkilinin “cgr” ibareli 2011/87407, 2011/87399 ve 2011/29451 sayılı markalarının bulunduğunu, dava konusu markanın tescilinin aynı zamanda haksız rekabete de sebebiyet vereceğini iddialarına konu ederek YİDK kararının iptali ve 2019/21345 sayılı markanın tescili halinde hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı TÜRKPATENT vekili cevap dilekçesiyle, verilen Kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı asil davaya cevap vermemiştir.
YARGILAMA:
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davalı başvurusuna davacı tarafından yapılan itirazın reddiyle ilgili verilen YİDK kararından itirazın kısmen reddine ilişkin olan kısmın yerinde olup olmadığı iptal şartlarının oluşup oluşmadığı ve marka tescil edilmiş ise hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.
Davanın açılmasını müteakip tarafların dava, cevap, cevaba cevap dilekçeleri karşılıklı tebliğ olunmuş, sundukları deliller alınmış, tescil ve başvuru dosyaları ile Alâkalı ticaret sicil kayıtları getirtilmiş, dava şartları incelenmiş, ön inceleme duruşması yapılmış, taraflar sulhe teşvik olunmuş, sonuç alınamaması üzerine uyuşmazlık konuları tespit edilmiş, tahkikat icra olunmasını müteakip taraf vekillerine tahkikat ve yargılamının geneliyle ilgili son sözleri de sorulmuş; sözlü iddia ve savunmada bulunma olanağı tanınmıştır.
Türk Patent’den celbedilen işlem dosyasının tetkikinden; dava konusu ”… cgr jeans” ibaresinin 25 ve 35. Sınıf mal ve hizmet sınıflarında tescili amacıyla 01.03.2019 tarih ve 2019/21345 sayısı ile gerçekleştirildiği görülen marka başvurusunun yapılan ilk incelemeler sonrasında 12.04.2019 tarih ve 322 sayılı bültende ilan olunduğu, anılan ilana karşı davacı yanın 2011/87407, 2011/87399 ve 2011/29451 sayılı markalarına dayalı olarak itirazda bulunduğu, davalı yanın bu markalara karşı kullanım ispatı talebinde bulunduğu, Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan incelemede ise kullanım ispatı talebinin başvuru kapsamında yer alan mal ve hizmetler açısından değerlendirilebilir olduğu gerekçesiyle bu duruma uygun olmayan talebi dikkate almadığı ve 03.02.2020 tarihli kararı ile taraf markalarını benzer görmekle birlikte kapsamlarının farklı olduğu gerekçesine dayalı olarak itirazları reddettiği, söz konusu ret kararına karşı davacı yanca yeniden itiraz edildiği, davacı itirazlarını değerlendiren Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu’nun 18.01.2021 tarih ve 2020-M-11298 sayılı kararı neticesinde özetle; ”2019/21345 başvuru numaralı ‘… cgr jeans’ ibareli başvurunun ilanına yapılmış olan itirazın reddi yönündeki Markalar Dairesi Başkanlığı kararına karşı, başvurunun 2011 87407, 2011 87399, 2011 29451 sayılı ‘cgr’, ‘cgr’, ‘cgr’ ibareli markalar ile karıştırılma ihtimali gerekçesiyle 6769 s. SMK’nın 6 ncı maddesi uyarınca reddedilmesi talebiyle yapılan itiraz incelenmiştir. İnceleme esnasında, başvuru sahibinin ilana itiraz aşamasında sunduğu karşı görüşte, 6769 s. SMK madde 19/2 uyarınca itiraz gerekçesi 2011 87407, 2011 87399, 2011 29451 sayılı ‘cgr’, ‘cgr’, ‘cgr’ ibareli markalar için 25 ve 35. sınıflarda yer alan mallar/hizmetlerde kullanım ispatı talep ettiği tespit edilmiştir. Ancak yapılan incelemede, itiraz gerekçesi 2011 87407, 2011 87399 sayılı markaların tescil kapsamında kullanım ispatı talep edilen mal/hizmet sınıflarının mevcut olmadığı; söz konusu markaların tescil kapsamında 35. Sınıfta yer alan hizmetler için ise başvuru sahibi tarafından herhangi bir kullanım ispatı talebinin olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenlerle, 2011 87407, 2011 87399 sayılı markaların tescil tarihinden başvurunun yapıldığı tarihe kadar 5 yıllık süre geçmiş olduğundan söz konusu markalar kullanım ispatına tabi olmasına rağmen, başvuru sahibi tarafından muteriz markaları kapsamında olmayan mal/hizmetler için kullanım ispatı talep edildiğinden söz konusu talep dikkate alınmamıştır Buna ilaveten, kullanım ispatı talebine konu olan 2011 29451 sayılı ‘cgr’ ibareli itiraz gerekçesi markanın da tescil tarihinden başvurunun yapıldığı tarihe kadar 5 yıllık süre geçmiş olduğundan söz konusu marka kullanım ispatına tabi olmasına rağmen, başvuru sahibi tarafından 2011 29451 sayılı marka kapsamında olmayan 25. Sınıfta yer alan mallar için kullanım ispatı talep edildiğinden söz konusu talep 25. Sınıf için dikkate alınmamıştır. Bununla birlikte, başvuru sahibi tarafından 2011 29451 sayılı marka kapsamında 35. Sınıfta yer alan 25. Sınıfa ait malların perakendeciliğine ait hizmetler için de kullanım ispatı talep edildiğinden söz konusu talep değerlendirmeye alınmıştır. Ancak, itiraz sahibi tarafından 2011 29451 sayılı markanın kullanım ispatına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığı tespit edildiğinden, 2011 29451 sayılı markaya dayalı 6/1 kapsamında yapılan itirazın 35. Sınıfta yer alan 25. Sınıfa ait malların perakendeciliğine ait hizmetler için 6769 s. SMK madde 19/2 hükmü uyarınca reddi gerekmiştir. Yukarıda yapılan tespitler kapsamında yapılan incelemede, Kurul; başvuru ile 2011 87407, 2011 87399, 2011 29451 sayılı muteriz markalarını benzer markalar olarak değerlendirmiştir. Ancak, başvuru kapsamında yer alan mal/hizmetler ile muteriz markalarından 2011 87407, 2011 87399 sayılı markaların kapsamında yer alan hizmetlerin farklı tür mal ve hizmetler olması hususunu dikkate alarak, başvuru ile itiraz gerekçesi 2011 87407, 2011 87399 sayılı markalar arasında karıştırılma, ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkmayacağı sonucuna ulaşmıştır. Bununla birlikte başvuru ile 2011 29451 sayılı itiraz gerekçesi markanın kullanım ispatına tabi olmayan ve 35. Sınıfta yer alan ‘Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri, reklam amaçlı tasarım hizmetleri; alıcı ve satıcılar için online pazaryeri (internet sitesi) sağlama hizmetleri. Büro hizmetleri; sekreterlik hizmetleri, gazete aboneliği düzenleme hizmetleri, istatistiklerin derlenmesi, büro makinelerinin kiralanması hizmetleri, bilgisayar veri tabanlarındaki bilginin sistematik hale getirilmesi, telefon cevaplama hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu konular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri, personel işe yerleştirme, işe alma, personel seçimi, personel temini hizmetleri, ithalatihracat acente hizmetleri, geçici personel görevlendirme ( başkası adına fatura yatırma, vergi yatırma, trafik işlemleri gibi iş takibi) hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri.’ bakımından aynı, aynı tür hizmetleri içerdikleri tespit edilmiştir. Bu çerçevede, başvuru ile 2011 29451 sayılı itiraz gerekçesi marka arasında yukarıda belirtilen hizmetler bakımından karıştırılma, ilişkilendirilme ihtimallerinin ortaya çıkabileceği kanaatine varılmış ve itiraz kısmen haklı bulunmuştur ” şeklindeki gerekçeler ile davacı taraf itirazlarının kısmen haklı görülerek başvuru kapsamında 35. Sınıftaki bir kısım hizmetlerin çıkartılmasına, kalan mal ve hizmetler açısından ise tescil işlemlerinin devamına karar verildiği, eldeki davanın iki aylık yasal süre içerisinde 17/03/2021 tarihinde açıldığı anlaşılmış, işin esasına girilmiştir.
Bilirkişi kurulunca düzenlenen raporda/ek raporda özetle: dava konusu 2019/21345 sayılı başvuru kapsamında YİDK kararı sonrasında kalan mal ve hizmetler ile davacı yanın önceki tarihli markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler arasında ayniyet ya da benzerlik düzeyinde herhangi bir ilişkinin mevcut olmadığı, her ne kadar taraf markalarını oluşturan işaretler, esas unsurları bakımından bir benzerlik taşımakta iseler de rapor kapsamında da açıklanıldığı gibi markalar arasında emtia benzerliği mevcut olmadığından karıştırılma ihtimalinin şartlarının da oluşmayacağı, davacı yan markalarının kullanım sonucunda tanınırlık elde ettiği yönünde hiçbir delilin işlem dosyasında bulunmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu, bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun/ek raporun her iki tarafın iddia ve savunmasının kapsamı, taraf delilleri, marka kapsamları dikkate alınarak düzelendiği, hüküm kurmaya yeterli incelemenin yapıldığı, raporun usul ve yasaya aykırı yönünün bulunmadığı, hukuki değerlendirme nihai olarak mahkememizce yapılacağından yeniden rapor alınmasını gerektirir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE:
Tescilli bir markanın ait olduğu mal ve hizmetler bakımından sağladığı korumanın kapsamı ve sınırları 10.01.2017 tarihinde yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (SMK) ile düzenlenmiştir.
“Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” başlığı altında düzenlenen 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesi ise;
(1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.
(2) Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(3) Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir.
(4) Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir.
(5) Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir.
(7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir.
(8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir.
(9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” şeklindedir.
Bu düzenleme uyarınca getirilen yaptırımın iki koşulun bir arada bulunması hâlinde uygulanacağı görülmekte olup, bunlardan birincisi tescil başvurusu yapılan markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynı ya da benzer olması, ikincisi ise; her iki markanın da kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı ya da benzer olmasıdır. Ancak burada 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin (5) numaralı fıkrasının hatırlatılması da gereklidir. Zira tescil edilmiş veya tescil için başvurusu yapılmış markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği durumlarda, tescil edilmiş veya tescil için başvurusu daha önce yapılmış bir marka sahibinin itirazı üzerine, farklı mal veya hizmetlerde kullanılacak olsa bile, sonraki markanın tescil başvurusu ret edilebilecektir. Tanınmış marka kavramı yerleşik Yargıtay içtihatlarında “bir şahsa veya teşebbüse sıkı bir şekilde matufiyet, garanti, kalite, kuvvetli reklam, yaygın bir dağıtım sistemine bağlı, müşteri, akraba, dost, düşman ayırımı yapılmadan coğrafi sınır, kültür, yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışım olarak” ifade edilmiştir.
Ayrıca, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında geçen “halk tarafından karıştırılma ihtimali” konusunda ölçünün; bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halk olduğunun göz önünde tutulması gerekmektedir. Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurma, ilişkilendirme ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım ve bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir.
Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” ikisinin karıştırılabileceği yönünde ise, iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir (Tekinalp, Ünal; Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul 2012, s. 443).
Bir başka anlatımla, “iltibas tehlikesi” görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurları, karşılaştırılan işaretler arasındaki benzerlik, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine halkın, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde;
Taraf markaları tescil kapsamları ve işaretsel yönden karşılaştırıldığında;

Davalı Markası Davacı Markaları

… cgr jeans cgr
(25 ve 35. sınıf) (03 / 05 / 16 / 29 / 30 / 31 / 32 / 33 / 35 / 36 /
37 / 41 / 43. sınıf)

Tarafların emtia gruplarına bakıldığında; dava konusu markada yer alan 25.sınıftaki “tekstil – giyim” ürünleri emtiaları açısından taraf markalarının herhangi bir benzer emtia grubuna sahip olmadığı, bu mallar bakımından markaların birbiri ile doğrudan rekabet ilişkisi içerisinde olmadığı, farklı ihtiyaçlara yönelik, farklı satış kanalları aracılığıyla tüketicilere sunulan markalar oldukları, yine taraf markalarında 35. Sınıf satış hizmetleri ortak olarak yer almakta ise de dava konusu markanın 35.sınıfta yine 25. Sınıf tekstil –giyim ürünlerinin satışına yönelik olarak bu hizmeti sınırlandırdığı, halbuki davacı yana ait önceki tarihli markalar kapsamında bu mal grubunun satışına özgülenmiş herhangi bir emtianın mevcut olmadığı; davacı yanın 2011/29451 sayılı markası kapsamında 35. Sınıftaki satış hizmetleri önceki tebliğler doğrultusunda genel olarak ifade edilmiş olup uygulamada da kabul edildiği üzere 35.05 alt grubunda spesifik olarak belli malların satışına özgülenen satış hizmetleri ile ret gerekçesi markada 35.05 alt grubundaki satış hizmetleri arasında aynı ya da aynı tür olma düzeyinde bir ilişki bulunmadığı, Yüksek Mahkemenin de benimsediği üzere 35. Sınıf mağazacılık hizmetlerinde önceki tebliğlere göre “genel olarak” tescilli önceki markalar ile aynı sınıfta spesifik olarak bazı mallara özgülenerek sınırlandırılmış sonraki tarihli markaların kapsamındaki emtiaların doğrudan benzer olarak kabul edilmemesi gerektiği ve önceki marka sahibinin, fiilen gerçekleştirdiği mağazacılık hizmetlerinin hangi emtia ve sektöre ilişkin olduğunu ispatlaması gerektiği görüşüne binaen davalı yanın, davacı yana ait 2011/29451 sayılı markası ile ilgili kullanım ispatı talebinde bulunduğu, ancak davacı yanın işlem dosyasına 25. Sınıf malların satışına özgü faaliyetlerinin bulunduğunu ortaya koyar hiçbir delili sunmadığı, buna göre davacı yanın önceki tarihli markasında genel olarak ifade edilmiş satış hizmetleri ile dava konusu marka kapsamında spesifik olarak sayılmış mallara özgülenen satış hizmetlerinin benzer olmadığı; karıştırılma ihtimalinin öncelikli şartının, taraf markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler açısından benzerlik ilişkisi olduğu gözetildiğinde, bu çerçevede herhangi bir benzerlik taşımayan markalar açısından karıştırılma ihtimalinin de ortaya çıkmayacağı açık olup markaları oluşturan işaretler arasında ayrıca bir değerlendirme yapılmasına gerek olmasızın SMK m. 6/1 kapsamında aranılan şartların somut uyuşmazlıkta oluşmadığı anlaşılmıştır.
Davacı markasının tanınmış olduğunu ileri sürmüştür. Bu anlamda taraf markalarının işaretleri arasında karşılaştırma yapmak gerekmiştir.
Davalının markasının incelenmesinde; dava konusu başvurunun “… cgr jeans” ibarelerinden oluştuğu, “jeans” kelimesinin uyuşmazlık konusu tekstil – giyim ürünleri açısından cins belirtir bir kelime olduğu, “…” kelimesini ise “bayan/kadın” anlamına gelen İngilizce bir sözcük olduğu, İngilizce olmakla birlikte temel İngilizce eğitimini almış ortalama bir tüketici tarafından bu anlamının bilinebilir olduğu, “cgr” ibaresinin ise bir harf kısaltması olduğu, markadaki figüratif unsurların ise bütüne olan katkısının tali nitelikte olmasından ötürü başvurunun esas unsurunun bütün olarak “… cgr” ibaresinden oluştuğu anlaşılmaktadır.
Davacının markalarının incelenmesinde; markaların tamamının bir görsele haiz “cgr” harflerinden meydana geldiği, anlaşılmaktadır.
Markalar arasında iltibasa yol açacak derecede bir benzerlik olup olmadığının tespitinde her iki markaya konu işaretin, ayırt edici ve baskın unsurları dikkate alınarak bütünü itibariyle görsel, işitsel ve anlamsal olarak bıraktıkları izlenimin esas alınması gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 08.06.2016 gün ve E.2014/11-696, K.2016/778 sayılı kararı uyarınca iltibas değerlendirmesinin hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel hukuki bilgi ile çözümlenmesinin mümkün olduğu hususu da gözönünde bulundurularak yapılan incelemede, davacı adına tescilli “crg” esas ibareli markalar ile davalının “… cgr jeans” ibareli markası arasında biçim, renk, grafik unsurlar, düzenleme ve tertip tarzı olarak görsel, sesçil ve anlamsal olarak ortalama tüketicileri iltibasa düşürecek derecede bir benzerlik bulunduğu, dava konusu markanın baskın unsuru “… cgr”, davacı markalarının ise “cgr” şeklinde olduğu, markaların renk ve tipografilerinde görsel farklılık bulunmakta ise de tüketici zihninde markaların 3. kişilere aktarımında ön planda yer alan unsur “cgr” ibaresi olacağı, davacının (“cgr”) markalarının her türlü telafuzu (TR-ENG) ile davalı markanın “… cgr” her türlü telafuzunun (TR-ENG) sözel pazarlama iletişimi araçlarında (radyo reklamları, telemarketing vs.) markalar arasında yine bir benzerlik oluşumuna neden olabilecek düzeyde olduğu, işin uzmanı veya dikkatli kişilerden oluşmayan, makûl düzeyde bilgilendirilmiş, marka ve başvuru konusu işareti aynı anda görüp detaylarını karşılaştırma olanağı bulunmayan, daha önce görüp yararlandığı markanın aşağı yukarı net anısının tesirinde olan ortalama düzeydeki alıcı kitlesinin, yargılama konusu ürünler için ayırdığı satın alım ve yararlanım süresi içinde, davalının “… cgr jeans” markasını gördüğünde bunun davacının mesnet markalarından farklı bir marka olduğunu algılayamayabileceği, tescilli markaların bir uzantısı, yeni bir versiyonu, yeni bir serisi olarak algılanmasının ihtimal dahilinde olduğu, taraf markaları arasında işaretler yönünden iltibas bulunduğu ancak; böyle bir algının oluşabilmesi için öncelikli şart taraf markalarının mal ve hizmetler bakımından benzerlik taşıması, başka bir ifadeyle markaların birbiri ile aynı ya da benzerlik düzeyi yüksek mal veya hizmetlerde kullanılacak olması olup bu kriter somut olayda meydana gelmediğinden, işaretler arasında benzerlik düzeyindeki bu ilişkinin de karıştırılma ihitmaline yol açmayacağı; davacı yanın işlem dosyasına tanınmışlık iddialarını destekler hiçbir delil sunmadığı dolayısıyla davacıya ait “cgr” markalarının kullanım sonucunda tescili kapsamındaki mal ve hizmetlerin ötesinde belli bir bilinirlik elde edip etmediği noktasında bir kanaate varılmasının mümkün olmadığı da dikkate alınarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasasına göre hesaplanan 80,70-TL karar harcından peşin alınan 59,30-TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40-TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden; Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesap olunan takdiren 15.000,00-TL maktu ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalılar tarafından yargılama gideri sarfedilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Yatırılan ve kullanılmayan gider avansının, hükmün kesinleşmesini müteakip re’sen yatırana iadesine (HMK m.333),
Dair, verilen karar hazır olan taraf vekillerinin yüzlerine karşı tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde Bölge Adliye Mahkemelerinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/11/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸